Herkes Kendi Derdinde
Ekonomik kriz; ekonomi ile bağlantılı olumsuz olayların, makro açıdan ülke ekonomisini, mikro açıdan ise firmaları ciddi anlamda zorlar hale gelmesidir.
Ekonomik krizden büyük ölçüde zarar gören kesimlerden biri de size garip gelecek ama resim sanatçılarımızdır. Kriz döneminde Türkiye'deki ressamlarımız ekranlara çıkıp dokuz aydır tek bir resim dahi satamadıkları için bizlere feryatlarını duyurdular. Oysa satılabilir bunca nitelikli pop çalışmaya rağmen bir de Anadolu medeniyetlerine dalıp, laboratuar türünde çalışma yapsalar, değil dokuz ay belki dokuz yıl resim satamayacaklar...
İşte burada devletin kültür ile ilgili kurumlarının devreye girmesi gerekiyor. Devlet bünyesindeki kültür kurumlarının, sanat ve kültürümüzün yaşaması ve Türkiye'nin ilerleyip yükselmesi yolunda ihtiyacı olan sanatçılarımıza verdikleri değeri görüyoruz. Bugüne kadar Türkiye’de, gerçek Türk resminin yaratılması açısından herhangi bir yarışma düzenlendi mi, veya bu konuda çalışma yapanlar ne derece desteklendi?
Bu sorulara hiç kimsenin olumlu bir yanıt verebileceğini sanmıyorum. Din vb. unsurlar ile resim ve heykel gibi sanatlar bize en başta yanlış öğretilmiş. Bu nedenlerden dolayı toplum olarak bu tür sanat alanlarına bakışımız ortada değil mi?
Devlet büyüklerimizin ülke çıkarlarını göz ardı ederek sanattan ve teknolojiden uzak kalıp kendi menfaatleri için türban konularını işlemeleri, milletvekillerimizin ayrı bir iş yapmaları yasak olduğu halde, birçoğunun kendi işlerini bitirdikten sonra Meclise gelip iki ileri bir geri görevlerini ifa etmeleri bize açık açık her şeyi göstermiyor mu zaten!
İleri görüşlülüğü ile bilinen TBMM'nin kurucusu M. Kemal Atatürk bu günleri görürcesine;
“Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkar olamazsınız.”
demiştir.
Teknoloji alanındaki temel ihtiyaçlarımızı dahi dış ülkelerden 2-3 kat fazla ücrete ithal ettiğimiz bu günlerde, rivayet o ki teknoloji çağını yaşıyormuşuz.
Avrupa hayranlığı içerisinde olan başlarımız(!), iktidar mücadeleleri, değeri bilinmeyen sanatçılar, kendi yağında dahi kavrulamayan benim ülkem...
Ekonomik krizden büyük ölçüde zarar gören kesimlerden biri de size garip gelecek ama resim sanatçılarımızdır. Kriz döneminde Türkiye'deki ressamlarımız ekranlara çıkıp dokuz aydır tek bir resim dahi satamadıkları için bizlere feryatlarını duyurdular. Oysa satılabilir bunca nitelikli pop çalışmaya rağmen bir de Anadolu medeniyetlerine dalıp, laboratuar türünde çalışma yapsalar, değil dokuz ay belki dokuz yıl resim satamayacaklar...
İşte burada devletin kültür ile ilgili kurumlarının devreye girmesi gerekiyor. Devlet bünyesindeki kültür kurumlarının, sanat ve kültürümüzün yaşaması ve Türkiye'nin ilerleyip yükselmesi yolunda ihtiyacı olan sanatçılarımıza verdikleri değeri görüyoruz. Bugüne kadar Türkiye’de, gerçek Türk resminin yaratılması açısından herhangi bir yarışma düzenlendi mi, veya bu konuda çalışma yapanlar ne derece desteklendi?
Bu sorulara hiç kimsenin olumlu bir yanıt verebileceğini sanmıyorum. Din vb. unsurlar ile resim ve heykel gibi sanatlar bize en başta yanlış öğretilmiş. Bu nedenlerden dolayı toplum olarak bu tür sanat alanlarına bakışımız ortada değil mi?
Devlet büyüklerimizin ülke çıkarlarını göz ardı ederek sanattan ve teknolojiden uzak kalıp kendi menfaatleri için türban konularını işlemeleri, milletvekillerimizin ayrı bir iş yapmaları yasak olduğu halde, birçoğunun kendi işlerini bitirdikten sonra Meclise gelip iki ileri bir geri görevlerini ifa etmeleri bize açık açık her şeyi göstermiyor mu zaten!
İleri görüşlülüğü ile bilinen TBMM'nin kurucusu M. Kemal Atatürk bu günleri görürcesine;
“Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkar olamazsınız.”
demiştir.
Teknoloji alanındaki temel ihtiyaçlarımızı dahi dış ülkelerden 2-3 kat fazla ücrete ithal ettiğimiz bu günlerde, rivayet o ki teknoloji çağını yaşıyormuşuz.
Avrupa hayranlığı içerisinde olan başlarımız(!), iktidar mücadeleleri, değeri bilinmeyen sanatçılar, kendi yağında dahi kavrulamayan benim ülkem...