Yargýtay 'duygusal' avukatý mahkum etti

Yargýtay 4. Ceza Dairesi, katýlan hakkýnda açýlan davayý takip etmek için anlaþýp vekalet alan sonra, müvekkilin davanýn masraflarýný vermemesi üzerine duruþmalara katýlmayýp davayý takipsiz býrakan avukatýn ‘görevi savsama’ suçundan mahkum edilmesi gerektiðine karar verdi.

29 Ekim 2008

Daire, verdiði emsal kararýnda, avukatlarýn görevini, “özen, doðruluk ve onur” içerisinde yerine getirmesinin zorunlu olduðuna dikkat çekerek, “Sanýk avukatýn, davayý takipsiz býrakarak katýlanýn maðduriyetine neden olmasý eylemi görevi savsama suçunu oluþturduðu gözetilmeden yasal temelden yoksun gerekçelerle beraat kararý verilmesi bozmaye gerektirmiþ.”

Yargýtay 4. Ceza Dairesi, katýlan hakkýnda açýlan davayý takip etmek için anlaþýp vekalet alan sonra, katýlanýn davanýn masraflarýný vermemesi üzerine duruþmalara katýlmayýp, davayý takipsiz býrakan avukatýn ‘görevi savsama’ suçundan mahkum edilmesi gerektiðine karar verdi.

Daire, bir hukuki uyuþmazlýk nedeniyle baþkasýný temsil etme görevini kabul ederek vekalet iliþkisi kurulmasýný saðlayan avukatýn, müvekkilinin menfaatine ve iradesine uygun bir sonuca yönelen bir iþ görmesi gerektiðine dikkat çekti.

Duruþmalara katýlmayan avukatýn, o iþe ait vekalet görevini Avukatlýk Yasasý’nýn 41. maddesine göre durumu müvekkiline tebliðinden itibaren 15 gün süre ile sürdürmesi gerektiðini vurguladý.

Daire, verdiði emsal kararýnda, avukatlarýn görevini, “özen, doðruluk ve onur” içerisinde yerine getirmesinin zorunlu olduðuna dikkat çekerek, “Sanýk avukatýn, davayý takipsiz býrakarak katýlanýn maðduriyetine neden olmasý eylemi görevi savsama suçunu oluþturduðu gözetilmeden yasal temelden yoksun gerekçelerle beraat kararý verilmesi bozmaya gerektirmiþ” görüþünü dile getirdi.

Yargýtay’ýn emsal kararýnýn ardýndan, parasýný alamadýðý için müvekkillerine haber vermeden davalarý takip etmeyen avukatlar, ‘görevi savsama’ suçunu iþledikleri gerekçesiyle mahkum olacaklar



haberler

Avukat, avukatlýk ücretini almadýðý takdirde, ister duruþmada ister haricen istifa etme hakkýna sahiptir. Yargýtay içtihatýný görmekte yarar var ancak, sanýrým meslektaþýmýz avukatlýk ücreti ödenmediðinden dolayý davayý takip etmemiþ, ancak istifa etmeyi ihmal ettiðinden suçlu konuma düþmüþ olabilir.
Aklýmdaki tek soru ise þu; Avukatlýk ücretini ödemeyerek avukatýný uðraþtýrýp, zaman ve emeðini çalarak, dolandýran kiþiye ceza var mý?

Bunu þuna benzetiyorum,

Evinize giren hýrsýzý, darp ederseniz, hýrsýzýn sizi dava edip, sizin mahkum olmanýz

Hýrsýzýn hiçmi kabahati yok?

....

Tabi burada haberin baþlýðýna da dikkat etmek lazým.

"Yargýtay DUYGUSAL avukatý mahkum etti."

Verilmek istenen mesaj, avukatlarýn ne kadar para düþkünü olduklarý þeklindeki yaygýn kamusal kanaatin pekiþtirilmesi midir?

Roma döneminde son derece saygýn bir meslek olarak ortaya çýkan avukatlýkta, avukat bu görevini para almadan yerine getirirdi. Ancak günümüzde böyle bir imkan olmasa da, insanlarýmýz ne yazýk ki sanki Roma dönemindeymiþiz gibi hukukun son derece ucuz bir hizmet olduðu kanýsýndalar. Bu yüzden insanlardan nefret ediyorum.

Ýnanamýyorum daha neler

Bedava evler, arabalar, yatlar, katlar olduðunda,
Bedava doktorlar, mühendisler, mimarlar, mali müþavirler ve muhasebeciler olduðunda bedava avukatlar da olacaktýr.
Yargýtay kararý burada oldmadýðýndan açýk bir þey yazmak istemiyorum. Ancak CMK gibi ücretsiz ve Baro tarafýndan karþýlanan bir avukatlýk hizmeti varken, serbest bir avukatý dolandýrmaya çalýþan bu tip kiþilerin de dolandýrýcýlýk suçundan yargýlanmalarý gerektiðini düþünmekteyim.

Öncelikle merhaba;

Büyük olasýlýkla Yargýtay avukatlýk sözleþmesinin ihlali nedeni ile temerrüt oluþmadan sözleþmeden dönülemeyeceði düþüncesi ile böyle bir sonuca vardý.

Avukatlýk sözleþmesi vekalet sözleþmesinin özel bir biçimidir. Sözleþme yürürlükte olduðu sürece taraflar edimlerini ifa ile mükelleftir.

Avukat arkadaþ ücretini veya masrafýný almadý ise ihtar çekerek istemeli ve ondan sonra davaya girmemeliydi.

Bu yaklaþým yeni bir yaklaþým deðil

Yargýtay bu konuda eskiden beri böyle düþünüyor.

Genç arkadaþlarýmýz hapis hakký konusunda da çok yanýlýyorlar ve haklarýnda davalar soruþturmalar açýlýyor.

Ýhtar çekip davaya girmeyeceðinizi bildirmeden davaya girmezseniz sözleþme hükümlerini ihlal etmiþ olursunuz.

Ben kararýn doðru olduðunu ve ihtar konusuna özen gösterilmesi gerektiðini düþünüyorum.

Saygýlar.

Kararýn tam metnini görmeden yorum yapmak elbette saðlýklý deðil. Ancak, avukatýn davayý takipsiz býrakmasý, müvekkil açýsýnndan telafisi imkansýz kayýplara yol açabileceðinden ihtarýn bir sorumluluk, en azýndan iyiniyetli bir yaklaþým olduðu düþünülebilir.
Ancak;
Sayýn Av.Fýrat Bayýndýr'a katýlmamak elde deðil. Üstelik belirtmek isterim ki, kararýn alýntýlanan kýsmýnda vekalet veya avukatlýk ücretinden deðil, dava masraflarýndan söz ediliyor. Yani söz konusu olan, avukatýn elde edeceði kazanç dahi deðil, yargýlama giderleri.
Her halukarda ama özellikle hal böyle iken, avukatý "duygusallýk"la suçlamayý son derece çirkin buluyorum.

Avukatlýðýn Tarihçesi'ne bakmak lazým.
Eski Yunan’ýn ilk günlerinde taraflar yargýç önüne gitmek zorundaydýlar. Solon Yasasý da bunu zorunlu kýlýyordu. Daha sonra yazýlý savunmalar baþlamýþtýr. Söylenecek sözler, ücret karþýlýðý yargýcýn karþýsýna okunuyordu. Herhalde ilk avukatlýk böyle baþlýyor. Demosten gibi ünlü avukatlar bu dönemde çýkýyor. Ýlk baro Atina’da kuruluyor. Dracon, Solon baroya katý kuralar getiriyorlar. Atina hukukuna göre ancak özgür kiþiler avukatlýk yapabiliyor, esirlerin hakký yok. O dönemde kadýnlar da utangaç olduklarýndan avukatlýk yapmýyorlar. Mahkeme kutsal sayýldýðýndan önceden yýkanýyor, temizleniyor. Roma döneminde ise kutsal kurallarý yalnýz din adamlarý ve patrisyenler savunabiliyor. Plepleri ancak din adamlarý ve patrisyenler savunabilir.
Aradan zaman geçip, plepler savunucularýný özgür olarak seçmeye baþlayýnca Roma’da avukatlýk baþlýyor. Meslek doðuyor, araya ücret de giriyor. Avukatlar evlerinin önüne koyduklarý palmiyeden tanýnýyorlar. Avukatlýk Roma’da görkemli bir uðraþtý. Çiçeron konsül iken, Sezar’da Roma barosuna kayýtlý avukat idi. Roma’dan sonra avukatlýk türlü deðiþim ve geliþim göstermiþtir. Rönesans’ta avukatlara, “yumuþak, sakin, Tanrýdan korkan, gerçeði ve adaleti seven” deniyor. Avukatlar kent deðiþtirdiklerinde de “adaletin gezginci þövalyeleri” oluyorlar. (Milliyet. Politika ve Ötesi, Mehmed Kemal, Avukatlýðýn Tarihçesi-01.03.1993/Derleyen; Efe Kýnýkoðlu)

Nerde kaldý Av.Kanununun ilgili hükümleri!.Aklýmda kalaný yazýyorum; Avukat masraf olmadan iþ göremez,görmek zorunda deðildir.Yargýtay bana kalýrsa baþka tabir yerine duygusal avukat yazmýþ.Çok çile çektik bu yollarda; ücret,masraf alamayacaðýmýzý bile bile sýrf müvekkili yarý yolda býrakmamak uðruna davalarýna devam ettik,davalarýný kazandýrdýk.Sonuç ne mi oldu bir sürü deneyim!.Deneyim diye baþlayýp.....birleþimidir diyen lafý yazmak istemiyorum.Ayný okullarda okuyup da ayrý sonuçlara varmak bence üzücü bir þey...