Re: 1961 Anayasası
Sayın milo;
1) Konu 61 anayasası olduğu için ve bu anayasanın başlangıcında gerçek dışı, saçma sapan bir cümle gördüğüm için eleştirilerim o cümle ve 27 mayısla ilgili olmuştur.
2) Benim 27 mayıs için "millet karşı yapılmış alçakça bir darbedir" demem sizi rahatsız etmiş gibi görünüyor ve benim bu eleştirimden, sanki 12 martı ve 12 eylülü onayladığım şeklinde bir anlam çıkarmanız tam size ait bir mantık harikası olmalı. Ben daha önce bu darbeleri de şiddetle eleştirdim.
3) Ben "27 mayıs alçaklıktır" derken, diğerlerini hiç bir zaman aklamadım, onaylamdım. Onlar da aynı şekilde alçaklığın daniskasıdır. Ben darbelere karşıyım, birileri gibi "27 mayıs iyidir, diğerleri kötüdür" diyenlerden değilim. Bu çifte standardı yapanları siz daha iyi bilirsiniz.
4) Demokrasilerde hükümetler seçimle gelir ve seçimle giderler. Demokrasinin kuralı budur. Gerçi "bazılarının" geleneğinde bunun adı küçümseyici bir ifade ile kullanılan "sandıksal demokrasi"dir. Bunların kim olduğunu siz iyi bilirsiniz.
5) 27 mayıs darbesinin, osmanlıdaki yeniçerilerin kazan kaldırmasından fazla bir farkı yoktur. Yeniçerilerin zaman zaman padişahları, sadrazamları boğarak öldürdükleri hatrılanacak olursa 27 mayısla benzerliği de anlaşılır. 27 mayısta bazı darbeci hukuk profösörlerinin fetvaları ile yargılama komedisi sonucunda idam kararları verilmiş, belki idam edilmezler, birileri belki idamı engeller düşüncesinde olan "genç subaylar" (yeniçeriler) idam için çok hızlı davranarak oldu bittiye getirmişlerdir. Çünkü İnönü'nün engelleme ihtimali vardı. Daha bir kaç gün önce eski CHP milletvekili Mehmet Feyyat ( o dönemin İstanbul Savcısı) bu duruma değinerek "bu bir cinayettir" diyerek, infazı yapanları eleştirmişti.
6) 27 mayıs, aynı zamanda 12 martın ve 12 eylülün de yolunu açmıştır. Hepsi de demokratik yollarla iktidara gelmiş olan hükümetleri iktidardan uzaklaştırmıştır. Oysa ne kadar eleştirirsek eleştirelim, bu hükümtelerin iktidardan indirilmesinin yolu sandıktan geçer.
7) Bugün darbe yapmak eskisi kadar kolay değil. Bunun bir çok sebebi var. Demokrasi bilincinin tam olmasa bile eskiye göre daha da yerleşmiş olması, iletişim ve yayıncılığın yaygınlaşması, dış desteğin olup olmaması vs.
8) Mevcut ikitidarı seçim yoluyla gönderemeyenlerin bir kısmının darbeyi özlediğinde kuşku yoktur. 27 mayıs günü sessiz çoğunluk sesini çıkaramıyordu, ama büyük bir kitle de büyük bir coşku ile sokaklara dökülmüştü ve darbecileri alkışlıyordu.
9) Olağanüstü dönem yargılamalarının ne kadar adil ya da gayrı adil olduğunun irdelenmesi ve unutulmaması gerekir. İstiklal mahkemeleri dahil, 27 mayıs, 12 mart ve 12 eylül yargılamalarının ve infazlarının ilginç bir araştırma ve tez konusu olabileceğini düşünüyorum. "İstiklal mahkemelerini bu işe niye karıştıryorsun" diye soracağını bildiğim için, şunu belirteyim ki, bir telefon dinlemesinde, darbeci biri "istiklal mahkemelerini kuralım" diyordu. Bence o zihniyete yakışır, darbeci olur da onun kendine özgü mahkemesi olmaz mı? Darbe yapıp da idam sehpalarını kurmayan darbeci var mı?
10) Darbe paranoyası içinde olduğumuzu söylüyorsunuz, ama bazı gerçeklerin üzerinde dahi durmuyorsunuz. Askeri, darbe yapma konusunda kışkırtmaya çalışan gazetecileri neden görmüyorsunuz? "Ordu göreve" diyenleri neden görmüyorsunuz? "Genç subaylar (yeniçeriler) rahatsız" diyerek, orduyu darbe kıvamına çekmeye çalışan günlük sahibini neden görmüyorsunuz? Daha bir kaç gün önce Yaşar Büyükanıt paşa 32. gün programında "genç subaylar rahatsız" haberinin "genel kurmayı etkilemeye yönelik ürtetilmiş ve enjekte edilmiş bir haber" olduğunu söylemedi mi? Yoksa siz duymadınız mı (ya da duymak mı istemiyorsunuz?). Rahmetli Türkan Saylan "ne şeriat ne darbe" demek gereğini neden duymuştu?. Bu söz birilerinin hoşuna gitmediği için konuşturulmadığı doğru değil mi?
11) Demokratik yolla iktidara gelmiş olan bir hükümet, ne kadar kötü olursa olsun, darbe ile başa gelenden iyidir. Darbenin iyisi yoktur. Var diyenler çifte standartçıdır.
12) Yaşasın demokrasi, kahrolsun darbe!...