Re: Askeri Yüksek Id.mah.si Hukuka Aykiri Kararlar Veriyor
Fazla Bilinmeyen Bir Yüksek Mahkeme - Güner YİĞİTBAŞI
25 May, 2008 11:05:00 Güner YİĞİTBAŞI
Yazı Tipi Boyutu:
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi; Anayasal bir yargı organımızdır.Adından da anlaşılacağı gibi, bu mahkeme; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini yapar.
Mahiyeti itibariyle, sivil ve genel yargıdaki emsali Danıştay’ dır. Ancak, yapısı, yargılama usulü,hakim teminatı, mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkelerinin hayata geçirilmesi açısından,aralarında büyük farklılıklar mevcuttur.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, kural olarak,bugünkü yapısı ve yargılama usulü itibariyle,Anayasamızın,mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı,hakimlik teminatı,adil yargılanma hakkı gibi temel kurallarına açıkça aykırı bir mahkeme olup, sadece Anayasamızın 157.maddesinde düzenlenmiş yüksek bir mahkeme olması itibariyle,özde olmasa da, sözde Anayasal ve bağımsız bir yargı kuruluşumuzdur.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin yapısı ve işleyişi hakkında bilgi vermeye devam edeceğiz. Ancak, değerli okurlarımın, hayda.. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi de şimdi nereden çıktı, konu mu kalmadı da bize bu mahkemeyi tanıtan bir yazı yazıyorsunuz diye sorduklarını duyar gibi oluyorum.
Haklısınız, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinden bize ne,bu mahkeme ile hukukçular ilgilensin diyebilirsiniz.Şunu da itiraf etmeliyim ki,çoğu hukukçu dahi, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi hakkında yeterli bilgiye sahip değil.
Şimdi, bu yazımızda,Askeri Yüksek idare Mahkemesini konu olarak seçmemizin nedenini açıklayalım.Hatırlayacağınız gibi, uzun zamandan beri, çeşitli ortamlarda,Yüksek Askeri Şura kararlarının yargı denetimine açılması dile getirilir.
Zira, Anayasamıza göre, halen iki merciin kararları yargı denetimine açık değildir.Bunlardan ilki;Yüksek Askeri Şura kararları, ikincisi de; Hakimler Ve Savcılar Yüksek Kurulu kararlarıdır.
Geçtiğimiz günlerde emekli olan Danıştay Başkanı Sumru ÇÖRTOĞLU da, yaptığı veda konuşmasında,Yüksek Askeri Şura kararlarının yargı denetimine açılmasına ilişkin öteden beri dile getirilen talebi, yinelemiştir.
Yüksek Askeri Şura Kararlarını yargı denetimine tabi tutan bir Anayasal düzenlemenin yapılması halinde, bu kararların yargısal denetiminin, kararın tarafları ve niteliği itibariyle,Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından yapılacak olması nedeniyle, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin yapısı ve işleyişi, iş bu yazımızla mercek altına alınmıştır.
Yüksek Askeri Şura kararlarının yargı denetimine açılması veya açılmamasına ilişkin,lehte veya aleyhte bir fikir beyan etmek, bu yazımızın konusunu teşkil etmemektedir. Biz bu yazımızda, yapılacak yasa ve Anayasa değişiklikleri ile bu kararlar aleyhine yargı yoluna baş vurma yolu açılacak olursa, bu kararların yargı denetimini yapacak olan Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin, bugünkü yapısı ve yargılama usulü dikkate alındığında, Yüksek Askeri Şura kararlarına karşı yargı denetimini açacak olan yasal ve Anayasal düzenlemenin, pratikte bir sonuç doğurup doğurmayacağına ışık tutmaya çalışacağız.
Her şeyden önce belirtmeliyiz ki, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi; 12.Mart.1971 tarihinde gerçekleştirilen ve 12 Mart muhtırası olarak tarihe geçen askeri müdahale sonunda, demokrasinin askıya alındığı ara rejim döneminde, 1961 Anayasasında 20.09.1971 tarih ve 1488 sayılı kanunla yapılan bir değişiklikle, Anayasanın yüksek mahkemeleri düzenleyen maddeleri arasında yer alan Danıştay’ın düzenlendiği 140.maddesine, son fıkra olarak eklenen,“Asker kişilerle ilgili idarî eylem ve işlemlerin yargı denetimi Askerî Yüksek İdare Mahkemesince yapılır. Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri, başkan ve üyelerinin nitelikleri ile
atanmaları, disiplin ve özlük işleri; hâkimlik teminatı ve askerlik hizmetlerinin gereklerine göre, kanunla düzenlenir.” Şeklindeki hüküm ve bu hükme istinaden çıkarılan 04.07.1972 tarih ve 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu ile kurulup yüksek mahkemeler arasındaki yerini almıştır.
Görüldüğü gibi,Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, 12 Mart muhtırası ile gelen olağanüstü ve demokrasinin askıya alındığı dönemin ürünü bir kuruluş olup, kanımızca, hukuki bir ihtiyaç ve zorunluluktan doğan ve mevcut bir boşluğu dolduran bir yargı kuruluşu değildir.
1602 Sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununa göre, bu mahkemenin üyeleri, İki yılını doldurmuş kurmay yarbaylarla albay rütbesinde üç yılını doldurmamış kurmay subaylar ve en az yarbay rütbesinde olan birinci sınıf askeri hakimler arasından seçilirler.
Emsali Danıştay’ da olduğu gibi, idari uyuşmazlıkların çözüme bağlandığı bir yargı kuruluşu olması nedeniyle,mahkeme üyeleri arasında hakim sınıfından gelmeyen kurmay subaylardan seçilen hukukçu olmayan üyelerin yer alması doğal ise de, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyelerinin hakim sınıfından gelmeyen ve hukukçu olmayan, idari kadrolardan gelen subay üyelerinin,sadece kurmay sınıfına mensup ve yarbay rütbesinde iki yılını doldurmuş ve ancak albay rütbesinde üç yılını doldurmamış sınırlı subaylardan seçilmesi koşulu, Askeri Yüksek İdare Mahkemelerinin bağımsızlığı, tarafsızlığı ve hakim teminatı açısından oldukça dikkat çekicidir.
Dikkat çeken bir diğer çok önemli husus da şudur; emsal mahkeme olan Danıştay’a, idari kadrolardan üye olarak seçilen üst düzey bürokratlar; oldukça deneyimli ve idari kadrolarda edindikleri engin birikim ve deneyimlerinden yararlanılacak kıdemde ve değişik meslek grubuna mensup kişiler oldukları halde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyeliğine, askeri idari kadrolardan,sadece kurmay sınıfından ve yarbay rütbesinde iki yılını doldurmuş ve albay rütbesinde üç yılını doldurmamış oldukça genç ve deneyimsiz subayların seçilmesi koşulu getirilerek,Danıştay’ın aksine, üye seçiminde kıdem, deneyim ve birikimin göz ardı edilmesi, manidar olup, bu durum, emsali Danıştay üyeliklerine idari kadrolardan yapılan üye seçimiyle çelişmektedir.
Değerli okurlar sıkı durun, asıl sürpriz şimdi geliyor.Danıştay üyeliklerine idari kadrolardan seçilen hakim sınıfından olmayan üst düzey bürokratlar, Danıştay üyeliklerine herhangi bir süreyle sınırlı olmaksızın,kaydı hayatla, yani, emekli olana kadar görev yapmak ve yeniden idari kadrolara geri dönmemek üzere seçildikleri halde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyeliğine, askeri idari kadrolardan seçilen kurmay subaylar, en fazla dört yıl hakimlik görevi yaptıktan sonra, tekrar gelmiş oldukları askeri idari kadrolara geri dönmek koşuluyla seçilmektedir.Başka bir anlatımla,Askeri Yüksek İdare Mahkemesine, idari kadrolardan üye olarak seçilip gelen kurmay subayların hakimlik görevleri,geçici olup,bu uygulamaya göre,Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde eylem ve işlemleriyle ilgili olarak aleyhlerine davalı sıfatıyla davalar açılan idare, kendi kadrolarındaki personelini,azami dört yıl sonra geri çağırmak üzere, adeta ödünç olarak yargı organında görevlendirmektedir.
Geçici görevlendirmenin, Anayasanın; mahkemelerin bağımsızlığı, tarafsızlığı ve hakim teminatı ilkeleri ile bağdaşır bir yanının bulunmadığı açıktır.
12.Eylül 1980 askeri darbesinden önceki dönemde de, 1602 sayılı Askeri Yüksek İare Mahkemesi Kanununda yer alan aynı hüküm, Anayasa Mahkemesinin, 18.12.1975 tarih ve 1875/159 Esas ve 1975/216 Sayılı kararı ile 1961 Anayasanın; mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ve hakimlik teminatı ilkelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
Bu iptal kararından sonra,12. Eylül .1980 darbesine kadar,Askeri Yüksek İdare Mahkemesine idari kadrolardan üye olarak seçilen hakim sınıfına mensup olmayan subayların, kaydı hayatla,yani dört yıllık süre ile sınırlı olmaksızın, emekli olana kadar sürekli üyelik görevlerini yapmaları sağlanmak suretiyle, bu garabetin önüne geçilmiş ise de, 12 Eylül darbesini yapanlar, Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla, kısmen hakimlik teminatı kazanmış olan Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin idari kadrolardan seçilen subay üyelerinin, hakimlik teminatını kazandıktan sonraki dönemde verdikleri kararlardan hoşnut kalmamış olacaklar ki, 12 Eylül döneminde, 1602 Sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 10.maddesinde değişiklik yapılarak, yeniden, hakim sınıfından olmayan ve idari kadrolardan gelen subay üyelerinin görevlerini,en fazla dört yıl ile sınırlayan ve bugün de yürürlükte bulunan uygulamaya geri dönülmüştür.
12.Eylül.1980 askeri darbesinden önceki dönemde, Anayasa Mahkemesinin; Askeri Yüksek İdare Mahkemesine idari kadrolardan seçilen subay üyelerin dört yıl ile sınırlı olarak görev yapmalarını, Anayasanın; mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ve hakimlik teminatı ilkelerine aykırı bularak görevi dört yıl ile sınırlayan 1602 sayılı Kanunun 10.maddesini iptal etmiş olmasını hazmedemeyen 12 Eylül yönetimi, bu defa daha dikkatli davranarak,idari kadrolardan seçilen subay üyelerin hakimlik görevlerini, hakimlik teminatına aykırı olarak dört yıl ile sınırlayan 10.maddesinin,Anayasa Mahkemesi tarafından yeniden iptal edilmesini engellemek amacıyla, gerekli önlemi almış ve 1602 Sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 10.maddesinde yer alan görev süresiyle ilgili hüküm, aynen, 1982 Anayasasının Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin düzenlendiği 157 maddesine de alınmak suretiyle,yüksek mahkemenin idari kadrolardan seçilen kurmay subay üyelerinin görev sürelerini azami dört yıl ile sınırlayan 1602 Sayılı Kanunun 10.maddesi,Anayasanın 157 maddesi ile koruma ve zırh altına alınmıştır.
Bir yüksek mahkeme düşünün ki; idari kadrolardan seçilen subay üyeleri, azami dört yıl görev yaptıktan sonra, tekrar idari kadrolardaki asli görev yerlerine dönecek, aynı zamanda mesleğinde kariyer bekleyen kurmay sınıfına mensup bir subay olacak, şimdi sizlere soruyorum; dört yıllık hakimlik görevinden sonra, hakim iken eylem ve işlemlerini yargı denetimine tabi tuttuğu davalı konumundaki idarenin kadrolarına geri dönüp sicil alacak ve kariyer bekleyecek olan bir kişiden, bağımsız ve tarafsız olarak hakimlik yapmasını bekleyebilirmisiniz?
Sizleri bilmiyorum, ancak, bana sorarsınız, ben bu koşullarda, bağımsız ve tarafsız bir şekilde hakimlik yapamayacağım gibi, kimseden de, bu koşullarda bağımsız ve tarafsız bir şekilde hakimlik yapmasını bekleyemem.Beklersem de büyük bir haksızlık yapmış olurum.
Değinecek çok şey var.Yazının daha fazla uzamaması için, son olarak, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararlarının kesin ve temyiz kanun yolunun kapalı olduğunu, olağanüstü kanun yolu olan karar düzeltme talebinin reddedilmesi halinde ise, karar düzeltme talebi reddedilen kişinin para cezasına mahkum edildiğini, emsal mahkeme olan Danıştay’ın, ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararlarının ise, temyiz edilebildiği gibi, karar düzeltme taleplerinin reddedilmesi halinde, para cezasına da hükmedilmediğini, belirtmekle yetiniyoruz.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin, yukarıda kısmen özetlemeye çalıştığımız bugünkü yapısı ve yargılama usulü itibariyle, Avrupa Birliği kriterlerine uygun olmadığı açıktır.
Sayın Cemil ÇİÇEK Adalet Bakanı iken, Avrupa Birliği ilerleme raporları çerçevesinde gerçekleştirilen reform paketleri açılırken,Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin, Anayasanın; mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ve hakimlik teminatı ilkelerine aykırı olan bugünkü yapısı ve işleyişi, bu satırların yazarı tarafından Sayın Cemil ÇİÇEK’in dikkatlerine sunularak,Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin Anayasal bir değişiklikle kaldırılması veya Avrupa Birliği normlarına ve mahkemelerin bağımsızlığı,tarafsızlığı ve hakimlik teminatı ilkelerine uygun hale getirilmesi talep edilmiş ise de, bu güne kadar AKP hükümeti ve parlamento çoğunluğu tarafından, bu konuda, demokratik bir tavır sergilenememiştir.
Kanımızca, Yüksek Askeri Şura Kararlarının yargı denetimine açılmasını sağlayacak olan yasal değişikliklerden önce, bugün öncelikle yapılması gereken, Askeri Yüksek İdare Mahkemesini, mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ve hakimlik teminatı ilkelerine uygun, demokratik bir yapıya kavuşturacak olan yasal düzenlemelerin bir an önce yapılmasıdır.26.Mayıs.2008
Güner YİĞİTBAŞI ( Em.Savcı )