Geçmişe özlem
Hasan Pulur'un deyimi ile "O güzel insanlar, o güzel atlara binip gittiler."
"DP milletvekillerinden Ahmet Gürkan, bir gün Meclis kürsüsünden, İsmet Paşa'nın eşi Mevhibe Hanım'ın Malatya gezisinde Sümerbank fabrikasından 3 metre kumaş aldığını, parasını vermeyerek devleti soyduğunu söyler. Paşa akşam eve dönünce, özel muhasebecisi Vecihi Bereketoğlu'nu çağırır, böyle bir kumaş meselesini kendisinin de hatırladığını söyler.
Ertesi gün Meclis açılınca İsmet Paşa gündem dışı söz alır; dün kendisi için "Üç metre kumaşla devleti soydu" iddiasında bulunan Ahmet Gürkan'ın gözüne elindeki faturayı sokar:
"Evet, söyledikleri doğrudur, yalnız eksik söylemişlerdir, kumaş alınmış, bedeli de ödenmiştir, işte faturası!"
‘‘Hukuk Fakültesi'nden yeni mezun olmuştum. Babam Adnan Menderes Başbakan'dı. Kendisine bir gün 'Baba, ben üniversiteyi bitirdim, ticaret hayatına atılmak istiyorum. Çünkü üniversiteyi bitirip memur olan arkadaşlarımın geçinemediklerini görüyorum. Onlar gibi sıkıntı içinde yaşamak istemiyorum. Bunun için ticaret yapmalıyım' dedim. Babam bu sözlerimi duyunca öfkelendi ve bana 'Başbakan Menderes'in oğlu ticaret yapamaz. Bunu nasıl aklından geçirebilirsin. Bir Başbakan'ın oğlu ticaret yapar mı? Utanmıyor musun?' dedi. 'Ayıp. Bir daha bunu duymayayım.' diyerek azarladı. Ben de bunun üzerine devlet memurluğunu tercih ettim. Dışişleri Bakanlığı'na girip diplomat oldum.''
Bugünleri yaşadıkça, "ilerliyoruz, Türkiye ileriye gidiyor, Türkiye çağ atladı" diyenlere inat geriye, gerilere gitmek istiyorum.
Gerici miyim neyim?:(
"DP milletvekillerinden Ahmet Gürkan, bir gün Meclis kürsüsünden, İsmet Paşa'nın eşi Mevhibe Hanım'ın Malatya gezisinde Sümerbank fabrikasından 3 metre kumaş aldığını, parasını vermeyerek devleti soyduğunu söyler. Paşa akşam eve dönünce, özel muhasebecisi Vecihi Bereketoğlu'nu çağırır, böyle bir kumaş meselesini kendisinin de hatırladığını söyler.
Ertesi gün Meclis açılınca İsmet Paşa gündem dışı söz alır; dün kendisi için "Üç metre kumaşla devleti soydu" iddiasında bulunan Ahmet Gürkan'ın gözüne elindeki faturayı sokar:
"Evet, söyledikleri doğrudur, yalnız eksik söylemişlerdir, kumaş alınmış, bedeli de ödenmiştir, işte faturası!"
‘‘Hukuk Fakültesi'nden yeni mezun olmuştum. Babam Adnan Menderes Başbakan'dı. Kendisine bir gün 'Baba, ben üniversiteyi bitirdim, ticaret hayatına atılmak istiyorum. Çünkü üniversiteyi bitirip memur olan arkadaşlarımın geçinemediklerini görüyorum. Onlar gibi sıkıntı içinde yaşamak istemiyorum. Bunun için ticaret yapmalıyım' dedim. Babam bu sözlerimi duyunca öfkelendi ve bana 'Başbakan Menderes'in oğlu ticaret yapamaz. Bunu nasıl aklından geçirebilirsin. Bir Başbakan'ın oğlu ticaret yapar mı? Utanmıyor musun?' dedi. 'Ayıp. Bir daha bunu duymayayım.' diyerek azarladı. Ben de bunun üzerine devlet memurluğunu tercih ettim. Dışişleri Bakanlığı'na girip diplomat oldum.''
Bugünleri yaşadıkça, "ilerliyoruz, Türkiye ileriye gidiyor, Türkiye çağ atladı" diyenlere inat geriye, gerilere gitmek istiyorum.
Gerici miyim neyim?:(