Yüz karasý deðil, kömür karasý böyle kazanýlýr ekmek parasý

9 iþçi hala göçük altýnda

Bursa'nýn Mustafakemalpaþa ilçesinde maden ocaðýnda meydana gelen göçükte hayatýný kaybeden iþçilerden birinin daha cesedi çýkarýldý.
Kurtarma ekipleri zorlu bir çalýþmanýn ardýndan, Mustafakemalpaþa ilçesine baðlý Bükköy'den Yusuf Karaca'nýn cesedine ulaþtý. Karaca'nýn cesedi, ailesi tarafýndan teþhis edildi. Böylece göçükten cesedi çýkarýlan iþçilerin sayýsý 10'a ulaþtý. Bu arada, arama kurtarma ekibindeki görevliler, göçüðü kazýp destekleyerek güçlükle ilerlediklerini, kalan 9 kiþinin bulunduðu bölgeye ulaþtýklarýný tahmin ettiklerini bildirdi.

KARDEÞÝNÝN YATAÐINDA BEKLÝYOR

Göçükte hayatýný kaybeden ve henüz cesedine ulaþýlamayan Ramazan Baþtepe'nin aðabeyi Yaþar Baþtepe, madenin yatakhanesindeki kardeþine ait yatakta, cesede ulaþýlmasýný bekliyor. Kardeþinin, ailesinin oturduðu Kütahya'nýn Gediz ilçesine baðlý Yaðmurlar köyüne 2-3 ayda bir gidebildiðini belirten Baþtepe, þunlarý söyledi:

''9-18 yaþlarý arasýnda 4 kýzý var. Onlarý çok seviyor, ama ekmek parasý için yüzlerini belirli aralýklarla ancak görebiliyordu. Köyde kendi yaptýrdýðý bir ev vardý. Onun borcunu ödemek için ailesinden uzakta yerin metrelerce altýnda çoðu dönem güneþin yüzünü görmeden çalýþýyordu.''

Aðabey Baþtepe, kýzlarý ve eþinin buraya gelemediðini, cesedinin bir an önce çýkarýlmasýný beklediklerini aktardý.

''GEL ARTIK, YOLUNU GÖZLÜYORUZ''

Öte yandan, göçük altýnda kalan Murat Aydýn'ýn eþi Fatma Aydýn ve yakýnlarý da maden sahasýnda sinir krizleri geçirdi. Kýzýlay'ýn, sosyal destek uzmanlarý ve diðer iþçi yakýnlarý tarafýndan yatýþtýrýlmaya çalýþýlan Fatma Aydýn, göçük altýndaki eþine ''Gel artýk, yolunu gözlüyoruz'' diye seslendi.

9 ÝÞÇÝNÝN CESEDÝ DÜN ÇIKARILMIÞTI

Bursa'nýn Mustafakemalpaþa ilçesinde önceki gün maden ocaðýnda meydana gelen göçükten 9 iþçinin cesedi dün çýkarýlmýþtý.

Maden ocaðýndaki kazada yaþamýný yitiren iþçilerden Þenol Kurt, Mehmet Banbal, Murat Aydýn, Muammer Aktaþ, Seyit Ali Akduman, Mehmet Kuþoðlu, Mehmet Çetin, Ali Kazan ve Ýzzet Kuþoðlu'nun cesetlerine ulaþýlmýþtý.

''ORTADA BÖYLE BÝR KAZA OLDUÐUNA GÖRE MUTLAKA BÝR SIKINTI VAR''

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Taner Yýldýz, Mustafakemalpaþa'da maden ocaðýndaki göçükte ihmal iddialarýyla ilgili olarak, ''Ortada böyle bir kaza olduðuna göre mutlaka bir sýkýntý var'' dedi.

Göçüðün meydana geldiði maden sahasýnda yetkililerden bilgi alan Yýldýz, gazetecilere yaptýðý açýklamada, bölgede 42 saattir 6 kurtarma ekibinin dönüþümlü çalýþtýðýný, ekiplerin 4'er saat aþaðýda kaldýklarýný belirtti.Çalýþmalarýn gece saatlerinde de aralýksýz devam ettiðini anlatan Yýldýz, ocakta göçük sonrasý oluþan 8 metrelik blokun tahminlerinden 3 saat önce kaldýrýldýðýný, 17 metrelik alanýn da geçildiðini söyledi. Çalýþmalarda Soma, Zonguldak, TKÝ, Dursunbey, Tunçbilek, Maden Ýþletmeleri Genel Müdürlüðünden yaklaþýk 120 kiþinin görev yaptýðýný belirten Yýldýz, þu bilgileri verdi:

''Ulaþmaya çalýþtýðýmýz iþçi kardeþlerimizin bulunduðunu tahmin ettiðimiz bir yer var. Burada da göçük var. Onun temizlenmesine çalýþýlýyor. Eðer patlama olduðu anda, dinamitin atýldýðý anda iþçiler bað noktasýnda iseler iþimiz kolay. Daha ileride iseler iþimiz çok zor. Þimdiden saat vermek zor. Ancak 2-3 saate kadar daha net bilgilere ulaþabileceðimizi düþünüyorum. Fluluk ortadan kalkacak önümüzü net göreceðiz diye tahmin ediyorum.''

OCAKTAKÝ SICAKLIK

Bir gazetecinin ''Aþaðýda sýcaklýðýn yüksek olduðu söyleniyor. Durum nedir?'' sorusu üzerine Yýldýz, ''Ýlk baþta sýcaklýk fazlaydý, ama þimdi ayný þeyi söyleyemem. Metan gazýnýn patlamasý sýrasýnda tahmin edemediðimiz kadar ýsý yükseliyor. Ama havalandýrma ile aþaðýda çalýþmaya engel olacak bir sýcaklýk yok. Sýkýntý yok. Sýcaklýktan dolayý bir aksama yok'' dedi.

ÝHMAL ÝDDÝALARI

Yýldýz, bir gazetecinin ''Madende ihmal iddialarý''ný sormasý üzerine, þunlarý kaydetti:

''Ortada böyle bir kaza olduðuna göre mutlaka bir sýkýntý var. Ýþletmecilikten, ölçümden, donanýmdan ve baþka nedenlerden kaynaklanan sorun var. Bu sorunun gerçek nedeninin ne olduðunu bütün cenazeler çýkarýlýp sonuca ulaþýnca net sonuç alacaðýz. Daha önce ya ölçüm yapýlmadý... Metan gazýnýn arttýðý kesin. Çünkü patlamayla metan gazý alev alýyor. Metan, kömür ocaklarýndaki en büyük risktir. Ondan sonra göçük gelir.''

''Ýþletmeyle ilgili daha önce hazýrlanan raporda ne vardý?'' yönündeki bir soruya ise Yýldýz, iþletmeyle ilgili Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðýnýn ilgili birimleriyle Maden Ýþleri Genel Müdürlüðünün raporu bulunduðunu söyledi. Bu raporla birlikte iþletmeye eksiklerini gidermesi için 6 aylýk bir süre verildiðini belirten Yýldýz, sürenin sonunda eksiklerin giderilmesiyle birlikte iþletmenin çalýþmaya devam ettiðini anlattý.

TÜBÝTAK ÝLE ORTAK ÇALIÞMA

Yýldýz, bir gazetecinin ''Maden ocaklarýyla ilgili daha önce yaptýðýnýz bir çalýþma var mýydý? Neler yapýldý?'' þeklinde yöneltilen bir soruya ise þu yanýtý verdi:

''Kaza meydana gelince bu konuda hareket etmek doðru deðil. Maden ocaklarýndaki sorunlarý daha önce tespit edip, çalýþmalara baþladýk. TÜBÝTAK ile yaptýðýmýz ortak bir çalýþma var. Bu çalýþma, metan gazýnýn sondaj ile tespitine yönelik. Bu dünyada uygulanýyor. Bunun daha da hýzlanmasý için çalýþýyoruz. Maden ocaklarýnda en fazla ölüme yol açan metan gazý patlamasýdýr. Bu tür sorunlarýn giderilmesine çalýþýlýyor.''

Balýkesir'in Dursunbey ilçesindeki bir maden ocaðýnda grizu patlamasý olduðu ve yaralýlarýn olduðu belirtiliyor. Maden ocaðýnda ayrýca çok sayýda kiþinin mahsur kaldýðý ifade ediliyor.

Dursunbey Kaymakamý Ýbrahim Küçük, AA muhabirine yaptýðý açýklamada, Odaköy’de özel bir iþletmeye ait maden ocaðýnda saat 18.00 sýralarýnda grizu patlamasý meydana geldiðini söyledi.

Küçük, þunlarý kaydetti: "Þu anda ölü ya da yaralý konusunda bilgi veremiyoruz. Ama çok sayýda kiþinin göçük altýnda bulunduðunu söyleyebiliyoruz. Umarým büyük bir facia yaþamayýz."



VALÝ: MADENDE 50 ÝÞÇÝ ÇALIÞIYOR
Balýkesir Valisi Yýlmaz Arslan, “Ekiplerimiz þu anda bölgeye ulaþmak üzere. Ben de organizasyonu yapýp hýzla yola çýkacaðým. Göçük deðil, grizu patlamasý olduðu söyleniyor. O kömür madeninde toplam 50 iþçi varmýþ ancak patlama sýrasýnda bir kýsmý dýþardaymýþ. Bu madende 2006 yýlýnda da benzeri bir patlama olmuþ. Umarýz korktuðumuz kadar kötü bir manzarayla karþýlaþmayýz” diye konuþtu.

Dursunbey'e baðlý Odaköy'de grizu patlamasý meydana gelen kömür ocaðýndaki kurtarma çalýþmalarýna katýlmak üzere Balýkesir Ýl Afet ve Acil Durum Merkezi Müdürü Bekir Bahar yönetimindeki 15 kiþilik bir yola çýktý. Kurtarma çalýþmalar için Bursa ve Soma Linyit Ýþletmeleri'nden de ekiplerin madene sevk edildiði bildirildi.

Sayý 17'ye çýktý, yaþamlar bitti. Telafisi olmayan çok acý bir durum. Doðrudan en az 100 kiþi, dolaylý 800 -1000 kiþi maðdur. Bakalým davalarý kaç yýlda bitecek can parasýnýn.

Baþbakanýn ne söyleyeceði de tarafýma merak konusu. Kendilerinin de Almanya baðlantýlý kömür iþleriyle uðraþý söylenmiþti. Ben bu yüzden de bu kömür daðýtýmýna gýcýk olur, acaba bizden toplananlarla kime çýkar saðlanýyor diye düþünürüm. Bakarsýnýz bu çerçevede, þimdi de çýkýp "madende çalýþmak yan gelip yatmak deðildir" aðýzlarýndan çýkýverir.

GRÝZU PATLAMALARI EN ÇOK NEDEN OLUR BÝLÝR MÝSÝNÝZ
Zonguldak’ýn kaderi, çýkan kömür kadar karadýr. Kapkaradýr hem de...
Yerin 500 metre altýna girebilmek için maden iþçileri bir zamanlar baþ aðrýsý ilacý olarak satýlan “optalidon” kullanýrlardý.
Bir kaç tane fazla içinde kafayý bulduran optalidon... Bir çeþit cesaret alýrlardý o haptan. Sonra, sanki kendileri yerin altýna iniyormuþ gibi, “büyüklerimiz” bu zararlý gördükleri ilacý kaldýrdýlar. Uyuþturucu muamelesi gösterdiler, ama taþ kömürü iþçileri için bir çare düþünmediler. Kafayý bulmadan o derinliðe inmenin güçlüðünü hesaplamadýlar hiç.
Çocukluðumda, Ereðli Kömürleri Ýþletmesi’ydi adý, kýsaca EKÝ. Sonra deðiþe deðiþe bugün ne oldu bilmiyorum. Umurumda da deðil zaten.
Umurumda olan, her göçük sonrasý o madende mahsur kalan ve birbirlerine umutsuzca bakan maden iþçileri. Kasklarýndaki ýþýkla birbirlerinin gözlerinde umut arayan iþçiler...
Her an halatlarý kopacakmýþ gibi gýcýrtýyla inen bir asansörle inersiniz yerin yüzlerce metre altýna.
Orada, yüz-yüzelli metre yükseklikte yüreði aðzýna gelen “vertigo” hastalarýndan çok daha korkunç bir hastalýk beklemektedir insanlarý: “Klostrofobi”. Ama öyle uyduruktan, üfürükten dört duvar arasýnda kalýnca depreþen cinsinden deðil.
Harbiden “klostrofobi”... Öyle bir hastalýðýnýz yoksa da, oraya inince bulaþýcý bir virüs gibi bedeninizi ve beyninizi sarýyor.
Zifiri karanlýðý orada öðreniyor insan. Kafasýna taktýðý kaskýn önündeki sönük ýþýklý fenerle önünü aydýnlatabiliyor ancak. Her taraf siyah, her tarafta koyu karanlýk ve bir elinde kazma ile yalnýz kalýyor madenci.
Yaþamýný ucuna baðladýðý kazmayla. Bu grizu patlamalarý en çok neden olur bilir misiniz? Nereden bileceksiniz: Kazmanýn kazayla bir kayaya çarpmasý sonucu çýkan kývýlcýmýn, karbon monoksit gazýný tutuþturmasýyla.
Bir anda cehenneme dönermiþ galeriler... Kurtulabilenlerden dinlediðimiz kadarýyla.
Komik bir günlük maaþ karþýlýðý.
Her mezara giriþinde, geri nasýl döneceðinin hesabýný yapýyor. Yukarý çýkan gýcýrtýlý asansör onu hayata baðlamýyor, tam tersine bir sonraki iniþe baðlýyor.
Ve bir gün beklenen oluyor. Müthiþ bir patlama ile galeriler arasýndaki duvar kapanýyor.
Geri dönüþ yok artýk.
Nice maden kazalarý kulaktan kulaða yayýlarak anlatýlmýþ.
Madenci biliyor ki, artýk orada diri diri gömülmüþ durumdadýr.
Bakmayýn “ulaþýlmaya” çalýþýlýyor haberlerine, zor... Hatta imkansýz...
Bu ne uçak korkusuna benzer, ne Empire State Building’in tepesinden New York’a, Eiffel’den Paris’e bakmaya ne de yüz küsur kilometre süratle bir kamyonun altýna girmeye...
Önünde 10-15 saatlik oksijeni kalan ve kurtarýlmayý bekleyen, ama asla da kurtarýlamayacaðýný bilen üç beþ insanýn zavallý bekleyiþidir. Ölümü kadar uzun süre bekleyen baþka kurban yoktur dünya üzerinde.
Uçaða binmekten niye korkar bazý insanlar, bilir misiniz? Ölümle aranýza “belli bir zaman” dilimi koyduðu için... Aniden ölüm yoktur, düþüþ ve ölüm vardýr.
Maden iþçileri ise baþlarýna geldiðinde bunu saatlerce yaþarlar.

Yüzleri kömür karasýyla Karaelmas mahallesinden geçerken, biz çocuklar da arkalarýndan koþardýk. Saðlarýndan sollarýndan sarkan renkli tellerden isterdik. Onlardan koparabildiðimiz telleri de, tel arabalarýmýzý süslemekte kullanýrdýk.
Müthiþ bir sakinlikte olurlardý çoðu zaman. Biz nereden gelip, nereye gittiklerini hiç düþünmezdik, ama onlar hiç sinirlenmeden, saðlarýndan sollarýndan sarkan telleri bize verirlerdi. Sarý tel en kýymetli olandý ve bazýlarý bize armaðan etmek için fazladan sarý tel aþýrýrdý ocaktan.
Optalidon’dan haberimiz yoktu o sýralar. Belki de o sýralar Optalidon bile kullanmýyorlardý. Sözünü ettiðim yýllar 1960’lý yýllar çünkü.
Ne zamanki müthiþ bir göçük oldu, yüzlerce maden iþçisi toprak altýnda kaldý, o zaman ilk kez iþçi yürüyüþüne ve isyanýna tanýk olduk.
Babam iki kardeþimle birlikte beni ve annemi eve týkýp, üzerimize de kapýyý kitlemiþti. Ýþçiler kazmalarýyla birlikte yerleþim yerlerine doðru yürüyor, seslerini duyurmak istiyorlardý. Kazmalar bizi öldürmek için deðil, iþçi olduklarýný göstermek için ellerindeydi.
Ama korku Zonguldak’ý sarmýþtý o sýra.
Göçük, baþka bir galeride, Kozlu galerisinde meydana gelmiþti o sýra.
Babam, EKÝ’nin demiryolu iþlerine bakýyordu.
Birgün, pazara bile gitmekten “imtina” eden “hanýmevladý” çocuðuna sinirlenip, maden ocaðýnýn dibine kadar indirdi. Dört yaný açýk asansörle kaç metre indiðimizi hiç anýmsamýyorum. Korkudan titrediðimi ve karanlýðý delmek için sürekli baþýmdaki kask ile oynadýðýmý anýmsýyorum. Hiç çýkmayacaðýmý sandýðýn o delikten gün ýþýðýný görünceye kadar yükseliþ, bir çocuk için kurtuluþun aydýnlýk ýþýðý olmuþtu.
Ve öðrenmiþtim ki, hayat hiç de kolay deðil.
Þimdi yerin beþ yüz küsur metre altýnda ölümü bekleyen maden iþçilerinin ne durumda olduðunu daha iyi anlayabiliyorum ve lanet olsun ki, yaþadýðým karanlýklarý bir kez daha yaþamaktan baþka bir þey yapamýyorum.
O yüzden belki, ne Baykal’ýn kaseti ne de Kýlýçdaroðlu’nun kasketi þu anda zerre kadar ilgilendirmiyor beni.

Mümtaz Ýdil
Odatv.com

Yeraltýndan mektup var!
( Þiirin Hikayesini Görmek Ýçin Týklayýn )

Þiirin Hikayesi


Yeraltýnda çalýþan bir dostumun yeraltýnda çalýþmanýn zorluklarýný anlatýrken çok etkilendim ve bu þiiri yazdým.

ayazoglum

--------------------------------------------------------------------------------



Yaa! Ramazan Kadri;
Kiminin ekmeði aslanýn aðzýnda kimininki taa midesinde derler yaa!
Bizimkisinide gömmüþler anasýný satayým,
Taa! topraðýn yedi kat dibine sanki;

Uykumun en aðýr yerinde çalar hep melun saatin zili;
Býçak gibi yýrtar geçer bitkin gecelerimi.
Ýstesemde açamam Yorgun gözlerimi.
Bir tur atarým yataðýn içinde duymazdan gelirim, zili mili;
Hanýmýn yanýmda olmadýðýný anlarým uyur uyanýk,
Yorganý alýrým apýþýmýn arasýna ;
yataðýn hepsi benim olmuþ ohh! Ne hoþ!
N’olur, birazcýk daha uyusam zararýmý olurmuþ.?
Ama olmaz kadri!
Ya kaçýrýrsam servisi ....... Sonra araba da bulamam ki!.
Bilirmisin n’olur kart delinmedimi ?

Ekmek kalýr öylece; bulamam feleðin gömdüðü yeri.
Yakaracak bi Allahým kalýr bide bizim baþçavuþun kalbi..
Oda hiç düþünmeden, kalksaydýn koçum! der;
Zinhar, dinlemez hiç kimseyi.

Zaten herkes hep bu saatte yazar acýklý hikayesini,
Yalova kaymakamý olsan kaç yazar ya Ramazan Kadri!
Kim takar? yarýda kalan yorgunluk keyfini...
Demezlermi senin anan güzelmi?

Sonra usulca omzumu titretir hanýmýn eli,
Nihayet çipil,çipil açarým yorgun gözlerimi,
Saate bakarým önce; haným der: bey hadi! .
Kahretsin! biþey görememki.!. .
Yelkovaný akrep;
Akrebi yelkovan sanýrým hep!
Tersim dönmüþtür sanki...

Kalkýp ayakyoluna giderim. terli, terli,
Sonrada giyinirim. Kirli, mirli,
Bi bardak çayý zor týkarým boðazýma,
Ýki tek zeytinle bi lokma ekmeði.
Burasý çok soðuk olur bu mevsimde,
hele geceleri,
Parkayý çekmesem kulkaklarýma
zinhar buyarým Hava olur buz gibi;
nihayet gelir içine tükürdüðümün dandik mercedesi,
Týss! diye týslayýp, kendiliðinden açýlýr,tek kanatlý ucubesi,
Açýl susam açýl! demiþimdir sanki...

Derken!
sabah olmuyor ki! erken,
sallana,sallana varýrýz açýk mezarýn aðzýna bi yerden,

Sonracýma, cancazým; sevgili Kadriii!
Alýrýz takým taklavatý, giyeriz koyu mavi urbalarý;
Takarýz, baþýmýza da affilli sarý bareti.
Oluruz, anadan doðma tam bir yeraltýcý,
dördüncü kademede, birinci sýnýf kazmacý,
Borumu bu!

Bineriz, takul,tukul bi ansansöre, bi bölük adamla beraber,
Baþýmýzda bi baþ çavuþ; sonracýma asansörcü olur,
Birde, vardiyanýn pok yidi baþýsý.
Yüzümüze bakarlar; kibirli, kibirli,
Sen sanýrýsýn muberekleri,
sadrazamýn sol bilmemneyi!

Sallana, sallana asansörümüz yerin altýna inmeye baþlar,
Yarýnýn yorgunluðu bile bugünden bedenimdedir artýk ya! Ramazan Kadri!
Sonunda kör talihe yakýþtýrýrým, çok çalýþýp az yaþamanýn kahrýný,
Yaa! Bismillah derim bir kuru tükürcükle avuçlarýmý yaðlayýp;
Baþlarým feleðin gömdüðü yerden çýkarmak için rýzkýmýzý!...... .

Ýþte sevgili kardeþim Ramazan Kadriii!
Hergünüm böyle, kopyalanmýþ gibidir sankiii...!


ayazoglum

ÖLEN MADENCÝLER HÜKÜMETÝN UMURUNDA DEÐÝL

Zonguldak’ta Karadon Müessese Müdürlüðü’ne baðlý yeni açýlmýþ madende “grizu” patlamasý meydana geldi. “Grizu” kelimesi son zamanlarda haber bültenlerinde pek sýk geçse de, ne anlama geldiði pek açýklanmayan bir kelime. ÝTÜ Maden Fakültesi’nden öðretim üyesi Gündüz Ökten, grizu için, “…havaya karýþan metan gazýnýn belli bir deðere ulaþmasýna, yani hava-metan karýþýmýna denir. Metan gazýnýn maden ocaðý havasý içinde oraný yüzde 5-14 arasýnda ise bu patlayýcý karýþým grizudur.”(1) diyor. Bu açýklamada grizu hakkýnda, tanýmýndan baþka, bir þey daha öðreniyoruz, ki bu da hava-metan gazý karýþýmýnýn patlayýcý olmasý için belli bir deðer aralýðýnda olmasý gerektiðidir.

GAZ DEÐÝL ÞÝRKETLER ÖLDÜRÜYOR

Peki, grizu ile kömür madenlerinin ne iliþkisi var? Bu sorunun cevabýný da Ohio Mining Journal’da Andrew Roy tarafýndan yazýlmýþ bir makaleden öðreniyoruz.(2) Andrew Roy, grizunun madencilik için çok tehlikeli ve yýkýcý olduðunu belirterek baþlýyor ve kömür yataklarýnda ayrýþtýrma sürecinde ortaya çýktýðýný belirtiyor. Kömürün yarýklarýnda ve gözeneklerinde son derece sýkýþtýrýlmýþ olarak bulunan grizu, havadan çok daha hafif bir gaz ve hacim olarak hava ile karýþýmý 1’e 5 ile 14 arasýnda patlayýcý etki gösteriyor. Havanýn oranýnýn daha yüksek olduðu hallerde ise patlayýcý etkisini yitiriyor. Yazýnýn devamýnda ise, grizu patlamalarýný en aza indirmenin yolunun iyi bir havalandýrma olduðunu söyleyen Roy, havalandýrmanýn ise maliyetli olduðunu ve bu yüzden þirketlerin bu maliyet artýran önlemi almadýklarýný söylüyor.

ODTÜ Maden Mühendisliði Bölümü’nden Tevfik Güyagüler’in “Türkiye’de Meydana Gelen Grizu Patlamalarýnýn Ýrdelenmesi ve Önlem Önerileri” (3) yazýsýnda ise Türkiye’deki ve dünyadaki 1980-1995 arasýndaki grizu patlamalarý inceleniyor ve “Grizu patlamalarýnýn önlenmesi için alýnmasý gereken önlemler literatürde açýk olarak belirlenmiþtir.” deniyor. Bununla birlikte iki adet vaka analizi yapan Güyagüler, grizu parlamalarý ve patlamalarýný ayýrýyor ve her parlamanýn patlamaya dönüþmeyeceði, bazen havalandýrma bazen de anýnda sulama aracýlýðýyla çýkan alevlerin anýnda söndürüldüðünü belirtiyor.

ÖNÜNE GEÇÝLEBÝLÝR

Bütün bunlardan çýkan sonuç, grizu patlamalarýnýn önüne geçilebileceði ve bu çaðda, neden grizu patlamasý oluyor, sorusunun cevabýnýn belli kiþilerde olduðudur, yani grizu patlamalarýnýn günümüzde temel sebebinin yöneticilerin önceliklerinde insan hayatýný geçen kimi öncelikler olduðudur.

HÜKÜMETÝN UMURUNDA DEÐÝL

Grizu patlamasý ise hükümetçe ve hükümete yakýn kesimlerce bir umursamazlýkla karþýlanmýþ gözüküyor. Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakaný Ömer Dinçer konuyla ilgili, ilk saatlerde, bizce teknik sorun yok, bizim denetimimizden geçmiþlerdi, açýklamasý, demek ki suç iþçilerdeymiþ, cevabýndan baþka bir cevaba açýk kapý býrakmamaktadýr. Hükümete yakýn bir yazarýn, Nazlý Ilýcak’ýn ise “olaðanüstü” sayýlabilecek açýklamasý ise Dinçer’in bu açýklamasýný unutturacak düzeydedir. Ilýcak, insanlar ölür, yönündeki açýklamasýyla insanlarýn ölmediðini düþünen kesimin yüreðine su serpmiþ; ancak bu gerçeði bilenler için, bu kadar da hükümet yanlýsý olunur mu, dedirtmiþtir.
Yabancý basýnda ise Nazlý Ilýcak’a cevap verircesine Türkiye’de bu olaylarýn sýklýðýndan bahsedilmiþ, hatta Ýsviçreli “Romandie”(4) isimli yayýn organý ise, sorumluluðun güvenlik kurallarýnýn ihlalinde olduðu belirtmilþtir.

DÜNYADA PATLAMA OLUYOR MU

Son olarak, gerçekten dünyanýn her yerinde grizu patlamalarý oluyor mu, sorusu cevaplanmayý bekliyor. Doðrusu, oluyor; ama çok azý Türkiye’deki sýklýða eriþebiliyor, özellikle çýkarýlan maden miktarýný da hesaba kattýðýmýzda Türkiye’de ciddi bir insan hayatý sorunuyla karþý karþýya olduðumuzu görüyoruz. Amerika’da, sadece grizu patlamalarý deðil, kömür madeninde çalýþmaktan kaynaklý, örneðin 2004 yýlýnda, toplam 28 ölüm olurken Türkiye’de 1992’de yaþanan Zonguldak’taki grizu faciasý bile tek baþýna bu sayýnýn yaklaþýk 10 katýna ulaþýyor.

Önlenmesi mümkün olan facialarýn sýklýðý, sorumluluðun daha üst kademelerde, hükümette aranmasýný zorunlu kýlýyor. Bu noktada ise hükümetin özelleþtirme ve taþeronluk yanlýsý tutumu gözümüze çarpýyor. Bu konuda Maden Ýþ’in ve Dev-Maden Ýþ’in açýklamalarý benzer temele oturuyor: Bilgisiz taþeronlarýn ihaleyi kazanarak madene yerleþmeleri ve emek sömürüsünü en üst raddeye çýkarabilmek ve kârlarý en yüksek düzeyde tutabilmek için insan hayatýný hiçe sayan tutumlarý, grizu facialarýnýn ve maden göçüklerinin temel nedeni olarak gösteriliyor. Bu durumda özelleþtirip çirkinleþtiren hükümeti bu olaylarýn sorumluluðundan muaf tutamayýz.

Doruk Cengiz
Odatv.com

Gördüm onlarý
yerin beþyüz metre altýnda
þarkýlar söylüyorlardý
mezarda ölüler gibi demek
gelmiyor içimden amma
hayata pek yakýn sayamadýmdý

Tel kafes asansörler
kapitalist bir telaþla
inerken bin metreye
gördüm
her daim yaný baþlarýnda göbekli
ve kurnaz bir patrondu ölüm.


Gördüm onlarý
her sabah çocuklarýyla vedalaþýrken
ve geri dönmemek üzere
ayrýlýrken evlerinden
ve oturdum yer sofralarýna
ekmek böldüler yedim, kaþýkladýk çorbayý
tek tabaktan on kiþi
göçük madenler gibiydi aðýzlarý.
düþünmeden edemedim
feodaliteyi ve paylaþýmý

Yaðmur bilmezdiler
güneþe inanmak yada
özlemek denizi
yazmýyordu kitaplarýnda
dünyanýn zevkleri
zaten eve dönebilmek
yeterli mucizeydi

Hayrettin Turan
Þiirin Tamamý:
http://www.maviokul.com/dunya-madenc...ler-siir-.html