Meds Yeghern

Bizde söz dedin mi, þereftir, gerekirse sözü uðruna ölümdür. Sözün yazýlý olmasý da gerekmez. Söz aðýzdan çýktý mý, senettir bizler için...

Diplomaside ise söz gider yazý kalýr, istediðiniz kadar doðru, dürüst olun, diplomaside kiþisel çýkarlarýnýzý deðil, bir ülkenin çýkarlarýný savunuyorsunuzdur, bu sebeple sözleri yazýlý hale getirmek hususunda boþluk yoktur, diplomaside þahsi dostluklar yoktur, karþýlýklý ülke çýkarlarý vardýr. Yarýn o makamlardan siz gidersiniz, size söz verenler giderler, ancak belgeler baki kalýr.

Lozan Anlaþmasý böyle belgelerdendir. Atatürk, Venizelos, Ýnönü çoktan toprak oldular. Ancak Anlaþma kapý gibi ortadadýr.

Diplomasiyi hiçe saymak Netekim Paþa Kenan Evren'le baþladý. Rogers Planý'ndaki ilkelere karþýlýklý sözlere itimat edilerek imza konuldu ve Yunanistan NATO'nun askeri kanadýna geri döndü. Yunan tarafý General Rogers'a sözde verdiði hiçbir sözü tutmadý. Biz imzaladýðýmýzla kaldýk. Bu arada General Rogers asker sözü vermiþti, Amerikalýlarýn býrakýn sivillerinin, askerlerinin sözünün ne kadar deðerli olduðunu anladýk. (Anlamadýk aslýnda...) Genelkurmay'ýn resmi sitesinde günbegün yayýnladýðý hava ve deniz sahasý ihlalleri ta 1980'de zorti bir darbeci Genelkurmay Baþkaný 'nýn eseridir.

Kýbrýs'ta Annan Planý da sözlere dayanan, Kýbrýs Türkleri için izolasyonlarýn kaldýrýlacaðý bir anlaþmaydý. Batýlýlar ne sözler vermediler ki... Kýbrýs Türkü de "Yes be annem" dedi. Ýþin farkýna varmalarý ve "Kes be annem" demeleri taa bugünleri buldu. Bu arada Kýbrýslý Rumlar, Türkiye'nin AB üyeliðini veto edebilir pozisyona geldiler. Mehmet Ali Talat denilen adam Kýbrýs Cumhurbaþkaný oldu , ömrünü Kýbrýs Davasýna adayan Rauf Denktaþ þimdilerde neredeyse Ergenekon zanlýsý...

Havai fiþeklerle kutlanan kaçýncý AB zaferimizi hatýrlamamýz lazým bilemem. Çiller Gümrük Birliði Anlaþmasý'nýn altýna imza attýðýnda mý AB üyesi olduk? Bugün ülkemizin büyük sanayicileri sadece bu kararla bile bu ülkenin 150 Milyar Dolar kaybettiðini ifþaa ediyorlar. Ne oldu, attýðýnýz havai fiþekler bir tarafýnýza mý battý?

Tam üyelik görüþmelerinde zart zurt eden Tayyip Bey, racon kesen Tayyip Bey, masadan kalkan Tayyip Bey, kiþisel söz vererek Blair'in koluna girerek masaya oturttuðu Tayyip Bey, ülkeye vatan kurtaran aslan olarak dönen Tayyip Bey... Ne oldu? Tam üye olduk mu? Papa figürü önünde sözlere karþýlýk attýðýn imzanýn gereði sözler yerine geldi mi? Kýbrýs ön þart deðil, Ermenistan ön þart deðil diyenler ama hiçbir belgeye imza atmayanlar, seni enayi yerine koydu mu? Rasmussen'in NATO Genel Sekreterliði'ne karþýlýk verilen 5 söz tutuldu mu? Rasmussen özür diledi mi? NATO'nun 3 önemli mevkisine Türkler oturdu mu? Roj TV kapatýldý mý? Ýþine gelmediði zaman "monþerler" demeyi biliyorsun. Çýk bu konuda da iki kelam et.

Þimdi yine bir baþka ulusal davada verilen sözler üzerine , Ermeniler iþgal ettikleri Karabað'dan çýkmadan Ermenistan sýnýrýný açýyorsunuz?

Kime sordunuz? Abdullah Gül'ün Cumhurbaþkanlýðý seçimi için bile referanduma gitmeyi düþünürken, böylesi ulusal, geleceðimizi ilgilendiren konularda bize danýþmak aklýnýza gelmez mi? Siz nesiniz, necisiniz?

O Azerbeycan ki; zamanýnda Cumhurbaþkanlarý Haydar Aliyev'e bizim ülkücülerin darbe giriþimini bile sineye çekmiþ bir ülkedir. Kýçýnýzýn ýsýndýðý doðalgazýn önemli bir kýsmý oradan gelmektedir.

Hem soydaþlarýna ihanet et, hem de doðalgaza zam yapýyorlar diye þikayet et. Çok eski deðil, Irak Türkmenleri de bundan nasiplerini aldýlar. Onlarý adamdan sayma, Barzani ile Talabani ile görüþ.

Obama doðru demiþ; "Meds Yeghern"

Bu ülke tarihinde "Meds Yeghern" sizlersiniz.



Meds Yeghern : Büyük Felaket

Beðenilir veya beðenilmez doðrudur veya yanlýþtýr. Hükümet daha önce el atýlmamýþ sorunlarý çözmeye çalýþýyor. Çok hayýflananlar keþke daha önce kendi doðrularýna göre çözselerdi de bugünkülere kalmasaydý.

Malesef çözüm bazen acý olabiliyor. Azeriler Karabað ý görüþürken anlaþýrken Türkiye siz de çözebiliyor. Ancak Türkiye çözeceði zaman dur benim haklarým diyebiliyor. Peki Kababað çözülürse Azerilerin bizden bekleyeceði baþka bir þey mi kalacak. Ýþine gelmeyince zammý patlatýr. Demek ki gardaþ felan deðiliz Herkes kendi çýkarýnýn þampiyonu Azeriler Kýbrýs için ne yaptý bir anlatsa bilenler. Kocaman hiçbirþey. Devletler arasý çýkarlar vardýr arkadaþlar.

Kapýyý açmak fiili bir olgudur ve diplomatik bir niyeti ortaya koyar. Yoksa kapý açýlmadan da, sadece Ýstanbul'da zaten 70.000 civarýnda kaçak Ermeni iþçi var.

"Ver-kurtul", ne zamandýr þimdiye kadar el atýlmamýþ sorunlarýn çözümünün diðer adý oldu?

Atatürk, 24 Nisan 1920 tarihinde TBMM'deki uzun konuþmasýnda, ermenilere yapýlanlarý "FEZAHAT" kelimesi ile ifade ediyor.

Arapça kökenli olan bu kelimenin anlamýný sözlüklerde bulmaya çalýþtým ve bulabildiðim bazý anlamlar þunlar: rezalet, alçaklýk, edepsizlik, utanç verici, vs.

Þimdi düþünmek lazým; felaket var mý yok mu; varsa büyük mü küçük mü?

ÇÜRÜKSULU MAHMUT PAÞA'NIN DEMECÝ

"Efendiler, Ýstanbul'da, vatanýn kurtarýlmasý ile ilgili en önemli iþlerle uðraþan, saygý deðer ve aklý baþýnda olarak tanýnmýþ kimselerin, o devirde, Ýstanbul'un zehirli havasýný teneffüs yüzünden, zihniyet ve düþüncelerinde ne kadar olumsuz sapmalar meydana gelmiþ olduðuna örnek olmak üzere, daha Sivas'ta iken karþýlaþtýðým küçük bir olayý müsadenizle bilginize sunmak isterim. Belki de sayýn üyeler arasýnda hatýrlayanlar vardýr. Ayân üyelerinden Çürüksulu Mahmut Paþa, "Bosphore" gazetesi yazarlarýndan birine, siyasî durumumuzla ilgili bir demeç vermiþti. Mahmut Paþa' nýn o tarihlerde, Barýþ Hazýrlýklarý Komisyonu üyesi olduðunu da hatýrlarsýnýz. Paþa'nýn 31 Ekim 1919 tarihli Tasvir-i Efkâr gazetesinde yayýnlanan demecini, 17 gün sonra Sivas'ta okudum. "Ermenilerin aþýrý isteklerine hak vermemekle birlikte, sýnýrlarda bazý düzeltmelerin yapýlmasýna razý oluruz" ifadesi dikkatimi çekti. Doðu Anadolu'da Ermenistan lehine toprak tavizlerinde bulunulacaðýna söz verme anlamý taþýyan bu cümlenin, Barýþ Komisyonu üyesi olan bir devlet adamý tarafýndan söylenmiþ olmasý, gerçekten üzerinde düþünülmeye ve hayretle karþýlanmaya deðerdi. Bu sebeple 17 Kasým 1919 tarihinde, Çürüksulu Mahmut Paþa Hazretleri'ne yazmayý yararlý saydýðým bir telgrafta, demecindeki iþaret ettiðim cümleden dolayý, "Doðu Anadolu halkýnýn pek haklý olarak, son derece üzgün ve kýrgýn olduðunu belirttikten sonra, Erzurum ve Sivas Kongreleri'nin kararlarý gereðince, milletin Ermenistan'a bir karýþ toprak terketmeyeceðini ve hattâ, eðer hükumet, böyle acý bir mecburiyete boyun eðerse, milletin kendi haklarýný bizzat savunmaya kararlý olduðunu ve bunun bütün dünyaya ilân edilmiþ bulunduðunu" yazdým ve bu millî azim ve kararýn herkesten önce, Barýþ Hazýrlýklarý Komisyonu'nun sayýn üyelerince bilinmesi ve ona göre hareket edilmesi gereðini arz ettim .
Efendiler, Sivas'ta bulunduðumuz sýrada birçok mesele ve olaylarla karþýlaþýlmýþ ve ister istemez millî, idarî, askerî ve siyasî teþebbüs ve faaliyetlerde bulunulmuþtur. Bunlarýn hepsini ayrýntýlarýyla anlatmak uzun sürer. Yalnýz, izlediðimiz olaylar zincirinin biribirine baðlanmasýný saðlayacak bazý noktalara iþaret ederek geçeceðim. "



Vilayat-ý Þarkiye Müdafaa-i Hukuk-ý Milliye Cemiyeti'nin kuruluþuna ( 4 Aralýk 1919) yol açan asýl sebep ve düþünce, Doðu illerinin Ermenistan'a verilmesi ihtimali oluyor. Bu ihtimalin gerçekleþmesinin de Doðu illeri nüfusunda Ermenilerin çoðunlukta gösterilmesine ve tarihi haklar bakýmýndan onlara öncelik tanýnmasýna çalýþanlarýn, ilmi ve tarihi belgelerle dünya kamuoyunu aldatmayý baþarmalarýna ve bir de müslüman halkýn Ermenileri topluca öldüren barbarlar olduðu iftirasýnýn bir gerçekmiþ gibi kabulüne baðlý olduðu düþüncesi aðýr basýyor.Ýþte bundan dolayýdýr ki, dernek, ayný gerekçeye dayanarak ve ayný yollardan yürüyerek tarihi ve milli haklarý savunmaya çalýþýyor.

Sayýn Gür;

Ermeni meselesi hakkýndaki görüþümü daha önce sitede yazmýþtým. Bu konuda Türk resmi tezini de Ermeni tezini de benimsemiyorum. Ermenilerin emperyalist dýþ güçlerin tezgahýna geldiklerini, müslüman halka yaptýklarý zulmü biliyoruz. Ancak, tehcir kararýnýn alýnmasýndan sonra uygulanmasýnýn bir faciaya dönüþtüðü de bir gerçek.

Atatürk'ün belirttiði de bu facia ile ilgili.. Atatürk'ün söylev ve demeçleri arasýnda böyle bir konuþma geçmediðini mi iddia ediyorsunuz? Bu konuþma iki kiþi arasýnda geçen bir konuçma deðil, meclis çatýsý altýnda yapýlmýþ bir konuþma.. Siz bu konuþmanýn bilmediðimiz baþka bir anlamý mý var diyorsunuz? Açýklarsanýz biz de öðreniriz.

Eski "yoldaþ" Taner Akçam'ýn tezlerini fazla ermeni yanlýsý bulduðumdan benimsemiyorum. Ama benimsemesem de kitaplarýný okuyorum. Atatürk'ün bu konuþmasýna dikkat çeken de T. Akçam olmuþtu. Ama bu neyi deðiþtirir ki? T. Akçam söylese de söylemese de Atatürk'ün konuþma metni ortada duruyor.

Bu konuþmanýn anlamýný bir de sizden dinleyelim isterseniz...

Sevgili Arkadaþým Abbas Bey,

Ben Ermeni konusunda sizden gayrý düþünmüyorum. Elimde ve dilimde varsa yoksa bir özürüm kaldý, onu da benimle hiçbir ilgisi olmasa bile zaten sayýlarý oldukça azalmýþ Ermeni vatandaþlarýmý, kardeþlerimi eðer rahatlatacaksa ve en önemlisi "soykýrým" gerçekten doðruysa o insanlardan esirgemem.

Ancak tarihi gerçekler yalan ve düzmece boyutunda saptýrýlýyorsa, bunu yapanlar ne Türklere ne de Ermenilere hizmet ediyor demektir.

Taner AKÇAM eðer bu kadar fütursuzca iddia ettiði iddialarý ispatlarsa, O'nun kýrk yýl kölesi olurum.

Ancak iddia ettiði gibi 24 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi'nde Mustafa Kemal bu sözleri söylememiþse ne olur? Ne olacak? Diaspora , Amerika'daki Akçam'ý beslemeye devam eder.

24 Nisan 1920'de BMM'nde ilk 4'ü açýk biri gizli olmak üzere 5 celseli oturum yapýlmýþtýr. Mustafa Kemal, bugün herkese açýk olan, gidip inceleyebileceði, açýk ve gizli celse oturumlarýnýn tutanaklarýnda da görüleceði üzere sadece ilk 4 oturumda konuþma yapmýþ, gizli celsede konuþma yapmamýþtýr. Mustafa Kemal'in 4 celsedeki uzun konuþmalarý Akçam' ýn iddiasýný desteklemek bir yana, iddialarýnýn tam tersidir.

Mustafa Kemal kürsüden Cemal Paþa tarafýndan kendisine çekilen telgrafý okuduktan sonra bu telgrafa yazdýðý cevabý ve bu vesileyle Ýttihatçýlýk ve Ýttihatçýlar hakkýndaki görüþünü þöyle ifade etmiþtir:

"Biz anasýrý Gayrimüslime ile Ýtilaf Hükümetinin makasýdý siyasiye tahtýnda gördükleri alelitlak Ýttihatçýlýk düþmanlýðýný esas itibariyle doðru görmüyoruz. Sadece devleti memleketi harabeye çeviren suistimal sahiplerine karþýyýz."

Aksini iddia eden buyursun, gelsin...

Selamlar,