Re: 1 yıl dolmadan boşanma ve takılar
merhaba iltug
bu konuda sana akıl vermek pek benim haddime değil. herkes çektiğini bilir ve her insanın acıya dayanma eşiği farklıdır, eğer sen artık dayanamam bu kadar diyorsan ve gerçekten burasının son nokta olacağına kanaat getirmişsen ben sana ne söylersem söyleyim farketmeyecektir. ama yazdıklarından senin hala dayanacak gücün olduğunu hissettim. senin geldiğin noktadan sonra çok daha kötüleriyle karşılaştım, umarım seninki benim yaşadığım gibi kötüye değil iyiye gider.
ben sana boşanmaya karar verirken geçtiğim aşamaları anlatayım, sen nerde olduğuna kendin karar ver.yanlız ben senin gibi eşim diyemeyeceğim, karşı taraf diye hitap edeceğim.
bizim sorunlarımızda nişanlıyken başladı. karşı taraf sosyal pozisyon olarak benden biraz daha aşağıdaydı ve sanırım bu onun için katlanılmaz bir durumdu. oysa ben kendisini her haliyle kabul etmiştim. sonuçta eve geldiğimizde ismimizin önünde hiç bir ünvan kalmıyordu.
düğünümüzde bile tartıştık, çünkü ben altınlarımızın bize ait olmasını istedim, oysa ailesine. ilk gece eve annesi amcası kızkardeşi yengesi kuzeni vs. vs. ile geldik. onun ailesi gittikten sonra bende kendi ailemi arayıp telefonumu kapatmak istedim, oysa telefonum çoktan kendisi tarafından saklanmıştı. daha sonra amacının ne olduğunu çok düşündüm ama ben bulamadım, psikoloğu buldu: ilk geceden söz sahibini belirlemek, yani hiçbir mantığı yok. ertesi sabah saat 12 de kapımıza geldiler, evliliğimizin ilk günü dedeleri, amcaları, dayıları ile geçti. 2. gün annesi sabah 9 da geldi. burdan bu evliliğin nasıl gelişeceği belliymiş ama ben anlayamadım.balayına gitmek için annesinin misafirlerinin gitmesini bekledik.
başlangıcımız beni ailemden uzaklaştırma, onlarla görüştürmeme çalışmalarıyla oldu.
bizim evimiz 3 oda bir salon, oldukça geniş ama yuva olmak evin büyük ya da küçük olmasıyla olmuyormuş. zaten biz o evin çoğu yerini görmedik, ben evden ayrıldığımda bile bazı dolaplarda ne olduğunu daha öğrenememiştim. çünkü sürekli annesindeydik. zaten ikinci aşamadaki sorunumuzda bu oldu. aile olduktan sonra herşey düzelir diye ben ailemle 15 güne bir görüşür oldum, onun yanında annem, babam ve kardeşlerimle telefonlaşmamaya başladım. insan evliliğin başında özel bişeyler yaşamak, evinde oturmak, kendine ait bi yuva kurduğunun farkına varmak istiyor. istediklerim olmadı ama zaten bi noktada ben kandırılmışım, biz onca eşyayı boşuna almışız, bizim ayrı bir evimiz olmayacakmış, biz o evi içinde oturalım diye değil, düğünden önce birileri görsün diye kurmuşuz ve biz kendimize ait bir yuvada kurmamışız, ben sanki kendi ailemden şikayetim varmış gibi onların ailesine transfer olmuşum. oysa bana verilen sözler bunların tam tersiydi. benim evliliğime birileri sokulmaya, dahil edilmeye çalışılmadı, zaten başından beri gurup şeklindeydik.
bir süre sonra ben pazar sepeti gibi, 3 yaşında çocuk gibi birilerinin gittiği yere gitmek zorunda olmaktan, onların istedikleri gibi davranmaktan, kendime ait bir yuvaya sahip olamamaktan hoşlanmadığımı dile getirmeye başladım. büyük tartışmalarımız ilk dönemde bitmişti, artık küçük kıyametler yaşamaya başlamıştık.
bu arada sürekli devam eden bi sorunumuzda her aşamada bizimleydi, kıskançlık. saçımı taramaktan korkar olmuştum. bekar bir insan birisiyle birlikte olmak isterse onunla evlenir ve ben karşımdaki adamla(?) evlendim. eş telefonda kiminle konuştuğunu, o gün yemek masasında kiminle oturduğunu, hangi komşunun eve geldiğini söyleyebildiğin kişidir, çünkü ne yaparsan yap senin yanlış bişey yapmıyacağını bilir.güven noktamızın kırıldığı yer.
3. aşamanın başında evlilikte gurur olmaz, küfürde olsa hakarette olsa ben bunları düzeltmek için savaşırım düşünceleri uçuşuyordu kafamda her ne kadar iyileşmesi asırlar alacak yaralarım olsada. kendisi kapıdan girdiğinde o günkü kavgamızın şiddetini tahmin etmek için yüzüne bakardım. bu arada annesi durumu bilmesine rağmen bir haftada 9 gün onlara gitmemizi isterdi.
ve bu aşamada benimde artık sabır taşım çatladı. birgün yüzüklerimi eline bıraktım, kalktım. o anda kalmayan güvenimin, kalmayan kırıntıları uçuştu yerlere. kapıyı kilitleyip annesi ve babasını çağırdı. beni göndermemek için değil, ben giderken onlarında onayını almak için. bu kadar anne baba bağımlılığınıda kimsede görmedim, tabi benimkilerde gelldi. o 10 dakikada söyledikleri çoktan sona getirdi bizi ama daha zamanımız tamam olmamıştı demekki, çünkü 10 gün ayrı kaldıktan sonra araya girenler nedeniyle yeniden birleştik.
bu birleşme 4. aşamanın başı oldu. bir terapiste giderek başladık işe ve o seanslarda neler neler çıktı ortaya. bazıları çok komikti mesela hasta olduğumda özellikle iyileşmediğimi, onların bana iyi bakamadığını düşündürmeye çalıştığımı söylemesi gibi. bu arada sanki bizim maddi bi sıkıtımız olmuş gibi, sanki ben maaşımı kendisine versem herşey düzelecekmiş gibi bu alana el attı.
sonra bir kaç gün ayrı kalmamızı önerdi terapistimiz. ben devam için ciddi bir güç toplamıştım, oysa ayrılığı hücrelerine kadar benimsemişti. bütün gece kendisini ikna etmek için uğraştım, her söylediğini kabul ettim, son sözü akşam babamlara git oldu ve evden çıktı. biraz geç farkettim ki onun benimle işi yok, ailesi ona yeter, ben onun ailesine girsemde olur girmesemde. eşyalarımı topladım ve o gün evden ayrıldım, bunuda kendisine mesajla bildirdim.
bir kaç gün sonra başımı dinlemek için kendi evime gittim, onun orada kalmadığını biliyordum. fakat kapının anahtarını değiştirmişler. o ev bizimdi, o ne kadar eşya aldıysa bende o kadar eşya almıştım, zaten ben o tahta parçalarını ne yapacaktım, benden hayatımın en güzel günlerini çalmıştı, benim onlarda gözüm olurmuydu ki. evin anahtarını istediğimde önce sormak için annesine gitti, tabii ki izin alamadı.
bunları okumak çok kolay ama yaşamak çok zordu. size sadece yarım saatte anlatabileceklerim bunlar, kaç katını yaşadığımı, bunlara benzer ne olaylar yaşadığımı siz tahmin edin.
evliliğimi kurtarmaktan yaşadıklarım için vazgeçmedim. evliliğimi evlendiğim kişiyle savaşarak kurtaramayacağımı anladığım için vazgeçtim. bana yaptıklarına rağmen beni azıcık sevdiğini hissetseydim asla vazgeçmezdim.
ben bu kadar yaşadım ve vazgeçtiğim nokta burası. benden daha azını yaşayıp vazgeçenleri, kaybedenleride var, benden daha fazlasını yaşayıp vazgeçmeyenleri, kaybetmeyip kazananlarıda var.
sorularının cevabı sende, ama bitirdiğinde keşke diyebileceğin hiçbirşey olmasın, elinden gelen herşeyi yapmış ol.
ayrıca maddi durumun el verirse eşinle bi çift terapisine katıl, göremediğiniz, karşıdakine anlatamadığınız çoğu hatayı ve doğru olanı bir uzmanın ağzından duymak gerçekten kendi başına katedilemeyecek yollar aldırıyor. inşallah evliliğin huzur ve mutluluğa kavuşur.