İnançlara Saygılı Olalım Ne Demektir?
İnançlara saygılı olalım demek gerçek anlamda ne demektir ? Hiç düşündünüz mü?
Aslında çok zor bir şeydir inançlara saygılı olmak söylemesi kolay uygulaması zordur. Çoğu yobazın kibar kibar ağzından düşürmediği bir sözcüktür bu işin ilginç olan yanıda budur. Gerçekten inançlara saygılı olan ise bu sözü kullanmaz direk uygular.
Örneğin Ezan'ın arapça okunmasını istemek bir inanç işidir. Saygı duymak gerekir . Amma Ezan'ın '' Ben Türk'üm kardeşim Arapça bilmiyorum. Türkçe okunsun. '' denmeside inanç içinde yer almaktadır. İşte gerçekten inançlara saygılı olan bir kişi kendi gerekçelerini ve neden öyle okunması gerektiğini açık olarak yazıp söyleyebilmeli ve bunu savunabilmelidir. Savunmasınıda asla inançlara saygılı olalım diye de bitirmez. Çünkü karşıt bir görüşte vardır. Kendi görüşünü savubnup anlatıp sona erdirip bu budur dedikten sonra saygılı olalım demek . Bu iş budur bunu böyle kabul edeceksiniz başka şeyler söyleyerek saygısızlık etmeyin demektir. Buna biz YOBAZLIK deriz. Bakın çevrenize çok görürsünüz...
Ezan'ın Türkçe okunmasını savunan ve kendince gerekçelerini açıklayn birisine karşı eğer ezan ın arapça okunmasının savunucusu iseniz yapacağınız şey mantıklı ve zorlayıcı olmadan gerçeklerinizi ortaya koymaktır. Sadece budur. Onun görüşü hakkında aleyhte laf etme hakkı yoktur. Kendi görüşünü savunma hakkı vardır.. Kendi görüşünü savunup dikte edip inançlara saygılı olalım demek ayıptır en azından... Çünkü karşı tarafın inancını yok kabul etmektir peşinen...
Baş örtüsü konusu da böyledir. '' Ben inancım gereği takıyorum.'' ayrıdır ''inanan takar'' demek ayrıdır. '' İnanan takar'' diyenin inamçlara saygısı yoktur ama genelde onlar bu sözü kullanır. Sadece zorunluluktan zaman zaman ''takmayana da saygı duyarım'' derler... Takmayana saygı duymak demek onun da inandığını kabul etmek anlamına da gelmez bunların dünyasında bu açıktır. Çünkü ilk fırsatta gene aynı yere döner aslında inançlı olanın örtünmesi gerektiğini kesin belirtip örtünmezsende saygı duyarım gibi ortada kalan sözcükler kurarlar. O saygıda inanın Laik Cumhuriyetin temellerinin ayakta durmasıyla orantılıdır.
İran devrimi buna en güzel örnektir. Herkes daha rahat daha özgür olacağız sanırken olan ortadadır. İnançlara saygılı olalım diyen mollalar ve türevleri iktidarı resmen ele geçirince saygının nasıl olduğunu herkese göstermişlerdir...
Kendi iç inancı gereği türban takana da başı açık olana da aynı oranda saygı duymaktır erdem li olmak Amma bunun bir kısmını göstermeden yapmak ikiyüzlülüktür. O bağlamda bol miktarda insan çevremizde mevcuttur. Kişinin türbanı daha çok baskıyla taktığını ve maalesef daha çok siyasi bir örtünme olduğunu söyleme hakkı vardır. Tersini savunma hakkıda elbette vardır. Ama bu hak kullanılırken karşı tarafa inançlara saygılı olalım kisvesi altında ikiyüzlü baskı kurmaya çalışmak yobazlığın dik alasıdır.
Bir insan beş yaşında ki ufacık kızın nasıl kendi inancıyla çarşafa girdiğini sorgulayabilir... Bana dolambaçlı şekilde yanıt vererek sonunda inançlara saygılı olalım demek iki yüzlülüktür...
Bir çok insan hatta milyarlarcası ''kendi gölgesi''nin var olduğunu sanır ve '' aa gölgeme bak gölgeme bak'' der... Ama aslında yanılıyordur o kendi gölgesi değildir... Gerçekte o Işığın gölgesidir! Işık gider gölge biter !! Ama sen oradasındır... İşte inançlara saygılı olabilmekte aslında böyle birşeydir... Işığın kendi gölgesi olduğunu svunanlar aaa gölgeme bak der gibi inançlara saygılı olalım derler gölgelere... Gerçekten aslında onun işık olduğunu bilenlerse hiç bir şey demez ve saygılı olurlar çünkü ışık gittiğinde gene orada olacaklarını bilirler...
Aslında çok zor bir şeydir inançlara saygılı olmak söylemesi kolay uygulaması zordur. Çoğu yobazın kibar kibar ağzından düşürmediği bir sözcüktür bu işin ilginç olan yanıda budur. Gerçekten inançlara saygılı olan ise bu sözü kullanmaz direk uygular.
Örneğin Ezan'ın arapça okunmasını istemek bir inanç işidir. Saygı duymak gerekir . Amma Ezan'ın '' Ben Türk'üm kardeşim Arapça bilmiyorum. Türkçe okunsun. '' denmeside inanç içinde yer almaktadır. İşte gerçekten inançlara saygılı olan bir kişi kendi gerekçelerini ve neden öyle okunması gerektiğini açık olarak yazıp söyleyebilmeli ve bunu savunabilmelidir. Savunmasınıda asla inançlara saygılı olalım diye de bitirmez. Çünkü karşıt bir görüşte vardır. Kendi görüşünü savubnup anlatıp sona erdirip bu budur dedikten sonra saygılı olalım demek . Bu iş budur bunu böyle kabul edeceksiniz başka şeyler söyleyerek saygısızlık etmeyin demektir. Buna biz YOBAZLIK deriz. Bakın çevrenize çok görürsünüz...
Ezan'ın Türkçe okunmasını savunan ve kendince gerekçelerini açıklayn birisine karşı eğer ezan ın arapça okunmasının savunucusu iseniz yapacağınız şey mantıklı ve zorlayıcı olmadan gerçeklerinizi ortaya koymaktır. Sadece budur. Onun görüşü hakkında aleyhte laf etme hakkı yoktur. Kendi görüşünü savunma hakkı vardır.. Kendi görüşünü savunup dikte edip inançlara saygılı olalım demek ayıptır en azından... Çünkü karşı tarafın inancını yok kabul etmektir peşinen...
Baş örtüsü konusu da böyledir. '' Ben inancım gereği takıyorum.'' ayrıdır ''inanan takar'' demek ayrıdır. '' İnanan takar'' diyenin inamçlara saygısı yoktur ama genelde onlar bu sözü kullanır. Sadece zorunluluktan zaman zaman ''takmayana da saygı duyarım'' derler... Takmayana saygı duymak demek onun da inandığını kabul etmek anlamına da gelmez bunların dünyasında bu açıktır. Çünkü ilk fırsatta gene aynı yere döner aslında inançlı olanın örtünmesi gerektiğini kesin belirtip örtünmezsende saygı duyarım gibi ortada kalan sözcükler kurarlar. O saygıda inanın Laik Cumhuriyetin temellerinin ayakta durmasıyla orantılıdır.
İran devrimi buna en güzel örnektir. Herkes daha rahat daha özgür olacağız sanırken olan ortadadır. İnançlara saygılı olalım diyen mollalar ve türevleri iktidarı resmen ele geçirince saygının nasıl olduğunu herkese göstermişlerdir...
Kendi iç inancı gereği türban takana da başı açık olana da aynı oranda saygı duymaktır erdem li olmak Amma bunun bir kısmını göstermeden yapmak ikiyüzlülüktür. O bağlamda bol miktarda insan çevremizde mevcuttur. Kişinin türbanı daha çok baskıyla taktığını ve maalesef daha çok siyasi bir örtünme olduğunu söyleme hakkı vardır. Tersini savunma hakkıda elbette vardır. Ama bu hak kullanılırken karşı tarafa inançlara saygılı olalım kisvesi altında ikiyüzlü baskı kurmaya çalışmak yobazlığın dik alasıdır.
Bir insan beş yaşında ki ufacık kızın nasıl kendi inancıyla çarşafa girdiğini sorgulayabilir... Bana dolambaçlı şekilde yanıt vererek sonunda inançlara saygılı olalım demek iki yüzlülüktür...
Bir çok insan hatta milyarlarcası ''kendi gölgesi''nin var olduğunu sanır ve '' aa gölgeme bak gölgeme bak'' der... Ama aslında yanılıyordur o kendi gölgesi değildir... Gerçekte o Işığın gölgesidir! Işık gider gölge biter !! Ama sen oradasındır... İşte inançlara saygılı olabilmekte aslında böyle birşeydir... Işığın kendi gölgesi olduğunu svunanlar aaa gölgeme bak der gibi inançlara saygılı olalım derler gölgelere... Gerçekten aslında onun işık olduğunu bilenlerse hiç bir şey demez ve saygılı olurlar çünkü ışık gittiğinde gene orada olacaklarını bilirler...