İSPAT YÜKÜ
KAYIT NO : 30419
**************
Esas Yılı : 1999
Esas No : 11072
Karar Yılı : 1999
Karar No : 13690
Karar Tarihi : 10.12.1999
Daire No : 2
Daire : HD
**************
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Kocanın ziynet eşyaları yönünden temyizine gelince;
Kanunda aksi öngörülmedikçe kural olarak herkes iddiasını ispatla yükümlüdür (M.K. 6). Ancak iddialar karşılaştığında kimin ispat yükü altında bulunduğunun tespiti her zaman kolay olmamaktadır. Bunun için gerek ilmi gerekse kazai içtihatlarda birtakım ölçülere yer verilmiştir.
a) Hemen bütün iim adamlarının birleştiği ve Yargıtay uygulamasında kararlılık ifade eden ölçüye göre, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşer (Prof. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1968, sh. 372; Prof. İlhan Postacıoğlu, Medeni Yargılama Usulü, 1970, sh. 464; Prof. Necip Bilge, Hukuk Yargılamaları Usulü, 1967, sh. 449; Prof. Sabri Şakir Ansay Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1957, sh. 248-249; Prof. Saim Üstündağ Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1973, sh. 378; H.G.K.'nin 19.7.1967 gün ve 239-340 sayılı, 7.6.1974 gün ve 1972/84 sayılı kararları; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 6.6.1983 gün ve 4936-3076 sayılı kararı).
b) İleri sürdürdüğü bir vakıadan lehine haklar çıkaran kimse iddia ettiği olayları ispat etmelidir (Prof. Saim Üstündağ, Age, 1973 Sh. 397).
c) İspat yükü daha kolay başarana düşer (Prof. Saim Üstündağ, Age, Federal Mahkeme Kararına atfen).
Davacı ziynet eşyasının dvalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadın üzerine de olması ya da evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyimle bunların davalı tarafın zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olağana ters düşer.
Diğer taraftan söz konusu eşya rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'idendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının buneları önceden götürmesi gizlemesi her zaman mümkündür.
Davacı dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken buneların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır.
Olayda kadın, dava konusu ziynet eşyasının, götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha öncede götürme fırsatı elde edemediğini ispat edememiştir. Buna rağmen yukarıda yazılı ilkelerde hataya düşülerek hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : 1- Hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu kesimlerinin 1. bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA,
2- Hükmün 2. bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 10.12.1999 (Cu).
Saygılar...