Alınganlık/etki-tepki/insan
Bireyler çeşitli olgu,olay,düşünce ve davranış şekillerine ?aktif/pasif- karşı yine aktif ya da pasif şekilde bir tepki gösterirler. Alınganlık da bir tepkidir ve sosyolojik içeriğe sahiptir.
Alınganlık, ikili ya da çoklu ilişkilerde genel olarak hoş-görülmesi beklenen bir olguya,oluşa,davranışa,düşünceye ve eyleme kişinin kendisi ile ilgili olmamasına karşın, olguyu kendisi ile doğrudan ilişkilendirerek tavır sergilemesine verilen bir tanımdır; aynı zamanda bir değerlendirmedir de...
Alınganlık çoğu zaman şüphecilik ve güvensizlik ile karıştırılmaktadır. Örneğin bir kişi yanındaki kişi ile konuştuğu bir sıra ?bu gün hava çok bulutlu? dediğinde karşısındakinin ?sen bana ördek mi demek istiyorsun? şeklinde bir sonuç çıkartması ?ki ona göre hava bulutlu olunca yağmur yağar sonra göl olur ve gölde de ördek yüzer- bir alınganlık değildir. Burada şüphecilik ve güvensizlik duyguları egemendir. Havanın bulutlu olması ile ördek sonucunu çıkartan kişi karşısındakinin açıklamalarının altında kötü-niyet aramaktadır. Dolayısı ile gösterdiği tepki alınganlık değil şüpheciliktir.
Alınganlık genel ve özel olarak iki şekilde ortaya çıkar.
Düşüncelerin açıklandığı çoklu bir ortamda açıklayan kişiyi de bağladığı halde ?oku oku adam ol baban gibi.....olma? ? ki, üç noktayı ?aptal? olma şeklinde doldurmak için boş bıraktım, çünkü hiçbir canlının diğerini aşağılaması bire hak ediş olamaz ve ayrıca eşeğin ne kadar üretken bir canlı olduğunu da vurgulayarak belirtmek içindir- şeklindeki açıklama karşısında bir kişinin bu sözleri kendi üzerine alınması genel alınganlığa bir örnek teşkil eder. Ancak ortam ve özel anlatım şekilleri ile bir ?imalı? yüklenim yapılmış ise gösterilen tepki genel değil özel bir alınganlık şeklinde değerlendirilecektir.
Özel alınganlık, genelde ikili ilişkilerde yaşanır. Kişi karşısındaki kişiden beklediği olumlu ya da olumsuz bir tavır gösterilmediğinde buna tepki gösterecektir ki burada varsa eğer özel alınganlık türü ortaya çıkar. Bir etki olmadığı halde tepki gösterilmiş ise özel alınganlık türü ortaya çıkmış demektir.
Genel alınganlık içinde ortaya çıkan özel alınganlık şekli ile özel alınganlığa neden olunmuş ise artık burada bir ?etki? den söz etmek gerekecektir. Sıkça kullanılan ?alınganlık gösteriyorsun? şeklindeki değerlendirmelerin altında haksız olan ?etkisel? davranışın gizlenerek haklı olan ?tepkisel? davranış yargılanabilmektedir. Altında yatan düşünce ise ?ben hiçbir şey yapmadım oysa sen tepki göstermekle bana haksızlık yapmaktasın? şeklinde bir düşüncedir. Bu ayrıca iki yönlü bir yargılamadır ve hem tepkiyi haksızlaştırmaktadır ve hem de etkiyi gizleyerek masumlaştırmaktadır. Her ?etki? karşı bir ?tepki? yi doğurur. ?Tepki? nin olduğu yerde mutlaka bir ?etki? de aranmalıdır. Öyle ise salt tepki değil etki-de yargılama alanına alınmalıdır. Tepkiye neden olan kişi ?etki?sini gördüğü sürece haklı/haksız fark etmez karşısındakini önemsemiş olacağından alınganlık yaşanmayacaktır.
Demokratik kültür temelde insanı anlama ve empati yaparak hoş-görme anlayışına dayanır. Katlanmak hoş-görü değildir. İnsanı anlamak onu görmek demektir; insanı görmek yanlışa sür-git onay vermek değildir. Yanlış yanlıştır ve düzeltilebilir ki doğru denilmekle doğrultulamaz da...
Her şey sevgiyle başlar, insanı anlamakla, doğayı kucaklamakla çoğalır. Çoğu kez bize karşı alıngan davrandığını düşündüğümüz kişilerin neden böyle davrandıklarını empati yaparak araştırdığımızda kendimizde de hatalı yönler bulacağımızdan eminim. ?Alınganlık gösteriyorsun ? demek ?özel alınganlık türü için- kişinin kendi ?etki?sini gizlemesinden başka bir şey değildir. Bu tavır da aslında cesaret eksikliğinden ileri gelen anti-demokratik bir sapmadır.
30 Eylül 2007, Küçüksu
Demokratik Kültür Serisi
Alınganlık, ikili ya da çoklu ilişkilerde genel olarak hoş-görülmesi beklenen bir olguya,oluşa,davranışa,düşünceye ve eyleme kişinin kendisi ile ilgili olmamasına karşın, olguyu kendisi ile doğrudan ilişkilendirerek tavır sergilemesine verilen bir tanımdır; aynı zamanda bir değerlendirmedir de...
Alınganlık çoğu zaman şüphecilik ve güvensizlik ile karıştırılmaktadır. Örneğin bir kişi yanındaki kişi ile konuştuğu bir sıra ?bu gün hava çok bulutlu? dediğinde karşısındakinin ?sen bana ördek mi demek istiyorsun? şeklinde bir sonuç çıkartması ?ki ona göre hava bulutlu olunca yağmur yağar sonra göl olur ve gölde de ördek yüzer- bir alınganlık değildir. Burada şüphecilik ve güvensizlik duyguları egemendir. Havanın bulutlu olması ile ördek sonucunu çıkartan kişi karşısındakinin açıklamalarının altında kötü-niyet aramaktadır. Dolayısı ile gösterdiği tepki alınganlık değil şüpheciliktir.
Alınganlık genel ve özel olarak iki şekilde ortaya çıkar.
Düşüncelerin açıklandığı çoklu bir ortamda açıklayan kişiyi de bağladığı halde ?oku oku adam ol baban gibi.....olma? ? ki, üç noktayı ?aptal? olma şeklinde doldurmak için boş bıraktım, çünkü hiçbir canlının diğerini aşağılaması bire hak ediş olamaz ve ayrıca eşeğin ne kadar üretken bir canlı olduğunu da vurgulayarak belirtmek içindir- şeklindeki açıklama karşısında bir kişinin bu sözleri kendi üzerine alınması genel alınganlığa bir örnek teşkil eder. Ancak ortam ve özel anlatım şekilleri ile bir ?imalı? yüklenim yapılmış ise gösterilen tepki genel değil özel bir alınganlık şeklinde değerlendirilecektir.
Özel alınganlık, genelde ikili ilişkilerde yaşanır. Kişi karşısındaki kişiden beklediği olumlu ya da olumsuz bir tavır gösterilmediğinde buna tepki gösterecektir ki burada varsa eğer özel alınganlık türü ortaya çıkar. Bir etki olmadığı halde tepki gösterilmiş ise özel alınganlık türü ortaya çıkmış demektir.
Genel alınganlık içinde ortaya çıkan özel alınganlık şekli ile özel alınganlığa neden olunmuş ise artık burada bir ?etki? den söz etmek gerekecektir. Sıkça kullanılan ?alınganlık gösteriyorsun? şeklindeki değerlendirmelerin altında haksız olan ?etkisel? davranışın gizlenerek haklı olan ?tepkisel? davranış yargılanabilmektedir. Altında yatan düşünce ise ?ben hiçbir şey yapmadım oysa sen tepki göstermekle bana haksızlık yapmaktasın? şeklinde bir düşüncedir. Bu ayrıca iki yönlü bir yargılamadır ve hem tepkiyi haksızlaştırmaktadır ve hem de etkiyi gizleyerek masumlaştırmaktadır. Her ?etki? karşı bir ?tepki? yi doğurur. ?Tepki? nin olduğu yerde mutlaka bir ?etki? de aranmalıdır. Öyle ise salt tepki değil etki-de yargılama alanına alınmalıdır. Tepkiye neden olan kişi ?etki?sini gördüğü sürece haklı/haksız fark etmez karşısındakini önemsemiş olacağından alınganlık yaşanmayacaktır.
Demokratik kültür temelde insanı anlama ve empati yaparak hoş-görme anlayışına dayanır. Katlanmak hoş-görü değildir. İnsanı anlamak onu görmek demektir; insanı görmek yanlışa sür-git onay vermek değildir. Yanlış yanlıştır ve düzeltilebilir ki doğru denilmekle doğrultulamaz da...
Her şey sevgiyle başlar, insanı anlamakla, doğayı kucaklamakla çoğalır. Çoğu kez bize karşı alıngan davrandığını düşündüğümüz kişilerin neden böyle davrandıklarını empati yaparak araştırdığımızda kendimizde de hatalı yönler bulacağımızdan eminim. ?Alınganlık gösteriyorsun ? demek ?özel alınganlık türü için- kişinin kendi ?etki?sini gizlemesinden başka bir şey değildir. Bu tavır da aslında cesaret eksikliğinden ileri gelen anti-demokratik bir sapmadır.
30 Eylül 2007, Küçüksu
Demokratik Kültür Serisi