Re: eş durumundan tayin
başvuru yönteminiz şöyle olacak; gideceğiniz yerde üniversitenin bir birimi olmadığını farz ederek başka kuruma naklen geçmeniz gerekecektir.Bunun içinde geçmek istediğiniz kurumun(eşinizin çalıştığı yerde geçmek için başvuracağınız herhangi bir kamu kurumu) sizin başvurunuzu kabul etmesi ve halen çalıştığınız kurumun ise muvafakat vermesi gerekir.Eş durumundan dolayı tayin talebinizin kabul göremeyeceğini düşünüyorum.Sebebi ise aşağıda verdiğim mahkeme kararı.mezkur kararda memur olmayan eş için eş durumundan tayin talebi kabul edilmemiştir.
DANIŞTAY
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 1989/231
Karar No: 1989/1781
Temyiz İsteminde Bulanan (Davacı) : .............
Karşı Taraf : Sağlık Bakanlığı
isteğin Özeti : Davacı, ........... İdare Mahkemesinin 25.4.1989 günlü, E:1988/101, K:1989/517 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : Cenker Karaoğlu
Danıştay Savcısı : Hikmet Yaşar
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle ........... İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, genel cerrahi dalında uzmanlık eğitimini tamamlayan davacının zorunlu hizmet yükümlülüğünü tamamlamak üzere kura sonucunda ........... Devlet Hastanesine atanmasına ilişkin işlemin iptali isteğiyle açılmıştır ............... İdare Mahkemesinin 25.4.1989 günlü, E:1988/101, K:1989/517 sayılı kararıyla; 2514 sayılı Bazı Sağlık Personelinin Devlet Hizmeti Yükümlülüğüne Dair Kanunun 3/1. maddesinde tabiplerin pratisyenlikte iki yıl, uzmanlıkta da iki yıl olmak üzere toplam dört yıl süreyle Sağlık Bakanlığının yasalara göre tabip atamakla yükümlü olduğu kurum ve kuruluşlarda ve diğer bakanlıkların, yüksek öğretim kurumları ve diğer kuruluşların Sağlık Bakanlığınca uygun görülecek kadrolarında Devlet hizmeti yapmakla yükümlü oldukları, aynı yasanın 9. maddesinde Devlet hizmeti yükümlüleri için bu yasa hükümleri saklı kalmak koşuluyla 657 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanacağının hükme bağlandığı, Bazı Sağlık Personeline Devlet Hizmeti Yükümlülüğü Uygulanması Esaslarına Dair Yönetmeliğin 5. maddesinde" kapsama dahil kurum ve kuruluşlar Devlet hizmeti yükümlülerini Kur'a ile atandıkları görevlerinden iki yıllık süre içinde ancak önemli afetler ve salgınlar sebebiyle ve bir aylık süreyi aşmayacak suretle geçici olarak başka bir göreve atayabilirler" hükmünün yer aldığı, bu hükümlere göre hekimlerin pratisyenlik ve uzmanlıkta ayrı ayrı olmak üzere toplam dört yıl zorunlu hizmet görmelerinin öngörüldüğü, önemli afet ve salgınlar gibi haller dışında başka yerde görevlendirilemeyecekleri, dava konusu işlemin tesis tarihinde davacının evli olmadığı ve ilk dava dilekçesinde bu konuya değinilmediği daha sonraki dilekçeye eş durumunun ileri sürülmesinin ise davanın genişletilmesi anlamını taşımasından dolaya kabul edilemiyeceği, kaldı ki sözü geçen yasa ve yönetmelikte eş durumuyla ilgili bir özür halinin öngörülmediği, diğer yandan davacının Cerrah olarak tam gün hizmet vermesi ve aynı zamanda devam zorunluluğu bulunan bir yüksek lisans programını sürdürmesinin olanaklı görülmediği bu durumda davacının zorunlu hizmeti nedeniyle kur'a sonucunda ... Devlet Hastanesine atanmasında mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, Genel Cerrahi uzmanlığı çalışmaları ile yüksek lisans eğitiminin bir arada yürümeyeceği düşüncesinin olayın dar görüş açısıyla yorumlanmasından kaynaklandığını, yeni bir uzmanlık yeteneği kazanma çabasının adeta engellendiğini zorunlu hizmetten kaçış düşüncesiyle hareket edildiği izlenimi verilmek istendiğini oysa böyle bir düşüncesi olamayacağını diğer yandan eş durumunun da dikkate alınmadığını ileri sürmekte ve anılan kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Olayda, Genel Cerrahi uzmanlık eğitimini tamamlayan davacının durumunun zorunlu hizmet yükümlülüğü yönünden Sağlık Bakanlığına bildirilmesinden sonra İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi bünyesinde açılan "Hastane ve Sağlık Kuruluşlarının Yönetimi" yüksek lisans programını kazandığı sınav sonucunda kaydolduğu ve Sağlık Bakanlığına başvurarak bu eğitimini tamamlaması için zorunlu hizmet görevi için ........... Kur'asına alınmasının sağlanmasını istediği ancak başvurusunun kabul edilmediği ve[COLOR="DarkOrange"] 25.12.1987 tarihli genel kur"aya dahil edilerek sonuçta ............. İli ............... İlçesi Devlet Hastanesine atandığı, davacının 14.1.1988 tarihinde evlendiği ve eşinin sadece İstanbul'da şubesi bulunan "............'ta çalıştığı dosyadaki belgelerin incelenmesinden anlaşılmaktadır.[/COLOR]
Bazı Sağlık Personeline Devlet Hizmeti Yükümlülüğü Uygulaması Esaslarına Dair Yönetmeliğin, zorunlu hizmet yükümlülerinin atama esas ve usullerini düzenleyen 3. maddesinin (L) fıkrasında "Karı koca durumunda olan Devlet Hizmeti Yükümlüsü Personel Kur'aya tabi olurlar. Ancak eşlerin Kur'a ile belirlenen görev yerlerinden kendi tercihlerine göre birisinde birleştirilmesi için ile diğer kamu kurumu ve kuruluşları arasında işbirliği yapılır. Bu işbirliği sonunda görev yerlerinin birleştirilmesi mümkün olmadığı hallerde yükümlü personel yönetmeliğinin diğer hükümlerine tabi olurlar." hükmü getirilmiştir. Buna göre 2514 sayılı Yasaya tabi Devlet hizmeti yükümlülerinin göre yerlerine atanmaları sırasında eş durumunun ancak eşlerin her ikisinin de devlet hizmeti yükümlüsü olmaları halinde dikkate alınması gerektiği açıktır.
Davacının eşinin özel bir bankanın ........... şubesinde çalışması nedeniyle eş durumunun gözönünde alınmamasında mevzuata aykırılık olmadığından, temyiz isteğinin reddi ile .......... İdare Mahkemesinin 25.4.1989 günlü, E:1988/101, K:1989/517 sayılı kararının bu gerekçenin de eklenmesi suretiyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, fazla yatırılan 13.150. TL. posta pulunun isteği halinde davacıya iadesine 24.10.1989 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davacının yüksek lisans sınavını kazandığı ve durumunu belirten dilekçe ile davalı Bakanlığa başvurduğu tartışmasızdır.
Uygulamada tıpta uzmanlık dalları yüksek lisansta daha dar konuları içermekte uzmanlar bu dalda uzmanlıklarını derinleştirmektedirler.
Örneğin bir dahiliye uzmanı, Kardiyoloji ve Gastroenteroloji gibi dallarda olgunlaşmak için bu dallarda yüksek ihtisas (Yüksek Lisans) yapmak durumunda kalmaktadır. Yüksek ihtisas, uzmanlığın devamı niteliğindedir.
2514 sayılı Kanunun 6. maddesinin 1. bendinde zorunlu hizmet yükümlüsü doktorların, sınavı kazanmaları halinde hemen uzmanlık çalışmalarına başlayabilecekleri belirtildikten sonra 15.6.1989 tarihinde 3579 sayılı Kanunla eklenen 3. bendinde de uzman doktorların açılacak sınavı kazandıkları takdirde yan dal uzmanlık çalışmalarına derhal başlayabilecekleri belirtilmek suretiyle maddenin uygulanmasına açıklık getirilmiştir.
Diğer taraftan davacının eşinin ...... da bir özel banka'da çalıştığı ve bankanın başka yerde şubesi olmadığı uyuşmazlık konusu değildir.
Gerek Anayasa'da, gerekse 2514 sayılı Kanunun 9. maddesi yoluyla olaya uygulanması gereken 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 72. maddesinde aile bütünlüğünün korunmasında sadece devlet hizmetinde çalışan eşlerin durumlarının gözönüne alınacağına ilişkin bir hüküm yer almadığından, atamada eş durumunun gözönüne alınmamasında hukuka uyarlık bulunmadığı gibi ikinci uzmanlık çalışmasının gözönüne alınmamasında da yasanın amacına ve hizmet gereklerine uyarlık yoktur.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddine ilişkin mahkeme kararı hukuka uygun görülmediğinden bozularak dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekeceği görüşüyle çoğunluk kararına karşıyım.
Kaynak=DKD Sayı:78-79 Sayfa:263