Alıntı:
hakime korutan rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Üyelermiz,bir süre önce 5728 sayılı kanunun231.mad.değişiklik ile gündeme gelen af diyebileceğimiz uygulamadan 3167 sayılı yasaya muhalefetten hükmolunan adli para cezasına çarptırılanların durumları hakkında ,özellikle profosyonel hukukçu arkadaşların görüşleri nelerdir?Ne tür yorumları olacaktır? Teşekkür eder saygılar sunarım.
- KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇLARINDA, 5560 SAYILI KANUN İLE DEĞİŞİK 5271 SAYILI CMK. nun 231. maddesinde düzenlenen HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI HÜKÜMLERİ UYGULANAMAZ.
Keza; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesinin koşullarından birisi olan “ suçun işlenmesiyle mağdurun uğradığı zararın tamamen giderilmesi (CMK. nun 231/6-c.)” halinde de, 3167 sayılı kanunun 16c. maddesine göre kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verilecektir. Kamu davasının ortadan kaldırılması kararı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararından daha lehe sonuç doğurmaktadır.
Sanırım bu karar size yardımcı olur.
10. Ceza Dairesi 2007/5010 E., 2007/8222 K.
• DAVANIN DÜŞMESİ
• HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI
• KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK
• 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 231 ]
• 3167 S. ÇEKLE ÖDEMELERİN DÜZENLENMESİ VE ÇEK HAMİLLERİN... [ Madde 16 ]
"İçtihat Metni"
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Mustafa'nın 3167 sayılı Kanun'un 16/1. maddesi uyarınca 80.000 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına İlişkin (Sultanbeyli İkinci Asliye Ceza Mahkemesi)'nin 19.07.2006gün ve 2005/51 esas, 2006/207 karar sayılı hükmünün infazı aşamasında, Sultanbeyli Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinde 5560 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının öngörülmesi nedeniyle, ilamın infaz edilip edilmeyeceği, edilmeyecekse bu hususta bir ek karar verilmesi yönündeki talebinin reddine dair aynı mahkemenin 08.01.2007 tarihli ve 2007/30 müteferrik sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin (Kartal Birinci Ağır Ceza Mahkemesi)'nin 18.01.2006tarihli ve 2007/78 müteferrik, 2007/77 müteferrik karar sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı'nın Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 05.03.2007 gün ve 11494 sayılı Kanun yararına bozma talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 26.03.2007 gün ve 2007/50723 sayılı tebliğnamesi ile dosya Dairemize gönderilmekle incelenip, gereği görüşülüp düşünüldü:
Kanun yararına bozma talebi ve tebliğnamede, "5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 5560 sayılı Kanunla değişik 231/5. maddesinde, sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan cezanın, bir yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası olması halinde mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceğinin, bu şekilde kurulan hükmün sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmayacağının belirtilmiş olması karşısında yapılan değişiklikle sanığa, suçun işlenmesi sonucu mağdurun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi olanağının tanındığı cihetle, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek anılan hükmünün bozulması istenmiştir.
3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'un amacı öncelikle çek hamillerinin korunması ve kayıtsız şartsız belli bir bedelin ödenmesi için havaleyi içermesi nedeniyle ekonomik hayatta önemli bir yere sahip çeke qüvenilirliği yani kamusal güveni sağlamaktır.
Söz konusu amacın bir gereği olarak, yargılamanın süratle sonuçlanıp, mağdurun alacağını bir an önce alabilmesi ve ceza yaptırımı ve kamunun ekonomik güvenliğinin sağlanabilmesi İçin, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'da öngörülen suçlara ve yargılama usulüne ilişkin hükümler, maddi hukuk kuralları yönünden 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'na göre ve kendine özgü usul hükümleri içermesi nedeniyle de 5271 sayılı CMK'ya göre özel hüküm niteliğini taşımaktadır.
3167 sayılı Kanun'da "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır
5560 sayılı Kanun ile 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesine eklenen, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kurallar incelendiğinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesinin" koşulunun yerine getirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, tüm koşulların yerine getirilmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının takdir edilmesi durumunda, anılan maddenin 8. fıkrası uyarınca sanığın 5 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verilecektir.
3167 sayılı Kanun'un 16c/2. maddesinde, "Dava açıldıktan sonra hüküm verilinceye kadar geçen süre içinde, çek tutarı veya karşılıksız kalan kısmı ile çek tutarına veya karşılıksız kalan kısmına ait yüzde onbeş tazminatın ve çekin ibrazından ödeme tarihine kadar geçen süre içinde 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesi halinde ceza davası düşer." hükmü öngörülmüş, ayrıca hüküm verildikten sonra kesinleşinceye kadar yada kesinleşmesinden sonra öngörülen ödemenin yapılması durumunda ceza davasının düşmesi ya da hükmün bütün cezai sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılmasına karar verileceği hükümlerine de aynı maddede yer verilmiştir.
Çekle ilgili alacağın icra kanalıyla ödenmesi veya şikayetçi ile anlaşma suretiyle çek aslının geri alındığının kanıtlanması durumlarında dahi, şikayetçinin yasal hamil sıfatının sona ermiş olması nedeniyle, kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerekmektedir.
3167 sayılı Kanun'un 16c maddesindeki sözü edilen düzenlemeye göre; çek bedeli, tazminatı ve gecikme zammının ödemesi ya da icra kanalıyla ödeme suretiyle gerçekleşen tazmin işlemi ya da şikayetçi ile anlaşarak çek aslının geri alınması durumlarında ceza davasının düşürülmesine karar verilecek ve böylelikle, sanığın devletle olan tüm cezai ilişkisi sona erecektir. Buna karşın hükmün açıklanmasının geri bırakılması durumunda, tazmin ile ceza davasının düşmesi sonucu doğmayacağı gibi, sadece ön koşullardan birisi yerine getirilmiş olacaktır; ayrıca sanık hakkında 5 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanması gibi ek bir yükümlülüğe de hükmedilecek ve denetim süresi içinde sanığın kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklayacaktır.
Bu durumda, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin sanığın aleyhine olduğu açıktır.
Belirtilen nedenlerle, incelemeye.konu itiraz mercii kararı yasaya uygun olduğundan, yerinde görülmeyen kanun yaranna bozma talebinin (REDDİNE), dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı makamına tevdiine, 02.07.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.