İrfan Ordusu da darbeci mi?
"Arkadaşlar, asker ordusu ile irfan ordusu arasındaki birliktelik ve alakayı belirtmek için şunu da ifade edeyim, kıymetli bir eserden: "ordunun ruhu kumanda heyetidir" deniliyor. Hakikaten böyledir. Bir ordunun kıymeti kumanda heyetinin kıymeti ile ölçülür. Siz öğretmenler, sizler de irfan ordusunun kumanda heyetisiniz. Sizin ordunuzun kıymeti de sizlerin kıymetinizle ölçülecektir. İstiklal mücadelesinde üç dört senedir düşmanı topraklarımızda mahvetmek için yaptığımız savaşla ordunun ruhu olan kumanda heyeti değerlerinin yüksekliğini nasıl ispat etmişse, bundan sonra yapacağımız yenilikler milletimize bir karanlık gibi çöken genel cehaleti mağlup etmek savaşında da irfan ordusunun ruhu olan siz öğretmenlerin aynı yeteneği ortaya koyacağınıza eminim."
24.03.1923
Kütahya Lisesi'nde yapılan bu konuşmanın tarihine özellikle dikkatinizi çekmek isterim, daha Cumhuriyetin kuruluşuna 7 ay, 5 gün var.
Gelelim 2009'un son günlerine... "Ordunun kumanda heyeti" nin hali malum. Bir o Taraf'a bir bu Taraf'a yanıt vermeye çalışmakla ama illa ki darbeci olmakla malul. Ortada darbe marbe olmaması önemli değil, 30 sene önceki darbecileri saygıyla karşılayıp, diz dize oturanlar, "darbe var, darbe var" diye yandaş medyaları aracılığıyla bilmem kaç desibel çığırtkanlığa soyununca, Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği'ni ihlal etmiyorlar herhalde...
Bu hengamede "İrfan Ordusu" ne durumda acaba? Avrupalı meslektaşlarına göre, fiziki koşullar, sınıf mevcudu gibi kriterlerle karşılaştırmayı zul sayarak, çalıştıkları süre % 10'un üzerinde olmasına rağmen maaşları Avrupalı meslektaşlarının 1/3'ü düzeyinde... Zamanında üç ayda öğretmen yaptıklarımızın yanında, bugün Eğitim Fakültelerini bitiren onbinlerce öğretmen bırakın kadro almayı, garsonluk dahil bir iş bile bulamıyor.
O konuşmanın üzerinden 86 yıl geçtikten sonra, yarın 25 Kasım 2009... Kamu görevlilerinin iş bırakma, sessiz çığlıklarını bir nebze de olsa duyurma günüydü. Sanırım öğretmenlerin "darbeci" oldukları düşünüldü ki, okullar bazı şehirlerde 1,5 gün tatil edilip önce öğretmenlerin sesi kesildi.
Siz en iyisi şarkı söyleyin: Öğyetmenimmm, canım benim, caanımm beniym...
Doğru düzgün Türkçe konuşamayan öğretmenleri reklamlarınızda ketçaba bulayın.
Haklısınız, ancak ketçabın en acılısı "En Atatürkçü biziz" diyenlerin dillerine olsun emi?!!!
24.03.1923
Kütahya Lisesi'nde yapılan bu konuşmanın tarihine özellikle dikkatinizi çekmek isterim, daha Cumhuriyetin kuruluşuna 7 ay, 5 gün var.
Gelelim 2009'un son günlerine... "Ordunun kumanda heyeti" nin hali malum. Bir o Taraf'a bir bu Taraf'a yanıt vermeye çalışmakla ama illa ki darbeci olmakla malul. Ortada darbe marbe olmaması önemli değil, 30 sene önceki darbecileri saygıyla karşılayıp, diz dize oturanlar, "darbe var, darbe var" diye yandaş medyaları aracılığıyla bilmem kaç desibel çığırtkanlığa soyununca, Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği'ni ihlal etmiyorlar herhalde...
Bu hengamede "İrfan Ordusu" ne durumda acaba? Avrupalı meslektaşlarına göre, fiziki koşullar, sınıf mevcudu gibi kriterlerle karşılaştırmayı zul sayarak, çalıştıkları süre % 10'un üzerinde olmasına rağmen maaşları Avrupalı meslektaşlarının 1/3'ü düzeyinde... Zamanında üç ayda öğretmen yaptıklarımızın yanında, bugün Eğitim Fakültelerini bitiren onbinlerce öğretmen bırakın kadro almayı, garsonluk dahil bir iş bile bulamıyor.
O konuşmanın üzerinden 86 yıl geçtikten sonra, yarın 25 Kasım 2009... Kamu görevlilerinin iş bırakma, sessiz çığlıklarını bir nebze de olsa duyurma günüydü. Sanırım öğretmenlerin "darbeci" oldukları düşünüldü ki, okullar bazı şehirlerde 1,5 gün tatil edilip önce öğretmenlerin sesi kesildi.
Siz en iyisi şarkı söyleyin: Öğyetmenimmm, canım benim, caanımm beniym...
Doğru düzgün Türkçe konuşamayan öğretmenleri reklamlarınızda ketçaba bulayın.
Haklısınız, ancak ketçabın en acılısı "En Atatürkçü biziz" diyenlerin dillerine olsun emi?!!!