Alıntı:
cevik03 rumuzlu üyeden alıntı
4 Yıl önce bosandım. 4 yıldan beri eski eşime yoksulluk nafakası ödüyorum. Eski eşimin biriyle resmi nikahı olmadan yaşadığı ve ondan bir çocuğu olduğunu öğrendim. Eski eşimin bu birlikteliği başka bir şehirde olduğundan durumu ispatlamam veya şahitlendirmem oldukça güç.Bu durumda nafakayı nasıl iptal ettirebilrim ayrıca usulsüz ödenen nafakaları geri talep edebilrmiyim.
Görüş ve önerilerinizi bekliyorum şimdiden teşekkürler
Böyle bir cocuk varsaki ortada ,bu kadın hazreti meryem değilya babasız cocuk doğursun. ya anasına kayıtlıdır nüfusta baba adıda o adamdır,yada baba cocuğu tanımış olup üzerine nüfusta kay dettirmiştir. bu eski eşinizin ismini anası olarak işlettiyse tamamdır.
Bir kötü ihtimal daha var Adam resmi nikahlı evlidir bu eski eşinizden doğan cocuğu,annesini resmi nikahlı eşinin ismini kullanarak kendi üzerine direk kayıt ettirmiştir.(bunun olacahını büyük bir iğtamal uzak görüyorum ama varsayımı elden bırakmamak lazım)
Şu eşinizin vukuatlı nüfus kaydına bir bakmanızı veya baktırmanızı öneririm.Orada iş ortaya cıkar.
Burada kayıtlara rasladımı .Aile mahkemesine yoksulluk nafakasının kaldırılması davasını yapıştır ve kadının nüfus kaydındaki cocuğun durumunu delil göster. ayrıca bunların yaşadığı yer bellidir adresleri vardır.
Ayrıca ödediğin nafakaları geri ala bilmek icinde. Yine Alile Mahkemesine SEBEBSİZ ZENGİNLEŞMEKTEN nafakaların geri ödenmesi icin dava aca bilirsin.
........AİLE MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE.
DAVACI :
DAVALI :
DAVA : Yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi.
OLAYLAR : 1. Davalıya, .................... Aile mahkemesinin,.......E., ...........K.sy ..../.../...... tarihli ilamı ile aylık 200 milyon lira yoksulluk nafakası ödemekteyim.
2. Ancak davalı ............................ isimli şahıs ile, onun evinde birlikte fiilen evliymiş gibi yaşamakta olduğu gibi birde bu gayrı resmi evlilikten cocukları olmuştur.
3. Bu sebeple kanunen almaya hakkı olmayan nafakanın kaldırılması için işbu davanın açılması zorunlu olmuştur.
HUKUKİ SEBEPLER :İlgili mevzuat.
DELİLLER : Boşanma ilamı, ikametgah kayıtları, tanık beyanı ve her tür delil.
NETİCE-İ TALEP : Yukarıda arz edilen sebep ve gösterilen delillere binaen davanın kabulü ile,
davalıya ödemekte olduğum yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve mahkeme masraflarının
davalıya aidiyetine karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederim. .../.../2009
Davacı
Adı ve Soyadı
İmza.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/4865
K. 2002/5658
T. 30.4.2002
.....
• BOŞANMADAN SONRA KADININ BAŞKA ERKEKLE YAŞAMASI
( Kadına Verilen Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Gereği )
743/m.145
ÖZET : Bir evlenme akti olmadan yararına yoksulluk nafakası verilen tarafın bir başkası ile karı koca gibi yaşaması halinde yoksulluk nafakası kaldırılır. Boşanmadan sonra kadının ( davalının ) evli bir erkekle ilişki kurup onunla yaşadığı sabittir. Yoksulluk nafakasının kaldırılması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR :
1-...
2-743 sayılı Medeni Kanununun 145. maddesi bir evlenme akti olmadan yararına yoksulluk nafakası verilen tarafın bir başkası ile karı koca gibi yaşaması halinde yoksulluk nafakasının kaldırılacağını hükme bağlamıştır. Boşanmadan sonra kadının ( davalının ) evli bir erkekle ilişki kurup onunla yaşadığı sabittir. Yoksulluk nafakasının kaldırılması gerekirken bu isteğin reddedilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırına geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.
**************************
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Tarih : 11.12.2003
Esas No : 2003/14484
Karar No : 2003/14212
4721 - TÜRK MEDENİ KANUNU 175 / 176
ÖZET : SOMUT OLAYDA, DAVACI KADININ DAVALIDAN BOŞANDIKTAN SONRA BABA EVİNDEN AYRILARAK AYNI KÖYDEN MURAT BURUNCUK İSİMLİ ŞAHIS İLE EVLENME OLMAKSIZIN FİİLEN EVLİYMİŞ GİBİ BİRLİKTE YAŞADIĞI VE BU BİRLİKTELİKTEN BİR ÇOCUK DÜNYAYA GETİRDİĞİ SUBUTA ERMİŞ OLUP, KANUNDA FİİLEN EVLİYMİŞ GİBİ BİRLİKTE YAŞAMANIN SÜRESİ KONUSUNDA BİR TAHDİT BULUNMADIĞINA GÖRE NAFAKANIN KALDIRILMASI TALEBİNİN KABULÜ GEREKİR.
DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı ( k.davacı )tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davada, aylık 15.000.000 lira yoksulluk nafakasının artırılarak 40.000.000 liraya yükseltilmesi, birleştirilen 2002/19-2003/23 sayılı karşı davada ise davacının köyden bir şahısla imam nikahı ile evlenerek o şahıstan çocuk sahibi olması nedeniyle yoksulluk nafakasının kaldırılması talep edilmiş, mahkemece nafakanın artırılması davasının kısmen kabulü kaldırılmasına dair birleştirilen davanın ise davacının Murat Buruncuk isimli şahısla 3 gün birlikte olması ve bu kişiden çocuğunun olması TMK.nun 176/3 maddesinde belirtilen hallerden hiç birine uymadığı gerekçesiyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı ( karşı davacı )tarafından temyiz edilmiştir.
Medeni Kanunun 175. maddesinde; "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimi için diğer eşten mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir" hükmü getirilmiştir. TMK.nun 176. maddesinde ise irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka veya maddi tazminatın, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi, taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkacağı; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılacağı hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, davacı kadının davalıdan boşandıktan sonra baba evinden ayrılarak aynı köyden Murat Buruncuk isimli şahıs ile evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi birlikte yaşadığı ve bu birliktelikten bir çocuk dünyaya getirdiği subuta ermiş olup, kanunda fiilen evliymiş gibi birlikte yaşamanın süresi konusunda bir tahdit bulunmadığına göre nafakanın kaldırılması talebinin kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.12.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.