Türk Veteriner Hekimleri Birliği
Türk Veteriner Hekimleri Birliği Başkanı
Dr. Mehmet Alkan’ın Basın Toplantısı
15 Temmuz 2008
HALKIMIZIN SAĞLIĞI
KENELERİN İNSAFINA TERK EDİLDİ
Gün geçmiyor ki, kamuoyunu paniğe sevk eden ve strese sokan büyük bir halk sağlığı problemi ortaya çıkmasın.
Son yıllarda, Sığır Vebası ile başlayan, Deli Dana, Kuş Gribi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı gibi zoonoz hastalıklar ile hayvansal ürünlerde ilaç ve hormon kalıntıları gibi gıda güvenliği problemleri, halk sağlığını tehlikeye sokmuş ve kamuoyunu paniğe sevk etmiştir. Bunu sonucu, vatandaşlarımız bazı hayvansal gıdalara kuşkuyla bakmaya başlamıştır. KKKA hastalığı nedeniyle ise pikniğe gidemez, yaylaya çıkamaz, hatta parka gitmeye korkar olmuştur. KKKA Hastalığı, 2002 yılından bu yana vatandaşın korkulu rüyası haline gelmiştir. Bu güne kadar 2312 kişi bu hastalığa yakalanmış, maalesef 123 kişi de hayatını kaybetmiştir.
YIL VAKASAYISI ÖLÜMSAYISI
2002 - 2003 133 6
2004 249 13
2005 166 13
2006 438 27
2007 717 33
2008 Haziran 492 33
Toplam 2312 123
KKKA hastalığında, 6 yıl gibi uzun bir süredir insan ölümlerinin artarak devam etmesi, ülkemiz için gerçekten çok acı bir durumdur. Bu en geri kalmış ülkelerde bile rastlanmayan, Türkiye’ye özgü bir vurdum duymazlığın sonucudur. Burada bir hakkı teslim etmek gerekir ki, vaka sayısına göre, ölüm oranının % 5 lerde kalması, Türk tabiplerinin bir başarısıdır. Bu oran Dünyada ortalama % 30 civarındadır. Bu konuda önemli bir misyona sahip olan bir mesleğin mensupları olarak, sorunların çözümünde çaresiz kalmak biz veteriner hekimleri fazlasıyla üzmektedir. Bu nedenle, tüm veteriner hekimler olarak, bu sorunların çözümüne yeterli ilgiyi göstermeyen iktidarları protesto ediyoruz.
Tüm bu çalışmalar, veteriner halk sağlığı kapsamında ele alınan, ancak insan sağlığı açısından büyük önem taşıyan çalışmalardır. Ülkemizde bugün, veteriner halk sağlığı konusunda büyük bir zafiyet yaşanmaktadır. Bu nedenle, bu konularda, etkili bir mücadele ortaya konulamamaktadır.
KKKA Hastalığında en etkili mücadele yöntemlerinden biri de hayvanlarda yapılacak paraziter mücadeledir. Kenelerin üreme siklusları ve ilaçların etki mekanizmaları dikkate alınarak yapılacak olan program çerçevesinde uygulanacak paraziter mücadele ile kenelerin biyolojik üreme zinciri kırılmalıdır. Bu dönem içersinde kişisel korunma yöntemleri açısından vatandaşın bilinçlendirilmesi yönünde eğitim çalışmaları yapılmalıdır. Hastalığın tamamen eradikasyonu çok zor olmasına rağmen sadece yaban hayatıyla sınırlı hale getirilebilir.
Bunun dışında ortaya konulan hiçbir mücadele yönteminin kısa vade de istenilen etkiyi sağlaması mümkün değildir.
Tüm meraların ilaçlanması hem eko-sistemin bozulması, hem de çevre kirlenmesi açısından büyük bir zararlar verecektir. Bu güne kadar dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yapılmamıştır.
Bunun yanında, çözüm olarak ileri sürülen sülün, keklik ve karınca gibi hayvanların doğaya salınması da kısa dönemde çözüm getirmeyecektir. Ancak, hastalığı kontrol altına aldıktan sonra bu tür biyolojik mücadele yöntemleri, hastalığın tekrar yayılmasının önlenmesi için devreye sokulabilir.
Küresel ısınma ve eko-sistemin bozulması sonucu, her gün yeni hastalıklar ortaya çıkmakta ve halk sağlığını tehdit etmektedir. Buna karşılık Sağlık Bakanlığında Veteriner Halk Sağlığı Dairesi kaldırılmıştır.
Doğal yaban hayattan sorumlu Çevre ve Orman Bakanlığında konuyla ilgili çok sınırlı sayıda veteriner hekim görev yapmaktadır. Oysa, KKKA hastalığının ve birçok zoonoz karakterli salgın hastalığın kaynağı yaban hayatıdır.
KKKA hastalığının ve bugün yaşanan veteriner halk sağlığı ile ilgili diğer sorunların çözümü ile gelecekte benzer sorunların yaşanmaması için, koruyucu veteriner hekimliği ön plana çıkartan, etkili ve güçlü bir veteriner hizmetleri ve gıda güvenliği yapısının oluşturulması zorunludur.
Bu yapılırken, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çevre Bakanlığı ve Belediyeler, multidisipliner bir çalışma sistemi oluşturarak birlikte hareket etmek zorundadırlar.
Bu arada, bildiğiniz gibi, Biz, Türk Veteriner Hekimleri; Ülkemizin Hayvan sağlığından sorumlu tek yetkili mesleğin mensuplarıyız. Bu nedenle, KKKA Hastalığı yanında hayvanlardan ve hayvansal gıdalardan insanlara geçen 200’den fazla zoonoz hastalıkla (Tüberküloz, Bruselloz, Kuduz, Şarbon, Deli Dana, Kuş Gribi, vs.) mücadele emek ve hayvansal gıdaların sağlıklı, güvenilir gıdalar halinde tüketime sunulmasını sağlamakla yükümlüyüz.
Bilindiği gibi, insan enfeksiyonlarının % 60 dan fazlası hayvan ve hayvansal gıdalara dayanmaktadır. Bu nedenle, gelişmiş tüm dünya ülkelerinde Veteriner Hizmetleri birincil derecede öneme sahip bir hizmet sektörü olarak ele almış ve değerlendirilmiştir. AB mevzuatının % 25 den fazlasının veteriner hizmetleri ile ilgili olması, bunun önemli göstergelerinden biridir. Ülkemizde 1985 yılından bu yana bir Veteriner İşleri Genel Müdürlüğün olmaması, mevcut ve geçmiş hükümetlerin böyle önemli bir konuya ne kadar duyarsız olduğunu göstermektedir. Halbuki günümüzde insan sağlığının korunması için hayvanların sağlıklı olması ve hayvanlardan elde edilen ürünlerin tüketicilere sağlıklı olarak ulaştırılması temel bir sağlık konsepti olarak kabul edilmektedir.
Bizim temel felsefemiz, aynı çevreyi kullanan insan, hayvan ve bitkilerin yaşam haklarının kutsal olduğudur. Buradan hareketle, çevre ve hayvan haklarının da savunucusu ve koruyucusuyuz.
Bizler, 5 yıl gibi uzun ve zor bir eğitim süreci sonunda mezun olan, çoğu zaman ahır, mezbaha vs. gibi koşullarda, hastalık riski altında çalışan bir mesleğin mensuplarıyız. Türk Veteriner Hekimlerinin, Sığır Vebasını eradikasyonu ve Kuş Gribine karşı yaptıkları mücadele Dünya’ya örnek olarak sunulmaktadır. Aldığımız yoğun eğitime, ağır sorumluluk ve çalışma koşullarına rağmen meslek gurupları içersinde özlük hakları itibarıyla en fazla mağdur edilen meslek grubuyuz. Kamuda çalışan meslektaşlarımız, lise mezunu memurlar seviyesinde maaş almaktadırlar. Bakanlıklar nezdinde iki yıldan fazla süredir yapmış olduğumuz tüm girişimler sonuçsuz kalmıştır.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nda Sağlık Bakanlığı’nda, Çevre ve Orman Bakanlığı’nda ve Belediyelerde oluşturulan yanlış teşkilat yapısı, yanlış mevzuat ve uygulamalar nedeniyle; hayvancılığımızı, hayvan sağlığını, çevre sağlığını, gıda güvenliğini ve halk sağlığını tehlikeye atan, adaletsiz ve düşük maaş sistemi ile meslektaşlarımızı açlığa mahkum eden AKP iktidarını son bir kez daha uyarıyoruz.
Kamuoyunun bilgisine saygılarımla arz ederim.
Dr. Mehmet ALKAN
Türk Veteriner Hekimleri Birliği
Merkez Konseyi Başkanı
Dr. Mehmet Alkan’ın Basın Toplantısı
15 Temmuz 2008
HALKIMIZIN SAĞLIĞI
KENELERİN İNSAFINA TERK EDİLDİ
Gün geçmiyor ki, kamuoyunu paniğe sevk eden ve strese sokan büyük bir halk sağlığı problemi ortaya çıkmasın.
Son yıllarda, Sığır Vebası ile başlayan, Deli Dana, Kuş Gribi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı gibi zoonoz hastalıklar ile hayvansal ürünlerde ilaç ve hormon kalıntıları gibi gıda güvenliği problemleri, halk sağlığını tehlikeye sokmuş ve kamuoyunu paniğe sevk etmiştir. Bunu sonucu, vatandaşlarımız bazı hayvansal gıdalara kuşkuyla bakmaya başlamıştır. KKKA hastalığı nedeniyle ise pikniğe gidemez, yaylaya çıkamaz, hatta parka gitmeye korkar olmuştur. KKKA Hastalığı, 2002 yılından bu yana vatandaşın korkulu rüyası haline gelmiştir. Bu güne kadar 2312 kişi bu hastalığa yakalanmış, maalesef 123 kişi de hayatını kaybetmiştir.
YIL VAKASAYISI ÖLÜMSAYISI
2002 - 2003 133 6
2004 249 13
2005 166 13
2006 438 27
2007 717 33
2008 Haziran 492 33
Toplam 2312 123
KKKA hastalığında, 6 yıl gibi uzun bir süredir insan ölümlerinin artarak devam etmesi, ülkemiz için gerçekten çok acı bir durumdur. Bu en geri kalmış ülkelerde bile rastlanmayan, Türkiye’ye özgü bir vurdum duymazlığın sonucudur. Burada bir hakkı teslim etmek gerekir ki, vaka sayısına göre, ölüm oranının % 5 lerde kalması, Türk tabiplerinin bir başarısıdır. Bu oran Dünyada ortalama % 30 civarındadır. Bu konuda önemli bir misyona sahip olan bir mesleğin mensupları olarak, sorunların çözümünde çaresiz kalmak biz veteriner hekimleri fazlasıyla üzmektedir. Bu nedenle, tüm veteriner hekimler olarak, bu sorunların çözümüne yeterli ilgiyi göstermeyen iktidarları protesto ediyoruz.
Tüm bu çalışmalar, veteriner halk sağlığı kapsamında ele alınan, ancak insan sağlığı açısından büyük önem taşıyan çalışmalardır. Ülkemizde bugün, veteriner halk sağlığı konusunda büyük bir zafiyet yaşanmaktadır. Bu nedenle, bu konularda, etkili bir mücadele ortaya konulamamaktadır.
KKKA Hastalığında en etkili mücadele yöntemlerinden biri de hayvanlarda yapılacak paraziter mücadeledir. Kenelerin üreme siklusları ve ilaçların etki mekanizmaları dikkate alınarak yapılacak olan program çerçevesinde uygulanacak paraziter mücadele ile kenelerin biyolojik üreme zinciri kırılmalıdır. Bu dönem içersinde kişisel korunma yöntemleri açısından vatandaşın bilinçlendirilmesi yönünde eğitim çalışmaları yapılmalıdır. Hastalığın tamamen eradikasyonu çok zor olmasına rağmen sadece yaban hayatıyla sınırlı hale getirilebilir.
Bunun dışında ortaya konulan hiçbir mücadele yönteminin kısa vade de istenilen etkiyi sağlaması mümkün değildir.
Tüm meraların ilaçlanması hem eko-sistemin bozulması, hem de çevre kirlenmesi açısından büyük bir zararlar verecektir. Bu güne kadar dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yapılmamıştır.
Bunun yanında, çözüm olarak ileri sürülen sülün, keklik ve karınca gibi hayvanların doğaya salınması da kısa dönemde çözüm getirmeyecektir. Ancak, hastalığı kontrol altına aldıktan sonra bu tür biyolojik mücadele yöntemleri, hastalığın tekrar yayılmasının önlenmesi için devreye sokulabilir.
Küresel ısınma ve eko-sistemin bozulması sonucu, her gün yeni hastalıklar ortaya çıkmakta ve halk sağlığını tehdit etmektedir. Buna karşılık Sağlık Bakanlığında Veteriner Halk Sağlığı Dairesi kaldırılmıştır.
Doğal yaban hayattan sorumlu Çevre ve Orman Bakanlığında konuyla ilgili çok sınırlı sayıda veteriner hekim görev yapmaktadır. Oysa, KKKA hastalığının ve birçok zoonoz karakterli salgın hastalığın kaynağı yaban hayatıdır.
KKKA hastalığının ve bugün yaşanan veteriner halk sağlığı ile ilgili diğer sorunların çözümü ile gelecekte benzer sorunların yaşanmaması için, koruyucu veteriner hekimliği ön plana çıkartan, etkili ve güçlü bir veteriner hizmetleri ve gıda güvenliği yapısının oluşturulması zorunludur.
Bu yapılırken, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çevre Bakanlığı ve Belediyeler, multidisipliner bir çalışma sistemi oluşturarak birlikte hareket etmek zorundadırlar.
Bu arada, bildiğiniz gibi, Biz, Türk Veteriner Hekimleri; Ülkemizin Hayvan sağlığından sorumlu tek yetkili mesleğin mensuplarıyız. Bu nedenle, KKKA Hastalığı yanında hayvanlardan ve hayvansal gıdalardan insanlara geçen 200’den fazla zoonoz hastalıkla (Tüberküloz, Bruselloz, Kuduz, Şarbon, Deli Dana, Kuş Gribi, vs.) mücadele emek ve hayvansal gıdaların sağlıklı, güvenilir gıdalar halinde tüketime sunulmasını sağlamakla yükümlüyüz.
Bilindiği gibi, insan enfeksiyonlarının % 60 dan fazlası hayvan ve hayvansal gıdalara dayanmaktadır. Bu nedenle, gelişmiş tüm dünya ülkelerinde Veteriner Hizmetleri birincil derecede öneme sahip bir hizmet sektörü olarak ele almış ve değerlendirilmiştir. AB mevzuatının % 25 den fazlasının veteriner hizmetleri ile ilgili olması, bunun önemli göstergelerinden biridir. Ülkemizde 1985 yılından bu yana bir Veteriner İşleri Genel Müdürlüğün olmaması, mevcut ve geçmiş hükümetlerin böyle önemli bir konuya ne kadar duyarsız olduğunu göstermektedir. Halbuki günümüzde insan sağlığının korunması için hayvanların sağlıklı olması ve hayvanlardan elde edilen ürünlerin tüketicilere sağlıklı olarak ulaştırılması temel bir sağlık konsepti olarak kabul edilmektedir.
Bizim temel felsefemiz, aynı çevreyi kullanan insan, hayvan ve bitkilerin yaşam haklarının kutsal olduğudur. Buradan hareketle, çevre ve hayvan haklarının da savunucusu ve koruyucusuyuz.
Bizler, 5 yıl gibi uzun ve zor bir eğitim süreci sonunda mezun olan, çoğu zaman ahır, mezbaha vs. gibi koşullarda, hastalık riski altında çalışan bir mesleğin mensuplarıyız. Türk Veteriner Hekimlerinin, Sığır Vebasını eradikasyonu ve Kuş Gribine karşı yaptıkları mücadele Dünya’ya örnek olarak sunulmaktadır. Aldığımız yoğun eğitime, ağır sorumluluk ve çalışma koşullarına rağmen meslek gurupları içersinde özlük hakları itibarıyla en fazla mağdur edilen meslek grubuyuz. Kamuda çalışan meslektaşlarımız, lise mezunu memurlar seviyesinde maaş almaktadırlar. Bakanlıklar nezdinde iki yıldan fazla süredir yapmış olduğumuz tüm girişimler sonuçsuz kalmıştır.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nda Sağlık Bakanlığı’nda, Çevre ve Orman Bakanlığı’nda ve Belediyelerde oluşturulan yanlış teşkilat yapısı, yanlış mevzuat ve uygulamalar nedeniyle; hayvancılığımızı, hayvan sağlığını, çevre sağlığını, gıda güvenliğini ve halk sağlığını tehlikeye atan, adaletsiz ve düşük maaş sistemi ile meslektaşlarımızı açlığa mahkum eden AKP iktidarını son bir kez daha uyarıyoruz.
Kamuoyunun bilgisine saygılarımla arz ederim.
Dr. Mehmet ALKAN
Türk Veteriner Hekimleri Birliği
Merkez Konseyi Başkanı