Hem Eşitlik Hem Nafaka
Resmi kanunlarımıza göre; hemen hemen kadın erkek eşitliği sağlanmış gibidir. Bu şekilde olduğu halde; kadının erkekten nafaka ve tazminat talepleri bulunması adına, eşine bazı şeyleri diretmesinin mantığı nedir?
Kadın; günümüz şartlarında inşaat ameliliği hariç, her işi yapmakta, gece saat 24:00 kadar her işte çalışa bilmektedir. Erkeğin kadından nafaka alması olayı hukuk adına sevindirici olsa da, istisna olarak bu örnekler birkaç tanedir. Genelde nafaka talepleri hep kadınlardan gelmekte, eşitlik hukuku altında erkeğe göz göre göre zulüm edilmektedir. Neymiş; hiç bir kadın rahat yuvasını terk etmez, eşinden ayrılmazmış, durmayacak kadını gemi halatı ile bağlasan, nikahını uzaydan getirsen ne çıkar. Kadının fıtratı bozuksa, erkek ne yapabilir?
Nafakanın kesilmesi; Kadının ölmesi, Başkası ile evlenmesi, Hamile kalması, Kötü yola düşmesi... gibi nedenlere bağlı olsa da, kocası dedektif gibi nafakayı kesmek için karısının peşinde mi dolanacak? Ülkemiz de ölen kocasının emeklilik maaşını alıp, evli olan binlerce kadın mevcutken, adam karısının gayr-i meşru ilişkilerini nasıl ispat edecek? Bu maddelere bir de; Kadın çalıştığında, eklenmelidir! Kimse kimsenin vicdani kararlarına terk edilmemeli, birilerinin insiyatiflerine mahkum kılınmamalıdır. Evet kocası tarafından şiddete ve muheyyidelere maruz kalan kadınlar toplumumuzda çok, fakat bu hepsinin masum olduğunu göstermez.
İslam hukukunda; Kadın çalışmak zorunda olmadığı için nafaka erkeğe yüklenmiştir, erkek bundan aciz kalırsa, erkeğin ailesi, ailesi yok ise, kadının kendi ailesi, oda yok ise, devlet, devlet de bakmazsa bütün müslümanlar o kadına bakmak zorundadır. İslam hukukunda kadın ev işleri ve yemek de yapmak zorunda değildir, kadın isterse beyi ona hizmetçi tutmak zorundadır, kadının tek görevi çocuk eğitmek, eşine hayat arkadaşlığı yapmaktır.
Erkek kadını tarafından terk edilince, kendine yeni bir hayat düzeni kuruyor, yeni yuvasını mı idame ettirecek? eski kaprisli karısının nafakasını mı temin edecek? Bu çok saçma... Kadınlar için, erkeklerin yaptığı işlerinin çoğunu yapamaz yasası olmuş olsa, belki bir nebze bunda haklılık payları olabilir, ama dediğim gibi yapmadıkları birtek iş inşaat ameliliği.
Aynı durumda medya da çıkan bir haberde; Urfa'da evini terk eden bir kadın, "kocam beni istediğim gibi giyindirmiyor", "yeterince özgür olamıyorum", "istediğim işte çalışamıyorum", diyerek yuvasını terk ediyor, bir zaman sonra mahkeme kanalı ile boşanma davası açıp, nafaka ve tazminat talebinde bulunarak kocasından ayrılıyor, mahkeme de kocasını tazminat ve nafaka ödemeye mahkum edince, adam mahkeme kapısında karısını vuruyor. Eski karısına nafaka ödeyen çoğu erkek; Yediği zehir zıkkım olsun, Allah burnundan fitil fitil, getirsin diyor... Aile hukukunun bazı yasalarını, meclise taşımanın zamanı geldi de geçiyor bile...
Kadın; günümüz şartlarında inşaat ameliliği hariç, her işi yapmakta, gece saat 24:00 kadar her işte çalışa bilmektedir. Erkeğin kadından nafaka alması olayı hukuk adına sevindirici olsa da, istisna olarak bu örnekler birkaç tanedir. Genelde nafaka talepleri hep kadınlardan gelmekte, eşitlik hukuku altında erkeğe göz göre göre zulüm edilmektedir. Neymiş; hiç bir kadın rahat yuvasını terk etmez, eşinden ayrılmazmış, durmayacak kadını gemi halatı ile bağlasan, nikahını uzaydan getirsen ne çıkar. Kadının fıtratı bozuksa, erkek ne yapabilir?
Nafakanın kesilmesi; Kadının ölmesi, Başkası ile evlenmesi, Hamile kalması, Kötü yola düşmesi... gibi nedenlere bağlı olsa da, kocası dedektif gibi nafakayı kesmek için karısının peşinde mi dolanacak? Ülkemiz de ölen kocasının emeklilik maaşını alıp, evli olan binlerce kadın mevcutken, adam karısının gayr-i meşru ilişkilerini nasıl ispat edecek? Bu maddelere bir de; Kadın çalıştığında, eklenmelidir! Kimse kimsenin vicdani kararlarına terk edilmemeli, birilerinin insiyatiflerine mahkum kılınmamalıdır. Evet kocası tarafından şiddete ve muheyyidelere maruz kalan kadınlar toplumumuzda çok, fakat bu hepsinin masum olduğunu göstermez.
İslam hukukunda; Kadın çalışmak zorunda olmadığı için nafaka erkeğe yüklenmiştir, erkek bundan aciz kalırsa, erkeğin ailesi, ailesi yok ise, kadının kendi ailesi, oda yok ise, devlet, devlet de bakmazsa bütün müslümanlar o kadına bakmak zorundadır. İslam hukukunda kadın ev işleri ve yemek de yapmak zorunda değildir, kadın isterse beyi ona hizmetçi tutmak zorundadır, kadının tek görevi çocuk eğitmek, eşine hayat arkadaşlığı yapmaktır.
Erkek kadını tarafından terk edilince, kendine yeni bir hayat düzeni kuruyor, yeni yuvasını mı idame ettirecek? eski kaprisli karısının nafakasını mı temin edecek? Bu çok saçma... Kadınlar için, erkeklerin yaptığı işlerinin çoğunu yapamaz yasası olmuş olsa, belki bir nebze bunda haklılık payları olabilir, ama dediğim gibi yapmadıkları birtek iş inşaat ameliliği.
Aynı durumda medya da çıkan bir haberde; Urfa'da evini terk eden bir kadın, "kocam beni istediğim gibi giyindirmiyor", "yeterince özgür olamıyorum", "istediğim işte çalışamıyorum", diyerek yuvasını terk ediyor, bir zaman sonra mahkeme kanalı ile boşanma davası açıp, nafaka ve tazminat talebinde bulunarak kocasından ayrılıyor, mahkeme de kocasını tazminat ve nafaka ödemeye mahkum edince, adam mahkeme kapısında karısını vuruyor. Eski karısına nafaka ödeyen çoğu erkek; Yediği zehir zıkkım olsun, Allah burnundan fitil fitil, getirsin diyor... Aile hukukunun bazı yasalarını, meclise taşımanın zamanı geldi de geçiyor bile...