Kürt sorununda eski cekete yeni astar
KÜRT SORUNUNDA ESKİ CEKETE YENİ ASTAR….
geçen yıl marmariste tatildeydim.
devamlı gittiğim pansiyonun yeni sahibi kürt kökenli sert bakışlı ama iyi yürekli bir arkadaştı.
mesafeli yakınlığı ilgimi çekmişti .benim yılışıklığımla bir süre sonra ısındık.
öyleki akşamları beraber sofra kurmaya bile başladık.
konuşmalar doğal mecrasında akmaya başlayınca konu sonunda siyasete geldi.
arkadaş ürkek ve çekingendi… ancak öfkeli ve kızgın olduğunuda hemen anladım.
sola çeken bir arabanın içinde belki farkında bile olmadan sağ şeritten gidiyordu,
öcalan hayranı ama onu özenle gizleme gereğini duyuyordu önceleri.
ben güven verdikçe açılıyor;
açıldıkça da saçılıyordu.
sonraki günlerde yavaş yavaş bende düşüncelerimi söylemeye başladım.
1978 de pkk nın kuruluşundan önceki kürt sorununun içine sokmayı başarmıştım tartışmayı.
neydi o gün sorun dedim.?
deniz lerin kafasındaki bağımsızlık ülküsü neyi içeriyordu?.
.
ince memed’ in yaşar kemal destanı olmaktan çok bir anadolu lugatı olduğunu bilmiyordu adamım.
Yaşar kemal, geniş çukurova topraklarından akıp gelen bereketin, anadolunun içerlerine sokuldukça kuruyup ancak ayrık otlarını yeşerteceğini hep söyleyip durmasına rağmen:
solcuların dışında kimsenin umrunda bile olmamıştı o uyarılar.
Yılmaz’ın töre efsanelerinden türetmiş ibretlik filmleriyle söylemeye çalıştığı gerçeklik
orta çağdan kalma aşiret düzeninde
toprak ağalığına baş kaldırmak olduğunu bilmeyenmi vardı aslında!
kibirli güçlerin telaşla birleşip;
egemenliğin tekeline kartopu gibi büyüyerek gelen bir tehlikeyi 1980 ihtilaliyle bertaraf edemeseydiler.
bu gün güzel ve yanlız ülkemizde bu tür sorunları olurmuydu? diye sordum kendisine.
bilmiyordu . hiç bi fikri yoktu.
Basma-kalıp cümleler kurup bir kimlik kaygısı etrafında dolanıp duruyordu.
öyle çelişen bir durumdaydı ki.!
solun özgürlük patikasını kullanarak yola çıkıyor; sonra aşırı sağın içinde debelenip şovenizm bataklığına gömülüyordu .
aslında çaresizdi.
Tuhaf birşey vardı söylemlerinde yaman bir çelişki.
ama bir türlü bulup net bir iki cümleyle anlatamıyordum ona bu çelişkiyi.
sonunda dedimki!
‘’bu elbise çok alışılmışın dışında parlak arkadaş!
yapay renklendirilmiş sahne kıyafeti gibi;.
Bana kalırsa siz bu cafcaflı renk armonisinde özünüzü kaybetmek üzeresiniz.
bu yüzden sözünüz de hiç samimi gelmiyor.’’’
Kocaman kara gözleriyle .öyle bir baktıki içim titredi
toprak ağalığına evet demiyecekseniz ne diye sağa çektiniz.
size birey olunmadan özgür olunabileceğini söyleyenlere ve sizi buna ikna edenlere hiç sormak aklınıza gelmezmi.?
Abdullah Öcalan deniz gezmişin sınıf arkadaşı aynı saflarda neyin kavgasını verdiler . şimdi o kavgayı verenlerden hayatta olanların kaçı Abdullah öcalanın arkasında .
Sorozun dolar kakmalı cep saatine bakarak hipnoza girmiş bi kaçı dışında kim var ?
Hiç kimse !
Sosyalizmden faşizme çıkan bir yol varmıdır.?
Tarikatlarda şeyhlere sunulan irade devri ne ise sizin aşiret ağalığında ki teslimiyetiniz de odur.
Mecliste kaç kürt kökenli millet vekili var sizi kollayan ve gözetleyen.
Peki İçlerinden kaçı ağalık ve aşiret sarmalı dışından seçilip vekil olabilmiştir.
Bildiğim kadarıyla hiç biri.
O zaman ayrılıp başka bi devlet olsanız kaç yazar.
Abuk töre nizamını yasalaştırıp o yasalara sizi uymaya zorlayan ağalarınız size tanıdığı özgürlüğün ne kadarını marabaların lehine değiştirecek bunun bir bilançosu varmıdır elinizde.?
tamam birey olamamanızın günahını gelin paylaşalım.
fakat kimliğinize duyduğunuz bu göstermelik saygıyı bireysel özgürlüklerinize duymadan.
nasıl demokratik bireyler olacaksınız.
anlat ki anlayalım.
Kaldıki bin yıldır birlikte kaynaşıp bir millet olmuşuz.
Kim ne kadar türk kim ne kadar kürt nasıl ayıracağız……
Siz biz kürdüz demeseniz bizim türk kökenli olduğumuz aklımızın ucuna bile gelmez…..
Biz türk milletiyiz………..o kadar……içindeki unsurların kökü kökeni nedir ne değildir fark etmez.
Kürt kökenli türk olmak.
Çerkez, laz , ermeni kökenli türk olmaktan farkı ne?
Sor vijdanına bakalım.
Kürt kökenli amarikalı , kürt kökenli alman, kürt kökenli fransız olmaktan rahatsızlık duymayacaksan.
Eşit vatandaşlık haklarına yüzde yüz sahip bu topraklarda kürt kökenli türk olmak sizi ne diye rahatsız ediyor anlamıyorum kardeşim.
Bak arkadaşım.
Sizin o feodal yapıyı tasfiye etmeden uzayın hangi noktasına devlet kurarsanız kurun sizi maraba olmaktan asla kurtarmayacaktır……..
Orta doğuya dikilmiş eski bir elbisenin yeni astarı oluyorsunuz farkındamısınız? ……
80 öncesi o eski elbisenin içinde ince memedin özgürlüğe giden bedeni vardı..
Ve bizde bu feodel sorunu Türkiye sorunu olarak algıladık ve her yerde o doğrultuda siyaset yaptık….
Türkiyemizin ayaklarına vurulmuş üç pranga vardı (feodalite milletvekili dokunulmazlıkları ve bağımlı hukuk)……..
Bu prangaları sökebilseydik Türkiye uçup gidecekti kalkınmada….. demokraside ………
Sökemdik kardeşim!..........
Söktürmediler.
Şimdi büsbütün bu çözüm giderek çözümsüz hale geliyor. Bu defa oyuncuları siz kurbanları hepimiz oluyoruz 80 öncesi oyuncuları ülkücülerdi kurbanları gene hepimiz olmuştuk……
gelin bunu defa sağlıklı bi şekilde düşünelim derim. ……..!
bu çerçevede günlerce tartıştık.
Şu sözlerini hiç unutmam
‘’Bilmediğim o kadar çok şey öğrendim ki senden bu yüzden sana hep minnettar kalacağım.’’
o arkadaş bu gün önemli dostlarım arasında yer almaktadır.
Saygılarımla.
ayazoglum
geçen yıl marmariste tatildeydim.
devamlı gittiğim pansiyonun yeni sahibi kürt kökenli sert bakışlı ama iyi yürekli bir arkadaştı.
mesafeli yakınlığı ilgimi çekmişti .benim yılışıklığımla bir süre sonra ısındık.
öyleki akşamları beraber sofra kurmaya bile başladık.
konuşmalar doğal mecrasında akmaya başlayınca konu sonunda siyasete geldi.
arkadaş ürkek ve çekingendi… ancak öfkeli ve kızgın olduğunuda hemen anladım.
sola çeken bir arabanın içinde belki farkında bile olmadan sağ şeritten gidiyordu,
öcalan hayranı ama onu özenle gizleme gereğini duyuyordu önceleri.
ben güven verdikçe açılıyor;
açıldıkça da saçılıyordu.
sonraki günlerde yavaş yavaş bende düşüncelerimi söylemeye başladım.
1978 de pkk nın kuruluşundan önceki kürt sorununun içine sokmayı başarmıştım tartışmayı.
neydi o gün sorun dedim.?
deniz lerin kafasındaki bağımsızlık ülküsü neyi içeriyordu?.
.
ince memed’ in yaşar kemal destanı olmaktan çok bir anadolu lugatı olduğunu bilmiyordu adamım.
Yaşar kemal, geniş çukurova topraklarından akıp gelen bereketin, anadolunun içerlerine sokuldukça kuruyup ancak ayrık otlarını yeşerteceğini hep söyleyip durmasına rağmen:
solcuların dışında kimsenin umrunda bile olmamıştı o uyarılar.
Yılmaz’ın töre efsanelerinden türetmiş ibretlik filmleriyle söylemeye çalıştığı gerçeklik
orta çağdan kalma aşiret düzeninde
toprak ağalığına baş kaldırmak olduğunu bilmeyenmi vardı aslında!
kibirli güçlerin telaşla birleşip;
egemenliğin tekeline kartopu gibi büyüyerek gelen bir tehlikeyi 1980 ihtilaliyle bertaraf edemeseydiler.
bu gün güzel ve yanlız ülkemizde bu tür sorunları olurmuydu? diye sordum kendisine.
bilmiyordu . hiç bi fikri yoktu.
Basma-kalıp cümleler kurup bir kimlik kaygısı etrafında dolanıp duruyordu.
öyle çelişen bir durumdaydı ki.!
solun özgürlük patikasını kullanarak yola çıkıyor; sonra aşırı sağın içinde debelenip şovenizm bataklığına gömülüyordu .
aslında çaresizdi.
Tuhaf birşey vardı söylemlerinde yaman bir çelişki.
ama bir türlü bulup net bir iki cümleyle anlatamıyordum ona bu çelişkiyi.
sonunda dedimki!
‘’bu elbise çok alışılmışın dışında parlak arkadaş!
yapay renklendirilmiş sahne kıyafeti gibi;.
Bana kalırsa siz bu cafcaflı renk armonisinde özünüzü kaybetmek üzeresiniz.
bu yüzden sözünüz de hiç samimi gelmiyor.’’’
Kocaman kara gözleriyle .öyle bir baktıki içim titredi
toprak ağalığına evet demiyecekseniz ne diye sağa çektiniz.
size birey olunmadan özgür olunabileceğini söyleyenlere ve sizi buna ikna edenlere hiç sormak aklınıza gelmezmi.?
Abdullah Öcalan deniz gezmişin sınıf arkadaşı aynı saflarda neyin kavgasını verdiler . şimdi o kavgayı verenlerden hayatta olanların kaçı Abdullah öcalanın arkasında .
Sorozun dolar kakmalı cep saatine bakarak hipnoza girmiş bi kaçı dışında kim var ?
Hiç kimse !
Sosyalizmden faşizme çıkan bir yol varmıdır.?
Tarikatlarda şeyhlere sunulan irade devri ne ise sizin aşiret ağalığında ki teslimiyetiniz de odur.
Mecliste kaç kürt kökenli millet vekili var sizi kollayan ve gözetleyen.
Peki İçlerinden kaçı ağalık ve aşiret sarmalı dışından seçilip vekil olabilmiştir.
Bildiğim kadarıyla hiç biri.
O zaman ayrılıp başka bi devlet olsanız kaç yazar.
Abuk töre nizamını yasalaştırıp o yasalara sizi uymaya zorlayan ağalarınız size tanıdığı özgürlüğün ne kadarını marabaların lehine değiştirecek bunun bir bilançosu varmıdır elinizde.?
tamam birey olamamanızın günahını gelin paylaşalım.
fakat kimliğinize duyduğunuz bu göstermelik saygıyı bireysel özgürlüklerinize duymadan.
nasıl demokratik bireyler olacaksınız.
anlat ki anlayalım.
Kaldıki bin yıldır birlikte kaynaşıp bir millet olmuşuz.
Kim ne kadar türk kim ne kadar kürt nasıl ayıracağız……
Siz biz kürdüz demeseniz bizim türk kökenli olduğumuz aklımızın ucuna bile gelmez…..
Biz türk milletiyiz………..o kadar……içindeki unsurların kökü kökeni nedir ne değildir fark etmez.
Kürt kökenli türk olmak.
Çerkez, laz , ermeni kökenli türk olmaktan farkı ne?
Sor vijdanına bakalım.
Kürt kökenli amarikalı , kürt kökenli alman, kürt kökenli fransız olmaktan rahatsızlık duymayacaksan.
Eşit vatandaşlık haklarına yüzde yüz sahip bu topraklarda kürt kökenli türk olmak sizi ne diye rahatsız ediyor anlamıyorum kardeşim.
Bak arkadaşım.
Sizin o feodal yapıyı tasfiye etmeden uzayın hangi noktasına devlet kurarsanız kurun sizi maraba olmaktan asla kurtarmayacaktır……..
Orta doğuya dikilmiş eski bir elbisenin yeni astarı oluyorsunuz farkındamısınız? ……
80 öncesi o eski elbisenin içinde ince memedin özgürlüğe giden bedeni vardı..
Ve bizde bu feodel sorunu Türkiye sorunu olarak algıladık ve her yerde o doğrultuda siyaset yaptık….
Türkiyemizin ayaklarına vurulmuş üç pranga vardı (feodalite milletvekili dokunulmazlıkları ve bağımlı hukuk)……..
Bu prangaları sökebilseydik Türkiye uçup gidecekti kalkınmada….. demokraside ………
Sökemdik kardeşim!..........
Söktürmediler.
Şimdi büsbütün bu çözüm giderek çözümsüz hale geliyor. Bu defa oyuncuları siz kurbanları hepimiz oluyoruz 80 öncesi oyuncuları ülkücülerdi kurbanları gene hepimiz olmuştuk……
gelin bunu defa sağlıklı bi şekilde düşünelim derim. ……..!
bu çerçevede günlerce tartıştık.
Şu sözlerini hiç unutmam
‘’Bilmediğim o kadar çok şey öğrendim ki senden bu yüzden sana hep minnettar kalacağım.’’
o arkadaş bu gün önemli dostlarım arasında yer almaktadır.
Saygılarımla.
ayazoglum