Hukuk siyasileşti mi acaba?!!!
Bu aralar özgürlükçü liberal arkadaşların diline pelesenk olan veciz sözümüz şu: "HUKUK SİYASİLEŞTİ"
İran İslam Cumhuriyeti... Şeriat Hukuku hakimdir. Hadi orada, kız ve erkek kardeşlerin babalarının mirasından eşit pay alacağını karara bağlayan bir İslam Hukukçusu bulun.
İngiltere... Ortak Hukuk hakimdir. Hadi orada yerleşmiş içtihadın (o içtihadın ta Magna Carta'dan bu yana nasıl geliştiğini düşünün bu arada) dışına çıkan bir hakim bulun...
Alın size iki farklı ülke ve iki farklı hukuk anlayışı, buna Kara Avrupası Hukuk Sistemini veya Pozitivist Hukuk Sistemlerini de ekleyelim.
Evet hukuk, kaynağını içinde bulunduğu hukuki sistemi dikkate alarak içinde olduğu toplumda varsa Anayasa'dan, içtihattan, gelenek görenekten ve etik ilkelerden alır. Her ülkenin hukuku o ülkenin kurucu ilkeleri çerçevesinde şekillenir. O ülkede hukukun hangi sistem içerisinde yer aldığı, demokratik veya evrensel olup olmadığı tartışılabilir ancak Devletin kurucu ilkeleri üzerine inşaa edilmiş hukukun siyasi olduğunu söylemek eğer bu siyasetten sayılıyorsa, o kurucu ilkelere siyaseten karşı olunduğunun örtülü beyanıdır.
Hukuk ile hukukçu ayrı şeylerdir ve birbirine karıştırılmamalıdır. İçinde bulunulan toplumun hukuk anlayışı ki; bu, o toplumun kurucu Anayasası veya temel ilkeleri ile şekillenmiştir, hukukçunun görevi taraf olarak o ilkeleri savunmaktır ve hatta kişisel bağlamda öyle olmadığına inansa da savunmaktır. Hukukçular arasında yapılan ankette Devleti mi savunursun yoksa hukuku mu sorusunun sorulması abesle iştigaldir. Çünkü hukukçu mevcut hukuk sisteminin öngördüğü hukuk normları içerisinde kalmak kaydıyla hukuku yapan Devleti (kurucu ilkelerini) savunmakla mükelleftir. Bunun bireyi Devlete karşı savunmamakla ilgisi yoktur.
Ülkemiz, Kara Avrupası Hukuku sistemini örnek almış ve uygulamaktadır. Anayasamızda varolan bazı maddelerin evrensel demokrasi ile ne derece örtüşüp örtüşmediği tartışılabilir. Ancak kurucu ilkelerin demokrasiyle örtüşmediği, renksiz kokusuz?!!! bir Anayasa yapılması gerektiği beyanı daha ayrı birşeydir. Anayasamızda sosyal devlete vurgu yapılırken eşitlikçi demokrasi ön plana çıkarılmaya çalışılmıştır. Liberal demokrasilerde ise "eşitlikçilik" değil, "özgürlükçülük" ön plandadır. Bu aslında iktisadi bir tercihin ilanından başka birşey değildir, daha iyi demokrasi anlamına gelmez.
"Türkiye Cumhuriyeti ......................demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir" şeklinde ve değiştirilemez hükümle ortaya konan Anayasa ortada dururken hukukçunun değilse bile siyasetçinin aksini savunması ancak şöyle bir yolla olabilir:
Demokrasi ne demek bunu bir sorgulamak lazım... "Demokrasi çoğunluğun (salt çoğunluk olmasa bile aldığı oy yüzdesi itibarıyla) azınlığa tahakkümüdür."
Laik ne demek bir sorgulamak lazım... "Devlet laik olur, kişiler laik olamaz."
Sosyal devlet ne demek bir sorgulamak lazım.... "Genel anlamda eşitsizlikleri gidermedik ama eşitlik adına?!!! başkalarının vergilerinden yaratılan kaynakla ulufe dağıtmayı becerebiliyoruz."
Hukuk siyasileşti, hukuk ne demek bir sorgulamak lazım... "Biz aslında Devletin kurucu ilkelerine karşıyız ama bunu açıktan dile getiremediğimiz için "eşitlikçi hukuku" değil de "özgürlükçü liberal hukuku" şimdilik savunuyor görünüyoruz, aslında bize dokunamayacağınız başka bir hukuk sistemine yelken açmayı istiyoruz.""
E tamam biz de yedik , çok beklersiniz.
İran İslam Cumhuriyeti... Şeriat Hukuku hakimdir. Hadi orada, kız ve erkek kardeşlerin babalarının mirasından eşit pay alacağını karara bağlayan bir İslam Hukukçusu bulun.
İngiltere... Ortak Hukuk hakimdir. Hadi orada yerleşmiş içtihadın (o içtihadın ta Magna Carta'dan bu yana nasıl geliştiğini düşünün bu arada) dışına çıkan bir hakim bulun...
Alın size iki farklı ülke ve iki farklı hukuk anlayışı, buna Kara Avrupası Hukuk Sistemini veya Pozitivist Hukuk Sistemlerini de ekleyelim.
Evet hukuk, kaynağını içinde bulunduğu hukuki sistemi dikkate alarak içinde olduğu toplumda varsa Anayasa'dan, içtihattan, gelenek görenekten ve etik ilkelerden alır. Her ülkenin hukuku o ülkenin kurucu ilkeleri çerçevesinde şekillenir. O ülkede hukukun hangi sistem içerisinde yer aldığı, demokratik veya evrensel olup olmadığı tartışılabilir ancak Devletin kurucu ilkeleri üzerine inşaa edilmiş hukukun siyasi olduğunu söylemek eğer bu siyasetten sayılıyorsa, o kurucu ilkelere siyaseten karşı olunduğunun örtülü beyanıdır.
Hukuk ile hukukçu ayrı şeylerdir ve birbirine karıştırılmamalıdır. İçinde bulunulan toplumun hukuk anlayışı ki; bu, o toplumun kurucu Anayasası veya temel ilkeleri ile şekillenmiştir, hukukçunun görevi taraf olarak o ilkeleri savunmaktır ve hatta kişisel bağlamda öyle olmadığına inansa da savunmaktır. Hukukçular arasında yapılan ankette Devleti mi savunursun yoksa hukuku mu sorusunun sorulması abesle iştigaldir. Çünkü hukukçu mevcut hukuk sisteminin öngördüğü hukuk normları içerisinde kalmak kaydıyla hukuku yapan Devleti (kurucu ilkelerini) savunmakla mükelleftir. Bunun bireyi Devlete karşı savunmamakla ilgisi yoktur.
Ülkemiz, Kara Avrupası Hukuku sistemini örnek almış ve uygulamaktadır. Anayasamızda varolan bazı maddelerin evrensel demokrasi ile ne derece örtüşüp örtüşmediği tartışılabilir. Ancak kurucu ilkelerin demokrasiyle örtüşmediği, renksiz kokusuz?!!! bir Anayasa yapılması gerektiği beyanı daha ayrı birşeydir. Anayasamızda sosyal devlete vurgu yapılırken eşitlikçi demokrasi ön plana çıkarılmaya çalışılmıştır. Liberal demokrasilerde ise "eşitlikçilik" değil, "özgürlükçülük" ön plandadır. Bu aslında iktisadi bir tercihin ilanından başka birşey değildir, daha iyi demokrasi anlamına gelmez.
"Türkiye Cumhuriyeti ......................demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir" şeklinde ve değiştirilemez hükümle ortaya konan Anayasa ortada dururken hukukçunun değilse bile siyasetçinin aksini savunması ancak şöyle bir yolla olabilir:
Demokrasi ne demek bunu bir sorgulamak lazım... "Demokrasi çoğunluğun (salt çoğunluk olmasa bile aldığı oy yüzdesi itibarıyla) azınlığa tahakkümüdür."
Laik ne demek bir sorgulamak lazım... "Devlet laik olur, kişiler laik olamaz."
Sosyal devlet ne demek bir sorgulamak lazım.... "Genel anlamda eşitsizlikleri gidermedik ama eşitlik adına?!!! başkalarının vergilerinden yaratılan kaynakla ulufe dağıtmayı becerebiliyoruz."
Hukuk siyasileşti, hukuk ne demek bir sorgulamak lazım... "Biz aslında Devletin kurucu ilkelerine karşıyız ama bunu açıktan dile getiremediğimiz için "eşitlikçi hukuku" değil de "özgürlükçü liberal hukuku" şimdilik savunuyor görünüyoruz, aslında bize dokunamayacağınız başka bir hukuk sistemine yelken açmayı istiyoruz.""
E tamam biz de yedik , çok beklersiniz.