Sayın yyln benim kafamı kurcalayan bir sorun var.Sayın Fırat Bayındırdan da görüş bekliyorum.Bağkur sanırım 2003'ten sonra geriye dönük ödemeleri artık kabul etmiyor.Bu hüküm bana sanki Bağkurun da bir çeşit İsteğe Bağlı sigortaya döndüğünüdüşündürmeye başladı.Örneğin bugün Bağkura kaydolan ve primini ödemeyen bir vatandaş 5 yıl sonra borçlanmada bulunabilir mi?Bulunamazsa isteğe bağlılığı iptal edilir mi?
Birde aslında kafamda olan sorulardan biri emekli sandığı, ssk ve bağkurdaki mevzuatların çelişkisi nedeni ile Babası ve eşi SSKlı olan hem dul hem de yetim bir bayan çifte maaş alamazken.Emekli sandığından Babasından, SSK dan da eşinden maaş alan kişilere karşı bir yasa hazırlığı var mı.Ve bu uygulama Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı değil mi.
Başlamışken birde Anayasa Mahkemesi kararında yurtdışı sigortalıların kesin dönüş yaptıktan sonra 2 yıl içinde borçlanmaları ile ilgili kanun numarasını hatırlayamıyorum ancak maddesi 3 olmalı kesin dönüş sözcüğünü kaldırdı.
SSK nında bunun üzerine bir genelgesi var.Aşağıya alıyorum
Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararının yayımlandığı tarihte yurtdışında çalışmakta olanlar ile daha sonra yurtdışında çalışacak olanlar yurtdışında iken ya da yurda döndükten sonra durumlarına uygun sosyal güvenlik kuruluşuna başvurarak borçlanabileceklerdir. Bunlardan müracaat süresi koşulu aranmayacaktır.
25.04.2003 (dahil) ve daha sonraki bir tarihteki talebi esas alınarak sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle sosyal güvenlik kanunlarına göre malullük ya da yaşlılık sigortasından kısmi aylık bağlanmış olanlar ile bağlanacak olanlar da müracaat süresi aranmaksızın yurtdışı hizmet borçlanması yapabileceklerdir.
Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararında, yurda kesin dönüş yaptıkları halde 2 yıl içerisinde yurtdışı hizmet borçlanması ile ilgili yazılı istekte bulunmayanların da yurtdışı hizmetlerini borçlanabileceklerine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediğinden 24.04.2001 (dahil) tarihinden önce yurda kesin dönüş yaptıkları halde, 2 yıllık süre içerisinde yurtdışı hizmet borçlanması müracaatında bulunmayanların yurtdışı hizmet borçlanma istekleri kabul edilmeyecektir.
Diğer taraftan, Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararında haksahiplerinin müracaat süresi ile ilgili yeni bir düzenlemeye gidilmemiş ancak, 4958 sayılı Kanunun 56 ncı maddesiyle değişik 3201 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ile haksahiplerinin de müracaat süresi aranmaksızın yurtdışı hizmet borçlanması yapabilmelerine olanak sağlanmıştır.
Bu nedenle, yurtdışında çalışırken 06.08.2003 (dahil) tarihinden sonra ölenlerin haksahipleri durumlarına uygun sosyal güvenlik kuruluşuna başvurarak borçlanabileceklerdir. 05.08.2001 (dahil) ölenlerin haksahiplerinin yurtdışı hizmet borçlanma talepleri kabul edilmeyecektir.
06.08.2001 (dahil) – 05.08.2003 (dahil) tarihleri arasında ölenlerin haksahipleri ölüm tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde müracaat etmeleri koşulu ile yurtdışı hizmet borçlanması hakkından yararlanabileceklerdir.
Ardından gelen bir genelge;
Bu itibarla; 25.04.2003 tarihinden önce yurda kesin dönüş yaptıkları halde iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde yurtdışı hizmet borçlanması isteğinde bulunmayarak borçlanma hakkını yitirenlerin yeniden yurtdışında çalışmaları halinde eski hizmetlerini 3201 sayılı Kanuna göre borçlanmaları mümkün değildir.
İlgili son genelge ise
http://www.ssk.gov.tr/sskBilgiBankas...201_043656.doc