Yüze Kesilen Trafik cezası itiraz hakkı
Bayram tatili nedeniyle aracımızla İzmir'den İstanbul'a giderken ,uğradığımız haksızlık yüzünden arefe gününde tatilimiz zehir oldu.
Arabayı kullanan oğlum,yanında oturan annesi ve arka koltukta ben üçümüzün de emniyet kemeri bağlı(zaten tartışmasız bu kurala çok sıkı riayet eden insanlarız)
Bursa -Karacabey karayolu üzerinde seyrederken önümüzdeki yolun bariyerlerle daraltılmış olduğunu görüp haliyle yavaşladık.Sol tarafımızda bulunan bir polis memuru aracımızın içine bakarak eliyle yola devam etmemiz işareti verdi.Zaten yavaşlamıştık ,hızlanıp yola devam ettiğimiz esnada arkamızdan seslendi ve ileride yolun sağ tarafında park etmiş ekip otosunu işaretle yolun sağ tarafına yanaşmamızı işaretle anlattı.
Bunun üzerine yoldan çıkarak yolun sağ tarafına yanaştık ,ekip otosu içinde bir polis memuru oturuyor,diğer bir memur ise bizden haylı uzaklarda 'ortalarda'(!) dolaşıyordu.Park ettiğimiz yerde öylece kalakaldık.Sonuçta arabadan inip,ekip otosunda oturan memura yöneldik.Bu arada bizi yoldan çeviren polis memuru ekip otosunda oturan arkadaşına uzaktan 'emniyet kemeri' diye seslendi.Bu memur (ki sonradan ceza tutanağını imzaladı) benden ehliyetimi istedi halbuki arabayı oğlum kullanıyordu.Yani bu memur olayı görmemişti.Kemerlerimizin takılı olduğundan son derece emin olan bizler itiraz ettik.Çünkü uzaktan polis kontrolünü görünce gayrı ihtiyarı olarak araç içinde oluşan sinerji ile hepimiz birbirimizi göz ucuyla sorgulamıştık.
İtirazımız üzerine yol ortasında çevirme yapan memur yanımıza geldi.Ceza tutanağı yazmaya hazırlanan memura sürücünün oğlum olduğunu söyledi.(çünkü bu memur beni gözüne kestirdiği için ısrarla benim ehliyetimi istiyordu.)
Sonuçta oğlumun ;' emniyet kemerinin arkadan bağlı olduğu ' suçlamasıyla karşılaştık.Tabi haklı olduğumuza inandığımız için koro halinde itiraz ettik.
Haksız yere bize suç istinat eden memur,ortalarda dolaşan diğer arkadaşını yanımıza çağırdı ve olaya şahadetini istedi.Bu arkadaş gerçekten dürüstlük yapıp uzakta olduğu için olayı görmediğini söyledi.
Sonuçta ehliyet ve ruhsatı verdik ,kesilen ceza tutanağına 3 memur da imza attı,ehliyet ve ruhsatı geri aldık, memur ceza tutanağının bir kopyasını bize imzalatıp vermek zorunda .Fakat vermiyor.İstedik direniyor, sonunda verdi , baktık ki 'imzadan imtina edildi' şerhi düşülmüş.Cezaya itiraz ettiğimizi fakat imzadan imtina etmediğimizi beyanla ,tutanağı imzalamak istediğimizi söyledik,tutanak elinizde imzanızı atın diye yanıt aldık.Neyse büyük bir mücadele sonucu alt nüshaların üzerine gelecek şekilde ,'İmzadan İmtina Edildi' yazının altına oğlum 'suçu kabul etmiyorum'şerhini düşerek imzaladı.
Okuyanlara basit gibi gelebilecek bu olay bizi son derece üzdü,hatta yaraladı.
Haksız yere istinad edilen suç ve elimize tutuşturulan ceza tutanağı yüzünde iki geceyi uykusuz geçirdim.Özellikle de oğluma hayatım buyunca dikte etmeye çalıştığım 'erdemli,dürüst vatandaş ol,haksızlık karşısında sessiz kalma' sözleri kulaklarımda çınladı hala da çınlamakta.
Haksızlıklara boyun eğip maddi manevi bedel ödemek veya hukuk çerçevesi içinde hak aramak...
İkisi olaydan bihaber olan 3 memurun imzaladığı 'idari para ceza tutanağına'
15 gün içinde sulh ceza mahkemesine itiraz hakkımızın olduğunu öğrendik.
Fakat 'somut delil' gerekli diyorlar.
Bu olayda sunacağımız somut deliller ne olabilir?
Puslu bir havada hareket halinde bir araba da takılı bulunan kemeri görmeyen
memurun görme kusuru nedeniyle belkide gözlüğe ihtiyacı olduğu mu?
Oğluma kesilen cezanın haksız olduğu konusunda ,olaya en yakın tanık anne -baba olarak bizim şahadetimiz mi?
İçişleri Bakanlığının:'Kural ihlali nedeniyle durdurulan sürücülerin araçlarından indirilmeden ihlal ettikleri kuralın hatırlatılmasının,belgelerinin kontrolünün ve diğer işlemlerin denetime tabi tutulan aracın yanında tamamlanmasını' emreden genelgeye uymayan bu memurların davranışlarını karşısında hakkımızı aramak için hangi somut delilleri sunabiliriz...
Sayın üyeler yardımlarınızı bekliyorum
Arabayı kullanan oğlum,yanında oturan annesi ve arka koltukta ben üçümüzün de emniyet kemeri bağlı(zaten tartışmasız bu kurala çok sıkı riayet eden insanlarız)
Bursa -Karacabey karayolu üzerinde seyrederken önümüzdeki yolun bariyerlerle daraltılmış olduğunu görüp haliyle yavaşladık.Sol tarafımızda bulunan bir polis memuru aracımızın içine bakarak eliyle yola devam etmemiz işareti verdi.Zaten yavaşlamıştık ,hızlanıp yola devam ettiğimiz esnada arkamızdan seslendi ve ileride yolun sağ tarafında park etmiş ekip otosunu işaretle yolun sağ tarafına yanaşmamızı işaretle anlattı.
Bunun üzerine yoldan çıkarak yolun sağ tarafına yanaştık ,ekip otosu içinde bir polis memuru oturuyor,diğer bir memur ise bizden haylı uzaklarda 'ortalarda'(!) dolaşıyordu.Park ettiğimiz yerde öylece kalakaldık.Sonuçta arabadan inip,ekip otosunda oturan memura yöneldik.Bu arada bizi yoldan çeviren polis memuru ekip otosunda oturan arkadaşına uzaktan 'emniyet kemeri' diye seslendi.Bu memur (ki sonradan ceza tutanağını imzaladı) benden ehliyetimi istedi halbuki arabayı oğlum kullanıyordu.Yani bu memur olayı görmemişti.Kemerlerimizin takılı olduğundan son derece emin olan bizler itiraz ettik.Çünkü uzaktan polis kontrolünü görünce gayrı ihtiyarı olarak araç içinde oluşan sinerji ile hepimiz birbirimizi göz ucuyla sorgulamıştık.
İtirazımız üzerine yol ortasında çevirme yapan memur yanımıza geldi.Ceza tutanağı yazmaya hazırlanan memura sürücünün oğlum olduğunu söyledi.(çünkü bu memur beni gözüne kestirdiği için ısrarla benim ehliyetimi istiyordu.)
Sonuçta oğlumun ;' emniyet kemerinin arkadan bağlı olduğu ' suçlamasıyla karşılaştık.Tabi haklı olduğumuza inandığımız için koro halinde itiraz ettik.
Haksız yere bize suç istinat eden memur,ortalarda dolaşan diğer arkadaşını yanımıza çağırdı ve olaya şahadetini istedi.Bu arkadaş gerçekten dürüstlük yapıp uzakta olduğu için olayı görmediğini söyledi.
Sonuçta ehliyet ve ruhsatı verdik ,kesilen ceza tutanağına 3 memur da imza attı,ehliyet ve ruhsatı geri aldık, memur ceza tutanağının bir kopyasını bize imzalatıp vermek zorunda .Fakat vermiyor.İstedik direniyor, sonunda verdi , baktık ki 'imzadan imtina edildi' şerhi düşülmüş.Cezaya itiraz ettiğimizi fakat imzadan imtina etmediğimizi beyanla ,tutanağı imzalamak istediğimizi söyledik,tutanak elinizde imzanızı atın diye yanıt aldık.Neyse büyük bir mücadele sonucu alt nüshaların üzerine gelecek şekilde ,'İmzadan İmtina Edildi' yazının altına oğlum 'suçu kabul etmiyorum'şerhini düşerek imzaladı.
Okuyanlara basit gibi gelebilecek bu olay bizi son derece üzdü,hatta yaraladı.
Haksız yere istinad edilen suç ve elimize tutuşturulan ceza tutanağı yüzünde iki geceyi uykusuz geçirdim.Özellikle de oğluma hayatım buyunca dikte etmeye çalıştığım 'erdemli,dürüst vatandaş ol,haksızlık karşısında sessiz kalma' sözleri kulaklarımda çınladı hala da çınlamakta.
Haksızlıklara boyun eğip maddi manevi bedel ödemek veya hukuk çerçevesi içinde hak aramak...
İkisi olaydan bihaber olan 3 memurun imzaladığı 'idari para ceza tutanağına'
15 gün içinde sulh ceza mahkemesine itiraz hakkımızın olduğunu öğrendik.
Fakat 'somut delil' gerekli diyorlar.
Bu olayda sunacağımız somut deliller ne olabilir?
Puslu bir havada hareket halinde bir araba da takılı bulunan kemeri görmeyen
memurun görme kusuru nedeniyle belkide gözlüğe ihtiyacı olduğu mu?
Oğluma kesilen cezanın haksız olduğu konusunda ,olaya en yakın tanık anne -baba olarak bizim şahadetimiz mi?
İçişleri Bakanlığının:'Kural ihlali nedeniyle durdurulan sürücülerin araçlarından indirilmeden ihlal ettikleri kuralın hatırlatılmasının,belgelerinin kontrolünün ve diğer işlemlerin denetime tabi tutulan aracın yanında tamamlanmasını' emreden genelgeye uymayan bu memurların davranışlarını karşısında hakkımızı aramak için hangi somut delilleri sunabiliriz...
Sayın üyeler yardımlarınızı bekliyorum