Apartman sakinleri yasal haklarını kullanırlarsa işiniz zor gözüküyor. Aşağıda bir Yargıtay kararı var; sizin durumunuza az çok benziyor ve malesef aleyhinize:
T.C. YARGITAY
( 18.HD. E: 2003/4943, K: 2003/5799, T: 02.07.2003 )
KAT MALİKLERİ
ORTAK YERLERİN KULLANIM HAKKI
ARSA PAYI
PROJEYE UYGUN OLMAYAN TESİS
ÖZET : Kat Mülkiyeti Yasasının 19. maddesi hükmüne göre kat maliklerinden herhangi birisi bütün kat maliklerinin rızası olmadıkça, ana gayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesis yaptıramaz. Yasanın16. maddesine göre de kat maliklerinin ortak yerdeki kullanım hakkı arsa payıyla sınırlı ve bu yerin tahsis edildiği amaca uygun olması gerekmekte olup, malik ve diğer ilgililer ortak yerleri kendi kullanımlarına hasredemezler. Projeye uygun yapılmayan tesis veya yapının diğer kat maliklerine zarar verecek nitelikte olmaması da bunların yapımı için kat maliklerinin muvafakatının alınmasına ilişkin yasal zorunluluğu ortadan kaldırmaz.
Somut olayda davacı-karşılık davalının ortak yere sundurma şeklinde gölgelik yaptığı ve bu yere ticari faaliyet için bir takım eşyalar koyup işgal ettiği bilirkişi raporu ve diğer delillerle sabit olduğundan davalı-karışlık davacının davasının kabul edilerek sundurma olarak adlandırılan tesisin sökülüp kaldırılmasına ve ortak yere eşya konulmasının önlenmesine; davacı-karşılık davalının davasının ise reddine karar verilmesi gerekir.
Dava dilekçesinde tadilata izin vermeyen davalının uyarılması karşı davada tadilatın eski hale getirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü, karşı davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
( 634 s. Kat Mülkiyeti Kanunu m. 16, 19 )
Dava dilekçesinde, dükkan önündeki ortak yere davacının yaptığı sundurmanın kaldırılması için davalı tarafından muarazada bulunulduğu ileri sürülerek sundurmayı kullanmasına izin vermesi için davalıya uyarıda bulunulması istenilmiş, davalı tarafından açılan karşı davada da dükkan önündeki ortak yere kat maliklerinin muvafakatı sağlanmadan davacı-karşı davalının yaptığı sundurmanın kaldırılması ve bu yere ekmek dolabı ve diğer eşyaları koymak suretiyle yaptığı müdahalenin de önlenmesi istenilmiştir.
Yerinde yaptırtılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda, davacı-karşı davalı tarafından ortak yere yapılan dava konusu sundurmanın onaylı projede yer almadığı ve binanın dış görünümünü değiştirdiği belirtilmiş olmasına karşın mahkemece söz konusu tesisin davalı ve diğer kat maliklerine zararı bulunmadığı gerekçesiyle karşılıklı davanın reddine, asıl davanın da kabulü ile davalı Recep'in uyarılmasına karar verilmiştir.
Kat Mülkiyeti Yasasının 19. maddesi hükmüne göre kat maliklerinden herhangi birisi bütün kat maliklerinin rızası olmadıkça, ana gayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesis yaptıramaz. Yasanın16. maddesine göre de kat maliklerinin ortak yerdeki kullanım hakkı arsa payıyla sınırlı ve bu yerin tahsis edildiği amaca uygun olması gerekmekte olup, malik ve diğer ilgililer ortak yerleri kendi kullanımlarına hasredemezler. Projeye uygun yapılmayan tesis veya yapının diğer kat maliklerine zarar verecek nitelikte olmaması da bunların yapımı için kat maliklerinin muvafakatının alınmasına ilişkin yasal zorunluluğu ortadan kaldırmaz.
Somut olayda davacı-karşılık davalının ortak yere sundurma şeklinde gölgelik yaptığı ve bu yere ticari faaliyet için bir takım eşyalar koyup işgal ettiği bilirkişi raporu ve diğer delillerle sabit olduğundan davalı-karışlık davacının davasının kabul edilerek sundurma olarak adlandırılan tesisin sökülüp kaldırılmasına ve ortak yere eşya konulmasının önlenmesine; davacı-karşılık davalının davasının ise reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle yazılı olduğu şekilde aksi yönde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 2.07.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.