Demokrasisini seven kovboylar
Son günlerde bir demokrasi sevgisidir ki memlekette demeyin gitsin. Hangi kapıyı, pencereyi (windows) açsanız demokrasi fışkırttırılıyor.
Bu yoklukta demokrasiyi boşa harcamayın, idareli kullanın diyeceğim, Kaz Dağları'nı altın için Ferhat gibi delenler, bu da "Ergenekon'un Çevre Kolu Başkanı" diyecekler. Allahtan memlekette demokrasiden evvel hukuk var da günümüzün Ferhatları tamamen duygusal nedenlerle çıktıkları bu dağları delemeden şimdilik dağ aşağı edilebiliyorlar.
Bizim demokratlarda demokrasi adına ne ulvi düşünceler var bir bilseniz.
Mesela, demokrasi adına Devleti minimize edelim diyorlar, bu yönde önemli adımlar attıkları da kesin. Devleti değilse bile Devlete kaynak yaratan işletmeleri birer birer elden çıkardılar, o işletmelerin çalışanlarının önemli bir kısmı da işsiz kaldı ama olsun, onlar için paketlenmiş kömür ve bulgurlar var bizim demokraside. Demokrasi önemli şey, istihdama gelmez...
Devlet dediğin bir kuru toprak parçası, içmeye ayranı olmayanların, güzelim sahillerden verecekleri birazcık kuru toprak, 2B derken verecek birazcık orman alanı da var neyse ki.
Sağlığı da özelleştirdik demokrat demokrat… Ey ahali herkes nüfus cüzdanı ile muayene olacak... Genel Sağlık Sigortası Katkı Payı mı, o da ne ola ki ? Memleketin % 50'si kayıtdışı çalışıp, kalanlar da gerçek ücretinden gösterilmezken mezar taşları "hepimiz emekliyiz" diye slogan atıyor. Vaad edileni uygulamada bulamayan hasta yakınları, doktor telefatına girişiyorlar. Olsun varsın, kalan sağ hastalar şimdilik bizimdir, ne de olsa bir gün her fani ölümü tadacaktır...
Sorulduğunda Çanakkale Savaşı’nı Kars – Erzurum dolaylarında olmuş bitmiş bilen lise öğrencilerimiz var ama dağdaki eğitimsiz çoban bizim demokrasiden hiç alınmıyor. Babasının saymayı ve artık bakmayı unuttuğu çocuklarından birisi olan çoban, doğru söyleyen bir sarışın güzele heeeyt be ne diyon “köylü milletin efendisidir” diye dava açmaya kalkıyor . Ne de olsa ülkede hukuk var, mahkeme var. Çok çocuk öneren, kömür veren eller ovuşturmaktan , verdikleri kömüre çıra oluyor.
Türbanlarımız renk renk ama bizim demokrasinin özlemi, varsa yoksa renksiz, kokusuz bir Anayasaya sahip olmak, öyle olursa evrensel demokrat olacakmışız. Öyle diyor bizim demokrasinin kovboyları.
Demokrasimizin eşitlik anlayışı muhteşem... Önüne porsiyon edilenler arasından bir vekil seçebilen 30.000 kişiye karşın, 60.000 kişinin bir vekili seçemediği de oluyor.
Manzarayı umumiyeye göre demokraside son moda; hukuk bizim demokrasiye uymazsa, hukuku bizim demokrasiye uyduralım savaşları...
Ne diyeyim? Allahtan bizim demokratlar henüz hayvansever olmadılar, yoksa vay atımızın haline...
Bu yoklukta demokrasiyi boşa harcamayın, idareli kullanın diyeceğim, Kaz Dağları'nı altın için Ferhat gibi delenler, bu da "Ergenekon'un Çevre Kolu Başkanı" diyecekler. Allahtan memlekette demokrasiden evvel hukuk var da günümüzün Ferhatları tamamen duygusal nedenlerle çıktıkları bu dağları delemeden şimdilik dağ aşağı edilebiliyorlar.
Bizim demokratlarda demokrasi adına ne ulvi düşünceler var bir bilseniz.
Mesela, demokrasi adına Devleti minimize edelim diyorlar, bu yönde önemli adımlar attıkları da kesin. Devleti değilse bile Devlete kaynak yaratan işletmeleri birer birer elden çıkardılar, o işletmelerin çalışanlarının önemli bir kısmı da işsiz kaldı ama olsun, onlar için paketlenmiş kömür ve bulgurlar var bizim demokraside. Demokrasi önemli şey, istihdama gelmez...
Devlet dediğin bir kuru toprak parçası, içmeye ayranı olmayanların, güzelim sahillerden verecekleri birazcık kuru toprak, 2B derken verecek birazcık orman alanı da var neyse ki.
Sağlığı da özelleştirdik demokrat demokrat… Ey ahali herkes nüfus cüzdanı ile muayene olacak... Genel Sağlık Sigortası Katkı Payı mı, o da ne ola ki ? Memleketin % 50'si kayıtdışı çalışıp, kalanlar da gerçek ücretinden gösterilmezken mezar taşları "hepimiz emekliyiz" diye slogan atıyor. Vaad edileni uygulamada bulamayan hasta yakınları, doktor telefatına girişiyorlar. Olsun varsın, kalan sağ hastalar şimdilik bizimdir, ne de olsa bir gün her fani ölümü tadacaktır...
Sorulduğunda Çanakkale Savaşı’nı Kars – Erzurum dolaylarında olmuş bitmiş bilen lise öğrencilerimiz var ama dağdaki eğitimsiz çoban bizim demokrasiden hiç alınmıyor. Babasının saymayı ve artık bakmayı unuttuğu çocuklarından birisi olan çoban, doğru söyleyen bir sarışın güzele heeeyt be ne diyon “köylü milletin efendisidir” diye dava açmaya kalkıyor . Ne de olsa ülkede hukuk var, mahkeme var. Çok çocuk öneren, kömür veren eller ovuşturmaktan , verdikleri kömüre çıra oluyor.
Türbanlarımız renk renk ama bizim demokrasinin özlemi, varsa yoksa renksiz, kokusuz bir Anayasaya sahip olmak, öyle olursa evrensel demokrat olacakmışız. Öyle diyor bizim demokrasinin kovboyları.
Demokrasimizin eşitlik anlayışı muhteşem... Önüne porsiyon edilenler arasından bir vekil seçebilen 30.000 kişiye karşın, 60.000 kişinin bir vekili seçemediği de oluyor.
Manzarayı umumiyeye göre demokraside son moda; hukuk bizim demokrasiye uymazsa, hukuku bizim demokrasiye uyduralım savaşları...
Ne diyeyim? Allahtan bizim demokratlar henüz hayvansever olmadılar, yoksa vay atımızın haline...