Boşanmaya mukabil tazminat ve temyiz
Merhaba;
5 ay evli kaldıktan sonra, önceleri eşimin iş düzensizliği, sonradan da özel araçlar ve tanımadığım adamlarla geç saatlerde eve gidiş gelişinden ötürü tartıştık. O gece evden ayrılacağını beyan etti, annesi babası gelip aldı. Çocuğumuz yok.
Boşanma davasını Şubat 2007 de o açtı. Nafaka talep etmedi, sadece takılarını ve 10.000 YTL manevi tazminat istedi. Çeyiz eşyalarını ve beyaz eşyaların bir kısmını istedi. Ben de ondan 10 gün sonra karşı dava açarak 15.000 YTL manevi tazminat istedim. Sonra avukatlarımız aracılığıyla imzaladığımız protokole müteakip tüm taleplerimizden vazgeçtiğimizi beyan eden dilekçeyi dosyaya sunduk. Mahkeme gününe 10 gün kala hediye iadesiyle eşimden geri aldığım telefonunda yeni tanıştığı birine attığı sevgi dolu mesajları, işyerindeki bazı erkek arkadaşlarına da evli bir kadına yakışmayacak açıklıkta mesajlar gönderdiğini tespit ettim. Mahkemeye bunları sunarak, dilekçemin aksine sadece manevi tazminat talebimi yineledim. O da sadece tazminat talebini yineledi.
Sonra süreç başladı.. şahitler dinlendi. Kendisinin şahitleri hep yakın akrabaları idi. Benimkiler ise gerçekten olaylara şahit olanlar... Gece geç saatlerde tanımadığım kişilerin araçlarıyla eve geldiği şahitlerce de söylendi. Hatta babasının, benim bir akrabam vasıtasıyla haber göndererek bu konuyu örtbas edelim, davayı kapatalım dediği de belirtildi.
Bu arada başka bir kamu davasında şöyle bir karar çıktı: Evden ayrıldığı gece benim söylediğim "bu eve beyazlar içinde girdin, tekrar beyazlar içinde çıkarsın" cümlesi yüzünden tek celsede "ölümle tehdit suçundan" hüküm giydim. Bu kararı temyiz etmiş olmama rağmen kendileri boşanma mahkemesine delil olarak sundu. İlgili mahkeme talebe cevap vermediğinden yine ben kendi avukatım aracılığıyla bu davanın karar yazısını aile mahkemesine sundum. Amacım bir an önce boşanma sürecini tamamlamaktı.
Delil sunma ve şahitlerin dinlenmesi aşamaları tamamlandı. Kendisine şahit olarak yazılan babası dahi mahkemeye gelmediği için bir sonraki celseye jandarma ile getirildi, dinletilmedi, ben de ısrar etmedim.
En son celseye kendisi katılmadı. Hakim benim sunduğum (kendisinin başka erkeklere attığı) mesajların gönderildiği numaralardan kimlik bilgilerinin tespiti için GSM operatörlerine yazı yazılmasını talep etti. Yani dava sıkıcı bir biçimde tekrar uzadı.
İlk celse Mart 2007de görülmüştü. Benim açtığım ve onun açtığı davalar birleştirildi. Yakın tarihte bir sonraki celse görülecek.
Bu konudaki uzman arkadaşlarımızdan öğrenmek istediğim:
1-) Davanın sonucu yaklaşık olarak ne olur?
2-) Dava sonucunda herhangi bir tarafa boşanma kararı ile birlikte tazminat hakkı doğarsa sadece tazminatın temyiz edilerek boşanmanın kesinleştirilmesi mümkün müdür?
3-) Bir sonraki celsede karşılıklı olarak tazminat taleplerimizi geri çekersek sonuç ne olur?
İlginize ve yardımınıza teşekkür ederim.
5 ay evli kaldıktan sonra, önceleri eşimin iş düzensizliği, sonradan da özel araçlar ve tanımadığım adamlarla geç saatlerde eve gidiş gelişinden ötürü tartıştık. O gece evden ayrılacağını beyan etti, annesi babası gelip aldı. Çocuğumuz yok.
Boşanma davasını Şubat 2007 de o açtı. Nafaka talep etmedi, sadece takılarını ve 10.000 YTL manevi tazminat istedi. Çeyiz eşyalarını ve beyaz eşyaların bir kısmını istedi. Ben de ondan 10 gün sonra karşı dava açarak 15.000 YTL manevi tazminat istedim. Sonra avukatlarımız aracılığıyla imzaladığımız protokole müteakip tüm taleplerimizden vazgeçtiğimizi beyan eden dilekçeyi dosyaya sunduk. Mahkeme gününe 10 gün kala hediye iadesiyle eşimden geri aldığım telefonunda yeni tanıştığı birine attığı sevgi dolu mesajları, işyerindeki bazı erkek arkadaşlarına da evli bir kadına yakışmayacak açıklıkta mesajlar gönderdiğini tespit ettim. Mahkemeye bunları sunarak, dilekçemin aksine sadece manevi tazminat talebimi yineledim. O da sadece tazminat talebini yineledi.
Sonra süreç başladı.. şahitler dinlendi. Kendisinin şahitleri hep yakın akrabaları idi. Benimkiler ise gerçekten olaylara şahit olanlar... Gece geç saatlerde tanımadığım kişilerin araçlarıyla eve geldiği şahitlerce de söylendi. Hatta babasının, benim bir akrabam vasıtasıyla haber göndererek bu konuyu örtbas edelim, davayı kapatalım dediği de belirtildi.
Bu arada başka bir kamu davasında şöyle bir karar çıktı: Evden ayrıldığı gece benim söylediğim "bu eve beyazlar içinde girdin, tekrar beyazlar içinde çıkarsın" cümlesi yüzünden tek celsede "ölümle tehdit suçundan" hüküm giydim. Bu kararı temyiz etmiş olmama rağmen kendileri boşanma mahkemesine delil olarak sundu. İlgili mahkeme talebe cevap vermediğinden yine ben kendi avukatım aracılığıyla bu davanın karar yazısını aile mahkemesine sundum. Amacım bir an önce boşanma sürecini tamamlamaktı.
Delil sunma ve şahitlerin dinlenmesi aşamaları tamamlandı. Kendisine şahit olarak yazılan babası dahi mahkemeye gelmediği için bir sonraki celseye jandarma ile getirildi, dinletilmedi, ben de ısrar etmedim.
En son celseye kendisi katılmadı. Hakim benim sunduğum (kendisinin başka erkeklere attığı) mesajların gönderildiği numaralardan kimlik bilgilerinin tespiti için GSM operatörlerine yazı yazılmasını talep etti. Yani dava sıkıcı bir biçimde tekrar uzadı.
İlk celse Mart 2007de görülmüştü. Benim açtığım ve onun açtığı davalar birleştirildi. Yakın tarihte bir sonraki celse görülecek.
Bu konudaki uzman arkadaşlarımızdan öğrenmek istediğim:
1-) Davanın sonucu yaklaşık olarak ne olur?
2-) Dava sonucunda herhangi bir tarafa boşanma kararı ile birlikte tazminat hakkı doğarsa sadece tazminatın temyiz edilerek boşanmanın kesinleştirilmesi mümkün müdür?
3-) Bir sonraki celsede karşılıklı olarak tazminat taleplerimizi geri çekersek sonuç ne olur?
İlginize ve yardımınıza teşekkür ederim.