''Demokratik sistemin teminatı kim?''
Bu tartışmayı bir de siyaset bilimci, sosyolog ve hukukçulara sorduk...
Rejimin teminatı kim? Başbakan Erdoğan’ın “Rejimin teminatı polistir” şeklindeki açıklamasının ardından bu soru tartışılıyor ancak sorunun kendisi bile demokrasiyle bağdaşmıyor. Öncelikle, militarist bir terim olan ‘rejim’ yerine, ‘demokratik sistem’ ifadesini koyalım ve soruyu şu şekilde güncelleyelim: “Demokratik sistemin teminatı kim?”
İkinci büyük hata ise “görevli bürokrasi”nin teminat olarak algılanması. Demokrasilerde polis kamu düzeninin temininden sorumludur. Asker ise yurt savunmasıyla görevlidir. Bürokrasi görevlidir ve görevini yerine getirmekle yükümlüdür. Teminat ise o görevi bürokrasiye veren irade olmalıdır; yani önce sandık, sonra parlamento ve elbette bağımsız bir hukuk düzeni.. Bürokrasiyi teminat gösteren siyasetçilerimize de hatırlatmak lazım ki; “Sandık, parlamento olarak sizleri teminat gösterdi” Yanlış eksende süren bu tartışmayı bir de siyaset bilimci, sosyolog ve hukukçulara sorduk; demokratik sisteminin, bağımsız hukuk devletinin teminatı kimdir?
GÜLİN YILDIRIMKAYA
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Mithat Sancar
NİHAİ GÜVENCE ORDU VEYA POLİS DEĞİL, TOPLUMDUR
Anayasal sistem demokratik hukuk devletidir. Bu ne ordudur, ne de polistir. Anayasal demokratik sistemin kendi iç dengeleri vardır. Parlamento ve yargı gibi mekanizmaları vardır. Siyaset bilimi açısından rejimin teminatı toplumdur, halktır. Bu nihai güvencedir. Polis ve ordu toplum için bir hizmetkardır. Onyıllarca ordu rejimin güvencesi dendi, rejimin sahibi olarak görülmeye başlandı ve darbeler tartışılıyor. "Polis rejimin teminatıdır" hangi amaçla söylenirse söylensin demokrasi diline ve anayasa hukuku mantığına terstir, aykırıdır. Bu söylem ordu için de geçerlidir. Demokratik hukuk devletinin teminatı bilinçli halktır ve siyasetin çoğulcu yapısıdır.
Bilkent Üniversitesi Hukuk Fak. Öğr. Üyesi: Prof. Dr. ERGUN ÖZBUDUN
Rejim hepimize emanet
Bu tartışma asker mi, polis mi önemli şeklinde manasız bir mecraya çekiliyor maalesef siyasetçiler tarafından. Rejimin teminatı hepimiziz. Bütün Cumhuriyet müesseseleri, bütün halkımız teminattır. Her vatandaşın teminat olması lazım. Bürokrasi, yaptığı hizmetin mahiyeti gereği görevlidir, bu noktada teminat kelimesi de özensiz kullanılmış olabilir tabii.
Marmara Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı: Prof. Dr. İBRAHİM KABOĞLU
Tek bir kurum güvence olamaz
“Rejimin teminatı polistir” ayaküstü söylenmiş, ilgili meslek kesimini tatmin etmek için söylenmiş sözler gibi görünüyor. Rejimin teminatı tek başına polis olamaz. Diğer görevliler de, yargı da, toplum da rejimin teminatıdır. Bunu tek bir kuruma indirgemek çok popülist bir söylem. Rejimin birden çok güvencesi vardır, hangisi önce bu tartışılabilir ama tek bir kuruma indirgenemez.”
Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Üyesi: Yrd. Doç.Dr. Hakan YÜCEL
Polis Demokrat Parti’den beri hükümet için bir teminattır
“Konuya öncelikle güvenlik güçleri olan ordu- polis teşkilatı ve bunlar arasındaki güç dağılımının çelişkisi üzerinden bakılabilir. Polis teşkilatı, hükümetle doğrudan bir ilişki içinde olduğu için öncelikle hükümet için bir teminattır. Rejimin teminatı ise hukuktur. Buna polistir demek garip bir durum. Bu açıklamayı incelemek için orta sağ ve merkez sağ partilerin Demokrat Parti’den beri polis teşkilatı ile olan ilişkilerine bakmak gerekli. Polis teşkilatının hükümete ordudan daha yakın olduğu doğrudur. Ordu Türkiye’de farklı bir konumda. Milli Savunma Bakanlığı-Genelkurmay Bakanlığı ilişkisine ve polis- hükümet ilişkisine baktığınız zaman farklı bir çizgi görürsünüz. Bu da hükümeti, polis teşkilatına yakınlaştıran bir tutum çıkarıyor. Genel açıdan baktığımızda bu söylem sakıncalı çünkü rejimin teminatı ne ordudur, ne de polistir. Sadece hukuktur. Polisin güvenlikle ilgili bir görevi var, ülkenin güvenliğini sağlar. Ama “teminat” demek, o rejimin “kurucu ruhu” demektir ve çok ayrı bir şeydir.”
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne
Darbe tartışmaları polisi teminat noktasına getirdi
Türkiye'de yaşayan 72 milyon insanın düzen, huzur ve barış arayışı rejimin en büyük teminatıdır. Türkiye'de kimse radikal bir eğilim içinde değildir.
Kimse de rejimi değiştirmek istemiyor. Ve artık bizim rejim deyince hukuk düzenini anlamamız lazım. İdeolojik saplantıları bir kenara bırakıp hukuku ortak paydamız olarak kabul etmeliyiz. ‘Hukuk rejiminin teminatı kimdir?’ diye soracak olursak yargı ve emniyeti ilk sıraya koymamız gerekiyor. Askeri yargı ile ilgili tartışmalar, askerin hukuk düzeninin teminatı olma vasfını gölgeliyor. Darbe tartışmaları da polisi rejimin teminatı olma noktasına getiriyor.
Siyaset Sosyoloğu Prof. Dr. Ali Yaşar Sarıbay:
Demokrasinin teminatı silahlı güçler hariç herkestir
Demokrasinin teminatı hiçbir zaman polis ve asker olamaz. Eğer rejim demokrasi ise bunun teminatının polis olmayacağı çok açıktır. Eğer rejimin teminatı polis ve asker dersek, otoriter bir noktaya gider. Başbakan’ın bu sözleri ne niyetle söylenmiş olursa olsun doğru değildir.
Hatta çok sakıncalıdır. Darbelere karşı kanun çıkarttık şeklinde bir söylemde bulunacaksınız, herkes demokraside mutabıktır diyeceksiniz, arkasından bu sözleri söyleyeceksiniz. Demokrasinin teminatı ne asker ne de polis olabilir. Rejimin teminatı polistir demek otoriter sistem söylemidir. Bunu ancak otorite rejim lideri söyleyebilir. Çünkü Türkiye'de rejim somut olarak demokrasidir. Eğer öyle ise bunun teminatı ne asker ne de polistir. Bu kurumlar dışında demokrasinin teminatı sivil toplum kuruluşlarıdır, partilerdir, silahlı güçler dışında akla gelen her kesimdir. Halktır. Dolayısıyla bu kurumların demokrasi içindeki işlevleri 'teminat' dışında
işlevlerdir.
Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı: Prof. Dr. Enver BOZKURT
Rejimin teminatı hukuk devletidir
“Kişiler hiçbir zaman rejim teminatı olamazlar. Rejimin teminatı hukuk devletidir. Hukuk devleti olmadan ne demokrasi devam edebilir ne de rejim devam edebilir. Bireylerin, devletin teminatı hukuktur.”
Haber: http://www.haberturk.com/haber.asp?i...&dt=2009/07/01
Rejimin teminatı kim? Başbakan Erdoğan’ın “Rejimin teminatı polistir” şeklindeki açıklamasının ardından bu soru tartışılıyor ancak sorunun kendisi bile demokrasiyle bağdaşmıyor. Öncelikle, militarist bir terim olan ‘rejim’ yerine, ‘demokratik sistem’ ifadesini koyalım ve soruyu şu şekilde güncelleyelim: “Demokratik sistemin teminatı kim?”
İkinci büyük hata ise “görevli bürokrasi”nin teminat olarak algılanması. Demokrasilerde polis kamu düzeninin temininden sorumludur. Asker ise yurt savunmasıyla görevlidir. Bürokrasi görevlidir ve görevini yerine getirmekle yükümlüdür. Teminat ise o görevi bürokrasiye veren irade olmalıdır; yani önce sandık, sonra parlamento ve elbette bağımsız bir hukuk düzeni.. Bürokrasiyi teminat gösteren siyasetçilerimize de hatırlatmak lazım ki; “Sandık, parlamento olarak sizleri teminat gösterdi” Yanlış eksende süren bu tartışmayı bir de siyaset bilimci, sosyolog ve hukukçulara sorduk; demokratik sisteminin, bağımsız hukuk devletinin teminatı kimdir?
GÜLİN YILDIRIMKAYA
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Mithat Sancar
NİHAİ GÜVENCE ORDU VEYA POLİS DEĞİL, TOPLUMDUR
Anayasal sistem demokratik hukuk devletidir. Bu ne ordudur, ne de polistir. Anayasal demokratik sistemin kendi iç dengeleri vardır. Parlamento ve yargı gibi mekanizmaları vardır. Siyaset bilimi açısından rejimin teminatı toplumdur, halktır. Bu nihai güvencedir. Polis ve ordu toplum için bir hizmetkardır. Onyıllarca ordu rejimin güvencesi dendi, rejimin sahibi olarak görülmeye başlandı ve darbeler tartışılıyor. "Polis rejimin teminatıdır" hangi amaçla söylenirse söylensin demokrasi diline ve anayasa hukuku mantığına terstir, aykırıdır. Bu söylem ordu için de geçerlidir. Demokratik hukuk devletinin teminatı bilinçli halktır ve siyasetin çoğulcu yapısıdır.
Bilkent Üniversitesi Hukuk Fak. Öğr. Üyesi: Prof. Dr. ERGUN ÖZBUDUN
Rejim hepimize emanet
Bu tartışma asker mi, polis mi önemli şeklinde manasız bir mecraya çekiliyor maalesef siyasetçiler tarafından. Rejimin teminatı hepimiziz. Bütün Cumhuriyet müesseseleri, bütün halkımız teminattır. Her vatandaşın teminat olması lazım. Bürokrasi, yaptığı hizmetin mahiyeti gereği görevlidir, bu noktada teminat kelimesi de özensiz kullanılmış olabilir tabii.
Marmara Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı: Prof. Dr. İBRAHİM KABOĞLU
Tek bir kurum güvence olamaz
“Rejimin teminatı polistir” ayaküstü söylenmiş, ilgili meslek kesimini tatmin etmek için söylenmiş sözler gibi görünüyor. Rejimin teminatı tek başına polis olamaz. Diğer görevliler de, yargı da, toplum da rejimin teminatıdır. Bunu tek bir kuruma indirgemek çok popülist bir söylem. Rejimin birden çok güvencesi vardır, hangisi önce bu tartışılabilir ama tek bir kuruma indirgenemez.”
Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Üyesi: Yrd. Doç.Dr. Hakan YÜCEL
Polis Demokrat Parti’den beri hükümet için bir teminattır
“Konuya öncelikle güvenlik güçleri olan ordu- polis teşkilatı ve bunlar arasındaki güç dağılımının çelişkisi üzerinden bakılabilir. Polis teşkilatı, hükümetle doğrudan bir ilişki içinde olduğu için öncelikle hükümet için bir teminattır. Rejimin teminatı ise hukuktur. Buna polistir demek garip bir durum. Bu açıklamayı incelemek için orta sağ ve merkez sağ partilerin Demokrat Parti’den beri polis teşkilatı ile olan ilişkilerine bakmak gerekli. Polis teşkilatının hükümete ordudan daha yakın olduğu doğrudur. Ordu Türkiye’de farklı bir konumda. Milli Savunma Bakanlığı-Genelkurmay Bakanlığı ilişkisine ve polis- hükümet ilişkisine baktığınız zaman farklı bir çizgi görürsünüz. Bu da hükümeti, polis teşkilatına yakınlaştıran bir tutum çıkarıyor. Genel açıdan baktığımızda bu söylem sakıncalı çünkü rejimin teminatı ne ordudur, ne de polistir. Sadece hukuktur. Polisin güvenlikle ilgili bir görevi var, ülkenin güvenliğini sağlar. Ama “teminat” demek, o rejimin “kurucu ruhu” demektir ve çok ayrı bir şeydir.”
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne
Darbe tartışmaları polisi teminat noktasına getirdi
Türkiye'de yaşayan 72 milyon insanın düzen, huzur ve barış arayışı rejimin en büyük teminatıdır. Türkiye'de kimse radikal bir eğilim içinde değildir.
Kimse de rejimi değiştirmek istemiyor. Ve artık bizim rejim deyince hukuk düzenini anlamamız lazım. İdeolojik saplantıları bir kenara bırakıp hukuku ortak paydamız olarak kabul etmeliyiz. ‘Hukuk rejiminin teminatı kimdir?’ diye soracak olursak yargı ve emniyeti ilk sıraya koymamız gerekiyor. Askeri yargı ile ilgili tartışmalar, askerin hukuk düzeninin teminatı olma vasfını gölgeliyor. Darbe tartışmaları da polisi rejimin teminatı olma noktasına getiriyor.
Siyaset Sosyoloğu Prof. Dr. Ali Yaşar Sarıbay:
Demokrasinin teminatı silahlı güçler hariç herkestir
Demokrasinin teminatı hiçbir zaman polis ve asker olamaz. Eğer rejim demokrasi ise bunun teminatının polis olmayacağı çok açıktır. Eğer rejimin teminatı polis ve asker dersek, otoriter bir noktaya gider. Başbakan’ın bu sözleri ne niyetle söylenmiş olursa olsun doğru değildir.
Hatta çok sakıncalıdır. Darbelere karşı kanun çıkarttık şeklinde bir söylemde bulunacaksınız, herkes demokraside mutabıktır diyeceksiniz, arkasından bu sözleri söyleyeceksiniz. Demokrasinin teminatı ne asker ne de polis olabilir. Rejimin teminatı polistir demek otoriter sistem söylemidir. Bunu ancak otorite rejim lideri söyleyebilir. Çünkü Türkiye'de rejim somut olarak demokrasidir. Eğer öyle ise bunun teminatı ne asker ne de polistir. Bu kurumlar dışında demokrasinin teminatı sivil toplum kuruluşlarıdır, partilerdir, silahlı güçler dışında akla gelen her kesimdir. Halktır. Dolayısıyla bu kurumların demokrasi içindeki işlevleri 'teminat' dışında
işlevlerdir.
Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı: Prof. Dr. Enver BOZKURT
Rejimin teminatı hukuk devletidir
“Kişiler hiçbir zaman rejim teminatı olamazlar. Rejimin teminatı hukuk devletidir. Hukuk devleti olmadan ne demokrasi devam edebilir ne de rejim devam edebilir. Bireylerin, devletin teminatı hukuktur.”
Haber: http://www.haberturk.com/haber.asp?i...&dt=2009/07/01