Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Olmak - Cumhuriyet Kadınları
Ulu Önder Atatürk öğretmenlere yaptığı hitabında :Fikri hür,Vicdanı hür ve İrfanı hür nesiller yetiştirmelerini öğütleyerek,bu görev bilinci içinde hareket etmeleri halinde ülke kalkınmasına ve insanlığına daha iyi hizmet edecekleri mesajını vermiştir.
FİKRİ HÜR OLMAK ;basit gibi görünsede aslında oldukça zorlandığımız bir konudur.Ön yargılarımızı sorgulamadıkça fikri hür olmak neredeyse imkansız denecek kadar zordur.
İnsanlar doğduktan sonra başta ebeveynlerinin inanç ve değerlerini sorgulamaksızın alırlar.Bu değerler tek taraflı olarak,bazen nasihat ve bazende baskı unsuru olarak beyinlere nakşedilir.Biraz daha büyüdükçe,yakın çevre ve okulla tanışılır.Aile,yaşanılan yer, ve diğer kavramlarla tanışılır.Bütün bu değerler birbirlerini destekleyerek,zaman içinde kıkırdak halden kemikleşmeye ve daha sonrada çelikleşmeye başlar.Çelikleşme dönemi,Einstein dediği gibi " Atomu parçalamaktan daha zor" olan dönemin son haddidir.
Fikri hür hale gelebilmek için ;insanın kendisiyle ilgili ön yargılarını,inanç ve değerlerini,vd diğer kavramları sorgulaması ve değişen,gelişen ilerlemeleri takip ederek kendisinde olanları test etmesi gerekmektedir.
Kendisinde olan ve çağın gerisinde bırakan değerlerini güncellemesini ve yerine daha iyilerini koyarak bilgilerini geliştirmesi,çağın gelişimine ayak uydurması gerekmektedir.
Çelikleşmiş fikir,düşünce ve değerlerin test edilip güncelleştirilmemesi halinde,çatışmalı ve sataşmalı konuma düşmekten,bağnazlığı savunmaktan kurtulamayız.Değişim ve gelişimleri göremeyecek kadar körleşir,duyamayacak kadar sağırlaşırız.Öğrenime açık olmak bir yana,tutucu ve bağnaz biri olarak her türlü dayatmanın kişisel kahramanı olmaya kendimizi mahkum ederiz.
VİCDANI HÜR OLMAK;fikri hür olmayanın vicdanının hür olması beklenemez.Birinci safhada ehil olmadan ve kendimizi geliştirmeden vicdanı hür olmak neredeyse imkansız hale gelir.
Tutucu ve bağnaz birisi,kendi yanlılarını sever ve sayarken,karşıt düşüncelere düşmanca tavır takınır.Vicdan kendi değerlerinin sınırları içine hapsolur.Karşı düşünce ve değerlere acımasız ve anlayışsız yaklaşımlar sergileyerek empatiden uzaklaşır,tüm karşı değerlere düşman bir tutum takınarak,kendi gibi düşünenleri ve yandaşlarını bir kalenin içine hapsetmeye kadar vardırır.Kalelerinin surlarını gittikçe kalınlaştırarak kendi dünyalarını kurar ve medeniyet denilen alemden kendini soyutlayarak küçük dünyalarının neferleri haline getirirler.
İRFANI HÜR OLMAK;ruh uyanıklığı,anlayış (empati kurma becerileri gelişmiş),nezaket ve incelik içinde,tüm bireyleri sevgiyle kucaklamaktır.
Ulu Önder Atatürk'ün de dediği gibi,bütün insanlığı tek bir vucutmuş gibi görüp;acıyan,ağrıyan,kanayan her yerden bu acıyı hissedip olabildiğince yardıma koşmak ve yaraları sarmak ve tüm insanlığın hayrına olabilecek faaliyetlerin ardına düşmektir.
İşin en zor ve meşakkatli olan kısmıdır.Yürekler enginleşmiş ve tüm insanlık adına çarpan bir kalbe sahip olunmuştur.Anlayış ve empatinin sınırları,evreni kapsacak şekilde zenginleşmiştir.Fotoğrafın bütününü görerek her şeyi her şeyle ilişkilendirme becerisine sahip olarak,engin bir vizyona ve engin bir misyona sahip olabilme becerilerine kavuşmuştur.Nedenlerin sonuçlarını önceden görebilir ve bu sonuçların gelecekte hangi olayların nedenleri olabileceğini kestirebilir hale gelirsiniz.Dünyanın neresinde olursa olsun,bir acı haber duyduğunuzda bu acıyı yüreğinizde hissedersiniz.
Alıntı
FİKRİ HÜR OLMAK ;basit gibi görünsede aslında oldukça zorlandığımız bir konudur.Ön yargılarımızı sorgulamadıkça fikri hür olmak neredeyse imkansız denecek kadar zordur.
İnsanlar doğduktan sonra başta ebeveynlerinin inanç ve değerlerini sorgulamaksızın alırlar.Bu değerler tek taraflı olarak,bazen nasihat ve bazende baskı unsuru olarak beyinlere nakşedilir.Biraz daha büyüdükçe,yakın çevre ve okulla tanışılır.Aile,yaşanılan yer, ve diğer kavramlarla tanışılır.Bütün bu değerler birbirlerini destekleyerek,zaman içinde kıkırdak halden kemikleşmeye ve daha sonrada çelikleşmeye başlar.Çelikleşme dönemi,Einstein dediği gibi " Atomu parçalamaktan daha zor" olan dönemin son haddidir.
Fikri hür hale gelebilmek için ;insanın kendisiyle ilgili ön yargılarını,inanç ve değerlerini,vd diğer kavramları sorgulaması ve değişen,gelişen ilerlemeleri takip ederek kendisinde olanları test etmesi gerekmektedir.
Kendisinde olan ve çağın gerisinde bırakan değerlerini güncellemesini ve yerine daha iyilerini koyarak bilgilerini geliştirmesi,çağın gelişimine ayak uydurması gerekmektedir.
Çelikleşmiş fikir,düşünce ve değerlerin test edilip güncelleştirilmemesi halinde,çatışmalı ve sataşmalı konuma düşmekten,bağnazlığı savunmaktan kurtulamayız.Değişim ve gelişimleri göremeyecek kadar körleşir,duyamayacak kadar sağırlaşırız.Öğrenime açık olmak bir yana,tutucu ve bağnaz biri olarak her türlü dayatmanın kişisel kahramanı olmaya kendimizi mahkum ederiz.
VİCDANI HÜR OLMAK;fikri hür olmayanın vicdanının hür olması beklenemez.Birinci safhada ehil olmadan ve kendimizi geliştirmeden vicdanı hür olmak neredeyse imkansız hale gelir.
Tutucu ve bağnaz birisi,kendi yanlılarını sever ve sayarken,karşıt düşüncelere düşmanca tavır takınır.Vicdan kendi değerlerinin sınırları içine hapsolur.Karşı düşünce ve değerlere acımasız ve anlayışsız yaklaşımlar sergileyerek empatiden uzaklaşır,tüm karşı değerlere düşman bir tutum takınarak,kendi gibi düşünenleri ve yandaşlarını bir kalenin içine hapsetmeye kadar vardırır.Kalelerinin surlarını gittikçe kalınlaştırarak kendi dünyalarını kurar ve medeniyet denilen alemden kendini soyutlayarak küçük dünyalarının neferleri haline getirirler.
İRFANI HÜR OLMAK;ruh uyanıklığı,anlayış (empati kurma becerileri gelişmiş),nezaket ve incelik içinde,tüm bireyleri sevgiyle kucaklamaktır.
Ulu Önder Atatürk'ün de dediği gibi,bütün insanlığı tek bir vucutmuş gibi görüp;acıyan,ağrıyan,kanayan her yerden bu acıyı hissedip olabildiğince yardıma koşmak ve yaraları sarmak ve tüm insanlığın hayrına olabilecek faaliyetlerin ardına düşmektir.
İşin en zor ve meşakkatli olan kısmıdır.Yürekler enginleşmiş ve tüm insanlık adına çarpan bir kalbe sahip olunmuştur.Anlayış ve empatinin sınırları,evreni kapsacak şekilde zenginleşmiştir.Fotoğrafın bütününü görerek her şeyi her şeyle ilişkilendirme becerisine sahip olarak,engin bir vizyona ve engin bir misyona sahip olabilme becerilerine kavuşmuştur.Nedenlerin sonuçlarını önceden görebilir ve bu sonuçların gelecekte hangi olayların nedenleri olabileceğini kestirebilir hale gelirsiniz.Dünyanın neresinde olursa olsun,bir acı haber duyduğunuzda bu acıyı yüreğinizde hissedersiniz.
Alıntı