Youtube'u kapatmak
11 Mayıs 2008 günlü Radikal'de Haluk Şahin'in internet ve youtube"ü kapatmakla ilgili yazısı ilginç.
Kötü imajımız ve Gül’ün payı
Cumhurbaşkanı Abdulah Gül, bir yabancı gazeteye yaptığı açıklamada, Türkiye’nin bir imaj sorunu olduğunu kabul etmiş. Bunu daha çok AKP’nin kapatılmasıyla ilgili dava bağlamında söylediği anlaşılıyor.
Bir Batı ülkesinden yeni dönmüş biri olarak söyleyeyim: Yabancılar bu davayı anlamakta gerçekten zorluk çekiyorlar. Tıpkı biz anlatmakta güçlük çektiğimiz gibi...
Ancak, anlamakta zorluk çektikleri ve imajımızı zedeleyen bir sürü başka şey var: Ve bunların bazılarında Gül’ün de payı olduğu söylenebilir.
Örneğin, Youtube adlı internet sitesinin zırt pırt kapatılması. Türkiye gibi demokrasi olduğunu iddia eden ve hatta AB’ye tam üyelik için müzakereler yürüten bir ülkede böyle bir şeyin nasıl olabileceğini kesinlikle anlamıyorlar. Çin, Sudan, Suudi Arabistan ve İran gibi sansürcü ülkeler arasında Türkiye’nin nasıl bulunabileceğini kesinlikle kavrayamıyorlar.
Kavrayamıyorlar, çünkü bu türden sansürün tam bir mantıksızlık örneği olduğunu biliyorlar. Ve Türkiye gibi demokratik tartışma ortamı olması gereken bir ülkede bu kadar saçma bir şeye nasıl izin verilebildiğini havsalalarına sığdıramıyorlar.
Düşünebiliyor musunuz, on binlerce sayfalık bir ansiklopedinin bir maddesinde geçen bir cümleyi beğenmediğiniz için, diyelim Britannica Ansiklopedisi’ni, ve hatta tüm ansiklopedileri yasaklıyorsunuz!
Ya da, raflarında bulunan salakça bir kitap yüzünden bir kütüphaneyi, hatta tüm kütüphaneleri kapatıyorsunuz!
Birilerinin onu oraya, sırf sizden bu tepkiyi alarak kendinizi rezil etmenizi beklediği için koyduğunu bile bile kapatıyorsunuz!
Üstelik, yalnızca kendi çocuklarınıza kapatıyorsunuz. Bu arada başkalarının çocukları o kütüphaneden (ya da ansiklopediden) gece gündüz yararlanmaya devam ediyorlar.
Dahası, sizin kapatma kararınız nedeniyle, aslında kimsenin suratına bakmayacağı pespaye sitenin trafiği artıyor. Onun reklamını yapmış oluyorsunuz.
Ve yabancı medyada o haber: Türkler Youtube’ü gene kapattı.
Hangi Türkler mi? Hani o en ünlü yazarlarını, gazetecilerini, fikir adamlarını saçma sapan nedenlerle hapse atmaya meraklı olan Türkler var ya, onlar tabii...
Adamların kafasındaki olumsuz çerçevenin içini böylece doldurmuş oluyorsunuz.
Buyurun size imaj sorunu...
Bilmiyorum, sayın Gül Dışişleri Bakanı ve milletvekili iken internete sansürü kolaylaştıran 5651 nolu yasaya muhalefet edenler arasında mıydı?
Değil idiyse, Türkiye’nin kötü imajındaki payı, AKP’yi kapatmaya çalışanlardan daha az değildir.
Hatta daha fazladır: Çünkü dünyada Türkiye’nin Youtube’ü yasakladığını bilenlerin sayısı AKP’yi kapatmaya çalıştığı bilenlerden katbekat fazladır!
Kötü imajımız ve Gül’ün payı
Cumhurbaşkanı Abdulah Gül, bir yabancı gazeteye yaptığı açıklamada, Türkiye’nin bir imaj sorunu olduğunu kabul etmiş. Bunu daha çok AKP’nin kapatılmasıyla ilgili dava bağlamında söylediği anlaşılıyor.
Bir Batı ülkesinden yeni dönmüş biri olarak söyleyeyim: Yabancılar bu davayı anlamakta gerçekten zorluk çekiyorlar. Tıpkı biz anlatmakta güçlük çektiğimiz gibi...
Ancak, anlamakta zorluk çektikleri ve imajımızı zedeleyen bir sürü başka şey var: Ve bunların bazılarında Gül’ün de payı olduğu söylenebilir.
Örneğin, Youtube adlı internet sitesinin zırt pırt kapatılması. Türkiye gibi demokrasi olduğunu iddia eden ve hatta AB’ye tam üyelik için müzakereler yürüten bir ülkede böyle bir şeyin nasıl olabileceğini kesinlikle anlamıyorlar. Çin, Sudan, Suudi Arabistan ve İran gibi sansürcü ülkeler arasında Türkiye’nin nasıl bulunabileceğini kesinlikle kavrayamıyorlar.
Kavrayamıyorlar, çünkü bu türden sansürün tam bir mantıksızlık örneği olduğunu biliyorlar. Ve Türkiye gibi demokratik tartışma ortamı olması gereken bir ülkede bu kadar saçma bir şeye nasıl izin verilebildiğini havsalalarına sığdıramıyorlar.
Düşünebiliyor musunuz, on binlerce sayfalık bir ansiklopedinin bir maddesinde geçen bir cümleyi beğenmediğiniz için, diyelim Britannica Ansiklopedisi’ni, ve hatta tüm ansiklopedileri yasaklıyorsunuz!
Ya da, raflarında bulunan salakça bir kitap yüzünden bir kütüphaneyi, hatta tüm kütüphaneleri kapatıyorsunuz!
Birilerinin onu oraya, sırf sizden bu tepkiyi alarak kendinizi rezil etmenizi beklediği için koyduğunu bile bile kapatıyorsunuz!
Üstelik, yalnızca kendi çocuklarınıza kapatıyorsunuz. Bu arada başkalarının çocukları o kütüphaneden (ya da ansiklopediden) gece gündüz yararlanmaya devam ediyorlar.
Dahası, sizin kapatma kararınız nedeniyle, aslında kimsenin suratına bakmayacağı pespaye sitenin trafiği artıyor. Onun reklamını yapmış oluyorsunuz.
Ve yabancı medyada o haber: Türkler Youtube’ü gene kapattı.
Hangi Türkler mi? Hani o en ünlü yazarlarını, gazetecilerini, fikir adamlarını saçma sapan nedenlerle hapse atmaya meraklı olan Türkler var ya, onlar tabii...
Adamların kafasındaki olumsuz çerçevenin içini böylece doldurmuş oluyorsunuz.
Buyurun size imaj sorunu...
Bilmiyorum, sayın Gül Dışişleri Bakanı ve milletvekili iken internete sansürü kolaylaştıran 5651 nolu yasaya muhalefet edenler arasında mıydı?
Değil idiyse, Türkiye’nin kötü imajındaki payı, AKP’yi kapatmaya çalışanlardan daha az değildir.
Hatta daha fazladır: Çünkü dünyada Türkiye’nin Youtube’ü yasakladığını bilenlerin sayısı AKP’yi kapatmaya çalıştığı bilenlerden katbekat fazladır!