Alıntı:
superisi80 rumuzlu üyeden alıntı
merhaba
boşanma davam sürmekte şuan 4 ay ertelenmiş durumda. karşı tarfın ekonm. ve sosyal durumunun tespiti için para yatırmadığımdan(bilgisizlik, herkesin aklında olsun) tedbir nafakası bağalnmadı gelecek celseye ekledi hakim. bu aşamada zor durumdayım. çalışmak zorundayım egerki çalışırsam ssk da yatarsa ileriki dava ve boşanmada çalışıyor işte belgeleri deyip, tedbir hemde normal nafaka iptalini isteyebilir mi? şaşırdım kaldım avukat bişey olmaz çalış diyor hukuk bilgisi olanlar ise ssk lı çalışma diyor vs vs vs :kızgın: :kızgın: hayatım kısıtlı tamamen bitmesini mi? bekliyeceğim cevap yazanlara şimdiden tşkler.
Eşinin geliri nasıl maddi durumu ne alemde,? Memurmu,esnaffı,Asgari ücretlemi calışıyor,?
Cocuklar varmı sendemi.?Yoksa cocuk yokmu.?
Çalış birşey olmaz diyen avukatın, dava avukatınmı yoksa eş dostmu.?
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2008/2-231
Karar: 2008/235
Karar Tarihi: 05.03.2008
ÖZET: Boşanma davası açılmakla, ayrı yaşama hakkı kazanan ve yeterli geliri olmayan davalı kadın yararına uygun tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekir.
(4721 S. K. m. 169, 185, 186, 215, 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267) (743 S. K. m. 137)
Taraflar arasındaki <boşanma> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Fatih 2. Aile Mahkemesince davanın ve tedbir nafakası isteminin reddine dair verilen 07.04.2005 gün ve 2004/169 E., 2005/260 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 29.11.2005 gün ve 13232-16533 sayılı ilamı ile;
(...Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1) geçimine, (TMK md. 185/3) malların yönetimine (TMK 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re’sen) almak zorundadır. (TMK md. 169) O halde dava tarihinden geçerli olmak üzere, herhangi bir işi ve geliri olmayan davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 185/3, 186/3. maddelerine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü;
Dava, boşanma istemine ilişkindir.
Davacı Mustafa vekili, taraflar arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle evliliğin her iki taraf için de çekilmez hal aldığını ileri sürerek, şiddetli geçimsizlik nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Fatma vekili, açılan davanın tamamen haksız ve yersiz olduğunu, davalıya atfedilebilecek herhangi bir kusur olmadığını ileri sürerek davanın reddine, davanın kabulüne karar verilmesi halinde ise 30 milyar maddi, 10 milyar manevi tazminat ile aylık 500 milyon yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
Yerel Mahkeme, <Davalının kusuruna dayanarak evlilik birliğinin temelden sarsıldığına dair mahkememizce vicdani kanaat oluşmadığından davanın bu nedenle reddine, davalı taraf her ne kadar tedbir nafakası talebinde bulunmuş ise de, davalı lehine tedbir nafakası koşulları oluşmadığından hu talebin reddine> karar vermiş, davalı vekilinin tedbir nafakası yönünden temyizi üzerine hüküm Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuş, Yerel Mahkeme, <Davalının kendisini geçindirecek kadar gelirinin bulunması nedeniyle tedbir koşulları oluşmadığı> gerekçesi ile kararında direnmiştir.
Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, çalışan davalı eş lehine boşanma davasının devamı süresince tedbir nafakasına hükmedilip hükmedilemeyeceği noktasındadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesi <Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır.> şeklindedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesi, yürürlükten kaldırılan 743 sayılı Medeni Kanunun 137. maddesindeki düzenlemede bir değişiklik yapmamış olup, madde metni sadeleştirilmek suretiyle aynen alınmış ve bu durum 169. maddenin gerekçesinde açıkça belirtilmiştir.
Bu durumda hakimin davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerekir.
Her ne kadar Özel Daire bozma kararında <herhangi bir işi ve geliri olmayan davalı kadın> ifadesine yer verilmiş ise de bu durum dosya kapsamına uygun olmayıp <_yeterli geliri olmayan davalı kadın> şeklinde değiştirilmesi gerekir.
-------------------------------------------------------------
O halde, somut olayda boşanma davası açılmakla, ayrı yaşama hakkı kazanan -
ve yeterli geliri olmayan davalı kadın yararına uygun tedbir nafakasına
-------------------------------------------------------------------
hükmedilmesi gerekirken, yanlış gerekçelerle talebin reddi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme karan bozulmalıdır.
---------------------------------------------------------------------
Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK’un 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 05.03.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
************************************************** ****************************
YUKARDAKİ KARARDADA NE DİYOR YETERLİ GELİRİ OLMIYAN,SİZİN ASGARİ ÜCRETLE CALIŞMANIZ YETERLİ GELİR SAYILMADIĞINA GÖRE TEDBİR NAFAKASI ALA BİLİRSİNİZ OLARAK YORUMLANIR.EYER COCUK YOK TEK KİŞİ İSENİZ EŞİNİZDE ASGARİ ÜCRETLE CALIŞIYOR İSE BURADA DİKKAT ETMEK GEREKECEKTİR.
************************************************** *****
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2002/2-397
Karar No: 2002/339
Tarih: 1.5.2002
YOKSULLUK NAFAKASI ( Kadının Asgari Ücretle Çalışıyor Olması Halinde )
KADININ ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞMASI ( Yoksulluk Nafakası Takdir Edilmesine Engel Olmaması )
BOŞANMA ( Yoksulluk Nafakası-Kadının Asgari Ücretle Çalışıyor Olması )
ÖZET :
Kadının asgari ücretle çalışılmakta bulunulması yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu değildir.
DAVA :
Taraflar arasındaki Boşanma, nafaka davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Menemen Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.4.2000 gün ve 1999/337 E - 2000/207 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 9.10.2000 gün ve 2000/10242-11825 sayılı ilamiyle; ( ...1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin taktirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı kadının asgari ücretle de olsa bir işte çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu durum yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR :
Dava, Boşanma ve nafaka istemine ilişkindir.
Yerel mahkemenin davacı eş için ayda 40.000.000 TL.tedbir nafakası bağlanmasına ve boşanma kararının kesinleşmesinden sonra bu miktarın yoksulluk nafakası olarak devamına ilişkin kararı, davalı Koca vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulmuştur.
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında, asgari ücretle çalışılmakta bulunulması yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. ( HGK.7.10.1998 gün 1998/2-656 E, 1998/688 K, 26.12.2001 gün 2001/2-1158 1185 sayılı kararları. )
Diğer taraftan, Özel Dairenin 4.12.2000 gün 2000/12992 12165 sayılı kararında da, 90.000.000 TL. aylıkla çalışan davalının, bu gelirle insanca yaşaması ve geçinmesinin olanaksız olduğu ve belirtilen meblağın davalı kadını yoksulluktan kurtarmayacağı vurgulanmak suretiyle vermiş olduğu bozma kararının Hukuk Genel Kurulunun 26.12.2001 gün 2001/1158-1185 sayılı kararıyla benimsenerek direnme kararının özel dairenin belirttiği nedenlerle, bozulduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davalı eşin 70.000.000 TL. civarında olduğu anlaşılan asgari ücretle özel bir işletmede çalışmakta olduğu belirlenmiş olup, yukarıda açıklandığı üzere bu miktarın davalı eşi yoksulluktan kurtarmayacağı ve ona insanca yaşayıp geçinme olanağı sağlamayacağı kuşkusuzdur. O halde Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında ve yukarıda açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı ( 1.720.000 ) lira bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 1.5.2002 gününde oybirliği ile karar verildi
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2002/2-397
Karar: 2002/339
Karar Tarihi: 01.05.2002
ÖZET: Davalı eşin asgari ücretle özel bir işletmede çalışmakta olduğu belirlenmiş olup, yukarıda açıklandığı üzere bu miktarın davalı eşi yoksulluktan kurtarmayacağı ve ona insanca yaşayıp geçinme olanağı sağlamayacağı kuşkusuzdur.
(743 S. K. m. 144)
Dava: Taraflar arasındaki Boşanma, nafaka davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Menemen Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.4.2000 gün ve 1999/337 E - 2000/207 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 9.10.2000 gün ve 2000/10242 -11825 sayılı ilamıyla; (...1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı kadının asgari ücretle de olsa bir işte çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu durum yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar: Dava, Boşanma ve nafaka istemine ilişkindir.
Yerel mahkemenin davacı eş için ayda 40.000.000 TL tedbir nafakası bağlanmasına ve boşanma kararının kesinleşmesinden sonra bu miktarın yoksulluk nafakası olarak devamına ilişkin kararı, davalı Koca vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulmuştur.
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında, asgari ücretle çalışılmakta bulunulması yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK.7.10.1998 gün 1998/2-656 E, 1998/688 K, 26.12.2001 gün 2001/2-1158 1185 sayılı kararları.)
Diğer taraftan, Özel Dairenin 4.12.2000 gün 2000/12992 12165 sayılı kararında da, 90.000.000 TL. aylıkla çalışan davalının, bu gelirle insanca yaşaması ve geçinmesinin olanaksız olduğu ve belirtilen meblağın davalı kadını yoksulluktan kurtarmayacağı vurgulanmak suretiyle vermiş olduğu bozma kararının Hukuk Genel Kurulunun 26.12.2001
gün 2001/1158-1185 sayılı kararıyla benimsenerek direnme kararının özel dairenin belirttiği nedenlerle, bozulduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davalı eşin 70.000.000 TL. civarında olduğu anlaşılan asgari ücretle özel bir işletmede çalışmakta olduğu belirlenmiş olup, yukarıda açıklandığı üzere bu miktarın davalı eşi yoksulluktan kurtarmayacağı ve ona insanca yaşayıp geçinme olanağı sağlamayacağı kuşkusuzdur. O halde Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında ve yukarıda açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı ( 1.720.000 ) lira bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 01.05.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)