İlginç bir tebligat ve icra hikayesi
Selamlar,
Bu konuya benzer başka konular olmasına rağmen en can alıcı nokta ile ilgili benze bir konu bulamadım ve burada sizlere yazmak ihtiyacı duydum.
3 adet 711/3'ten işlem yapılmış çek var. Çek tarihleri;
18.01.2008
22.02.2008
21.03.2008
Her çek 10.000 TL. Toplam 30.000.-TL
Bu çekler ile ilgili 14.11.2008 tarihinde İcra yoluna gidilmiş. Burada 6 aylık sürenin geçtiği ve Örnek 10 ( Kambiyo senetlerine özgü haciz ) ile işlem yapılamayacağı kesin ve kat'i gözükmekte. Çünkü en son çek tarihini bile dikkate alsak 24.09.2008 taerihinde zamanaşımına uğramakta.Sanırım bu konuda mutabıkız.
Ayrıca davacı X ve vekili kötü niyetli yaklaşımda bulunmaktadır, çünkü gerçekte çek'i keşide eden ile ciro edip davacıya veren arasında bu çekler avans olarak verilmiş ve keşidecinin işi yapamaması dolayısı ile keşideci ve ciro sahibi arasında ki sözleşme fesih edilmiş ve ciro sahibi bu sözleşme ,lede sabit olan avans çekleri ile ilgili "bana borcu yoktur bu çekleri iade edeceğim" diye bir yazı vermiştir. Ancak çekleri iade edememiştir. Keşideci haklarını korumak için çeklere ödeme yasağı koymuştur ve şimdi bu çeklerin ödenmesi ile ilgili haciz ile karşı karşıya kalma durumu vardır. Ve davacının kendi el yazısı ve imzası ile çeklere istinaden bir kısım ödemeyi ciro sahibinden aldığı gösterir bir belge mevcuttur ancak bu belge ve tahsilat hiç yokmuşcasına tüm çek toplamına icra takibi başlatılmıştır.
Esas can alıcı nokta ise bu icra işlemi 14.09.2008'de başlamış ve halen davalının eline yasal olarak tebligat geçmemiş ancak davacı vekilinin borçluya cep telefonu numarası ile ulaşarak haber vermesi souncu dosya'dan haberi olmuştur.
Dava dosyasını incelemeye giden borçlu dosya'da çok ilginç bir durum ile karşılaşmıştır.
1.) İcra dairesi Nüfüs Müdürlüğüne yazı yazmış ve davalı adresini talep etmiş.
2.) Nüfüs İdaresi 05.05.2009'da cevaben davalının 2007'de terk ettiği adresi bildirmiş.
3.) Tebligat bu bilgiye istinaden davalının 17.09.2007'de terk ettiği adrese yapılmak istenmiş.
4.) Postacı eski adrese gitmiş ve " 06.05.2009 tarihinde evrak üstündeki adrese gidilmiş olup, KAPALI OLMASI nedeniyle evrak ilgili mahalle muhtarlığına imza karşılığı teslim edilmiştir. Haber kağıda yazılıp adresin kapısına yapıştırılmıştır, ayrıca komşusu .......'a sözlü haber bırakılmış olup, komşunun imza vermekten kaçınması nedeniyle imzası alınamamıştır." yazısı ile tebligata not düşmüştür.
5.) Oysaki davalı, resmi olarak eski mahalle muhtarında ikametgahını yeni adresine 17.09.2007 tarihinde taşımıştır. Bunun yeni ikametgahında ki muhtarlığın düzenlediği ikametgah belgesi ve form-5 ile ispatlayabilir. Ayrıca adres kayıt sisteminde davalının yeni adresi bulunduğu yapılacak araştırma ile görüleceği üzere sabittir. Eski Muhtar'ın postacıyı uyararak tebligatı almaması ve davalının yeni adresini vermesi gerekmezmiydi?
Yukarıda bahsettiğimiz konu usüzlsüz tebligat değilmidir? Davalı icra dairesine gidip usülsüz tebligat yapıldığını belirtmek ve tebligatı icra dairesinde teslim alarak hemen mührü zaman dilekçesini vermek istememktedir. Bu sizce uygun bir yolmudur?
Davalı , davacı müvekkili tarafından sürekli tehdit edilmekte ve evine haciz getireceğiz, maaşına haciz getireceğiz diyerek davalının mesul olmadığı bir borç için davalıyı baskı altına almaktadır.
Davalının gerek davacı gerek vekili olan avukat hakkında şu anda ne gibi bir karşı dava açma ve hak talep etme imkanı vardır? Ayrıca bu işlemi yapan avukat hakkında ne tip bir idari ceza uygulatabilir. Keza davacı vekili 6 ay süre geçmiş olduğunu bile bile icra davasını açmıştır.
Yorum ve tavsiyelerinizi beklemekteyim.
Saygılarımla,
Bu konuya benzer başka konular olmasına rağmen en can alıcı nokta ile ilgili benze bir konu bulamadım ve burada sizlere yazmak ihtiyacı duydum.
3 adet 711/3'ten işlem yapılmış çek var. Çek tarihleri;
18.01.2008
22.02.2008
21.03.2008
Her çek 10.000 TL. Toplam 30.000.-TL
Bu çekler ile ilgili 14.11.2008 tarihinde İcra yoluna gidilmiş. Burada 6 aylık sürenin geçtiği ve Örnek 10 ( Kambiyo senetlerine özgü haciz ) ile işlem yapılamayacağı kesin ve kat'i gözükmekte. Çünkü en son çek tarihini bile dikkate alsak 24.09.2008 taerihinde zamanaşımına uğramakta.Sanırım bu konuda mutabıkız.
Ayrıca davacı X ve vekili kötü niyetli yaklaşımda bulunmaktadır, çünkü gerçekte çek'i keşide eden ile ciro edip davacıya veren arasında bu çekler avans olarak verilmiş ve keşidecinin işi yapamaması dolayısı ile keşideci ve ciro sahibi arasında ki sözleşme fesih edilmiş ve ciro sahibi bu sözleşme ,lede sabit olan avans çekleri ile ilgili "bana borcu yoktur bu çekleri iade edeceğim" diye bir yazı vermiştir. Ancak çekleri iade edememiştir. Keşideci haklarını korumak için çeklere ödeme yasağı koymuştur ve şimdi bu çeklerin ödenmesi ile ilgili haciz ile karşı karşıya kalma durumu vardır. Ve davacının kendi el yazısı ve imzası ile çeklere istinaden bir kısım ödemeyi ciro sahibinden aldığı gösterir bir belge mevcuttur ancak bu belge ve tahsilat hiç yokmuşcasına tüm çek toplamına icra takibi başlatılmıştır.
Esas can alıcı nokta ise bu icra işlemi 14.09.2008'de başlamış ve halen davalının eline yasal olarak tebligat geçmemiş ancak davacı vekilinin borçluya cep telefonu numarası ile ulaşarak haber vermesi souncu dosya'dan haberi olmuştur.
Dava dosyasını incelemeye giden borçlu dosya'da çok ilginç bir durum ile karşılaşmıştır.
1.) İcra dairesi Nüfüs Müdürlüğüne yazı yazmış ve davalı adresini talep etmiş.
2.) Nüfüs İdaresi 05.05.2009'da cevaben davalının 2007'de terk ettiği adresi bildirmiş.
3.) Tebligat bu bilgiye istinaden davalının 17.09.2007'de terk ettiği adrese yapılmak istenmiş.
4.) Postacı eski adrese gitmiş ve " 06.05.2009 tarihinde evrak üstündeki adrese gidilmiş olup, KAPALI OLMASI nedeniyle evrak ilgili mahalle muhtarlığına imza karşılığı teslim edilmiştir. Haber kağıda yazılıp adresin kapısına yapıştırılmıştır, ayrıca komşusu .......'a sözlü haber bırakılmış olup, komşunun imza vermekten kaçınması nedeniyle imzası alınamamıştır." yazısı ile tebligata not düşmüştür.
5.) Oysaki davalı, resmi olarak eski mahalle muhtarında ikametgahını yeni adresine 17.09.2007 tarihinde taşımıştır. Bunun yeni ikametgahında ki muhtarlığın düzenlediği ikametgah belgesi ve form-5 ile ispatlayabilir. Ayrıca adres kayıt sisteminde davalının yeni adresi bulunduğu yapılacak araştırma ile görüleceği üzere sabittir. Eski Muhtar'ın postacıyı uyararak tebligatı almaması ve davalının yeni adresini vermesi gerekmezmiydi?
Yukarıda bahsettiğimiz konu usüzlsüz tebligat değilmidir? Davalı icra dairesine gidip usülsüz tebligat yapıldığını belirtmek ve tebligatı icra dairesinde teslim alarak hemen mührü zaman dilekçesini vermek istememktedir. Bu sizce uygun bir yolmudur?
Davalı , davacı müvekkili tarafından sürekli tehdit edilmekte ve evine haciz getireceğiz, maaşına haciz getireceğiz diyerek davalının mesul olmadığı bir borç için davalıyı baskı altına almaktadır.
Davalının gerek davacı gerek vekili olan avukat hakkında şu anda ne gibi bir karşı dava açma ve hak talep etme imkanı vardır? Ayrıca bu işlemi yapan avukat hakkında ne tip bir idari ceza uygulatabilir. Keza davacı vekili 6 ay süre geçmiş olduğunu bile bile icra davasını açmıştır.
Yorum ve tavsiyelerinizi beklemekteyim.
Saygılarımla,