Panikatak
Panikatak.
Gene akşam oldu;
Gene dörtnala gelen, ölüm duyguları göründü uzaktan.
Ürkek gözlerim bir tuhaf oldu.
Adımlarımın rotası en uygun yere, kestirmeden eve;
İşte o karabasan, bu akşamın tam ortasında.
Bir sis gibi gelip çöreklendi üstüme.
Kendinden önce elleri uzandı, karnımdan ….
Sanki bir tutam kor koydu, yüreğimin üst yanından;
Ve birden bir gümbürtü duyuldu, göğüs kemiğimi çatlatan.
Başımı kaldırsam kesin düşeceğim;
bu aciz halim, çırılçıplak düşüverecek kaldırımlardan.
Aman tanrım!
Ayakta kalmalıyım,
geçenler ne der sonra yoldan...
aklımı sıyıran düşüncelerden kurtulamıyorum;
Ya delirirsem……
Karnımda gebe ağalatan, o tuhaf kramplar……
kulağımda, olmayan garip uğultular;
Sarıldım, yılana sarılır gibi korkularıma,
Gözbebeklerim büyümüştür artık eve vardığımda.
Ellerim titriyor ve heryanım kasılıyor enim-konum
Tamam! bu defa sanırım gerçekten ölüyorum.
Nefesim deli bir at gibi koşuyor, boğazımla göğsüm arasında.
Zihnimi her ne yapsam toparlıyamıyorum…..
Yok,yok bu defa kurtuluş yok gerçekten ölüyorum…
Kaçıncı kez oluyor bu bunu bende bilmiyorum…
Neden sonra;
Sıcak bir ter boşanıyor vücudumdan,.
Ilık, bir çoşku sızıyor yaralarımdan;.
Ve yaşamın kollarına öylece düşüyorum.
Korku bulutları dağıldıkça etrafımdan;
bende coşkudan deliler gibi gülüyorum.
Bu panikte ben öldüğümü sandığım her an!
dünyaya yeniden ve yeniden doğuyorum.
Aslında ben yaşadığımı anlamak için;
Her defasında bu oyunu tekrar oynuyorum.
İşin en tuhaf olan tarafı;
Bunun oyun olduğunu bende bilmiyorum.
ayazoglum
Gene akşam oldu;
Gene dörtnala gelen, ölüm duyguları göründü uzaktan.
Ürkek gözlerim bir tuhaf oldu.
Adımlarımın rotası en uygun yere, kestirmeden eve;
İşte o karabasan, bu akşamın tam ortasında.
Bir sis gibi gelip çöreklendi üstüme.
Kendinden önce elleri uzandı, karnımdan ….
Sanki bir tutam kor koydu, yüreğimin üst yanından;
Ve birden bir gümbürtü duyuldu, göğüs kemiğimi çatlatan.
Başımı kaldırsam kesin düşeceğim;
bu aciz halim, çırılçıplak düşüverecek kaldırımlardan.
Aman tanrım!
Ayakta kalmalıyım,
geçenler ne der sonra yoldan...
aklımı sıyıran düşüncelerden kurtulamıyorum;
Ya delirirsem……
Karnımda gebe ağalatan, o tuhaf kramplar……
kulağımda, olmayan garip uğultular;
Sarıldım, yılana sarılır gibi korkularıma,
Gözbebeklerim büyümüştür artık eve vardığımda.
Ellerim titriyor ve heryanım kasılıyor enim-konum
Tamam! bu defa sanırım gerçekten ölüyorum.
Nefesim deli bir at gibi koşuyor, boğazımla göğsüm arasında.
Zihnimi her ne yapsam toparlıyamıyorum…..
Yok,yok bu defa kurtuluş yok gerçekten ölüyorum…
Kaçıncı kez oluyor bu bunu bende bilmiyorum…
Neden sonra;
Sıcak bir ter boşanıyor vücudumdan,.
Ilık, bir çoşku sızıyor yaralarımdan;.
Ve yaşamın kollarına öylece düşüyorum.
Korku bulutları dağıldıkça etrafımdan;
bende coşkudan deliler gibi gülüyorum.
Bu panikte ben öldüğümü sandığım her an!
dünyaya yeniden ve yeniden doğuyorum.
Aslında ben yaşadığımı anlamak için;
Her defasında bu oyunu tekrar oynuyorum.
İşin en tuhaf olan tarafı;
Bunun oyun olduğunu bende bilmiyorum.
ayazoglum