İş Yerinde Gurur Kırma
12.06.2008 tarihinde mesaiye kalıp 22.00'de şirketten ayrıldım. (Bu arada haftanın 5 günü sabah :08.30 akşam:19.30, Cumartesi günleri sabah:09.30 akşam: 18.30 olmasına reğmen mesai saati bitiminden sonra bile çalışarak, bunla ilgili herhangi bir ödeme yapılmamaktadır.) 23.00 civarı evdeydim. Ev telefonumuz 0 tuşuna kapalı olduğu için ailem Düzce' de babamın dayısının vefatını bana bildirememişti.*Sorumlu olduğum kişi ve onun bir üstü olan Departman Müd. üme konu ile ilgili bilgi verdim.*
*
Sorumlum, başsağlığı diledi, tabiî ki gidebileceğimi söyledi. Kendisine yoğunluğun farkında olduğumu çok zor durumda kalacaklarsa gitmeyebileceğimi söyledim halde "git aklın burada kalmasın" dedi.
*
Benim babamın sol tarafı komple olmak üzere felçli, ne sol kolunda nede sol bacağında işlevi yok. Evin dışına çıkamadığı gibi, tuvalete bile ancak annemin yardımıyla gidebiliyor. Ayrıca abimin dul olması sebebiyle 4 yaşındaki yiğenim bizim evimizde yaşıyor. Kısaca annemin tek başına yürüyemeyen babamı ve 4 yaşındaki yiğenimi Düzceye götürme şansı yoktu.
*
13' ü sabahı üç buçuk saat yolculuk sonunda, otobüsten içinde telefonuma baktığımda defalarca aramış, mesaj atmış çok sıkıştıkları şirketimizde kullanılan program ve bilgisayar şifrelerimin gerekli olduğunu bildirmişler ve bende hemen mesaj atarak şifre bilgilerimi kendilerine ilettim. Cumartesi gece yarısı biz evimize döndük ve pazar günü evdeydik, sorumlumu' ı arayarak döndüğümüzü ilettim.
*
15.06.2009' da servisimizle şirkete geldim, 08.10 gibi bilgisayarımı açtım, maillerimi kontrol ettim. Lotusun içinde bulunan klasörlerime girdiğimde maillerime bakıldığını farkettim. Özel klasörüm olan arkadaşlarım klasörüne girilmiş ve incelenmiş bunuda ben maillerimi tarih sıralamasına göre kullanıyorum yani yeni gelen mail en üstte oluyor. Ama klasörlerimin içinde bulunan maillerim bile isim sırasına göre düzenlenmiş olduğunu gördüm. Olmadığım gün gelen maillere bakılması normaldir ama önceden gelmiş ve klasörlere konulmuş maillere bakmak Sistem Sorumlusu dışında yasak ve suçtur. Bunu çokta önemsemeyerek işime devam ettim. Sorumlum departmana geldiğinde "baban nasıl oldu, rahat dönebildinizdi? tekrar başınız sağ olsun" dedi.
*
Sabah çayına dışarı çıktığımda güvenlik "Departman Müd. ümün santrale çağırıyor" dedi ve santrale gittiğimde Beyaz Oda' da beklendiğim söylendi. (Beyaz Oda dediğimiz yer kişilerin çağrıldığı ve o odadan direk çıkışlarının verildiği yerdir yani o odaya giden kişi şirketten çıkartılır)
*
Odaya girdiğimde Departman Müd.. hemen yanında sorumlum ve İnsan Kaynakları Müd. beni bekliyordu. Kişileri görünce şok oldum ve masaya oturdum.
*
15 saniye sessizlikten sonra Sorumlum :"Sen Cumartesi günü Düzce' ye gittin ya" dedi "evet" dememle Sorumlum "ben sana inanmıyorum" dedi, ikinci şokumu yaşadım. 15 saniye yine sessizlikten sonra İnsan Kaynakları Müd. "bize gittiğini kanıtlayabilirmisin" dedi. "Nasıl kanıtlayabilirim" deme üzerine "ölü belgesi alabilirmisin?" dedi. "Ben bu belgenin nasıl çıkartıldığını nerden alındığını bile bilmiyorum, babama 'işyerim cenaza için Düzce' ye gittiğime inanmıyor, oradaki akrabaları arayarak ölü belgesi aldırırmısın, yada onlarda varsa bu sebepten bize de göndermelerini söylermisin' diyemem" dedim. Sorumlum "ozaman otobüs biletin" dedi. Yani inanamıyordum, ogün bana izin veren, sabah odaya girdiğinde tekrar başsağlığı dileyen sorumlum ısrarla bana inanmıyordu.
*
Bu sırada İnsan Kaynakları Müd. "sen yokken ben maillerini okudum Genel Müd.'den bu yetkim var zaten, senin bir arkadaşınla aynı tarihte pikniğe gideceğiniz yazıyor" dedi. "olabilir, ne yani pikniğe gitmek için insan mı öldürüyorum ben, cenazem mi var diyorum" dedim.
*
Yapmadığım şey karşısında ezilmemden "annemi arayalım isterseniz belki onda bilet vardır" dedim. Odanın telefonundan evimi arayarak anneme "cumartesi günü Düzce' ye gittik ya, gittiğimize dair bilet duruyormu sende?" dedim. Annem alakasını anlamayarak "sen zaten izin almamışmıydın, bu niye araştırılıyor şimdi?" dedi. "Anne bilet lazım, çantana sağa sola bak ben seni 15 dakika sonra ararım" diyerek telefonu kapattım.
*
O sırada odaye elinde kağıtlarla Muhasebeden gelen görevli girdi. ne yaptığımı hala anlamayarak ne yaptımda acaba çıkartılıyorum dedim kendi kendime... Elindeki kağıdı kapatarak oturdu Muhasebe yetkilisi ve yine kağıt kapalı olarak masanın üzerinden İnsan Kaynakları Müd.'ne uzattı. Ve 5 dakika sonra odadan çıktı.
*
Ben "ben size kanıt veremedim, annemi tekrar aramaya gerek yok, bu ağırlıkla burada çalışamayacağım, lütfen çıkartın beni" dedim. İnsan Kaynakları Müd. tekrar evimi aradı telefonu bana uzattı, anneme söyleyecek bişey bulamadığım için İnsan Kaynakları Müd.' e konuşamayacağımı kendisinin konuşmasını söyledim.Annemle konuşan İnsan Kaynakları Müd. üm annemin verdiği cevaplar karşısında kötü olmuş ve telefonu kapattıktan sonra diğer kişilere dönerek "annesinin ses tonundan ve konuşmalarından belli, ailesiyle Düzce’ye gitmiş" dedi. Bunun üzerine ilk defa konuşan Departman Müd. "Konuyu kapatalım ve işimize devam edelim" dedi.
*
Peki bu kadar kolayımıydı? Bu duruma düşürüldükten sonra çıkış evraklarım bile hazırlanmış Muhasebe Yetkilisi tarafından odaya kadar getirilmiş, bu saatten sonra nasıl devam edebilirim? Odadan çıktığım andan itibaren sinirimin bozulması, yapılan haksızlık karşısında ağlamamı susturamadım. Dışarıdan annemi arayarak ne yapıp edip bileti bir şekilde bulmasını, yalancılık ithamını taşıyamayacağımı ilettim. Annem hasta babamı evde tek bırakarak bir saat uğraşıp bileti aldığım yere gitmiş, koçanda nüshası kalan bileyin fotokopisini alıp şirkete fakslamıştır.
*
Fax elime geçer geçmez İnsan Kaynakları Müd.' le tekrar beyaz oda' da bu şartlar altında çalışamayacağımı, tazminatımın verilerek çıkartılmak istediğimi söyledim. İnsan Kaynakları Müd. çok üzgün olduğum için böyle düşündüğümü, sorgulamanın yanlış yapıldığını ama bu şekilde konuşulmasının genel Müd. tarafından istendiğini söyledi.
*
O gün şirketten çıkan sorumlum "sana bir leke atıldı, sende kendini kanıtladın, kırıldın ama olur böyle şeyler" dedi...
*
Sonuç olarak benim maillerim İnsan Kaynakları Müd. tarafından okunmadı. Mailler İnsan Kaynakları Müd. de var, benim pikniğe gittiğimi kanıtlayacak yazdığım herhangi bir şey olmadığı gibi, gidemeyeceğimiz yazılmaktadır. Ama maillerimi okuyan kişi bunu dikkate almamıştır. Maillerimi okuyan kişi İnsan Kaynakları Müd. olmuş olsaydı, mailin sonunu bilmesi gerekiyordu, kendisi bilmediği gibi maili benden istedi ve kendisine mailide ilettim.
*
Ayrıca Düzceye gidip gitmediğim Cumartesi günü ev telefonumdan aranılarak sadece evde biri varmı diye bile kontrol edilebilirdi. Ama gitmem için izin veren, sabahında tekrar başınız sağ olsun diyen kişinin 2 saat sonra "ben sana inanmıyorum" demesi daha mantıklı gelmişti.
*
Ben 2 sene 5 aydır bu firmada görev alıyorum. Mezun olmama rağmen, diplomamı almak için izin bile almadım. Şu ana kadar ne bir yanlış gönderimim, ne bir bayiden şikayet ne de bir uyarı almamış bulunuyorum. İki buçuk yıldır çalıştığım firmada sorumlum bana "sana inanmıyorum" diyebilecek hiçbir güven sarsıcı hareketim olmamıştır. Alakasız bir mailden yalancı olduğum çıkartılıp sanki görev aldığım firma' nin ürününü çalmış, malına zarar vermiş, zimmetime para geçirmiş gibi, bir gün gelmedim diye sadece başımda*iki polis memuru eksikmiş gibi sorgulandım.
*
Şuan bölgeler içinde en çok bölgeye bakan kişi olduğum halde, sorumlum' un dışarı çıkması veya gelmemesi durumunda "ben yokken buranın sorumlusu olduğumu" söylediği halde, Sorumlum hariç departmanda en çok mesaiye kalan kişi olduğum halde, bu duruma düşürülmemin sebebi izin aldığım halde 1 gün gelmemiş olmam mı?
*
Bu olay sonucu üzüntüden rahatsızlanmış olup, dört gün boyunca hala kendime gelememiş olarak;
Departman' daki bir kaç kişinin, bir günlük boşluğumla, bilgisayarımı karıştırıp*hiçbir şeyi kanıtlamayan bir mailim ile*bu ortamı yaratan masa arkadaşlarımla, iki buçuk yıldır şirketimin güvenini kazanamayarak "sana inanmıyorum" diyebilen sorumlumla, bunu destekleyen İnsan Kaynaklarımla, konuyu basite alarak "konuyu kapatıp işimize devam edelim" diyebilen Departman Sorumlumla ve her şeyden önemlisi yalancılıkla itham edilerek, çıkış için bütün herşeyimin hazırlanmış olduğunu gören ben Psikiyatri Bölümünden bir haftalık rapor alabilecek duruma geldiğim halde hala çok rahat bir şekilde “bu olay amma büyüdü, gel çalış, istersen istifa et” denilebilecek durumlara geldiğimiz için, çalışmak veya istifa için zorlandığımı, kırılan gururumla görev aldığım firmada' daki görevime devam edemeyeceğimi tekrar tekrar tarafınıza bildirirdim. Raporlu olduğum ve zaten artık güvenim sarsıldığı için o firmaya bir daha adım atmak istemediğim için tlf. görüşmelerimde İnsan Kaynakları Müd. gidip çalışmamı yada istifa etmemi söylemektedir.
Konu hakkında bütün haklarımı alabilmem için önerebileceğiniz bir yol varmı?
(Ayrıca bu firma %100 yabancı sermayali olduğu için Türkiye ye verilen personel hakkı 50 olmasına reğmen firmadaki 98 kişi den 48 inin teşaren firmada kayıtlı olduğı ve taşeron firmada kayıtlı olduğum için maaşımın bir kısmı bankaya, diğer kısmı elden nakit olarak getirilmekte ve SSK. üzerinde bodrom aldığım maaş olarak değil de asgari ücretin biraz üzerinde görünmektedir. Bunun yanında Firma, resmi tatillerde ve Dini bayramların arife gününde tam zamanlı çalışmakta hatta bu tatil günlerinde bile mesaiye kalmakta ve bununla ilgili personele herhangi bir ödeme yapılmamaktadır.)
Yorum ve yardımlarınızı arz ederim.
*
*
*
*
Sorumlum, başsağlığı diledi, tabiî ki gidebileceğimi söyledi. Kendisine yoğunluğun farkında olduğumu çok zor durumda kalacaklarsa gitmeyebileceğimi söyledim halde "git aklın burada kalmasın" dedi.
*
Benim babamın sol tarafı komple olmak üzere felçli, ne sol kolunda nede sol bacağında işlevi yok. Evin dışına çıkamadığı gibi, tuvalete bile ancak annemin yardımıyla gidebiliyor. Ayrıca abimin dul olması sebebiyle 4 yaşındaki yiğenim bizim evimizde yaşıyor. Kısaca annemin tek başına yürüyemeyen babamı ve 4 yaşındaki yiğenimi Düzceye götürme şansı yoktu.
*
13' ü sabahı üç buçuk saat yolculuk sonunda, otobüsten içinde telefonuma baktığımda defalarca aramış, mesaj atmış çok sıkıştıkları şirketimizde kullanılan program ve bilgisayar şifrelerimin gerekli olduğunu bildirmişler ve bende hemen mesaj atarak şifre bilgilerimi kendilerine ilettim. Cumartesi gece yarısı biz evimize döndük ve pazar günü evdeydik, sorumlumu' ı arayarak döndüğümüzü ilettim.
*
15.06.2009' da servisimizle şirkete geldim, 08.10 gibi bilgisayarımı açtım, maillerimi kontrol ettim. Lotusun içinde bulunan klasörlerime girdiğimde maillerime bakıldığını farkettim. Özel klasörüm olan arkadaşlarım klasörüne girilmiş ve incelenmiş bunuda ben maillerimi tarih sıralamasına göre kullanıyorum yani yeni gelen mail en üstte oluyor. Ama klasörlerimin içinde bulunan maillerim bile isim sırasına göre düzenlenmiş olduğunu gördüm. Olmadığım gün gelen maillere bakılması normaldir ama önceden gelmiş ve klasörlere konulmuş maillere bakmak Sistem Sorumlusu dışında yasak ve suçtur. Bunu çokta önemsemeyerek işime devam ettim. Sorumlum departmana geldiğinde "baban nasıl oldu, rahat dönebildinizdi? tekrar başınız sağ olsun" dedi.
*
Sabah çayına dışarı çıktığımda güvenlik "Departman Müd. ümün santrale çağırıyor" dedi ve santrale gittiğimde Beyaz Oda' da beklendiğim söylendi. (Beyaz Oda dediğimiz yer kişilerin çağrıldığı ve o odadan direk çıkışlarının verildiği yerdir yani o odaya giden kişi şirketten çıkartılır)
*
Odaya girdiğimde Departman Müd.. hemen yanında sorumlum ve İnsan Kaynakları Müd. beni bekliyordu. Kişileri görünce şok oldum ve masaya oturdum.
*
15 saniye sessizlikten sonra Sorumlum :"Sen Cumartesi günü Düzce' ye gittin ya" dedi "evet" dememle Sorumlum "ben sana inanmıyorum" dedi, ikinci şokumu yaşadım. 15 saniye yine sessizlikten sonra İnsan Kaynakları Müd. "bize gittiğini kanıtlayabilirmisin" dedi. "Nasıl kanıtlayabilirim" deme üzerine "ölü belgesi alabilirmisin?" dedi. "Ben bu belgenin nasıl çıkartıldığını nerden alındığını bile bilmiyorum, babama 'işyerim cenaza için Düzce' ye gittiğime inanmıyor, oradaki akrabaları arayarak ölü belgesi aldırırmısın, yada onlarda varsa bu sebepten bize de göndermelerini söylermisin' diyemem" dedim. Sorumlum "ozaman otobüs biletin" dedi. Yani inanamıyordum, ogün bana izin veren, sabah odaya girdiğinde tekrar başsağlığı dileyen sorumlum ısrarla bana inanmıyordu.
*
Bu sırada İnsan Kaynakları Müd. "sen yokken ben maillerini okudum Genel Müd.'den bu yetkim var zaten, senin bir arkadaşınla aynı tarihte pikniğe gideceğiniz yazıyor" dedi. "olabilir, ne yani pikniğe gitmek için insan mı öldürüyorum ben, cenazem mi var diyorum" dedim.
*
Yapmadığım şey karşısında ezilmemden "annemi arayalım isterseniz belki onda bilet vardır" dedim. Odanın telefonundan evimi arayarak anneme "cumartesi günü Düzce' ye gittik ya, gittiğimize dair bilet duruyormu sende?" dedim. Annem alakasını anlamayarak "sen zaten izin almamışmıydın, bu niye araştırılıyor şimdi?" dedi. "Anne bilet lazım, çantana sağa sola bak ben seni 15 dakika sonra ararım" diyerek telefonu kapattım.
*
O sırada odaye elinde kağıtlarla Muhasebeden gelen görevli girdi. ne yaptığımı hala anlamayarak ne yaptımda acaba çıkartılıyorum dedim kendi kendime... Elindeki kağıdı kapatarak oturdu Muhasebe yetkilisi ve yine kağıt kapalı olarak masanın üzerinden İnsan Kaynakları Müd.'ne uzattı. Ve 5 dakika sonra odadan çıktı.
*
Ben "ben size kanıt veremedim, annemi tekrar aramaya gerek yok, bu ağırlıkla burada çalışamayacağım, lütfen çıkartın beni" dedim. İnsan Kaynakları Müd. tekrar evimi aradı telefonu bana uzattı, anneme söyleyecek bişey bulamadığım için İnsan Kaynakları Müd.' e konuşamayacağımı kendisinin konuşmasını söyledim.Annemle konuşan İnsan Kaynakları Müd. üm annemin verdiği cevaplar karşısında kötü olmuş ve telefonu kapattıktan sonra diğer kişilere dönerek "annesinin ses tonundan ve konuşmalarından belli, ailesiyle Düzce’ye gitmiş" dedi. Bunun üzerine ilk defa konuşan Departman Müd. "Konuyu kapatalım ve işimize devam edelim" dedi.
*
Peki bu kadar kolayımıydı? Bu duruma düşürüldükten sonra çıkış evraklarım bile hazırlanmış Muhasebe Yetkilisi tarafından odaya kadar getirilmiş, bu saatten sonra nasıl devam edebilirim? Odadan çıktığım andan itibaren sinirimin bozulması, yapılan haksızlık karşısında ağlamamı susturamadım. Dışarıdan annemi arayarak ne yapıp edip bileti bir şekilde bulmasını, yalancılık ithamını taşıyamayacağımı ilettim. Annem hasta babamı evde tek bırakarak bir saat uğraşıp bileti aldığım yere gitmiş, koçanda nüshası kalan bileyin fotokopisini alıp şirkete fakslamıştır.
*
Fax elime geçer geçmez İnsan Kaynakları Müd.' le tekrar beyaz oda' da bu şartlar altında çalışamayacağımı, tazminatımın verilerek çıkartılmak istediğimi söyledim. İnsan Kaynakları Müd. çok üzgün olduğum için böyle düşündüğümü, sorgulamanın yanlış yapıldığını ama bu şekilde konuşulmasının genel Müd. tarafından istendiğini söyledi.
*
O gün şirketten çıkan sorumlum "sana bir leke atıldı, sende kendini kanıtladın, kırıldın ama olur böyle şeyler" dedi...
*
Sonuç olarak benim maillerim İnsan Kaynakları Müd. tarafından okunmadı. Mailler İnsan Kaynakları Müd. de var, benim pikniğe gittiğimi kanıtlayacak yazdığım herhangi bir şey olmadığı gibi, gidemeyeceğimiz yazılmaktadır. Ama maillerimi okuyan kişi bunu dikkate almamıştır. Maillerimi okuyan kişi İnsan Kaynakları Müd. olmuş olsaydı, mailin sonunu bilmesi gerekiyordu, kendisi bilmediği gibi maili benden istedi ve kendisine mailide ilettim.
*
Ayrıca Düzceye gidip gitmediğim Cumartesi günü ev telefonumdan aranılarak sadece evde biri varmı diye bile kontrol edilebilirdi. Ama gitmem için izin veren, sabahında tekrar başınız sağ olsun diyen kişinin 2 saat sonra "ben sana inanmıyorum" demesi daha mantıklı gelmişti.
*
Ben 2 sene 5 aydır bu firmada görev alıyorum. Mezun olmama rağmen, diplomamı almak için izin bile almadım. Şu ana kadar ne bir yanlış gönderimim, ne bir bayiden şikayet ne de bir uyarı almamış bulunuyorum. İki buçuk yıldır çalıştığım firmada sorumlum bana "sana inanmıyorum" diyebilecek hiçbir güven sarsıcı hareketim olmamıştır. Alakasız bir mailden yalancı olduğum çıkartılıp sanki görev aldığım firma' nin ürününü çalmış, malına zarar vermiş, zimmetime para geçirmiş gibi, bir gün gelmedim diye sadece başımda*iki polis memuru eksikmiş gibi sorgulandım.
*
Şuan bölgeler içinde en çok bölgeye bakan kişi olduğum halde, sorumlum' un dışarı çıkması veya gelmemesi durumunda "ben yokken buranın sorumlusu olduğumu" söylediği halde, Sorumlum hariç departmanda en çok mesaiye kalan kişi olduğum halde, bu duruma düşürülmemin sebebi izin aldığım halde 1 gün gelmemiş olmam mı?
*
Bu olay sonucu üzüntüden rahatsızlanmış olup, dört gün boyunca hala kendime gelememiş olarak;
Departman' daki bir kaç kişinin, bir günlük boşluğumla, bilgisayarımı karıştırıp*hiçbir şeyi kanıtlamayan bir mailim ile*bu ortamı yaratan masa arkadaşlarımla, iki buçuk yıldır şirketimin güvenini kazanamayarak "sana inanmıyorum" diyebilen sorumlumla, bunu destekleyen İnsan Kaynaklarımla, konuyu basite alarak "konuyu kapatıp işimize devam edelim" diyebilen Departman Sorumlumla ve her şeyden önemlisi yalancılıkla itham edilerek, çıkış için bütün herşeyimin hazırlanmış olduğunu gören ben Psikiyatri Bölümünden bir haftalık rapor alabilecek duruma geldiğim halde hala çok rahat bir şekilde “bu olay amma büyüdü, gel çalış, istersen istifa et” denilebilecek durumlara geldiğimiz için, çalışmak veya istifa için zorlandığımı, kırılan gururumla görev aldığım firmada' daki görevime devam edemeyeceğimi tekrar tekrar tarafınıza bildirirdim. Raporlu olduğum ve zaten artık güvenim sarsıldığı için o firmaya bir daha adım atmak istemediğim için tlf. görüşmelerimde İnsan Kaynakları Müd. gidip çalışmamı yada istifa etmemi söylemektedir.
Konu hakkında bütün haklarımı alabilmem için önerebileceğiniz bir yol varmı?
(Ayrıca bu firma %100 yabancı sermayali olduğu için Türkiye ye verilen personel hakkı 50 olmasına reğmen firmadaki 98 kişi den 48 inin teşaren firmada kayıtlı olduğı ve taşeron firmada kayıtlı olduğum için maaşımın bir kısmı bankaya, diğer kısmı elden nakit olarak getirilmekte ve SSK. üzerinde bodrom aldığım maaş olarak değil de asgari ücretin biraz üzerinde görünmektedir. Bunun yanında Firma, resmi tatillerde ve Dini bayramların arife gününde tam zamanlı çalışmakta hatta bu tatil günlerinde bile mesaiye kalmakta ve bununla ilgili personele herhangi bir ödeme yapılmamaktadır.)
Yorum ve yardımlarınızı arz ederim.
*
*
*