İşe iade davası sürecinde, işveren trafaından eski e-postaların delil olarak sunu mu?
Öncelikle iyi günler diliyorum.
2004 yılı Eylül ayında yeni kurulan, yabancı sermayeli bir üretici firmada Planlama Sorumlusu olarak işbaşı yaptım. 2008 yılı Ocak ayında, şirketin yeni yapılanması sürecinde, performansımdan memnuniyetler belirtilerek, Yönetici konumuna getirildim. Bu yapılandırmada, Genel Müdür sıfatıyla bir Türk yöneticiye, teknik olarak da diğer 3 yabancı yöneticiye rapor vermekle yükümlü hale geldim. Yeni organizasyonun geçerlik kazanmasının hemen ardından, bağlı olduğum Türk yönetici, daha önceki iş ilişkilerimizden gelen rahatsızlığını derhal pratiğe dökerek, mobbing diye tabir edebileceğimiz davranışlar sergilemeye başladı. Gerek toplantılarda, gerekse de mail ortamında yerli yersiz uyarılarını her fırsatta yineleyerek, performansım hakkında yazılı-yazısız yorumlar yapmaya, bu vesileyle da beni şirket dahilinde yıpratmaya devam etti.
Ancak, şirkette bulunduğum toplam 4,5 yıllık süre zarfında, özlük dosyama girmiş tek bir ihtarname, savunma talebi ya da benzeri bir döküman bulunmadığı gibi, yukarıda bahsi geçen uyarı e-postaları sadece belirli şahıstan gelmiş olup, diğer yurtdışı yöneticilerimden kesinlikle benzeri mesajlar asla almadım. Aksine her fırsatta övgüler duyuyordum.
Nihayetinde, 2009 yılı Mayıs ayında, benim yöneticim konumundaki şahıs, performansımın düşüklüğü, iş arkadaşlarımla geçimsizliğim ve ekonomik krizin gerekçe gösterildiği bir yazıyı bana vererek beni işten çıkardığını söyledi.
İşyerini terkettim ve usulsüz olarak işten çıkarıldığımı düşündüğümden, işe iade davası açtım.
İlk duruşmamız bu hafta idi. Cevap dilekçesinde, işveren vekili konumundaki bu şahsın, belirli tarihlerdeki e-postları ile beni defalarca uyardığı, bunların delil olarak mahkemeye sunulacağı belirtilmişti. İlave olarak, belirli bir tarihte şirketi 1592 EURO zarara uğrattığım, yine bununla ilgili yazışmaların delil olarak mahkemeye sunulacağı, şirketin bana tahsis ettiği e-posta adresini şirket işleri dışında kullandığım, hatta şirket içindeki bayanlarla yazışmak için kullandığım belirtilmiş, bu yazışma metinlerinin yine mahkemeye delil olarak sunulacağı belirtilmiş. (bu noktada şunu belirtmeme müsaade edin : gerek kişisel gerekse de işim icabı kesinlikle yüzümü kızartacak, başımı önüme eğecek davranışlar içine girmediğim gibi, şimdi tüm e-postaların ve yazışmaların mahkemeye sunulacak olmasından en ufakl bir tedirginlik hissetmiyorum)
Ancak, aradan bunca süre geçmiş ve şimdi delil olarak mahkemeye sunulmak istenen bu öğelern - bana zamanında yazılı hiçbir uyarı, savunma talebi vs. yapılmadan, şimdi gündeme delil olarak getiriliyor olması hukuki açıdan mümkün müdür? Muhtemelen bir yazıcı çıktısı olarak sunulacak olan bu dökümanlara itiraz etme hakkım var mıdır?
Bu şartlar altında işe iade davam nasıl sonuçlanacaktır?
Yardım ve bilgileriniz için şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum.
NOT : Dileyen arkadaşlarımız ile e-posta vasıtasıyla, işten çıkarıldığım evrakı, işverenin cevap dilekçesini vs. e-posta vasıtasıyla paylaşabilirim.
2004 yılı Eylül ayında yeni kurulan, yabancı sermayeli bir üretici firmada Planlama Sorumlusu olarak işbaşı yaptım. 2008 yılı Ocak ayında, şirketin yeni yapılanması sürecinde, performansımdan memnuniyetler belirtilerek, Yönetici konumuna getirildim. Bu yapılandırmada, Genel Müdür sıfatıyla bir Türk yöneticiye, teknik olarak da diğer 3 yabancı yöneticiye rapor vermekle yükümlü hale geldim. Yeni organizasyonun geçerlik kazanmasının hemen ardından, bağlı olduğum Türk yönetici, daha önceki iş ilişkilerimizden gelen rahatsızlığını derhal pratiğe dökerek, mobbing diye tabir edebileceğimiz davranışlar sergilemeye başladı. Gerek toplantılarda, gerekse de mail ortamında yerli yersiz uyarılarını her fırsatta yineleyerek, performansım hakkında yazılı-yazısız yorumlar yapmaya, bu vesileyle da beni şirket dahilinde yıpratmaya devam etti.
Ancak, şirkette bulunduğum toplam 4,5 yıllık süre zarfında, özlük dosyama girmiş tek bir ihtarname, savunma talebi ya da benzeri bir döküman bulunmadığı gibi, yukarıda bahsi geçen uyarı e-postaları sadece belirli şahıstan gelmiş olup, diğer yurtdışı yöneticilerimden kesinlikle benzeri mesajlar asla almadım. Aksine her fırsatta övgüler duyuyordum.
Nihayetinde, 2009 yılı Mayıs ayında, benim yöneticim konumundaki şahıs, performansımın düşüklüğü, iş arkadaşlarımla geçimsizliğim ve ekonomik krizin gerekçe gösterildiği bir yazıyı bana vererek beni işten çıkardığını söyledi.
İşyerini terkettim ve usulsüz olarak işten çıkarıldığımı düşündüğümden, işe iade davası açtım.
İlk duruşmamız bu hafta idi. Cevap dilekçesinde, işveren vekili konumundaki bu şahsın, belirli tarihlerdeki e-postları ile beni defalarca uyardığı, bunların delil olarak mahkemeye sunulacağı belirtilmişti. İlave olarak, belirli bir tarihte şirketi 1592 EURO zarara uğrattığım, yine bununla ilgili yazışmaların delil olarak mahkemeye sunulacağı, şirketin bana tahsis ettiği e-posta adresini şirket işleri dışında kullandığım, hatta şirket içindeki bayanlarla yazışmak için kullandığım belirtilmiş, bu yazışma metinlerinin yine mahkemeye delil olarak sunulacağı belirtilmiş. (bu noktada şunu belirtmeme müsaade edin : gerek kişisel gerekse de işim icabı kesinlikle yüzümü kızartacak, başımı önüme eğecek davranışlar içine girmediğim gibi, şimdi tüm e-postaların ve yazışmaların mahkemeye sunulacak olmasından en ufakl bir tedirginlik hissetmiyorum)
Ancak, aradan bunca süre geçmiş ve şimdi delil olarak mahkemeye sunulmak istenen bu öğelern - bana zamanında yazılı hiçbir uyarı, savunma talebi vs. yapılmadan, şimdi gündeme delil olarak getiriliyor olması hukuki açıdan mümkün müdür? Muhtemelen bir yazıcı çıktısı olarak sunulacak olan bu dökümanlara itiraz etme hakkım var mıdır?
Bu şartlar altında işe iade davam nasıl sonuçlanacaktır?
Yardım ve bilgileriniz için şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum.
NOT : Dileyen arkadaşlarımız ile e-posta vasıtasıyla, işten çıkarıldığım evrakı, işverenin cevap dilekçesini vs. e-posta vasıtasıyla paylaşabilirim.