Alıntı:
pantegram rumuzlu üyeden alıntı
Arkadaşlar benim HUKUKİ bilgim pek yok bundan 10 ay önce alacagımı alamadıgım için seneti bulunan şahsı icra'ya verdim.
Bir avukata baş vurdum tahsil edecegi paranın % 10 'nuna anlaştık avukat bana jet icra yapalım'ki şahıs mal kaçırmada bulunmasın onada eywallah dedim jet icra icin de bir 7 bin (ytl) bankaya yatırdım buraya kadar normal..
Olay burda başlıyor her avukata baş vurdugum'da bugun icra yarın icra diye diye 10 ay gecti sonra duydumki icra verdigim şahıs benim avukata gelmiş başka bir dava dosyasıyla avukatlıgını talep etmiş avukatıma neden dosyasını aldın dediğmde de bu bir iş sizin işi zati takip ediyorum hem sizin işinizi haletmek için bu dosyayı aldım sonucunda icra verdiğim şahıs kendi dosyasının bitimine yakın avukatı azleti benim avukat köpürdü hemen malarını satışa çıkarıyorum dedi ama hala tık yok sizden ricam bana bir akıl vermeniz bu icra denen olay nasıl işliyor ben neden bu adamın malarını satışa çıkaramıyorum ve avukatım hakında ne yapmalıyım 5 gündür görüşme talep ediyorum her seferinde şehir dışındayım diyor..
Saygılar..
Mesaj icereğinize göre anladın kadarı ile bu avukatı doğru. Baroya şikayet edeceksiniz,bunuda yapın derim bu meslekle pek ilgisi yok işi ticarete dökmüş sanırım, zaten şikayetinizle bunun herşeyi ortaya cıkacaktır,7 milyar yatıracaksın büyük iğtimalle ihtiyadi haciz kararı almış ve nasıl 10 ay gecmiş hayret,10 günü gecirmemesi gerekirken bu 10 ay nasıl gecer,karşıdan kazık yeyince mallarının satışınımı istiyecekmiş te allahım yağ,boşuna vatandaş burada dert yanmıyor.
MÜVEKKİLİNİN AVUKATINA GÜVENMESİ MÜMKÜN MÜ?
Türkiye’de meslek etiğine sadık, yasalara saygılı çok iyi avukatlar olmasının yanı sıra, görevini yapmayan, müvekkilini aldatan avukatların da olduğunu ve ‘adaletin tecellisi’ne katkılarını sürdürdüklerini söylemek gerekiyor…
Adalet sisteminin önemli unsurlarından biri de avukatlardır. Mağdur adına mahkemeye onlar başvuracak, yasal süreci onlar işletecek, suçluların cezalandırılmasını, maddi ve manevi zararın tazminini onlar sağlayacaklardır. Suç işleyen kişinin de yasalar karşısında hakları var ve bunların mahkeme karşısında savunulması da elbette yine avukatlara düşüyor. Peki Türkiye’de avukatlar görevlerini layıkıyla yapıyor mu? İşte mahkeme kararlarıyla Türkiye Barolar Birliği’nin Disiplin Kurulu kararlarından seçtiğim bazı çarpıcı örnekler:
Elazığ Barosu’na kayıtlı bir avukattı. Bir davada hem davalının hem de davacının vekaletnamesini alıp avukatlıklarını üstlenmişti. Taraflardan biri bu durumu fark edip Elazığ Barosu’na şikâyette bulundu, aynı avukatın, menfaatleri birbirine zıt iki tarafı bir arada savunamayacağını bildirdi, bunun bir istismar olduğunu ifade etti, gerekli cezanın verilmesini istedi. Baro bu şikâyeti değerlendirdi ve söz konusu avukata ceza verilmesine gerek görmedi. Dosya, Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu’na gitti. Bu kurul yaptığı incelemede, Elazığ Barosu’nun aldığı kararı isabetli bulmadı ve şikâyet edilen avukatın Avukatlık Yasası’nın 38’inci maddesine aykırı hareket ettiğine karar verip kınama cezasıyla cezalandırılmasını kararlaştırdı.
Nevşehir Barosu’na kayıtlı bir avukattı. Aldığı vekaletname gereği bir icra takibinde bulunmuş, gerekli tahsilatı yapmış, ancak parayı müvekkiline ödememişti. Müvekkil durumu Nevşehir Barosu’na bildirdi. Baro, avukatın eylemini etik dışı buldu, kendisine üç ay meslekten men cezası verdi. Avukat, parayı tahsil ettikten yaklaşık 16 ay sonra müvekkiline ödemeyi yaptı, ondan ibraname aldı ama gene de bağlı olduğu baronun verdiği cezanın Türkiye Barolar Birliği tarafından da onanmasına engel olamadı.
Tekirdağ Barosu’na kayıtlı bir avukattı. Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne müvekkili adına açtığı davayı takip etmeyip davanın düşmesine neden oldu. Müvekkil, baroya başvurdu, avukatın aldığı görevi gereği gibi yerine getirmediğini bildirdi. Avukat, “Masrafları alamadığım için takip etmedim” dediyse de inandırıcı olamadı, üç ay meslekten men cezası aldı. Bu ceza Türkiye Barolar Birliği tarafından ağır bulundu ve para cezasına çevrildi.
Antalya Barosu’na kayıtlı olarak avukatlık yapıyordu. Aldığı bir vekaletnameyle Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden bir davaya bakmaya başladı. Dava müvekkilinin mahkûmiyetiyle sonuçlanmasına karşın temyiz başvurusu yapmadı. Müvekkil baroya şikâyet etti, “Avukatım beni gerektiği gibi savunmadı” dedi. Baro, yaptığı inceleme sonunda “Avukat, müvekkilinin hak kaybına neden olmamalı, süreli işlerde görevini yerine getirmelidir” deyip, şikâyet edilen avukata kınama cezası verdi. Bu ceza Türkiye Barolar Birliği tarafından da onandı.
İstanbul Ticaret Mahkemesi’nin hâkimlerinden biriydi. Emekliye ayrıldıktan sonra avukatlık yapmaya başladı ve bir süre önce hâkimi olduğu mahkemeyle ilgili de dava kabul etti. Oysa bu durum Avukatlık Kanunu’na aykırıydı. Söz konusu kanunda, hâkim ve savcıların emekli olduktan sonra görev yaptıkları yerlerde dava takibi üstlenmelerinin adaletin yerine getirilmesinde kuşkular yaratacağı belirtiliyordu. Bu yüzden bir süre hâkimlik yaptığı mahkemede avukat olarak savunma yapması hem İstanbul Barosu, hem de Türkiye Barolar Birliği tarafından disiplin suçu olarak kabul edildi ve kınama cezasıyla cezalandırıldı.
Ankara Barosu avukatlarındandı. Bir icra davasında mahkeme harcını mükerrer talep ettiği, yasal faizin üzerinde faiz talebinde bulunduğu, alacağın bir kısmını tahsil ettiği halde bunu dosyaya yazdırmayarak alacağın tümünün tahsili için takibi sürdürdüğü ortaya çıktı. Önce bağlı olduğu baro tarafından kınamayla cezalandırıldı, ardından bu ceza Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu tarafından onandı. Her iki kararda da, “Avukatlık Kanunu’nun 34’üncü maddesine aykırı hareket ettiği, avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmadığı, yüklendiği görevi özen ve doğruluk içinde yerine getirmediği” belirtildi.
Ankara Barosu’na kayıtlıydı. Ankara İş Mahkemesi’ne müvekkili adına açtığı davayı takip etmedi, bu yüzden dava düştü. Verdiği bir dilekçeyle davanın yenilenmesini sağladı. Ama yapılan duruşmaya yine katılmayınca dava bir kez daha düştü. Müvekkilinin şikâyeti üzerine Ankara Barosu tarafından kınama cezasına çarptırıldı. Bu ceza Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu tarafından da uygun bulundu. Verilen kararlarda, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır” ifadesi dikkat çekti.
Bir bankanın Antalya Yeni Hal Şubesi avukatıydı. Bankadan aldığı vekaletnamede verilen yetkilerden biri olmamasına karşın icra dairelerinden tahsilat yaptığı ve bunu zamanında bankaya ödemediği, ayrıca bankadan icra dosyaları için gereğinden fazla avans aldığı ve ay sonlarında avans fazlasını kapatmadığı anlaşıldı. Antalya Barosu tarafından disiplin cezasına çarptırıldı. Bu ceza Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu tarafından 200 YTL para cezasına çevrilip onandı.