Alıntı:
sevcanakay rumuzlu üyeden alıntı
Cevap
1: İtiraz şu şekilde tedbir nafakasını ödemek istemiyorum şeklinde itiraz etmişler, Avukatım onların icraya itirazı halinde dediğiniz gibi %40 inkar tazminatıyla itirazın kaldırılması davası açtık bu durumda ne olur sonuç ? Bunu merak ediyorum.
2: Eşimin ne parasına nede puluna ihtiyacım yok ama eşim tüm eşyaları annesinin eine götürüp, tüm borçları benim üzerime yıkıp birde hakime eşyayı karım aldı götürdü diye iftira atınca bende malesef hem tazminat hemde nafaka istemeyi uygun gördüm avukatımda aynı şekilde, yani bu evlilikde çok maddi kaybım oldu kadın olarak tüm eşyalarımı eşim götürdü ve birde iftira ile karşılaşınca olaylar böyle gelişti.:(
Benim araştırmama göre, tedbir nafakası bir ihtiyati tedbir değil, ara karardır. Bu ara karar, dayanak boşanma davasının kesinleşmesi ile kalkar. Bu yüzden ancak ilamsız takip yapılabilir ve itiraz hâlinde, bir âdi takip olarak derhal durur.
"Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Beyhan vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye 29.6.1995 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı vekili Bakırköy Altıncı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 9.2.1995 tarih, 1994/702 esas sayılı ara kararı ile tayin edilen tedbir nafakasının tahsili için İcra Müdürlüğü’ne başvurmuş ve borçluya muhtıra gönderilmesini istemiştir ve İcra Müdürlüğü’nce talep gibi işlem yapılmıştır. Ara kararı ilam niteliğinde olmadığından harcı ödenmek suretiyle genel haciz yoluyla takip yapılması borçluya 49 örnek ödeme emri tebliği gerekir. Usulüne uygun bir takip yoktur. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilerek muhtıranın iptaline karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarda yazılı nedenle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11.7.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi." (12.HD. 1995/010722 E. 1995/010480 K. 07.11.1995 T.)
Kaynak=YKD. Ocak-1996 s: 48
"Ara kararı ile verilen tedbir nafakası HUMK.nun 101 ve takip eden maddeleri gereğince bir ihtiyati tedbir kararı değildir. Kaldı ki, alacaklı mahkeme kararını ilamsız icra takibine konu yapmıştır. İİK.nun 66. maddesine göre süresi içerisinde yapılan itirazla icra takibi durur ve icra müdürü de bu madde hükmü gereğince takibi durdurmuştur. Mercice aksine bir karar verilmedikçe ve şikayet yolu ile bu karar kaldırılmadıkça icra müdürü kendiliğinden verdiği karardan rücu edemez." (HGK 2000/12-1145 E. 2000/001159 K. 20.09.2000 K.)
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/27623
K. 2004/4572
T. 2.3.2004
• ARA KARAR ( İlam Veya İlam Mahiyetinde Olmaması Nedeniyle İlamlı Takip Yapılamayacağı )
• İLAMLI TAKİP ( Ara Karara Dayanılarak Yapılamayacağı )
• İCRA EMRİNİN İPTALİ ( İlam Veya İlam Mahiyetinde Olmadığı Halde Ara Karara Dayanılarak İlamlı Takip Yapılması Nedeniyle )
2004/m. 38
ÖZET : Ara kararı ilam olmadığı gibi İİK.nun 38. maddesinde yazılı ilam mahiyetinde de değildir. Bu nedenle ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olmadığından ilamlı takip konusu yapılamaz.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Takip dayanağı belge Uzunköprü Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/214 esas sayılı boşanma davasında tedbir nafakası verilmesine ilişkin ara kararıdır. Ara kararı ilam olmadığı gibi İİK.nun 38. maddesinde yazılı ilam mahiyetinde de değildir. Bu nedenle ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olmadığından ilamlı takip konusu yapılamaz. O halde mahkemece icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayetin reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de evrak üzerinde karar verildiği ve alacaklı vekilinin yargılamada herhangi bir emek ve mesaisi bulunmadığı halde alacaklı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 02.03.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
------------------------------------------------------------------------------------------
İİK.344.Maddede mahkeme ara kararında hükmedilen tedbir nafakasını ödemeyen borçluların da hapis cezası ile cezalandırılacağı hükmü vardır.Bu durumda borçlunun cezalandırılmasını talep edebilirsiniz.
4949 sayılı Kanunla; İcra ve İflas Kanununun 344’üncü maddesinin başlığı yeni düzenlemeye paralel olarak “nafakaya ilişkin kararlara uymayanların cezası” olarak değiştirilmiştir.
-4949 sayılı Kanunla, 344’üncü maddeye yeni bir fıkra eklenerek, “mahkemeler tarafından ara kararı ile kararlaştırılan nafakayı ödemeyen borçlular hakkında da bu maddenin birinci fıkrasındaki hükmün uygulanması” sağlanmıştı. İcra ve İflas Kanununun 344’üncü maddesinin değişiklikten önceki şeklinde; ancak (kesinleşmiş) nafaka ilamında yazılı olan nafakayı ödemeyen borçlu, alacaklının şikayeti üzerine, icra mahkemesi tarafından cezalandırılmaktaydı. Yargıtay, madde metnindeki ilam terimini dar yorumladığı için, uygulamada, nafaka veya boşanma davası sırasında, tedbir olarak mahkemelerce ara kararı ile takdir olunan nafaka kararları müeyyidesiz kalmaktaydı. Aslında, muhtaç durumda olduğu için hemen alacaklısının eline geçmesi düşüncesiyle takdir edilmiş bulunan tedbir nafakaları’nın da bu maddedeki himayeden yararlandırılması için maddede bu doğrultuda değişiklik yapılmıştı.
5358 sayılı Kanunla bu madde yeniden düzenlenirken “nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine… cezalandırılacağı” belirtilmiş ve ne bu maddede ve ne de İİK.’nun yürürlükten kalkan maddelerini belirten 23. maddede, 344/son hükmünden bahsedilmemiştir. Kanımızca bu madde -yeni şekliyle- “nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen” borçluyu cezalandırdığına göre, borçlunun yerine getirmediği nafakaya ilişkin karar “nafaka ilamı” olabileceği gibi “nafakaya ilişkin ara kararı” da olabilir. Yani; 5358 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda -4949 sayılı Kanunla suç haline getirilmiş olan- “ara kararı ile hükmedilen nafakayı ödememe eylemi”, bugün için de İİK. 344’e göre suç olmaya devam etmektedir…"
KOLAY GELSİN DİLEKLERİMLE SAYGILAR.