Kolluk Güçlerinin Orantýlý /Orantýsýz! Güç Kullanýmý

Yere düþen ya da yerde oturan bir eylemciye vurup geçmek ne kadar orantýlýdýr? Orantý kaça kaçtýr? ! Ülke polislerinin büyük bir kýsmýný tek bir ile yýðmak ne kadar orantýlýdýr?:) Ýzin verilmiþ alanlarda bile (Sýhhiye gibi) Eylemcilere müdahale etmek ne kadar orantýlýdýr? Bir sendikanýn Genel Merkezini ablukaya almak, sabahýn ilk saatlerinden itibaren gaz bombalarýyla ortamý doldurmak, olayla ilgisi dahi olmayan insanlara ya da itiraz edenlere þiddet uygulamak peki?

Orantýlý güç kadar orantýlý zeka da kullanýyor muyuz??? Mecliste bir milletvekilimizin söylediði bu sözü burda alýntýlýyorum.. Çok hoþuma gitti zira:)

Nedir bunun ölçüsü??

Toplumsal olaylarda elbet düzeni saðlamak için güç kullanýmý söz konusudur ancak bunun bir ölçüsü olmalý..

Ýzafiyet teorisine göre herþey görecelidir. Orantý, matematikte gerçek bir deðerdir. 1/10 da bir orantýr, 1/1 de orantýdýr. Hatta 1/100000000 dahi bir orantýdýr. Esas olan orantýnýn neresinde bulunduðundur.

Ýzafiyet Teorisine göre alalým o zaman. Toplumsal olaylarda kullanýlmaz, bulduðunuz yerde polise teslim ediniz ibareli gaz bombalarýnýn toplumsal olaylarda kullanýlmasý kaça kaç orantýdýr?

Daha az bir güçle bastýrýlabilecek bir eyleme gereðinden çok güç kullanmak, yerde yatanýn yüzüne tekme atmak eylemleri bu oranýn %kaça kaç :) olmasý gerektiðini düþündürüyor..

Ýnsan haliyle merak ediyor. :rolleyes:

Her yýl yeniden yaþanýr. Sokak ortasýnda amacý sadece tepkisini koymak ve hak savunusu olan insanlar hoyratça tartaklanýr.

Oysa ki o kolluk gücü biliyordur ki , o izin alýnmýþ ve tamamen yasal gösteride tartakladýðý kiþiler onun da haklarýnýn mücadelesini vermiþlerdir, veriyorlardýr. Sendikal kazanýmlar sendikalý ve sendikasýzlara ayrý ayrý uygulanmýyor çünkü..

1 mayýslar insanca yaþam ve çalýþma yaþamýndaki sosyal ve ekonomik haklarýn kazanýmýna dönük bir özel gün olarak algýlanmalý. Ne provakatif söylemlere izin verilmeli, ne de amacýný aþan ölçüde insanlara hoyrat davranýlmamalý..

denge.. her yerde denge.. güç kullanýmýnda da denge..

DÝSK in genel binasýna hapsedilip çýkmasý engellenenler, ÖDP nin kapýsýnda tartaklananlar ve açýk alanda kullanýlmasý zorunlu gaz bombalarýnýn binalarýn içine, acil servislere atýlmasý, itiraz eden hemþirelerin, görevini yapan gazetecilerin tartaklanmasý, sokaktan geçen vatandaþýn kitlesel harekete katýlmýþ olarak algýlandýðý için ki bu nasýl oluyor ?insanlar eylemlere ne zamandan beri alýþveriþ çantalarýyla katýlýyor bilinmez:) ayýrdedilmeksizin tartaklanmasý.. ve daha ötesi artýk kaçmaya bile mecali kalmamýþ ve besbelli önceki geçenlerce tartaklanmýþ kaldýrýmda oturan eylemcinin!! geçerken suratýna böðrüne neresine gelirse bir tekme atýlýp geçilme zorunluluðu!! nasýl bir bakýþ açýsý nasýl bir görev anlayýþýdýr anlamak zor..

konu oranlý güç kullanýmý..

elbette devlet bu tür kitlesel olaylarda olaylarý kontrol altýna alabilmek için güç kullanacaktýr. bu konuda zaten sorun yok.. size taþ atana çiçek atma 1960 lý yýllarda kaldý ki o zaman bile çiçek çocuklarda iþe yaramadý. ancak bahsettiðim olaylarda müdahale edenlerin içindeki o hýrs, o þiddete meyil, yeri geldiðinde baþlarýndaki þeflerinin bile sizi burda istemiyorum diye kovduðu görevlilerin yaklaþýmý ve en önemlisi de bunca insanýn gördüðü görüntülere raðmen sorumlularýn " kayda deðer bir þey olmadan kutlanmýþtýr" açýklamalarý insaný ister istemez düþündürüyor..hatta güldürüyor..

gülüyoruz aðlanacak hallerimize..

Yunanistandaki olaylarýn da özü bu. Orantýsýz güç kullanýmý konusu çerçevesinde tartýþýlabileceðini düþünüyorum..

Yunanistan günlerdir 16 yaþýndaki bir genç eylemcinin ardýndan tepkisini dile getiriyor ancak ülkemizde bu tip olaylarda nedense suskun kalýyoruz. bu bizim demokrasi kültürümüzden ya da kültürsüzlüðümüzden mi kaynaklanýyor bilemiyorum.

Bizde bu tip pek çok vaka oldu. Bundan ötürü ülkemiz hatta Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesinde tazminat ödemeye de mahkum edildi. Dur ihtarýna uymayan gençler, çocuklar, ya da karakolda sorgu sýrasýnda kendini aþaðýya atanlar! öldüresiye dövüldüðü ispatlananlar, demokratik bir tepki olan eylemlerde üzerlerine göz yaþartýcý ya da biber gazý atýlanlar oldu.

Peki beni korumakla görevli olan ve yetkisi sadece eylemi en makul þekilde bastýrýp sukuneti saðlamakla sýnýrlý olan , benim ödediðim vergilerle maaþý verilen kolluk güçlerinin bana bu þekilde orantýsýz güç kullanýmýný sineye mi çekmeliyim vatandaþ olarak?

Kolluk kuvvetlerinin orantýsýz güç kullanýmý konusunda yeterince eðitim almamaýþ ve toplum psikolojisinden haberdar olmayan, belki de dürtüleriyle o an karþýsýndakini insan olarak görmemek gibi bir bakýþ açýsý olabilir mi?

Ve bu koþullarda kolluk güçlerinin güç kullanýmýný sýnýrlandýran mevzuat ne durumdadýr? Yoksa amirin takdirine mi býrakýlmýþtýr ya da gösterinin seyrine?

O an çok aykýrý olaylar oluyordur. Belki baþýnýza taþlar atýlýyordur. Belki bölücü faaliyetler söz konusudur. Tamam. Ancak hukuk ne için? Kolluk gücünün görevi sanýðý hukuka teslim etmek ve delil toplamakla sýnýrlý deðil midir? O halde bu tür güç kullanýmý bir nevi suçluya cezasýnýn anýnda verilmesi gibi algýlanabilirse çok fazla da ilkel deðil midir?

Üniversitenin kapýsýnda eylemcileri hýnçla bekleyen etten duvarlar olarak gördüðümüz kolluk gücünün orda olmasý belki güven veriyor olabilir ancak hoþ da görünmediðini burada eklemeliyim..

Mehmet Y. Yýlmaz 13.12.2008/HÜRRÝYET

Kimseyi uyku tutmayacak!

EMNÝYET Genel Müdürü Oðuz Kaan Köksal, Milliyet'e verdiði söyleþide þöyle konuþtu: "Polis birisini yanlýþlýkla vurursa iki gece uyuyamýyorum."

Bu doðruysa, Köksal'ýn geçmiþte gerçekten çok uykusuzluk çektiðini söyleyebiliriz.

Ve korkarým ki bu uykusuzluk hali gelecekte de devam edecek.

Aytekin Arnavutoðlu, 23 yaþýnda bir gençti. Hálá o yaþta ve hep öyle kalacak. Çünkü 11 Mayýs 2006 tarihinde sivil bir araçtaki, sivil bir polis tarafýndan vurularak öldürüldü. Tanýklar, polisin "dur ihtarý" yapmadýðýný belirtiyorlar.

Sanýk polis "olasý kasýt altýnda adam öldürmekten" önce müebbet hapis cezasýna çarptýrýldý. Sonra deðiþen kanunlar sayesinde cezasý 4 yýl 2 aya indirildi. Þimdi dava temyizde! Kararý elbette baðýmsýz yargý verecek, o konuda þimdilik bir þey söyleyemem. Ama bildiðimiz þey, söz konusu polis memurunun hálá görevinin baþýnda olduðu.

Benzer þekilde uyduruk gerekçelerle adam öldüren diðer meslektaþlarý gibi.

Yani sizin anlayacaðýnýz, hiçbirimizi uyku tutmayacak.

Emniyet Genel Müdürü, polisleri durduk yerde adam öldürdüðü için olay baþýna iki gün uyuyamayacak.

Bizler de "bir karanlýk sokakta, polis dur der de duymazsam baþýma ne gelecek" diye uyuyamayacaðýz