En Sonunda Boşanabildim...
Herkese selamlar.
34 yaşındayım ve erkeğim.1999 yılında evlendim.Bu evlilikten bir kız çocuğumuz dünyaya geldi.Başlangıçta iyi olan evliliğimizde zaman içerisinde sıkıntılar,problemler ortaya çıkmaya başladı.Evliliğimizin başında mevcut olan sevgi ve saygı zamanla kayboldu.Özellikle aşırı kıskançlıktan dolayı münakaşalarımız ve kavgalarımız başladı.Anlaşmalı boşanma kararı aldık.Uygulamaya gelince Çocuğumun annesi Hanımefendi bir sürü mazeretler ve istekler ileriye sürerek anlaşmalı boşanmaya yanaşmadı.
En sonunda 13.12.2006 tarihinde Karakter ve anlayış farklılığından ortaya çıkan şiddetli geçimsizlik nedeniyle evliliğin temelinden sarsıldığını, evliliğin çekilmez hal aldığını ,şiddetli geçimsizliğin davalıdan kaynaklandığını beyan ederek boşanma davası açtım.
Davam yaklaşık 3 yıl sürdü.Bu 3 yıl içinde 4 tane hakim değişti.Tanıklar dinlendi.
Yapılan yargılama sonucunda tüm deliller değerlendirildiğinde ;
Davalının eşine kıskançlık gösterdiği,sürekli sevgilisi olmakla suçladığı,telefonundaki yabancı numaraları kendi aradığı gibi erkek kardeşinide arattırarak sürekli kontrol ettiği,davalının aşırı güvensizlik tavırlarının bulunduğu,taraflar arasındaki tartışmanın bu nedenle çıktığı,her ne kadar davalı tanıkları davacının davalıyı aldattığını belirtmişler ise de; tüm bunları davalıdan duydukları,görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı,yine beyan talimatla ifadesi alınan davalının kızkardeşi sanki herşey yanında olmuş gibi birebir görmüş gibi beyanda bulunduğu,ancak davalı ve davacı ile bir arada yaşayıp olaylara bizzat şahit olduğuna dair beyanlarıda olmadığı gözetildiğinde beyanlarının inandırıcı olmadığı,davacının telefon görüşmeleri dosyaya getirilmekle beraber makul zamanlarda yapılan görüşmeler olduğu, davalı tarafın davacının daha ağır kusurlu olduğuna dair ve davacının davalıyı aldattığına dair iddialarını ispatlayamadığı, davalı tarafın bu hali ile eşini sadakatsızlıkla suçlayarak , evlilik birliğinin sarsılmasına neden olduğu, meydana gelen olaylarda davalının daha ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından, davacının boşanma davasının kabulüne, yoksulluk nafakası ve manevi tazminata ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Dolayısıyla kısa özetleyecek olursak; boşanma kararı verildi,küçük kızımızın velayeti annesine verildi.(tedbir nafakası aylık 300 TL).
Kararın tebliğinden sonra geçen hafta içinde davalının boşanma ve nafaka konusunda karara itiraz ettiklerini ve temyize gittiklerinin haberini aldım.
Sanırım Temyize giden dosyamızın sonuçlanması 8-18 ay gibi bir zaman alacak.
Yani uzun bir müddet daha tekrar sonuç ne olacak diye bekliyeceğiz.Bu arada
Sonuç ne olabilir diye Avukatım ile görüştüğümde hertürlü sonuç çıkabilir diye her zaman olduğu gibi benim açımdan olumsuz en kötü karardan yani boşanma kararının bozulmasından başlayarak davacıya yoksulluk nafakası da bağlanabileceğinde bahsetti.Yada karar hiç değişmeden onaylanır dedi.
Burada yetkili ve tecrübeli arkadaşlarımıza ve büyüklerimize sormak istiyorum?
Avukatım yerel mahkemenin verdiği boşanma kararının yargıtayda bozulması ihtimalini,
davalının geçimsizliklerimiz ortaya çıktıktan sonra evi terketmesine müteakip (2004 yılında evi terketti ben davayı 2006 yılında açtım) kendisini müşterek konutumuza geri dön ihtarı ve çağrısı yapmama bağlıyor.Davayı açmadan önce Sn.Avukatım bu konuyu bana bizzat sorduğunda.(İhtar gönderelim mi diye).
İhtar gönderirsek (kurallar çerçevesinde) eve geri dönmezse terkten dolayı boşanma açarız ve boşanmanız kolay olur.Ama eşiniz eve 1 günlük dahi geri gelirse eve geldiği tarihden itibaren önceki tüm olayları affetmiş olursunuz ve boşanma davası açarsanız davanız reddedilir dedi.Ve ben bu ihtar olayını eşimin kötü niyetle kullanmasından çekindiğim ve gerçekten boşanmak istediğim için şiddetli geçimsizlik nedeniyle evliliğin temelinden sarsıldığını ve evliliğin çekilmez hal aldığını beyan ederek boşanma davası açtım.
Şimdi geldiğimiz bu durumda ;Yargıtayda dosyam inceleneceği zaman davacıya
eve geri dön ihtarı ve çağrısı yapmamam boşanmanın bozulması yönünde bir karar çıkmasını sağlar mı?Yada böyle bir karar çıkmasına ne derecede etkili olur?
Çocuğumun Annesi olan Hanımefendi ile yaklaşık 6 yıldır ayrı yaşıyoruz.Çocuğum bile herşeyin bittiğini kabullendiği halde hanımefendi bir türlü kabullenmek istemiyor.Kendisine karar açıklanmadan önce ;son bir kez daha ,anlaşalım makul ve mantıklı bir nafaka hem kendisine hemde çocuğuma vermeyi kabul ettiğimi ,mal varlığımızıda yarı yarıya paylaşmayı teklif ettiğimde ben zaten daha fazlasını alacağım diye reddetti.
Şimdi sonlara yaklaştıkça beni,ailemi kısacası herkesi üzen ve sıkıntı veren bu olayın tamamıyla bir neticeye varılmasını ve sonuçlanmasını istiyorum
Biraz uzun oldu.Amacım kendi durumumu paylaşmak ve gelecek olan yorumlar ve açıklamalar ile biraz olsun içimi rahatlatmak.
Herkese şimdiden teşekkürler.
Saygılarımla,
34 yaşındayım ve erkeğim.1999 yılında evlendim.Bu evlilikten bir kız çocuğumuz dünyaya geldi.Başlangıçta iyi olan evliliğimizde zaman içerisinde sıkıntılar,problemler ortaya çıkmaya başladı.Evliliğimizin başında mevcut olan sevgi ve saygı zamanla kayboldu.Özellikle aşırı kıskançlıktan dolayı münakaşalarımız ve kavgalarımız başladı.Anlaşmalı boşanma kararı aldık.Uygulamaya gelince Çocuğumun annesi Hanımefendi bir sürü mazeretler ve istekler ileriye sürerek anlaşmalı boşanmaya yanaşmadı.
En sonunda 13.12.2006 tarihinde Karakter ve anlayış farklılığından ortaya çıkan şiddetli geçimsizlik nedeniyle evliliğin temelinden sarsıldığını, evliliğin çekilmez hal aldığını ,şiddetli geçimsizliğin davalıdan kaynaklandığını beyan ederek boşanma davası açtım.
Davam yaklaşık 3 yıl sürdü.Bu 3 yıl içinde 4 tane hakim değişti.Tanıklar dinlendi.
Yapılan yargılama sonucunda tüm deliller değerlendirildiğinde ;
Davalının eşine kıskançlık gösterdiği,sürekli sevgilisi olmakla suçladığı,telefonundaki yabancı numaraları kendi aradığı gibi erkek kardeşinide arattırarak sürekli kontrol ettiği,davalının aşırı güvensizlik tavırlarının bulunduğu,taraflar arasındaki tartışmanın bu nedenle çıktığı,her ne kadar davalı tanıkları davacının davalıyı aldattığını belirtmişler ise de; tüm bunları davalıdan duydukları,görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı,yine beyan talimatla ifadesi alınan davalının kızkardeşi sanki herşey yanında olmuş gibi birebir görmüş gibi beyanda bulunduğu,ancak davalı ve davacı ile bir arada yaşayıp olaylara bizzat şahit olduğuna dair beyanlarıda olmadığı gözetildiğinde beyanlarının inandırıcı olmadığı,davacının telefon görüşmeleri dosyaya getirilmekle beraber makul zamanlarda yapılan görüşmeler olduğu, davalı tarafın davacının daha ağır kusurlu olduğuna dair ve davacının davalıyı aldattığına dair iddialarını ispatlayamadığı, davalı tarafın bu hali ile eşini sadakatsızlıkla suçlayarak , evlilik birliğinin sarsılmasına neden olduğu, meydana gelen olaylarda davalının daha ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından, davacının boşanma davasının kabulüne, yoksulluk nafakası ve manevi tazminata ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Dolayısıyla kısa özetleyecek olursak; boşanma kararı verildi,küçük kızımızın velayeti annesine verildi.(tedbir nafakası aylık 300 TL).
Kararın tebliğinden sonra geçen hafta içinde davalının boşanma ve nafaka konusunda karara itiraz ettiklerini ve temyize gittiklerinin haberini aldım.
Sanırım Temyize giden dosyamızın sonuçlanması 8-18 ay gibi bir zaman alacak.
Yani uzun bir müddet daha tekrar sonuç ne olacak diye bekliyeceğiz.Bu arada
Sonuç ne olabilir diye Avukatım ile görüştüğümde hertürlü sonuç çıkabilir diye her zaman olduğu gibi benim açımdan olumsuz en kötü karardan yani boşanma kararının bozulmasından başlayarak davacıya yoksulluk nafakası da bağlanabileceğinde bahsetti.Yada karar hiç değişmeden onaylanır dedi.
Burada yetkili ve tecrübeli arkadaşlarımıza ve büyüklerimize sormak istiyorum?
Avukatım yerel mahkemenin verdiği boşanma kararının yargıtayda bozulması ihtimalini,
davalının geçimsizliklerimiz ortaya çıktıktan sonra evi terketmesine müteakip (2004 yılında evi terketti ben davayı 2006 yılında açtım) kendisini müşterek konutumuza geri dön ihtarı ve çağrısı yapmama bağlıyor.Davayı açmadan önce Sn.Avukatım bu konuyu bana bizzat sorduğunda.(İhtar gönderelim mi diye).
İhtar gönderirsek (kurallar çerçevesinde) eve geri dönmezse terkten dolayı boşanma açarız ve boşanmanız kolay olur.Ama eşiniz eve 1 günlük dahi geri gelirse eve geldiği tarihden itibaren önceki tüm olayları affetmiş olursunuz ve boşanma davası açarsanız davanız reddedilir dedi.Ve ben bu ihtar olayını eşimin kötü niyetle kullanmasından çekindiğim ve gerçekten boşanmak istediğim için şiddetli geçimsizlik nedeniyle evliliğin temelinden sarsıldığını ve evliliğin çekilmez hal aldığını beyan ederek boşanma davası açtım.
Şimdi geldiğimiz bu durumda ;Yargıtayda dosyam inceleneceği zaman davacıya
eve geri dön ihtarı ve çağrısı yapmamam boşanmanın bozulması yönünde bir karar çıkmasını sağlar mı?Yada böyle bir karar çıkmasına ne derecede etkili olur?
Çocuğumun Annesi olan Hanımefendi ile yaklaşık 6 yıldır ayrı yaşıyoruz.Çocuğum bile herşeyin bittiğini kabullendiği halde hanımefendi bir türlü kabullenmek istemiyor.Kendisine karar açıklanmadan önce ;son bir kez daha ,anlaşalım makul ve mantıklı bir nafaka hem kendisine hemde çocuğuma vermeyi kabul ettiğimi ,mal varlığımızıda yarı yarıya paylaşmayı teklif ettiğimde ben zaten daha fazlasını alacağım diye reddetti.
Şimdi sonlara yaklaştıkça beni,ailemi kısacası herkesi üzen ve sıkıntı veren bu olayın tamamıyla bir neticeye varılmasını ve sonuçlanmasını istiyorum
Biraz uzun oldu.Amacım kendi durumumu paylaşmak ve gelecek olan yorumlar ve açıklamalar ile biraz olsun içimi rahatlatmak.
Herkese şimdiden teşekkürler.
Saygılarımla,