İlhan Selçuk ve Doğu Perinçek Gözaltında
Ergenekon soruşturmasında şok bir gelişme yaşandı. Cumhuriyet Gazetesi başyazarı İlhan Selçuk ve İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu gözaltına alındı. Ankara'da gözaltına alınan Perinçek uçakla İstanbul'a getirildi
İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel, polisin partinin İstanbul İl Başkanlığı ile Ulusal Kanal'da arama yaptığını bildirdi.
Önsel, İstiklal Caddesi'nde bulunan il başkanlığında yaptığı basın açıklamasında, polisin sabah saat 04.00-04.30 sıralarında İP, Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisinin İstanbul ve Ankara'daki merkezlerine eş zamanlı olarak operasyon düzenlendiğini söyledi.
Erkan Önsel, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever'in gözaltına alındığını ifade etti.
Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya da, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk ile iş adamı İbrahim Benli, eski İÜ rektörü Prof Dr. Kemal Alemdaroğlu, Aydınlık Dergisi Genel Yayın YÖnetmeni Serhan Bolluk, Perinçek'in koruması Yusuf Beşerik, gazeteci Adnan Akfırat'ın da gözaltına alındığını öne sürdü.
Akkaya, Perinçek, İlsever ve Selçuk'un evlerine polisin eş zamanlı baskın yapıldığını öne sürerek, polisin Ulusal Kanal ve il başkanlığı binasında belgeler ve bilgisayarlar üzerinde incelemelerinin sürdüğünü kaydetti.
Bu arada, İP İstanbul İl Başkanlığı ve Ulusal Kanal'ın bulunduğu binanın önünde çok sayıda polis güvenlik önlemi aldı
İlhan Şelçuk'un gözaltına alınmasına neden olan köşe yazısı...
RTE, XIV'üncü Louis mi?..
Geçenlerde (14.03.2008) bu köşede "Sonra Oturup Ağlamasınlar" başlığı altında bir yazı yayımlandı...
Ne diyorduk?..
"Gün geçtikçe gelişip yoğunlaşan iletişim teknolojisi bizde neye hizmet ediyor ?..
İslamcılığın (İslamın değil) beş şartına...
Bir azgınlık.. bir azgınlık ki demeyin gitsin...
Neden bu azgınlık?..
İslamcılar -ılımlısı ve köktencisi- artık ülkeyi, belediyeleri, devleti, her şeyi ele geçirdiklerine inanıyorlar...
............................
AKP iktidarı belli hedefe doğru doludizgin yürüyor, yandaşları da içmeden sarhoş olmuşlar...
Ülke altüst...
Herkes birbirine soruyor:
- Ne olacak?..
Bu gidişle bir şeyler olacak...
Ama ben (...) şimdiden haber vereyim...
Bir şeyler olduğunda sonuç düşündükleri gibi çıkmazsa, oturup mazlum rolünde ağlamasınlar ... "
*
Birkaç gün sonra Yargıtay Başsavcısı AKP'yi kapatma davası açınca dinci ya da liboş gazetelerde yorumlar - haberler yayımlandı...
Dediler ki:
- İlhan Selçuk davadan haberliydi...
Geri zekâlılığın üst göstergesiydi bu tür yazılar...
Çünkü zaten iki ay önce Yargıtay Başsavcısı dava uyarısını yapmış, haber bütün gazetelerde yayımlanmıştı...
Peki, şimdi ne olacak?..
*
Başsavcı görevini yaptı, davayı açtı...
Davalı iktidar partisi ve iktidara bağlı medya kendinden geçmiş ve çıldırmış gibi...
AKP iktidarı hukuku, anayasayı, yasaları, Başsavcı'yı, yargıyı tepeleme savaşımının borularını durmadan üflüyor...
Ve herkes yine birbirine soruyor:
- Ne olacak?..
*
Ya anayasal hukuk işleyecek...
Ya da AKP iktidarının çılgınca gidişatıyla her şey birbirine girecek...
RTE yoksa hastalandı mı?..
14'üncü Louis edasıyla diyor ki:
"- Devlet benim..."
Başbakanın dengesizliği ortalığı allak bullak ediyor, sapla saman birbirine karışıyor, siyasetin karnı neredeyse burnuna değecek, hamilelik sancıları bir şeylere gebeliği pompalıyor...
Evet, bu gidişle bir şeyler olacak...
RTE 14'üncü Louis gibi 'devlet benim' dedikçe Türkiye'nin dengeye girmesi, ortalığın sakinleşmesi ve normalleşmesi olanaksız...
Ya RTE anayasaya ve yargıya 'sokaktaki adam' gibi saygı gösterecek...
Ya da 14'üncü Louis olmadığını RTE'ye anımsatacak ve öğretecek bir hesaplaşmaya hazırlıklı olalım...
Aklın bir başka yolu yok...
İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel, polisin partinin İstanbul İl Başkanlığı ile Ulusal Kanal'da arama yaptığını bildirdi.
Önsel, İstiklal Caddesi'nde bulunan il başkanlığında yaptığı basın açıklamasında, polisin sabah saat 04.00-04.30 sıralarında İP, Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisinin İstanbul ve Ankara'daki merkezlerine eş zamanlı olarak operasyon düzenlendiğini söyledi.
Erkan Önsel, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever'in gözaltına alındığını ifade etti.
Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya da, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk ile iş adamı İbrahim Benli, eski İÜ rektörü Prof Dr. Kemal Alemdaroğlu, Aydınlık Dergisi Genel Yayın YÖnetmeni Serhan Bolluk, Perinçek'in koruması Yusuf Beşerik, gazeteci Adnan Akfırat'ın da gözaltına alındığını öne sürdü.
Akkaya, Perinçek, İlsever ve Selçuk'un evlerine polisin eş zamanlı baskın yapıldığını öne sürerek, polisin Ulusal Kanal ve il başkanlığı binasında belgeler ve bilgisayarlar üzerinde incelemelerinin sürdüğünü kaydetti.
Bu arada, İP İstanbul İl Başkanlığı ve Ulusal Kanal'ın bulunduğu binanın önünde çok sayıda polis güvenlik önlemi aldı
İlhan Şelçuk'un gözaltına alınmasına neden olan köşe yazısı...
RTE, XIV'üncü Louis mi?..
Geçenlerde (14.03.2008) bu köşede "Sonra Oturup Ağlamasınlar" başlığı altında bir yazı yayımlandı...
Ne diyorduk?..
"Gün geçtikçe gelişip yoğunlaşan iletişim teknolojisi bizde neye hizmet ediyor ?..
İslamcılığın (İslamın değil) beş şartına...
Bir azgınlık.. bir azgınlık ki demeyin gitsin...
Neden bu azgınlık?..
İslamcılar -ılımlısı ve köktencisi- artık ülkeyi, belediyeleri, devleti, her şeyi ele geçirdiklerine inanıyorlar...
............................
AKP iktidarı belli hedefe doğru doludizgin yürüyor, yandaşları da içmeden sarhoş olmuşlar...
Ülke altüst...
Herkes birbirine soruyor:
- Ne olacak?..
Bu gidişle bir şeyler olacak...
Ama ben (...) şimdiden haber vereyim...
Bir şeyler olduğunda sonuç düşündükleri gibi çıkmazsa, oturup mazlum rolünde ağlamasınlar ... "
*
Birkaç gün sonra Yargıtay Başsavcısı AKP'yi kapatma davası açınca dinci ya da liboş gazetelerde yorumlar - haberler yayımlandı...
Dediler ki:
- İlhan Selçuk davadan haberliydi...
Geri zekâlılığın üst göstergesiydi bu tür yazılar...
Çünkü zaten iki ay önce Yargıtay Başsavcısı dava uyarısını yapmış, haber bütün gazetelerde yayımlanmıştı...
Peki, şimdi ne olacak?..
*
Başsavcı görevini yaptı, davayı açtı...
Davalı iktidar partisi ve iktidara bağlı medya kendinden geçmiş ve çıldırmış gibi...
AKP iktidarı hukuku, anayasayı, yasaları, Başsavcı'yı, yargıyı tepeleme savaşımının borularını durmadan üflüyor...
Ve herkes yine birbirine soruyor:
- Ne olacak?..
*
Ya anayasal hukuk işleyecek...
Ya da AKP iktidarının çılgınca gidişatıyla her şey birbirine girecek...
RTE yoksa hastalandı mı?..
14'üncü Louis edasıyla diyor ki:
"- Devlet benim..."
Başbakanın dengesizliği ortalığı allak bullak ediyor, sapla saman birbirine karışıyor, siyasetin karnı neredeyse burnuna değecek, hamilelik sancıları bir şeylere gebeliği pompalıyor...
Evet, bu gidişle bir şeyler olacak...
RTE 14'üncü Louis gibi 'devlet benim' dedikçe Türkiye'nin dengeye girmesi, ortalığın sakinleşmesi ve normalleşmesi olanaksız...
Ya RTE anayasaya ve yargıya 'sokaktaki adam' gibi saygı gösterecek...
Ya da 14'üncü Louis olmadığını RTE'ye anımsatacak ve öğretecek bir hesaplaşmaya hazırlıklı olalım...
Aklın bir başka yolu yok...