Boþanma ve mal paylaþýmý

Benim evlilik içerisinde alýnmýþ bir arabam ve evlenmeden önce %.o. faizle alýnmýþ (evlenmeden 2 ay önce) bir dairem var eþim taksitlerini biz beraber ödedik diye hem eve hemde arabaya tedbir rehini koydurmuþ.

1999 yýlda aldým evi yeni kanuna göre alabilirmi yada yüksek nafaka ücreti istenir ve ben ödeyemessem haciz ile satarak evden alabilirmi.

TÞK.

Evi sizden alamaz, evdeki hakkýnýn para karþýlýðýný alabilir, ödenmeyen nafakadan dolayý haciz koydurabilir.

Evdeki hakkýnýn derken anlayamadým yani taksitleri beraber ödedik derkenmi.

Konuyu biraz acayým isterseniz. Ben gazi oldugun için devlet sýfýr faizle gazileri konut edindirme diye bir fon var orasý verdi krediyi. taksýtler gazilik maaþ ýmdan kesildi ve dört yýl sonunda sadece ana para ödeyerek bitti bunda ne gibi bir hakký olabilir anlayamadým acýkcasý

Sizin maaþýnýzdan evinizin taksitleri kesilirken,eþinizin maaþý da evin ihtiyaçlarýnýn karþýlanmasý için kullanýlmadý mý?Eþinizin aldýðý maaþ hiç bir þekilde kullanýlmadý biriktirildi ise,bunu da belgeleyebilirseniz hiç bir katkýsý olmamýþtýr diyebilirsiniz.

2002 yýlýndan sonra edinilmiþ mallar ortaktýr. Sizin maaþýnýz, onun maaþý edinilmiþ maldýr. Edinilmiþ malla alýnan mallar da ortaktýr.

2002 yýlýndan sonra edinilmiþ mallar ortaktýr. Ok anladým

Ama ben evi 1999 yýlýnda kredi ile ve evlenmeden 2 ay önce aldým

ayrýca evi aldým hemen kýraya verdim kendi kendini ödedi.

2002 yýlýndan sonraki kira gelirleriniz de ortaktýr.

2002 yýlýndan önce ev için yaptýðýnýz ödemeler toplamýn yüzde kaçýysa o kadarý sizin. 2002 yýlýndan sonra ev için yaptýðýnýz ödemeler toplamýn yüzde kaçýysa o kadarý ortak. Yani yarý yarýya paylaþýlacak.

Evin %40'ý 2002'den önce ödendiyse, 2002'den itibaren de %60 ödendiyse,
boþanma halinde, eþiniz talep ettiði takdirde, evin rayiç bedelinin %30'u kadar para almaya hak kazanýr.

Tabii ödemelerin bir kýsmýný ailenizin verdiði parayla, size miras kalan parayla veya piyangodan çýkan parayla yaptýysanýz o kýsým da size ait.

Eþinizin talebi olduðu takdirde evin ne þekilde alýndýðýnýn ispatý size düþer.

merhaba.

1. Ahmet ile Ayþe 2 yýl önce ekonomik sebeplerden dolayý evlerini boþaltýyorlar, mallarýn daha doðrusu özel eþyalarýn bir kýsmýný ayþe alýp annesinin evine yerleþiyor bir kýsmý da depoya kaldýrýlýyor.

2. Ahmet kendi babasýnýn yanýnda yaþamak istiyor. Ancak Ayþe buna karþý çýkýyor ve kendi annesinin evinde oturmak istediðini belirtiyor. Ortada bir de küçük çocuk olduðundan Ahmet çocuðu için fedakarlýk yapýp mecburen Ayþenin annesinin yani kayýnvalidesinin evinde kalýyor.

3. Evde aileye mensup diðer 7 kiþi daha yaþadýðýndan aralarýndaki karý-koca münasebeti tamamen bitiyor. Ayný yataðý bile paylaþmýyorlar. Sadece varsa yoksa çocuk ve onun ihtiyaçlarý, çocuðun psikolojisini düþünen baba yani Ahmet tüm bu olumsuz þartlar içerisinde kendi özel hayatýndan da mahrum kalýyor. Üstelik ev de küçük. Millet gece koltukta kanepede yatýyor. Evin ekonomik durumda iyi deðil. Faturalar ödenemiyor, elektrik su doðalgaz gibi önemli hizmetler bu nedenle bazen kesiliyor! Evdeki ortam da huzurlu bir ortam deðil. Bu doðal olarak çocuða da yansýyor.

4. Ayþe hayatýndan memnun. Ancak Ahmet durumdan rahatsýz ve mutsuz. Ev ortamýný bile yaþayamýyor. Ýþten gelince tv bile seyredemiyor, evi mecburen otel gibi kullanýyor. Eve maddi desteði de oluyor tabiki. Ama tek istediði çocuðunun baba-anne birlikte büyümesini istemesi. Fakat ayrý ev tutacak imkanlarý da yok. Böyle bir sonucu istemeselerde ayrýlýktan baþka bir çözüm de görünmüyor.

5. Oysa Ahmet'in baba evinde sadece 2 kiþi var o da babasý ile annesi. Ev rahat, temiz ve ortam müsait. Fazladan bir odasý bile var. Kayýnvalide'nin evine kýyasla yaþam standartlarý da son derece yerinde. Kýsaca iki ev arasýnda çok fark var. Sevgi desen fazlasýyla var. Yani çok daha insanca yaþanacak þartlar olduðu halde Ahmet ayþeyi bir türlü ikna edemiyor.

6. Ahmet de artýk bir yere kadar deyip boþanmayý ciddi ciddi düþünüyor. Aralarýnda anlaþmazlýklar da var. Üstelik Ahmet karýsýyla birlikte dahi olamýyor. Herþeye raðmen kendinden ve temel yaþam ihtiyaçlarýndan bile fedakarlýk ediyor çocuðunun etkilenmemesi için. Ancak iyi niyette bir yere kadar. Neticede Ahmetin de bir caný ve hayatý var. Bu kadar olumsuzluða raðmen karýsýný bir gün dahi aldatmýyor. Tüm sorumluluklarýný da fazlasýyla yerine getiriyor. Ama mutsuz! Sigortasýndan karýsý ve çocuðu da yararlanýyor. Her iki ev de ebeveylere ait, kira deðil. Ahmet'in tek istediði en azýndan karýsý ve çocuðuyla müsait durumdaki babasýnýn evinde kalmalarý...Ancak Ayþe bir türlü bu fikri benimsemiyor. Üstelik Ahmet'in ailesi de sevgi bakýmýndan kendi evlatlarýndan ayýrmýyor Ayþe'yi.

7. En önemlisi de Ayþe kocasýna karþý kadýnlýk vazifelerini yerine getirmemekte, onunla hiçbir paylaþýmda bulunmamaktadýr. Sabahalarý kocasý iþe giderken kendisi geç vakitlere kadar uyumakta, kocasýyla ilgilenmemekte ve sadece para istemektedir. Kendi ayrý evleri varken de benzer durumlar yaþanmaktadýr. Ev kalabalýk olduðundan çocukla da zaten ilgilenecek çok kiþi vardýr! Para ve çocuk dýþýnda çiftin müþterek paylaþýmlarý kalmamýþtýr.

Sizce Ahmet ne yapmalý? Ayþenin daha iyi þartlardaki Ahmet'in baba evine gitmemesinin hukuken haklý bir geçerliliði varmýdýr? Kadýnýn yeri kocasýnýn yaný deðil midir? Yoksa medeni kanun bu kadar mý deðiþti? Erkek mi mecburdur kadýnýn annesiyle kardeþleriyle bir evde yaþamaya yada karýsýnýn peþinden gitmeye? Yoksa anlaþarak boþanma mýdýr tek çözüm? Ahmet Ayþeyi hukuken neyle daha doðrusu hangi gerekçeyle boþamak isteyecektir? (Gerçi bence ikili arasýnda cinsellik yaþanmamasý bile yeter neden ama!) Davada kim kusurlu olacaktýr?

Varmý acaba bizim Ahmet'e bir yok gösterecek, akýl verecek olan? :) Bu arada çift, ikametgahlarýný da aldýrmýyorlar henüz beraber yaþadýklarý yere.

Bu yazdýðým senaryo halen yaþanmakta olan ve deðerli bir dostumun yaþadýklarýndan ibarettir. Çözüm adýna katkýda bulunacaklara þimdiden teþekkürlerimi sunarým..

Saygýlar...

O kadar yazdýk, yok mu bir iki satýr da olsa bir fikir verecek yahu. Tamam zor bir durum gerçi ama! :)

Yahu diya baþkalarýna hakaret edene kadar, bir kendi yadýðýnýza bakýn, bir de yanýt yazanlarýn yazdýklarýna. Bakýn bakalým kim daha çok yazmýþ.