Alıntı:
alamut rumuzlu üyeden alıntı
sözleşmeli personel olarak milli eğitimde anaokulu öğretmeni olarak görev yapan müvekkilin, 2 tane hizmetliye hakaret ettiğinden bahisle 1 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezasından dolayı sözleşmesi feshediliyor. imzaladıkları hizmet sözleşmesinde de bu cezayı aldığında sözleşmesinin feshedilebileceği belirtiliyor. hakaret ettiğini söyleyen bir tane öğretmen tanık olarak ifade vermiş. sorum şu;
1- sözleşmeli öğretmenlerde kademe ilerlemesi diye bir durum yok. kademe ilerlemesi olmayan birine kademe ilerlemesi cezası verilebilir mi? (sözleşmedeki ibare şöyle, "kademe ilerlemesi cezasını gerektirecek hallerde bulunursa..")
2- bir tek öğretmenin ifadesine dayanılarak hakaret ettiği sübut bullur mu?
3- bizim bu davada şansımız var mı?
4-tşkler
1-Bilindiği üzere hakaret suçu aynı zamanda adli yönden de suç teşkil etmektedir. bir kamu görevlisinin işlediği ileri sürülen hakaret suçuda takibi şikaye bağlı nitelikte olmadığı dikkate alındığında, tanımı ve içeriliği TCK ve adli mahkemelerce tespit edilecek bir eylemin oluşup oluşmadığının anlaşılması ve aynı zamanda soruşturmanın idarece kusurlu yürütüldüğü anlamında adli yönünün üzerine gidilmesinin faydalı olacağını düşünüyorum. Her ne kadar 657 sayılı yasanın 131.maddesinde adli ve idari tahkikatların bir birinden bağımsız yürütüldüğü belirtilsede de, muhkem kazziye anlamında sonuçların idareyi de bağladığına ilişkin yargı içtihatları da bulunmaktadır.
2-Şüpheden sanık faydalanır ilkesi disiplin hukukunda da geçerli olduğuna ilişkin danıştay kararları mevcuttur. İki mağdur ifadesi, bir tanık ifadesi burada yeterli gibi geliyor ama tanık ile müvekiliniz arasında önceye dayalı bir sorun veya anlaşmazlık bu tanığın güvenilirliği anlamında önemli olabilir. Zaten diğer ikisi olayın tarafı...
3-Sözleşmeli öğretmenlerde kademe ilerlemesi cezasının veriemeyeceği, kademe ilerlemesi olmayan birine kademe ilerlemesi cezası verilebilir mi? diye sormuş ve sözleşmede "kademe ilerlemesi cezasını gerektirecek hallerde bulunursa.." ibaresinin bulunduğu belirtilmiştir.
Kademe ilerlemesinin durdurulmasını gerektiren bir durumun, bu cezayı vermeye yetkili disiplin kurulu tarafından tespit edilmesi anlamında önemli olduğu düşünüyorum. Zira, aksi halde bu durumu kim belirleyecek sorusunun cevabı verilemezdi. Kademe ilerlemesi cezasının verilmesi halinde, alt ceza verilmesine ilişkin şartların tartışılmaması da bir ölçüde cezanın verilmiş olması karşısında sorgulanabilir. Sonuçta disiplin kurulu somut cezayı tayin edeceğinden, bu somut ceza üzerinden ilgilinin durumunun tayini daha ölçülü ve objektif olabilirdi. Sözleşmede de bunu engelyen bir ibare sanırım yoktur. Bu şeklide hareket edilmesi cezanın kişiselleştirilmesi anlamında da daha iyi olabilirdi.
Tahrik gibi etkenlerin alt ceza veya daha az başka ceza verilmesi anlamında önem arz etmekte, danıştay kararlarında da bu durum vurgulanmaktadır.
4-Hakaret suçunun disiplin ile ilgili kurallarda tanımı ve içeriliği açıklanmamıştır. Teknik olarak bu suçun oluşup oluşup oluşmadığı, eylemin hakaret değilde bazı disiplin kurallarında geçen saygısız davaranmak, onur kırıcı söz söylemek gibi başka ve daha az ceza gerektiren hükümler kapsamında kalıp kalmadığı dikkate alınabilir.
5-Çıkmamış candan umut kesilmez. bence davayı açın...