Her savcı her konuda herkes hakkında dava açabilir mi?
Bu başlıkta sizlere danışmak istediğim konu özetle savcıların kariyerleriyle ilgili. Bildiğim kadarıyla 1. sınıf olmak kavramı var. Onun öncesinde ya da sonrasında bir kariyer basamağı var mı ?
Sorumu anlaşılabilmesi açısından herkes tarafından bilinen iki örnekle soracağım ama sakın davaların kendileriyle ya da içerikleriyle ilgili olduğu düşünülmesin.
İlki meşhur Şemdinli davası. Gerçi savcı meslekten ihraç edildi ama o yönü sorum açısından önemli değil. O davada savcı Genelkurmay Başkanı'nın adını bir şekilde davaya soktu. Detayı da önemli değil. Diyelim tanık olarak ifadesini almak istedi. Burada askeri kanunlar veya diğerleri engeldir, değildiri de sorgulamıyorum. Bu savcı sonuçta 30 yaşlarında meslekte çok da tecrübeli olmayan bir savcı idi. Diyelim olaylar gerçekte olduğu gibi gelişmeseydi dava devam etseydi, savcı görevde olsaydı.
Diğeri daha da meşhur Ergenekon davası. Bu savcının da mesleki kariyerinde henüz başlarda ya da ortalarında. Türkiyenin dikkat kesildiği bir dava. Sonuçları da çok önemli olabilir.
Şunu biliyorum; görevi dağıtan ve -emin değilim- esas sorumluluk C. Başsavcısında. Ayrıca belki savcının değil Mahkeme heyetinin kariyeri daha belirleyici denebilir.
Ben hukukçu olmayan biri olarak bu kadar önemli davaların tüm hazırlığını, sorumluluğunun daha deneyimli savcılarda olması gerektiğini düşünüyorum. Yani adettendir en zor işi en kıdemli yapar. Bu davalar tecrübe kazanılacak davalar değil diye düşünüyorum. Ancak davalar tüm boyutlarıyla tartışılmasına rağmen işin bu kısmı pek de gündeme gelmediğinden bilmediğim yönler var sanırım. Ya da taçlanan baş akıllanır misali dava verilen savcıların kendiliğinden yetkinleşeceği mi düşünülüyor ?
Sorumu anlaşılabilmesi açısından herkes tarafından bilinen iki örnekle soracağım ama sakın davaların kendileriyle ya da içerikleriyle ilgili olduğu düşünülmesin.
İlki meşhur Şemdinli davası. Gerçi savcı meslekten ihraç edildi ama o yönü sorum açısından önemli değil. O davada savcı Genelkurmay Başkanı'nın adını bir şekilde davaya soktu. Detayı da önemli değil. Diyelim tanık olarak ifadesini almak istedi. Burada askeri kanunlar veya diğerleri engeldir, değildiri de sorgulamıyorum. Bu savcı sonuçta 30 yaşlarında meslekte çok da tecrübeli olmayan bir savcı idi. Diyelim olaylar gerçekte olduğu gibi gelişmeseydi dava devam etseydi, savcı görevde olsaydı.
Diğeri daha da meşhur Ergenekon davası. Bu savcının da mesleki kariyerinde henüz başlarda ya da ortalarında. Türkiyenin dikkat kesildiği bir dava. Sonuçları da çok önemli olabilir.
Şunu biliyorum; görevi dağıtan ve -emin değilim- esas sorumluluk C. Başsavcısında. Ayrıca belki savcının değil Mahkeme heyetinin kariyeri daha belirleyici denebilir.
Ben hukukçu olmayan biri olarak bu kadar önemli davaların tüm hazırlığını, sorumluluğunun daha deneyimli savcılarda olması gerektiğini düşünüyorum. Yani adettendir en zor işi en kıdemli yapar. Bu davalar tecrübe kazanılacak davalar değil diye düşünüyorum. Ancak davalar tüm boyutlarıyla tartışılmasına rağmen işin bu kısmı pek de gündeme gelmediğinden bilmediğim yönler var sanırım. Ya da taçlanan baş akıllanır misali dava verilen savcıların kendiliğinden yetkinleşeceği mi düşünülüyor ?