Re: AMOK
Aşiret... Devlet... Güç
Mardin’in Mazıdağı ilçesinin 300 nüfuslu Bilge köyünde bir eve yapılan silahlı baskını “İki aile arasında ihtilaf ve husumet vardı” biçiminde değerlendirebilir miyiz?
Bir yaşındaki bir çocuğu, 16 yaşındaki bir kızı, hamile üç kadını çapraz ateşe tutan bir düşünce, ancak “aşiret toplumları”nda olur.
Televizyona çıkan Güneydoğulu milletvekillerinin bu durumu “Aşiret reislerine, kanaat önderlerine iş düşüyor” diyerek geçiştirmeleri ise ayrı bir konu.
İlkellik, bağnazlık, kin, nefret, öç alma!
Ortaya çıkan fotoğraf bu!
Ölen çocuklar, kadınlar, erkekler!
Ellerinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin verdiği uzun namlulu otomatik silahlar!
Köyün erkeklerinin hemen hemen tümü korucu.
Koruculuk sistemini tartışmaktan kaçanlar, Bilge köyündeki kan gölünü görmeli...
Çünkü, bu silahlar devlet tarafından verilmiş. Geçmişte olduğu gibi, devlet tarafından da hiç denetlenmemiş.
Oysa Güneydoğu’daki koruculuk sistemi öteden beri hep tartışılır olmuştur!
Köy düğünlerinde korucubaşları, korucular devletin verdiği o silahlarla havaya ateş açmışlar, o silahlarla coşkularını dışavurmuşlar ve yine o silahlarla daha önceleri nice cinayetler işlenmiş.
Türkiye’nin bu gerçeği görmesi gerekir!
***
Türkiye bu gerçeği görebiliyor mu?
Kürt kökenli yurttaşlarımız olayın feodal yapıyla, aşiret toplumuyla, gelenek ve göreneklerle ilgisi olmadığını söyleyip işin içinden çıkmaya çalışıyorlar:
“Bu tür cinayetler, salt Güneydoğu’da değil, Ege’de, Karadeniz’de, Trakya’da, Türkiye’nin dört bir yanında işleniyor.”
Güneydoğu’da bir aşiret toplumu yaratıldığının, bu toplumun siyasal erk tarafından beslendiğinin nedense farkında değiliz.
Elbet Mardin tüm renkleri, dinleri, dilleri içinde barındırır, sevgiyi bir yaşam biçimi olarak görür.
Belki 50-60 yıl önce böyleydi bu görüntü...
Ya şimdi?
Feodal yapı ve şeyhlik bölgede mutlak egemenliğini kurdu; koruculuk sistemi yörede aşiretleri daha da güçlendirdi.
Bu gerçeği görmezden gelirsek, Mardin’in Mazıdağı ilçesinin Bilge köyünde 44 kişinin neden katledildiğini kavramakta zorlanırız.
Bu bir töre eyleminden öte, bir kıyımdır!
Yasasızlık ikliminin geçerli olduğu toplumlarda eli silahlı korucular devleti arkalarına almanın getirdiği rahatlıkla bu kanlı eylemi gerçekleştirmişlerdir.
Güneydoğu’da koruculuk sistemi yıllardır tartışma konusu olmadı mı?
Devlet gücünü arkasına alan aşiretler, hem silahlandı hem de maaş aldı.
Bu işten aşiret liderleri para kazandı... İçlerinde uyuşturucu işine girenler oldu...
Devlet bunları koruyup kolladı geçmişte.
***
Saldırganların kanlı eylemi maske takarak gerçekleştirmeleri ne anlama geliyor?
Bazılarının aynı köyden olmadıkları, savlar arasında...
Mardin 1990’lı yıllarda faili meçhul cinayetlerle adını duyurdu... Diyarbakır, Mardin ve Batman’da pek çok faili meçhul cinayet işlendi.
Sokak ortasında insanlar infaz edildi!
Cinayetlerin hiçbirisi aydınlatılamadı!
Boşalan, yakılan köyler, kan davası, aşiret terörü, Hizbullah ve PKK...
Bilge köyündeki katliamın amca kızıyla evlenmek için yapıldığı görüşü ne kadar inandırıcı olabilir?
Köy yakınındaki alabalık tesisleri, piknik yeri anlaşmazlığı da var.
Ancak katliamın bir başka boyutu daha var, o da şu:
“Bizi devlet korur, ne yaparsak yanımıza kalır!”
Bilge, bir korucu köyü...
Ellerinde devletin verdiği silahlarla çocukları, hamile kadınları, erkekleri, kızları, yaşlıları öldüren caniler o gücü nereden buldular?
***
Silahlı bir aşiret toplumu yaratan devlet canilere teslim etmişti Bilge köyünü!
Katliamı bu boyutuyla değerlendirmek gerekmiyor mu?
Mezopotamya ve İyonya tarihin, kültürün coğrafyasıydı Anadolu’da...
İlkelliğin, bağnazlığın değil!
Hikmet Çetinkaya