Yükselen Milliyetçilik
YENİÇAĞ GAZETESİNİN 30.05.2005 tarihli sayısında aşağıdaki yorum-haber yer alıyor.
Bunu okuduktan sonra damarımıza basılmaması mümkünmüdür? Eminim ki bu rezalete tepki göstermek de milliyetçilik suçlamasıyla karşılanacaktır. Sankimilliyetçilik tu kaka bir olaymış gibi yansıtılacaktır. Ama Fransa' da AB için yapılan referandumda hayır oyu çıkmasını bizim ülkemizde asla milliyetçilik veya ulusalcılık olarak algılamayacak algılatmayacaklardır. Türke,Türklüğe,tarihime,dinime her allahın günü küfredilecek, aşağılanmaya uğrayacağım ama azıcık itiraz edince " sen sus faşist" noktasına çekileceğim. Yağma yok,
Bu O....puluğa daha fazla tahammül edilmesi mümkün değil. (herkesten özür dilerim ama daha uygun bir kelime veya deyim bulamadım)
Artık herkesin aklını başına alması ve TÜRKİYEYİ BUNDAN BÖYLE TÜRKLERİN YÖNETMESİ GEREKTİĞİNİ HAYKIRMASI LAZIM.
Tabii bu da faşistlikle,milliyetçilikle suçlanacak ama biraz tarih okuyanlar ne demek istediğimi pek ala anlayacaklardır. Diğerlerinin ise biraz daha tarih okuması gerekecektir.
Şİmdi Haber-Yorumu okuyalım
Abdullah Özdoğan Yeniçağ Gazetesi 30.05.2005
Master Card mı, Hastır Cart mı?
Atatürk Olimpiyat Stadı''ndaki Türkiye''ye prestij kazandıran görkemli Şnal organizasyonuna gölge düştü.Şampiyonlar Ligi''nin ana sponsoru MasterCard''ın, İstanbul''a gelen yabancılar için özel olarak hazırlattığı ''İstanbul City Guide'' adlı şehir rehberinde Türkiye, Türkler ve Atatürk hakkında aşağılayıcı ve bizleri canavar gibi gösteren ifadeler yer alıyor.Şampiyonlar Ligi''nde akredite olan 120''si Türk toplam bin 800 gazeteciye ve UEFA''nın yabancı konuklarına dağıtılan eser klasik bir İstanbul rehberi kimliğinden çıkarak, Türkiye aleyhtarı politik bir hüviyete bürünmüş. MasterCard''ın sözcüsü Alman Milli Takımı Teknik Direktörü Jurgen Klinsmann''ın önsözünü yazdığı rehberi İstanbul''da yaşayan İngiliz kadın gazeteci Virginia Maxwell kaleme almış.Kitapta İstanbul eğlence, gezi, mimari, tarih, kültür ve semt bölümleriyle anlatılmış.Türkiye''deki toplulukları etnik kimliklerine göre sınıflandıran Maxwell, Atatürk''ün, Kürtleri asimile etmek için dillerini yasakladığını öne sürüyor.Kürtlerin tarih boyunca bağımsızlık için savaştığını iddia eden yazarcık, "Son bir asırdan beri Kürtler, bağımsızlık için merkezî otoriteye karşı mücadele ediyor.Atatürk, 1924 yılında Kürtleri asimile etmek için Kürt dilini yasakladı.1920 ve 1930''larda Anadolu''da çok kanlı isyanlar çıktı.1984''ten bugüne kadar savaşta ise 30 bin insan öldü." yorumunu yapıyor.Bununla da kalmıyor...Ermeniler için de ''toplu kıyıma maruz kaldılar'' ifadesi kullanılıyor.Rehberde, Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğu''nun son dönemlerine kadar barış içinde yaşadığı; ancak sonradan bağımsızlık için isyan ettikleri vurgulanarak, "Gerilla savaşı yapan Ermeni çeteler yüzünden, suçsuz Ermeniler de zarar gördü.Ermeni teröristleri yok etmek için Anadolu''da ve İstanbul''daki masum Ermeniler de toplu kıyıma uğradı.Ermeni nüfusu, Osmanlı''daki etnik milliyetçilik sonucunda artan toplu katliamlar ve göçlerle büyük ölçüde azaldı." şeklinde ibareler kullanılıyor.Türklerin 21.yüzyılın modern yaşamına adapte olmaya başladığını; ancak Osmanlı zihniyetinin silinmediği belirtilen rehberde, yabancılara İstanbul''da dikkatli davranmaları uyarısı yapılıyor.İstanbul''u şark zihniyetli bir şehir olarak lanse eden rehberde şu uyarılar yapılıyor: "Şehrin muhafazakar semtleri olan Fatih, Eminönü ve Sultanahmet''te kesinlikle eşinize ve sevgilinize sarılmayın.Parmağınızla kimseyi işaret etmeyin.Karşınızdakiyle konuşurken bacak bacak üstüne atmayın." Bu adamların bu yazıyı yazmaları için hakikaten ya ahmak olmaları lazım, ya da düşman.İnşallah ya ahmaktırlar, ya da düşman...Her ikisi de birdenseler o zaman yandık...Rehberde taksicilerle soyguncular arasında bir fark kalamamış..Okudukça bunun bir "City Guide" (Şehir Rehberi)''nden çok, bir düşmanlık rehberi olduğuna kanaat getiriyorsunuz...İşin en acı tarafı da bu rehber dağıtılmadan önce hiçbir Türk yetkili tarafından okunmamış, incelenmemiş. Para gelsin de nasıl gelirse gelsin değil mi ama?... Biz bu Şnal maçıyla tanıtım yaptığımızı zannederken kendimizi nasıl tanıttığımızı bir görün bakalım...Master Card mı, yoksa Hastır Cart mı ona da siz karar verin..
Bunu okuduktan sonra damarımıza basılmaması mümkünmüdür? Eminim ki bu rezalete tepki göstermek de milliyetçilik suçlamasıyla karşılanacaktır. Sankimilliyetçilik tu kaka bir olaymış gibi yansıtılacaktır. Ama Fransa' da AB için yapılan referandumda hayır oyu çıkmasını bizim ülkemizde asla milliyetçilik veya ulusalcılık olarak algılamayacak algılatmayacaklardır. Türke,Türklüğe,tarihime,dinime her allahın günü küfredilecek, aşağılanmaya uğrayacağım ama azıcık itiraz edince " sen sus faşist" noktasına çekileceğim. Yağma yok,
Bu O....puluğa daha fazla tahammül edilmesi mümkün değil. (herkesten özür dilerim ama daha uygun bir kelime veya deyim bulamadım)
Artık herkesin aklını başına alması ve TÜRKİYEYİ BUNDAN BÖYLE TÜRKLERİN YÖNETMESİ GEREKTİĞİNİ HAYKIRMASI LAZIM.
Tabii bu da faşistlikle,milliyetçilikle suçlanacak ama biraz tarih okuyanlar ne demek istediğimi pek ala anlayacaklardır. Diğerlerinin ise biraz daha tarih okuması gerekecektir.
Şİmdi Haber-Yorumu okuyalım
Abdullah Özdoğan Yeniçağ Gazetesi 30.05.2005
Master Card mı, Hastır Cart mı?
Atatürk Olimpiyat Stadı''ndaki Türkiye''ye prestij kazandıran görkemli Şnal organizasyonuna gölge düştü.Şampiyonlar Ligi''nin ana sponsoru MasterCard''ın, İstanbul''a gelen yabancılar için özel olarak hazırlattığı ''İstanbul City Guide'' adlı şehir rehberinde Türkiye, Türkler ve Atatürk hakkında aşağılayıcı ve bizleri canavar gibi gösteren ifadeler yer alıyor.Şampiyonlar Ligi''nde akredite olan 120''si Türk toplam bin 800 gazeteciye ve UEFA''nın yabancı konuklarına dağıtılan eser klasik bir İstanbul rehberi kimliğinden çıkarak, Türkiye aleyhtarı politik bir hüviyete bürünmüş. MasterCard''ın sözcüsü Alman Milli Takımı Teknik Direktörü Jurgen Klinsmann''ın önsözünü yazdığı rehberi İstanbul''da yaşayan İngiliz kadın gazeteci Virginia Maxwell kaleme almış.Kitapta İstanbul eğlence, gezi, mimari, tarih, kültür ve semt bölümleriyle anlatılmış.Türkiye''deki toplulukları etnik kimliklerine göre sınıflandıran Maxwell, Atatürk''ün, Kürtleri asimile etmek için dillerini yasakladığını öne sürüyor.Kürtlerin tarih boyunca bağımsızlık için savaştığını iddia eden yazarcık, "Son bir asırdan beri Kürtler, bağımsızlık için merkezî otoriteye karşı mücadele ediyor.Atatürk, 1924 yılında Kürtleri asimile etmek için Kürt dilini yasakladı.1920 ve 1930''larda Anadolu''da çok kanlı isyanlar çıktı.1984''ten bugüne kadar savaşta ise 30 bin insan öldü." yorumunu yapıyor.Bununla da kalmıyor...Ermeniler için de ''toplu kıyıma maruz kaldılar'' ifadesi kullanılıyor.Rehberde, Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğu''nun son dönemlerine kadar barış içinde yaşadığı; ancak sonradan bağımsızlık için isyan ettikleri vurgulanarak, "Gerilla savaşı yapan Ermeni çeteler yüzünden, suçsuz Ermeniler de zarar gördü.Ermeni teröristleri yok etmek için Anadolu''da ve İstanbul''daki masum Ermeniler de toplu kıyıma uğradı.Ermeni nüfusu, Osmanlı''daki etnik milliyetçilik sonucunda artan toplu katliamlar ve göçlerle büyük ölçüde azaldı." şeklinde ibareler kullanılıyor.Türklerin 21.yüzyılın modern yaşamına adapte olmaya başladığını; ancak Osmanlı zihniyetinin silinmediği belirtilen rehberde, yabancılara İstanbul''da dikkatli davranmaları uyarısı yapılıyor.İstanbul''u şark zihniyetli bir şehir olarak lanse eden rehberde şu uyarılar yapılıyor: "Şehrin muhafazakar semtleri olan Fatih, Eminönü ve Sultanahmet''te kesinlikle eşinize ve sevgilinize sarılmayın.Parmağınızla kimseyi işaret etmeyin.Karşınızdakiyle konuşurken bacak bacak üstüne atmayın." Bu adamların bu yazıyı yazmaları için hakikaten ya ahmak olmaları lazım, ya da düşman.İnşallah ya ahmaktırlar, ya da düşman...Her ikisi de birdenseler o zaman yandık...Rehberde taksicilerle soyguncular arasında bir fark kalamamış..Okudukça bunun bir "City Guide" (Şehir Rehberi)''nden çok, bir düşmanlık rehberi olduğuna kanaat getiriyorsunuz...İşin en acı tarafı da bu rehber dağıtılmadan önce hiçbir Türk yetkili tarafından okunmamış, incelenmemiş. Para gelsin de nasıl gelirse gelsin değil mi ama?... Biz bu Şnal maçıyla tanıtım yaptığımızı zannederken kendimizi nasıl tanıttığımızı bir görün bakalım...Master Card mı, yoksa Hastır Cart mı ona da siz karar verin..