Türkiyedeki Hukuksuzluklar
Artık gazete haberleri ve köşe yazılarında sürekli bir hukuksuzluk haberi okur olduk. Bu nasıl çözülecek diye düşünüyor insan. Haşim Kılıç`ın açıklamaları da şimşek çaktırıyor beynimizde… “Meclis yargı üyelerini seçmeli” açıklaması… aslında çok doğru. Çünkü bir sürü örnek dava çıkmaya başladı karşımıza hukuksuzluk örnekleriyle ün salan… Bunlardan en şaşırtıcısı ve yıllardır devam edeni de Bilim Araştırma Vakfı Davası.
Davayla İlgili bir haberden kısmen alıntı yaptım örnek olsun diye buyurun inceleyelim:
Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin kararına ve gerekçe olarak kullandığı İstanbul 3. DGM'nin 12.09.2003 tarihli gerekçeli görevsizlik kararına göre davamızda TCK’nin 313. maddesine göre yargılama yapılması gerekir. Bu durumda dava, 03.06.2005 tarihinde zaman aşımına girmiştir. TCK 313. madde kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kesinleşmiş olan bu davanın düştüğü açıkça görülmektedir. Bu karar çok aleni ve çok açık olduğu için, şu anda Türkiye’de, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi hakimleri dışında, bunun aksini söyleyen tek bir hukukçu, tek bir uzman ya da profesör yoktur.
Fakat Yargıtay’ın bu kararına rağmen hukuka uygun olmayan bir biçimde yargılama devam etmektedir. O zaman 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne şu soruları soruyoruz?
1- İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin kararını kabul etmekte midir?
2- İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin kararında gerekçe olarak kullandığı İstanbul 3. DGM'nin gerekçeli görevsizlik kararında yargılamanın TCK 313. maddeden yapılması gerektiğini söylediğinin farkında mıdır?
3- O zaman, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılamaya TCK 313. madde üzerinden devam etmesi gerektiğinin ve buna göre de zamanaşımının dolduğunun farkında mıdır?
4- Bu şartlar altında, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, BAV Davası’nda hangi kanun maddesinde yargılama yapıyor?
Bu hususların tespiti için müfettiş görevlendirilmesini talep ediyoruz.
Daha bunun gibi birçok haber çıkıyor basın açıklaması yapılıyor ve deniliyorki: “ Biz suçumuzun ne olduğunu bilmiyoruz, neden yargılandığımızı da bilmiyoruz” Fakat bu açıklamaların üzerine hiçbir cevap gelmemesi ilginç. Suç yok ,zamanaşımı var fakat yargı devam ediyor. Bütün bunlar ne zaman son bulur. Bu karmaşa nasıl aşılır. Bernze şeylerle bizde karşılaşırmıyız? Hukukçular bununla ne kadar ilgilebiyor?
Davayla İlgili bir haberden kısmen alıntı yaptım örnek olsun diye buyurun inceleyelim:
Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin kararına ve gerekçe olarak kullandığı İstanbul 3. DGM'nin 12.09.2003 tarihli gerekçeli görevsizlik kararına göre davamızda TCK’nin 313. maddesine göre yargılama yapılması gerekir. Bu durumda dava, 03.06.2005 tarihinde zaman aşımına girmiştir. TCK 313. madde kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kesinleşmiş olan bu davanın düştüğü açıkça görülmektedir. Bu karar çok aleni ve çok açık olduğu için, şu anda Türkiye’de, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi hakimleri dışında, bunun aksini söyleyen tek bir hukukçu, tek bir uzman ya da profesör yoktur.
Fakat Yargıtay’ın bu kararına rağmen hukuka uygun olmayan bir biçimde yargılama devam etmektedir. O zaman 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne şu soruları soruyoruz?
1- İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin kararını kabul etmekte midir?
2- İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin kararında gerekçe olarak kullandığı İstanbul 3. DGM'nin gerekçeli görevsizlik kararında yargılamanın TCK 313. maddeden yapılması gerektiğini söylediğinin farkında mıdır?
3- O zaman, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılamaya TCK 313. madde üzerinden devam etmesi gerektiğinin ve buna göre de zamanaşımının dolduğunun farkında mıdır?
4- Bu şartlar altında, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, BAV Davası’nda hangi kanun maddesinde yargılama yapıyor?
Bu hususların tespiti için müfettiş görevlendirilmesini talep ediyoruz.
Daha bunun gibi birçok haber çıkıyor basın açıklaması yapılıyor ve deniliyorki: “ Biz suçumuzun ne olduğunu bilmiyoruz, neden yargılandığımızı da bilmiyoruz” Fakat bu açıklamaların üzerine hiçbir cevap gelmemesi ilginç. Suç yok ,zamanaşımı var fakat yargı devam ediyor. Bütün bunlar ne zaman son bulur. Bu karmaşa nasıl aşılır. Bernze şeylerle bizde karşılaşırmıyız? Hukukçular bununla ne kadar ilgilebiyor?