Boşanma davasına delil üretmek
Herkese merhaba;
Çok ilginç bir hukuk sürecinden geçiyorum ve hukukçular yapılan hukuksuzluklara akıl sır erdiremiyor. Buradaki hukukçu dostlarımdan fikir almak istiyorum. Eşim bana 23.09.2007 tarihinde boşanma davası açtı. Aramızda hiç kötü bir olay geçmediği için ben hangi sebeple ve delillerle dava açacağını çok merak ediyordum. Meğer eşimin işbilir avukatı, bu iş için bir tertip hazırlamış. Eşimle evliliğimiz boyunca hiçbir kavga veya dayak olayı yaşamadık. Hiçbir misafirimiz de gelmedi. Komşularımız bile yazlıklarında olduğundan hiçbir şahidimiz yoktu. Eşim ve annesi boşanma davası açtıktan 5 ay sonra hakkımda "onları telefonda ölümle tehdit ve hakaret ettiğim" iddiasıyla suç duyurusu yaptı. Savcılığın yaptığı incelemede telefon kayıtlarımda onları hiç aramadığım ortaya çıktı. Savcılığa sonradan verdikleri ifadelerinde "tehdit veya hakaret etmediğimi sadece eşimden boşanmak istemediğimi söylediğimi" ve şikayetlerinden vazgeçtiklerini ifadelerinde belirtmişler. Eşimin işbilir avukatı bu soruşturma dosyasını boşanma davasında aleyhimde delil olarak kullandı. Hakim bu dosyayı deliller arasında kabul ederek boşanmaya ve tazminata hüküm verdi. Ben de boşama kararını temyize gönderdim. Bu süreçte eşim ve annesini " asılsız suç duyurusu yapmak" suçundan savcılığa şikayet ettim. Benim şikayetimi inceleyen savcı "eşimin boşanma sürecinde şikayet hakkını kullandığını ve yapılan suç duyurusunun iftira niteliği olmadığı" gerekçesiyle kovuşturmaya gerek olmadığına karar verdi. Ben kararı hayretler içinde okudum. Demek ki boşanmak isteyen bir kadın eşi hakkında suç duyurusu yapsın, nasıl olsa asılsız olduğu için takipsizlik kararı verilecek. Kendi kanuni şikayet hakkını kullandığı için cezası da olmayacak. Ama açılan soruşturma dosyasını mahkemede kendi lehine kullanabilecek. Hatta savcılar hakimler de "oh kızım ne kadar da güzel yapmışsın, tereyağından kıl çeker gibi boşanma davasını kazandın" diyecekler. Tazminat ve nafakayı da ödül olarak verecekler. Şimdi ben insanların neden cinnet geçirip karısını, kayınvalidesini asıp kestiğini anlıyorum ve onlara hak veriyorum. Böyle hukuk düzeni böyle hakimler, böyle savcılarla insanlar haklarını nasıl savunacaklar? Mahkemede eğer haklıysanız hakimler savunma hakkı vermiyor, savclıkta haklıysanız şikayetinizde savcı kaile almıyor, takipsizlik kararı veriyor. Haksız yere dava açanlar bütün hakimlerin gözü önünde sahtekarlık, yalan ve iftira ile mahkemeyi çatır çatır kazanıyor. Hadi bakalım sen git hakkını Yargıtay'da ara diyorlar ancak.
Serzenişim biraz ağır oldu gerçi ama bu yazıyı sıkılmadan okuyan bir hukukçu var ise nasıl bir çıkış yolu olduğunu bana yazarsa çok memnun olurum. Bir nevi bu da bir hukuk tecrübesi, antreman oluyor. Saygılarımla
Çok ilginç bir hukuk sürecinden geçiyorum ve hukukçular yapılan hukuksuzluklara akıl sır erdiremiyor. Buradaki hukukçu dostlarımdan fikir almak istiyorum. Eşim bana 23.09.2007 tarihinde boşanma davası açtı. Aramızda hiç kötü bir olay geçmediği için ben hangi sebeple ve delillerle dava açacağını çok merak ediyordum. Meğer eşimin işbilir avukatı, bu iş için bir tertip hazırlamış. Eşimle evliliğimiz boyunca hiçbir kavga veya dayak olayı yaşamadık. Hiçbir misafirimiz de gelmedi. Komşularımız bile yazlıklarında olduğundan hiçbir şahidimiz yoktu. Eşim ve annesi boşanma davası açtıktan 5 ay sonra hakkımda "onları telefonda ölümle tehdit ve hakaret ettiğim" iddiasıyla suç duyurusu yaptı. Savcılığın yaptığı incelemede telefon kayıtlarımda onları hiç aramadığım ortaya çıktı. Savcılığa sonradan verdikleri ifadelerinde "tehdit veya hakaret etmediğimi sadece eşimden boşanmak istemediğimi söylediğimi" ve şikayetlerinden vazgeçtiklerini ifadelerinde belirtmişler. Eşimin işbilir avukatı bu soruşturma dosyasını boşanma davasında aleyhimde delil olarak kullandı. Hakim bu dosyayı deliller arasında kabul ederek boşanmaya ve tazminata hüküm verdi. Ben de boşama kararını temyize gönderdim. Bu süreçte eşim ve annesini " asılsız suç duyurusu yapmak" suçundan savcılığa şikayet ettim. Benim şikayetimi inceleyen savcı "eşimin boşanma sürecinde şikayet hakkını kullandığını ve yapılan suç duyurusunun iftira niteliği olmadığı" gerekçesiyle kovuşturmaya gerek olmadığına karar verdi. Ben kararı hayretler içinde okudum. Demek ki boşanmak isteyen bir kadın eşi hakkında suç duyurusu yapsın, nasıl olsa asılsız olduğu için takipsizlik kararı verilecek. Kendi kanuni şikayet hakkını kullandığı için cezası da olmayacak. Ama açılan soruşturma dosyasını mahkemede kendi lehine kullanabilecek. Hatta savcılar hakimler de "oh kızım ne kadar da güzel yapmışsın, tereyağından kıl çeker gibi boşanma davasını kazandın" diyecekler. Tazminat ve nafakayı da ödül olarak verecekler. Şimdi ben insanların neden cinnet geçirip karısını, kayınvalidesini asıp kestiğini anlıyorum ve onlara hak veriyorum. Böyle hukuk düzeni böyle hakimler, böyle savcılarla insanlar haklarını nasıl savunacaklar? Mahkemede eğer haklıysanız hakimler savunma hakkı vermiyor, savclıkta haklıysanız şikayetinizde savcı kaile almıyor, takipsizlik kararı veriyor. Haksız yere dava açanlar bütün hakimlerin gözü önünde sahtekarlık, yalan ve iftira ile mahkemeyi çatır çatır kazanıyor. Hadi bakalım sen git hakkını Yargıtay'da ara diyorlar ancak.
Serzenişim biraz ağır oldu gerçi ama bu yazıyı sıkılmadan okuyan bir hukukçu var ise nasıl bir çıkış yolu olduğunu bana yazarsa çok memnun olurum. Bir nevi bu da bir hukuk tecrübesi, antreman oluyor. Saygılarımla