Şahitler ve şehitler
15 Ağustos 1984, ilk eylemleri sonrası dönemin Başbakan'ı beyan etti:
"Üç beş çapulcunun işi bunlar."
Aslında böyle başlamamıştı hikaye, o tarihlerden 10 yıl ve hatta daha da gerisi vardı. Hadi biz o lafların edildiği tarihten sonrasına bakalım...
Turgut Özal
Yıldırım Akbulut
Mesut Yılmaz
Süleyman Demirel
Tansu Çiller
Necmettin Erbakan
Bülent Ecevit
Abdullah Gül
Recep Tayyip Erdoğan
35.000'e yakın asker, polis ve sivil ölümü...
Asker, polis ve vatandaş canını, kanını verdi, ya siyasiler?
Onların işi can vermek değil tabi ki, onlar çözüm bulacaklardı.
Çözüm buldular, kendilerince etkili çözümlerdi bunlar...
Kimi bir koyup üç almaya kalktı, kimi fıkralara konu oldu, kimi Batı'nın yolunu Doğudaki bir şehirden geçirdi, kimi bir realiteyi tanıdığını beyan edip yolları yürümekle aşındırdı, kiminin oğlu yalısının önündeki denizde askerliğini tamamladı, kimi sahte mücahitliğine kayıp trilyon muhassipliğini ekledi, kimi önüne atılan yazarkasa kafama düşse daha iyi olur muydu diye düşünemedi, kimi bu işleri 9 maddelik gizli saklı anlaşmalara bağladı, en son toprağına saldıranların ayak yolu olan kukla ülkenin başındaki adamın ayağına gitti, zaten aynı kafadaki bir diğeri topraklarını bölmeyi açıkça ortaya koyan bir üfürük oluşumun Eşbaşkanlığını TC. Başbakanlığı'nın önünde saydı, serbest bölgeleri kukla devletin şerefsiz piyonlarına açtı, vatandaşından esirgediği elektriği yarı fiyatına bu kukla piyonlara verdi.
Bu arada kimileri ise; neredeyse 100 yıllık bir planla ağır ağır ilerledi, ilgisiz Güneydoğu illerine elçilikler açtı, 36. paralel üstünü himayesine aldı, orada besledi, kotardı...İçimizdeki hainlerle bir oldu, bayrağımızı indirtti, olmadı yaktırttı, bugün içimizdeki hainlerin kandaşlarının da bu vatan için geçmişte kanlarını canı gönülden akıttıkları, azınlık falan değil her zaman bizden addettiğimiz aziz şehitlerimiz ve gazilerimiz sayesinde elde edilen Zafer Bayramımızı, utanmadan onbeş gün öne çekme söyleminde bulunma cüreti göstertti.
Gelinen son nokta;
Aktütün Karakolu'na Kuzey Irak topraklarından ağır silahlarla saldırı , 15 şehit...
Şimdi bu adamların hangi birine kızayım?!!!
Birileri işine geleni veya emredileni yapıyor, diğeri 100 yıldır açıkça ortaya koyduğu planı uyguluyor.
Ya siz şahitler?!!!
Her şehidin kanında balık hafızalarınızın, olmayan tarih bilincinizin, hayatı zaplayan umursamazlığınızın, soru sormayan, sorgulamayan aklınızın ve küçük çıkarlarınız için oy atan ellerinizin payı olduğunun farkında mısınız?
Bense; ellerim hala mevcutken, sizin bu vurdumduymazlığınızdan gitgide muzdarip olan beynimle, siyaset mayınına karşı sizi uyarıyorum.
Kilis'e haber saldım
Hekim gelecek bildim
Kanı bir yana bırak
Revan içinde kaldım
Haber saldım kuş ile
Gagasında yaş ile
Yol gözledim ardından
Bir sıcacık düş ile
Işık vurmaz karama
Bende şifa arama
Ellerim yok ki artık
Tütün basam yarama
"Üç beş çapulcunun işi bunlar."
Aslında böyle başlamamıştı hikaye, o tarihlerden 10 yıl ve hatta daha da gerisi vardı. Hadi biz o lafların edildiği tarihten sonrasına bakalım...
Turgut Özal
Yıldırım Akbulut
Mesut Yılmaz
Süleyman Demirel
Tansu Çiller
Necmettin Erbakan
Bülent Ecevit
Abdullah Gül
Recep Tayyip Erdoğan
35.000'e yakın asker, polis ve sivil ölümü...
Asker, polis ve vatandaş canını, kanını verdi, ya siyasiler?
Onların işi can vermek değil tabi ki, onlar çözüm bulacaklardı.
Çözüm buldular, kendilerince etkili çözümlerdi bunlar...
Kimi bir koyup üç almaya kalktı, kimi fıkralara konu oldu, kimi Batı'nın yolunu Doğudaki bir şehirden geçirdi, kimi bir realiteyi tanıdığını beyan edip yolları yürümekle aşındırdı, kiminin oğlu yalısının önündeki denizde askerliğini tamamladı, kimi sahte mücahitliğine kayıp trilyon muhassipliğini ekledi, kimi önüne atılan yazarkasa kafama düşse daha iyi olur muydu diye düşünemedi, kimi bu işleri 9 maddelik gizli saklı anlaşmalara bağladı, en son toprağına saldıranların ayak yolu olan kukla ülkenin başındaki adamın ayağına gitti, zaten aynı kafadaki bir diğeri topraklarını bölmeyi açıkça ortaya koyan bir üfürük oluşumun Eşbaşkanlığını TC. Başbakanlığı'nın önünde saydı, serbest bölgeleri kukla devletin şerefsiz piyonlarına açtı, vatandaşından esirgediği elektriği yarı fiyatına bu kukla piyonlara verdi.
Bu arada kimileri ise; neredeyse 100 yıllık bir planla ağır ağır ilerledi, ilgisiz Güneydoğu illerine elçilikler açtı, 36. paralel üstünü himayesine aldı, orada besledi, kotardı...İçimizdeki hainlerle bir oldu, bayrağımızı indirtti, olmadı yaktırttı, bugün içimizdeki hainlerin kandaşlarının da bu vatan için geçmişte kanlarını canı gönülden akıttıkları, azınlık falan değil her zaman bizden addettiğimiz aziz şehitlerimiz ve gazilerimiz sayesinde elde edilen Zafer Bayramımızı, utanmadan onbeş gün öne çekme söyleminde bulunma cüreti göstertti.
Gelinen son nokta;
Aktütün Karakolu'na Kuzey Irak topraklarından ağır silahlarla saldırı , 15 şehit...
Şimdi bu adamların hangi birine kızayım?!!!
Birileri işine geleni veya emredileni yapıyor, diğeri 100 yıldır açıkça ortaya koyduğu planı uyguluyor.
Ya siz şahitler?!!!
Her şehidin kanında balık hafızalarınızın, olmayan tarih bilincinizin, hayatı zaplayan umursamazlığınızın, soru sormayan, sorgulamayan aklınızın ve küçük çıkarlarınız için oy atan ellerinizin payı olduğunun farkında mısınız?
Bense; ellerim hala mevcutken, sizin bu vurdumduymazlığınızdan gitgide muzdarip olan beynimle, siyaset mayınına karşı sizi uyarıyorum.
Kilis'e haber saldım
Hekim gelecek bildim
Kanı bir yana bırak
Revan içinde kaldım
Haber saldım kuş ile
Gagasında yaş ile
Yol gözledim ardından
Bir sıcacık düş ile
Işık vurmaz karama
Bende şifa arama
Ellerim yok ki artık
Tütün basam yarama