Olacak o kadar
Şanlıurfalı bir vatandaş, Diyarbakır'da Cumhuriyet Savcılığı'na, sanatçı Levent Kırca hakkında, televizyon programındaki skeçte “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçunu işlediği iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuş.
Suç duyurusunda, skecin bir daha yayınlanmaması için gereken tedbirlerin alınması gerektiği belirtilerek, şu ifadelere yer verilmiş:
“Söz konusu skeçte bireysel rol ve davranışlar "İbrahim Tatlıses" esas alınarak Şanlıurfa toplumunun yaşam biçimi ile özdeşleştirildiği ve skeç formatında, güncel Şanlıurfa halkının yaşam biçiminin taş devri özellikleriyle benzeştirilerek izleyiciye aksettirildiği açıktır. İlgili programda açık bir şekilde Şanlıurfa halkı aşağılanmıştır.”
Haberi okuyunca 9 yıl geriye gittim...
İbrahim Tatlıses, kendi adını taşıyan okulun açılış törenindeki konuşmasında "Urfa'daki bütün çocuklara sesleniyorum. Benim çocukluğumdaki yaşam biçimiyle sizinki çok farklı" demiş ve sözlerini şöyle sürdürmüştü:
"Ben mağarada doğdum. Babam ciğerciydi. Elim ayağım iş tutmaya başladığı zaman inşaatlarda çalışmaya başladım. 14, 15 yaşına kadar annem, babam imam nikahlıydı. Ben o tarihte Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldum. Ben okuyamadım.Bu çocuk o zaman Urfa'da Oxford olsaydı okuyacaktı. Ama Oxford yoktu."
Sonra Levent Kırca hakkında suç duyurusunda bulunan vatandaşın soyadı dikkatimi çekti. Türkiye'nin en büyük aşireti olmakla öğünen aşiretin ismi ile aynıydı Şanlıurfalı bir vatandaşın soyadı...
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin sitesine girdim. Şanlıurfa'dan 20. dönem Refah Partisi, 21, 22 ve bugün de 23. dönem, yani dört dönem üst üste milletvekili olabilmiş, iktidar partisine mensup milletvekilinin soyadı da, Levent Kırca'dan şikayetçi olan Şanlıurfalı bir vatandaş ile tutuyordu.
Sayın vekilimizin Star Gazetesi'ne, henüz 23. dönem milletvekili olmamışken, 2006 yılında vermiş olduğu bir röportajı buldum internette... Özetle:
Her dönem milletvekili seçilmenizin sırrı nedir? Aşiretinizin olmasının bunda etkisi var mı?
Her şeyi aşirete bağlamak doğru değil. Şanlıurfa’da vatandaşın sorunlarına eğilmemiz, sorunlarını çözmeye çalışmamızın, güzel hizmet vermemizin bunda etkisi var.
Silahınız var mı, markaları nedir? Meclis’e silahlı geliyor musunuz?
Silah merakım var. 3 tabancam, 2 tüfeğim var. Tabancalar Baretta, tüfekler Hackler Cock. Ama Meclis’e silahla gelmem. Silahlarım evde ya da arabada olur.
Aşiret reisleri çok kadınla evlenir diye bilinir, bu doğru mu, siz kaç evlilik yaptınız?
Babam 2 evliydi. Amcam 4 evli. Diğer amcam 12 evliydi. 400 torunu vardı.Ben tek evliyim 5 çocuğum var.
Bu Levent Kırca mizahtan anlamıyor, işin doğrusunu Valilik bilir dedim ve bugün T.C. Şanlıurfa Valiliği resmi web sitesine girdim.
Sitenin Sağlık linki : SAYFAMIZ GÜNCELLENMEKTEDİR.
Sitenin Tarım linki : SAYFAMIZ GÜNCELLENMEKTEDİR.
Sitenin İl Yatırımları Linki : SAYFAMIZ GÜNCELLENMEKTEDİR.
Sitenin Sanayi ve Ticaret Linki : SAYFAMIZ GÜNCELLENMEKTEDİR.
Sitenin Eğitim linki bayağı detaylıydı : İlköğretimde her sınıfa 65 çocuk düşüyormuş.
Bunun adına "ka-ra mi-zah" diyenler edepsizdir. Bunun adı "AK Mizah..."
Ancak haksızlık etmemek lazım;
Tarikatları ve cemaatleri sivil toplum örgütü olarak görüp, aşiretlerin olduğu bir ülkede gerçek demokrasinin varolacağını düşünen liberal demokrat aydınlarımız mevcutken,
Olacak, olacak, olacak o kadar...
Suç duyurusunda, skecin bir daha yayınlanmaması için gereken tedbirlerin alınması gerektiği belirtilerek, şu ifadelere yer verilmiş:
“Söz konusu skeçte bireysel rol ve davranışlar "İbrahim Tatlıses" esas alınarak Şanlıurfa toplumunun yaşam biçimi ile özdeşleştirildiği ve skeç formatında, güncel Şanlıurfa halkının yaşam biçiminin taş devri özellikleriyle benzeştirilerek izleyiciye aksettirildiği açıktır. İlgili programda açık bir şekilde Şanlıurfa halkı aşağılanmıştır.”
Haberi okuyunca 9 yıl geriye gittim...
İbrahim Tatlıses, kendi adını taşıyan okulun açılış törenindeki konuşmasında "Urfa'daki bütün çocuklara sesleniyorum. Benim çocukluğumdaki yaşam biçimiyle sizinki çok farklı" demiş ve sözlerini şöyle sürdürmüştü:
"Ben mağarada doğdum. Babam ciğerciydi. Elim ayağım iş tutmaya başladığı zaman inşaatlarda çalışmaya başladım. 14, 15 yaşına kadar annem, babam imam nikahlıydı. Ben o tarihte Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldum. Ben okuyamadım.Bu çocuk o zaman Urfa'da Oxford olsaydı okuyacaktı. Ama Oxford yoktu."
Sonra Levent Kırca hakkında suç duyurusunda bulunan vatandaşın soyadı dikkatimi çekti. Türkiye'nin en büyük aşireti olmakla öğünen aşiretin ismi ile aynıydı Şanlıurfalı bir vatandaşın soyadı...
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin sitesine girdim. Şanlıurfa'dan 20. dönem Refah Partisi, 21, 22 ve bugün de 23. dönem, yani dört dönem üst üste milletvekili olabilmiş, iktidar partisine mensup milletvekilinin soyadı da, Levent Kırca'dan şikayetçi olan Şanlıurfalı bir vatandaş ile tutuyordu.
Sayın vekilimizin Star Gazetesi'ne, henüz 23. dönem milletvekili olmamışken, 2006 yılında vermiş olduğu bir röportajı buldum internette... Özetle:
Her dönem milletvekili seçilmenizin sırrı nedir? Aşiretinizin olmasının bunda etkisi var mı?
Her şeyi aşirete bağlamak doğru değil. Şanlıurfa’da vatandaşın sorunlarına eğilmemiz, sorunlarını çözmeye çalışmamızın, güzel hizmet vermemizin bunda etkisi var.
Silahınız var mı, markaları nedir? Meclis’e silahlı geliyor musunuz?
Silah merakım var. 3 tabancam, 2 tüfeğim var. Tabancalar Baretta, tüfekler Hackler Cock. Ama Meclis’e silahla gelmem. Silahlarım evde ya da arabada olur.
Aşiret reisleri çok kadınla evlenir diye bilinir, bu doğru mu, siz kaç evlilik yaptınız?
Babam 2 evliydi. Amcam 4 evli. Diğer amcam 12 evliydi. 400 torunu vardı.Ben tek evliyim 5 çocuğum var.
Bu Levent Kırca mizahtan anlamıyor, işin doğrusunu Valilik bilir dedim ve bugün T.C. Şanlıurfa Valiliği resmi web sitesine girdim.
Sitenin Sağlık linki : SAYFAMIZ GÜNCELLENMEKTEDİR.
Sitenin Tarım linki : SAYFAMIZ GÜNCELLENMEKTEDİR.
Sitenin İl Yatırımları Linki : SAYFAMIZ GÜNCELLENMEKTEDİR.
Sitenin Sanayi ve Ticaret Linki : SAYFAMIZ GÜNCELLENMEKTEDİR.
Sitenin Eğitim linki bayağı detaylıydı : İlköğretimde her sınıfa 65 çocuk düşüyormuş.
Bunun adına "ka-ra mi-zah" diyenler edepsizdir. Bunun adı "AK Mizah..."
Ancak haksızlık etmemek lazım;
Tarikatları ve cemaatleri sivil toplum örgütü olarak görüp, aşiretlerin olduğu bir ülkede gerçek demokrasinin varolacağını düşünen liberal demokrat aydınlarımız mevcutken,
Olacak, olacak, olacak o kadar...