Motorlu taşıt tescilinde Aziz Nesin’lik vaka; PİS PLAKA!!
Geçtiğimiz hafta bayiden sıfır kilometre bir araç satın aldık. Daha ucuza mal edelim diye de tescil ve plaka işlemlerini kendimiz takip edelim dedik.
……….İlçesi Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne sabah saat 09:30’da geldik ve bankalardaki gibi sıra numarasını belirten bir fiş verildi. Danışmaya bir polis memuru koymuşlar, dosya üzerinde ön bir inceleme yapıyor, evrakın eksik olup olmadığını kontrol ediyor, eksiğiniz varsa boşuna kuyruk beklememiş oluyorsunuz. Plaka numaranız da bu ön kontrolü yapan memur tarafından veriliyor. Güzel düşünmüşler, eksiği olan vatandaş boşuna sıra beklememiş oluyor.
Sıramız geldi görevli polis memuruna dosyayı verdik, inceledi, önce tamam dedi. Son anda faturadaki adresimizi fark ederek “sizin adresiniz ………ilçesinde ama burası ……..Trafik Tescil Şubesi. Bu nedenle adresinizin bulunduğu ………..ilçesindeki Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne gideceksiniz” dedi. Biz de kendisine Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 31. maddesinin 2007 yılında değiştiğini ve “büyükşehir belediye sınırları içerisinde ikameti bulunanlar, araçlarını büyükşehir sınırları içerisindeki herhangi bir trafik tescil kuruluşunda tescil ettirebilirler” hükmünün getirildiğini hatırlatınca komiserime bir sorayım diyerek amirini çağırdı.
Komiser de memuru gibi düşünüyordu, adresimiz ……..ilçesinde olduğundan aracımızı kendi ilçemizde kayıt ettirmemiz gerekiyordu. Bununla birlikte komiser bir kolaylık önermişti. Polis Vakfına bir miktar bağışta bulunursak tescili burada da yaptırabilecektik. Biz de komisere kibarca yukarıdaki yönetmelik hükmünü hatırlatıp bağış yapmaya da niyetli olmadığımızı belirtince memura dönerek “peki, verin öyleyse şuna bir pis plaka!”
“Komiserim bize plakayı danışmadakı memur verdi, neden şimdi değiştirip bize pis plaka vereceksiniz?! diye sorduysak da “Pis Plaka” nın ne olduğunu birazdan anlayacaktık.
Söz sırası memurdaydı; “Komiserim, Polatlı, Isparta, Sinop harf grubu bitti, beyefendiye Bolu, Ordu, Kayseri harf grubundan bir plaka verelim mi?:)
……….İlçesi Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne sabah saat 09:30’da geldik ve bankalardaki gibi sıra numarasını belirten bir fiş verildi. Danışmaya bir polis memuru koymuşlar, dosya üzerinde ön bir inceleme yapıyor, evrakın eksik olup olmadığını kontrol ediyor, eksiğiniz varsa boşuna kuyruk beklememiş oluyorsunuz. Plaka numaranız da bu ön kontrolü yapan memur tarafından veriliyor. Güzel düşünmüşler, eksiği olan vatandaş boşuna sıra beklememiş oluyor.
Sıramız geldi görevli polis memuruna dosyayı verdik, inceledi, önce tamam dedi. Son anda faturadaki adresimizi fark ederek “sizin adresiniz ………ilçesinde ama burası ……..Trafik Tescil Şubesi. Bu nedenle adresinizin bulunduğu ………..ilçesindeki Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne gideceksiniz” dedi. Biz de kendisine Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 31. maddesinin 2007 yılında değiştiğini ve “büyükşehir belediye sınırları içerisinde ikameti bulunanlar, araçlarını büyükşehir sınırları içerisindeki herhangi bir trafik tescil kuruluşunda tescil ettirebilirler” hükmünün getirildiğini hatırlatınca komiserime bir sorayım diyerek amirini çağırdı.
Komiser de memuru gibi düşünüyordu, adresimiz ……..ilçesinde olduğundan aracımızı kendi ilçemizde kayıt ettirmemiz gerekiyordu. Bununla birlikte komiser bir kolaylık önermişti. Polis Vakfına bir miktar bağışta bulunursak tescili burada da yaptırabilecektik. Biz de komisere kibarca yukarıdaki yönetmelik hükmünü hatırlatıp bağış yapmaya da niyetli olmadığımızı belirtince memura dönerek “peki, verin öyleyse şuna bir pis plaka!”
“Komiserim bize plakayı danışmadakı memur verdi, neden şimdi değiştirip bize pis plaka vereceksiniz?! diye sorduysak da “Pis Plaka” nın ne olduğunu birazdan anlayacaktık.
Söz sırası memurdaydı; “Komiserim, Polatlı, Isparta, Sinop harf grubu bitti, beyefendiye Bolu, Ordu, Kayseri harf grubundan bir plaka verelim mi?:)