Alıntı:
Av.Mehmet Aydın rumuzlu üyeden alıntı
Doğrudur.
Uygulamada yeknesaklık olmamasından kaynaklanıyor diye düşünüyorum.
Eğer çocuk odasının borcundan kaynaklanan bir takip ise haczedilmesinde bir sorun ya da tereddüt yok. Haczedilebilir.
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ
A) T: 20.10.2003
E: 16696
K:20386
Dairemizce oluşturulan son içtihatlar doğrultusunda haczedilemeyecek malların kapsamını tayin edebilmek için «sanat» sözcüğüyle eş anlamda kullanılmış olan «meslek» kavramının teşebbüsten ayıracak kıstasların açıklanması gerekir. Zira borçlu bir «meslek» sahibi sayıldığı takdirde, bu mesleğiyle ilgili alet-edavat ve kitapları gibi mallar hazzedilemeyecek, aksine bir “teşebbüs sahibi” sayıldığı zaman teşebbüsün malları sermaye ağırlıklı olup haczedilebilecektir. Şikayet konusu incelenirken merciice gözönünde bulundurulması gereken husus, borçlunun yaptığı işte sermaye ile emeğin karşılıklı oranları tespite çalışılır ve emeğin değerinin sermayenin değerinden fazla olduğu görülürse, bir «mesleğin varlığına», aksi takdirde bir «teşebbüsün söz konusu olduğuna» hükmedilir (HGK. 2.12.1972 tarih 72-572--974 sayılı karar).
Bu kurallar ışığında somut olayın incelenmesinde; bilgisayar ve eklentileri (beyin, klavye, printer) borçlunun mesleğini devam ettirmesi zorunlu aletlerden olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca hemen belirtelim ki, «kıymeti fazla olsa dahi mesleki eşyanın haczedilemeyeceğine» karar verilerek, borçluda bırakılması zorunludur. Bir başka anlatımla İİK'nun 82/12. maddesine benzer bir kıyaslama bu gibi halde uygulanmaz. Mercice ak-sine düşüncelerle yukarıda açıklanan mahcuzla ilgili istemin reddi isabetsizdir.
Yukarıdaki yargıtay kararı karşısında bence artık evde zorunlu ihtiyaç haline gelen ve lüks olmaktan çıkan televizyon, buzdolabı gibi eşyaların haczide mümkün olmaması lazım,
Yakın zamanda traktöründe haczedilemeyecek mallar kapsamında değerlendirilebileceği inancındayım
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 1976/7071
K. 1976/8922
T. 7.9.1976
• İCRA MEMURUNUN YETKİSİ ( Malın Haczedilmezliği )
• MALIN HACZEDİLMEZLİĞİNDE KARAR YETKİSİ
• YETKİ ( Malın Haczedilmezliği )
2004/m.82
ÖZET : Bir malın haczedilebilir olup olmadığına icra memuru karar veremez. Bu konuda karar verme ve araştırma yapma yetkisi hakimindir.
DAVA: Merci kararının borçlu tarafından temyiz olunması üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 12.7.1976 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR: Borçlu hakkındaki takip kesinleşmiş ve alacaklı vekili borca yeter miktardaki belediyeye ait bankalarda mevcut paraların, belediyenin özel mülkiyetindeki gayrimenkullerin, belediyeye ait kira alacaklarının haczinin ve bütçeye gerekli tahsisat konması için müzekkere yazılmasını istemiştir. Bütçeye muayyen mevzuda tahsisat konması için müzekkere yazılmasını istemiştir. Bütçeye muayyen mevzuda tahsisat konması belediyeye ait bir görev olup yetkili organlarınca yerine getirileceğinden, memurluğun bu cihetle matuf kararında isabet olmadığı gibi memurlukça bir malın veya paranın haczi caiz olup olmadığı hakkında karar vermek ve bu hususta tetkikat yapmaya da yetkisi yoktur. Memur haczi tatbik eder. Borçlu 82. maddeye muhalif bir işlem olduğu hakkında ancak süresinde mercie şikayet eder, merci gerekli tetkikatı yaparak hacizli menkul ve gayrimenkuller hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verir. Açıklanan bu sebeplerle merci kararında yazılı memurlukça 82. maddeye göre tetkikat yapılması hakkındaki gerekçesinde isabet yoksa da neticede memur kararı kaldırılmış olduğundan merci kararı sonucu itibariyle doğru blunmakla borçlunun varit olmayan temyiz itirazlarının reddile merci kararının İİK`nin 366 ve HUMK`nin 438. maddeleri uyarınca ( ONANMASINA ), sonuçta oybirliği, gerekçede oyçokluğuyla 7.9.1976 gününde oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI GÖRÜŞ
Borçlunun mal varlığının tümünün haczine izin vermeyen kanun yapıcı, kamu düzeni, borçlunun ve alacaklının yararlarını ve insan hak ve haysiyetini korumak, yaşama hakkına saygı göstermek gibi düşüncelerle haczi caiz mal alacak ve hakları İİK`nun 82. ve müteakip maddelerinde yahut özel kanunların belli hükümlerinde göstermiştir. O kadar ki, 82. ve 83. maddelerde yazılı şeylerin haczine dair önceden yapılan anlaşmalar geçersiz sayılmıştır. Bu itibarla, haciz isteği halinde icra memuru alacaklının bu dileğini her halükarda kabul etmek ve hemen yerine getirmek zorunda değildir.Bir malın veya şeyin haczinin kabil olup olmadığını icra memuru resen nazara alarak takdir eder. Haczi uygulayan veya bu konudaki isteği reddeden memur kararına karşı, duruma göre alacaklı veya borçlunun icra tetkik mercii nezdinde şikayet hakkı vardır. Demek ki, icra tetkik merci bir mal veya hakkın haczinin kabil olup olmadığı yolundaki anlaşmazlığa ancak şikayet üzerine el koyacaktır. Yoksa, icra tetkik mercii icra memuru yerine geçerek bir malın haczinin mümkün bulunup bulunmadığını birinci derecede ve icra memurundan önce takdir edecek makam olarak kabul edilemez. Keza icra memurunun alacaklının bu noktadaki isteğini otomatikman hemen kabul ve yerine getirecek mevkide bulunduğunu öne sürmek yasanın yapısına ters düşer. Bu nedenlerle yukarıdaki kararda ( icra memurunun bir malın haczi caiz olup olmadığı hakkında karar vermek yetkisi yoktur. Memur haczi tatbik eder. Borçlu 82. maddeye muhalif bir işlemi mercie şikayet eder ) tarzındaki gerekçeye iştirak eylemek imkanı yoktur. Bu sebeple bu hususun kararda yer almasına, tenkit konusu yapılmasına karşıyım.
2 - Şikayet konusu yapılan icra memuru kararının iki numaralı bendi yerinde olmasına rağmen tüm kararın kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir. Ancak, alacaklının temyiz dileği bulunmadığı için bozma sebebi yapılamaz. Asıl bu nokta karar bakımından tenkit konusu teşkil ettiği halde çoğunluk gerekçesinde yer almaması kanaatimce noksanlıktır.
Sonuç itibariyle kararın ( ONANMASINA ) katılmakla beraber, onama gerekçesinin yukarıdaki doğrultuda kaleme alınması gerektiği görüşündeyim.
Tabiki O eşyağdan borc kaynaklamıyorsa,Haczedile bilir maddede var,Ya kaynaklanmıyorsa.
Haczedilmezlik davası acılana kadar,Bilmiyorum ama Haciz esnasında O malın Haczedilip,edilmemesi husunda lüküs olup olmadığının tespiti acısından ,Bilirkişinin olması ve beyanına göre hareket edilmesi kanatindeyim, Bugün 5 Milyarlık Buzdolabı ile 1,5 Milyarlık buzdolabını bu şekil Lüküs olup olmadığı belirlenir yoksa,alacaklıya bırakılırsa oooooooo.Yandı keten helva.
Yoksa Mal gittikten sonra Dava ac Bilirkişi tayin edilsin karar verilsin,kişi burada Cok mağdur edileceğine inanıyorum,Ayrıca aslında İcra görevlisine bu hususta yetki verilmesi gerekir,Alacaklının insiyatifine bırakılmaması gerekir kanaatindeyim.