İki ziyaret
Biri Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı dört ordudan, önce Ege Ordu'ya, sonra Boğazları ve İstanbul'u koruyan 1. Ordu'ya komuta etmiş, diğeri ise İstiklal Madalyası ve Türk Silahlı Kuvvetleri Üstün Hizmet Madalyası sahibi, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı yapmış, yaşları neredeyse 70'e dayanmış iki emekli general...
Suçları mahkeme kararı ile sabit oluncaya kadar bütün sanıklar masumdur.
Ama bu temel hukuk kuralı her iki emekli general için geçerli değil ki, onlar şimdiden çetecilerdir ve kesinlikle suçludurlar?!!!
Bir kurum düşünün ki; o kuruma en küçük bir leke sürmeden, şerefle, 40 yılı aşkın süre hizmet etmiş, haklarında Mahkeme kararı olmayan, dolayısıyla hukuk nezdinde şu anda masum addedilen emekli personelini düştükleri bu durumda yalnız bıraksın, hallerini hatırlarını, bir ihtiyaçları olup olmadığını sormasın, onları ZİYARETE gitmesin...
Bunu yapmak özveri ve tecrübe istemese dahi en azından gerçek bir güven isterdi. Kendisine güveni olmayan Kurumların, daha doğrusu o kurumları yönetenlerin yapamayacağı bir şeydi bu...
Oysa bu ülke; insanları diri diri yakanları savunup milletvekili olan, Devleti yıkmaya çalışanları savunup Adalet Bakanlığı koltuğuna oturan, mahkemesi süren yasadışı dinci terör örgütü üyelerini cezaevinde ziyaret eden Adalet Bakanlarını, Mahkeme kararı ile hüküm giymiş insanları cezaevlerinde ziyaret eden nice siyasetçileri gördü... Hatta bu ülke bunları görmekle de kalmadı; hüküm giymiş siyasetçileri baştacı edip, Devletin en üst makamlarına getiren yasaları gördü. Aynı suçtan yargılanan siyasetçilerden birini hiç birşey olmamış gibi Devletin zirvesine taşıyan, diğerini mahkum eden ucube uygulamalara şahit oldu. Sonra yargılanamayan hüküm giymemiş, hüküm giymişi affetti.
Bir ülke düşünün; neredeyse bir asır yani 100 yıl önce gerçekleştiğini iddia ettiği olayları gerekçe göstererek, bir başka ülkeye kin ve düşmanlık beslesin, o ülkeden üstü açık ve kapalı tazminat ve toprak talep etsin, o ülkenin toprak bütünlüğünü tanımasın, anlaşılmaz bir kinle vatandaşları düşman saydıkları ülkenin diplomatlarını katletsin. Bununla da yetinmesin, haline bakmadan Hasan Dağı'na oduna gider misali, büyük bir kin duyduğu o ülkeye kardeş bir ülkenin topraklarını işgal edip orada katliamlar yapsın. İşin en etkileyici yanı tüm bu olanlara karşın, soydaşları düşman belledikleri ülkede eşit haklara sahip vatandaşlar olarak yaşamlarını sürdürsünler.
Buna karşın mazlum durumdaki ülkenin başındaki zat, bir futbol maçını gerekçe göstererek o ülkeyi ZİYARETE gitsin.
Bunu yapmak güven istemez, peki ne ister?
MEDYADA ÇIKAN MANŞETLER
1. ziyaret için:
Ergenekon vefası
Askerden çete ziyareti
F tipi muhtıra
Saygıyla müdahale
2. ziyaret için:
AB, ziyareti sevinçle karşıladı
ABD: Cumhurbaşkanı Gül’ün Erivan’a seyahat etme kararını memnuniyetle karşılıyoruz
BENİM MANŞETİM
Dünyayı yendim bir başıma, sizde yıkılmam...
Suçları mahkeme kararı ile sabit oluncaya kadar bütün sanıklar masumdur.
Ama bu temel hukuk kuralı her iki emekli general için geçerli değil ki, onlar şimdiden çetecilerdir ve kesinlikle suçludurlar?!!!
Bir kurum düşünün ki; o kuruma en küçük bir leke sürmeden, şerefle, 40 yılı aşkın süre hizmet etmiş, haklarında Mahkeme kararı olmayan, dolayısıyla hukuk nezdinde şu anda masum addedilen emekli personelini düştükleri bu durumda yalnız bıraksın, hallerini hatırlarını, bir ihtiyaçları olup olmadığını sormasın, onları ZİYARETE gitmesin...
Bunu yapmak özveri ve tecrübe istemese dahi en azından gerçek bir güven isterdi. Kendisine güveni olmayan Kurumların, daha doğrusu o kurumları yönetenlerin yapamayacağı bir şeydi bu...
Oysa bu ülke; insanları diri diri yakanları savunup milletvekili olan, Devleti yıkmaya çalışanları savunup Adalet Bakanlığı koltuğuna oturan, mahkemesi süren yasadışı dinci terör örgütü üyelerini cezaevinde ziyaret eden Adalet Bakanlarını, Mahkeme kararı ile hüküm giymiş insanları cezaevlerinde ziyaret eden nice siyasetçileri gördü... Hatta bu ülke bunları görmekle de kalmadı; hüküm giymiş siyasetçileri baştacı edip, Devletin en üst makamlarına getiren yasaları gördü. Aynı suçtan yargılanan siyasetçilerden birini hiç birşey olmamış gibi Devletin zirvesine taşıyan, diğerini mahkum eden ucube uygulamalara şahit oldu. Sonra yargılanamayan hüküm giymemiş, hüküm giymişi affetti.
Bir ülke düşünün; neredeyse bir asır yani 100 yıl önce gerçekleştiğini iddia ettiği olayları gerekçe göstererek, bir başka ülkeye kin ve düşmanlık beslesin, o ülkeden üstü açık ve kapalı tazminat ve toprak talep etsin, o ülkenin toprak bütünlüğünü tanımasın, anlaşılmaz bir kinle vatandaşları düşman saydıkları ülkenin diplomatlarını katletsin. Bununla da yetinmesin, haline bakmadan Hasan Dağı'na oduna gider misali, büyük bir kin duyduğu o ülkeye kardeş bir ülkenin topraklarını işgal edip orada katliamlar yapsın. İşin en etkileyici yanı tüm bu olanlara karşın, soydaşları düşman belledikleri ülkede eşit haklara sahip vatandaşlar olarak yaşamlarını sürdürsünler.
Buna karşın mazlum durumdaki ülkenin başındaki zat, bir futbol maçını gerekçe göstererek o ülkeyi ZİYARETE gitsin.
Bunu yapmak güven istemez, peki ne ister?
MEDYADA ÇIKAN MANŞETLER
1. ziyaret için:
Ergenekon vefası
Askerden çete ziyareti
F tipi muhtıra
Saygıyla müdahale
2. ziyaret için:
AB, ziyareti sevinçle karşıladı
ABD: Cumhurbaşkanı Gül’ün Erivan’a seyahat etme kararını memnuniyetle karşılıyoruz
BENİM MANŞETİM
Dünyayı yendim bir başıma, sizde yıkılmam...