Abdurrahman Sarıoğlu'na yeni dava
Abdurrahman Sarıoğlu'na yeni dava
İstanbul Barosu'nca yürütülen soruşturmalar nedeniyle tedbiren meslekten uzaklaştırılan Abdurrahman Sarıoğlu hakkında, İstanbul'daki bombalı saldırılara ilişkin davanın görüldüğü mahkemede ve bir dergiye verdiği röportajdaki sözleri nedeniyle 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istemiyle dava açıldı.
Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Sarıoğlu'nun, kaldırılan İstanbul 2 No'lu DGM'de görülen İstanbul'daki bombalı saldırılara ilişkin davanın 4 Haziran 2004 tarihli duruşmasına sanık avukatı olarak katıldığı belirtildi.
Ayakta duran Sarıoğlu'nun, mahkeme heyeti başkanı tarafından oturması için uyarıldığı, ancak Sarıoğlu'nun ayakta durmakta ısrar ettiği belirtilen iddianamede, heyet başkanının niçin ayakta durduğunu sorduğu Sarıoğlu'nun,Benim sol dizimde rahatsızlığım var. Ama sırf bu amaçla ayakta durduğumu söyleyemem. Rejim laiktir. Ben Müslüman bir kimseyim. Müslüman bir kişi olarak laik bir rejimin karşısında oturup kalkmayı benimsemiyorum. Bu hususu temel hak ve özgürlüklerle bağdaştıramıyorum. Bu nedenle ayakta duruyorum diye cevap verdiği anlatıldı.
İddianamede, Sarıoğlu'nun bir dergide yayınlanan röportajda da Laik düzen karşısında oturup kalkmamak için ayakta durdum. İstanbul'daki saldırıları terör eylemi olarak görmüyorum. Mabetlere yapılmasını uygun bulmam, ama terör eylemi olarak görmüyorum. Belki daha muntazam bir tepki gösterilebilirdi. Ellerinde gübreden yapılmış bir bomba var. Amerikalılar ya da Filistin'deki Yahudilerin ellerindeki akıllı bomba yok, olacağı budur. Bu imkanla yapabilecekleri bu. Bu silah yetersizliğinden dolayı böyle olmuştur. Bu terör değildir şeklindeki beyanının yer aldığı kaydedildi.
Abdurrahman Sarıoğlu'nun bu sözlerinin TCK'nın 312. maddesinde düzenlenen halkı sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklığına dayanarak düşmanlığa veya kin beslemeye alenen tahrik etmek suçunu oluşturduğu belirtilen iddianamede, sanığın bu nedenle 1.5 ile 5 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istendi.
Hazırlanan iddianame, Avukatlık Yasası'nın 59. maddesi uyarınca son soruşturmanın yapılması için İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
İstanbul Barosu'nca yürütülen soruşturmalar nedeniyle tedbiren meslekten uzaklaştırılan Abdurrahman Sarıoğlu hakkında, İstanbul'daki bombalı saldırılara ilişkin davanın görüldüğü mahkemede ve bir dergiye verdiği röportajdaki sözleri nedeniyle 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istemiyle dava açıldı.
Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Sarıoğlu'nun, kaldırılan İstanbul 2 No'lu DGM'de görülen İstanbul'daki bombalı saldırılara ilişkin davanın 4 Haziran 2004 tarihli duruşmasına sanık avukatı olarak katıldığı belirtildi.
Ayakta duran Sarıoğlu'nun, mahkeme heyeti başkanı tarafından oturması için uyarıldığı, ancak Sarıoğlu'nun ayakta durmakta ısrar ettiği belirtilen iddianamede, heyet başkanının niçin ayakta durduğunu sorduğu Sarıoğlu'nun,Benim sol dizimde rahatsızlığım var. Ama sırf bu amaçla ayakta durduğumu söyleyemem. Rejim laiktir. Ben Müslüman bir kimseyim. Müslüman bir kişi olarak laik bir rejimin karşısında oturup kalkmayı benimsemiyorum. Bu hususu temel hak ve özgürlüklerle bağdaştıramıyorum. Bu nedenle ayakta duruyorum diye cevap verdiği anlatıldı.
İddianamede, Sarıoğlu'nun bir dergide yayınlanan röportajda da Laik düzen karşısında oturup kalkmamak için ayakta durdum. İstanbul'daki saldırıları terör eylemi olarak görmüyorum. Mabetlere yapılmasını uygun bulmam, ama terör eylemi olarak görmüyorum. Belki daha muntazam bir tepki gösterilebilirdi. Ellerinde gübreden yapılmış bir bomba var. Amerikalılar ya da Filistin'deki Yahudilerin ellerindeki akıllı bomba yok, olacağı budur. Bu imkanla yapabilecekleri bu. Bu silah yetersizliğinden dolayı böyle olmuştur. Bu terör değildir şeklindeki beyanının yer aldığı kaydedildi.
Abdurrahman Sarıoğlu'nun bu sözlerinin TCK'nın 312. maddesinde düzenlenen halkı sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklığına dayanarak düşmanlığa veya kin beslemeye alenen tahrik etmek suçunu oluşturduğu belirtilen iddianamede, sanığın bu nedenle 1.5 ile 5 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istendi.
Hazırlanan iddianame, Avukatlık Yasası'nın 59. maddesi uyarınca son soruşturmanın yapılması için İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.